WI-FI nedir? yenir mi?

0
larweda
Son aylarda dünyada, özellikle Amerika'da iyice kızışan bir teknoloji wi-fi, wireless fidelity tanımının bir kısaltması. Wireless fidelity, kelime anlamıyla kablosuz gerçekçilik anlamına geliyor, aslıda yüksek kaliteli ses sistemlerine verilen isme (Hi-fi:high fidelity) gönderme yapılarak bu isim kullanılmış. Aslında IEEE 802.11b şeklinde anılan bir standartın daha insancıl bir karşılığı wifi, (aynı lşekilde IEEE 802.3'e de aramızda "ethernet" diyoruz :) İşte bu wi-fi, özellikle Amerika'da evlerde, parklarda, havaalanlarında kullanılmaya başlanan kablosuz ağ sistemlerinin genel bir adı oluyor. İşin keyifli yanı ise, taşınabilir wi-fi uyumlu bir cihazınızla (laptop, pda, tabletpc vs.) herhangi bir wi-fi network'ü kapsamındayken sürekli ağ'a (genelde internet'e) bağlı olmanız.
IEEE ise "Institute of Electrical and Electronics Engineers"e karşılık geliyor, yani Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü. IEEE özellikle elektronik ve bilgisayar dünyasında standartlar belirlemekle kendilerini görevlendirmiş olan, mühendisler, bilimadamları ve öğrencilerden oluşan saygıdeğer bir kuruluş.

IEEE 802.11b standardı ise, farklı üreticilerin ürettiği wifi uyumlu alıcı ve verici donanımların birbirleriyle sorunsuz çalışabilmelerini sağlıyor, (aynı şekilde 802.3 standardına uygun ethernet kartları, hub'lar, switch'ler vs. de farklı üreticilerden de olsa birbirleriyle gayet güzel anlaşıyorlar)

802.11 standardı hikayesinin tarihçesi de şu şekilde:
  • 802.11: 2.4 Ghz'lik yayılım frekans bandı üzerinden 1-2 Mbps hız sağlayabilen kablosuz ağ standardı, 1997'de IEEE tarafından yayınlanmış.
  • 802.11a: 5 Ghz'lik yayılım frekans bandı üzerinden 54 Mbps'ye kadar hız sağlayabilen kablosuz ağ standardı, (5 Ghz'lik bant pahalı bir olay olduğu için son kullanıcıya sunulucak ürünlerde pek popüler olamadı)
  • 802.11b:(Wi-fi olarak biliniyor) 2.4 Ghz'lik yayılım frekans bandında 11 Mbps'ye kadar hız sağlayabilen kablosuz ağ standardı, şu anda bu standartlar arasında en popüler olanı.
  • 802.11g: 2.4 Ghz'lik yayılım frekans bandı üzerinden 20 Mbps'den fazla hız sağlayabilen kablosuz ağ standardı, daha henüz tam olarak tamamlanmış ve üreticiler tarafından kabul görmüş değil.

    Wi-fi'ın nerelerde kullanıldığına gelince, son zamanlarda benim çeşitli kaynaklarda okuduğum bir sürü wi-fi hikayesi var: mesela, Amerika genelinde 1200 Starbucks kahve dükkanları wi-fi altyapısını bütün mağazalarında sunmaya başlamış durumda (tabi belirli bir bedel karşılığıda), bunun anlamı Amerika'da laptop'unuzu alıp bir Starbucks cafe'ye dalabiliyor, ve kahvenizi yudumlarken dakikası 20 Cent'e internet'e bağlanabiliyorsunuz, hem de kendi laptop'unuzla. Aslında çok pratik bir olay diil belki ama, teknolojinin gerçel (reel :) markette uygulandığını gözler önüne sermesi açısından güzel bir olay.

    Başka bir hikaye, yine Amerika'da, bazı havaalanları da wi-fi kapsamı hizmeti vermeye başlamış durumda, yani uçak beklerken de laptop'unuzu açıp, ya da pda'inizi çıkarıp internette takılabiliyorsunuz, tabi yine cüzi bir ücret karşılığında.

    Bir de üniversiteler var tabi, yine maalesef Amerika'da, bazı üniversiteler tüm kampüslerini wi-fi ile donatıp öğrencilerinin sürekli "connected" olmalarını sağlamış durumdalar, aslında burada bir ikilem var, öğrenci adamın nerden parası olcak laptop alcak kadar, pda alcak kadar diye düşünüyosun önce, ama olayın şöyle güzel bir boyutu da var, firmalar (HP, compaq vs.) üniversitelerle anlaşıp 3 kuruşa öğrencilere öğrenim süresince kullanmak üzere ürünler veriveriyolar, yani olayın türkçesi şu, üniversiteye giriyosunuz, bi ton okul harcı veriyosunuz ama, adamlar yanında tüm kitaplarınızı veriyolar, yanına bi de 3 kuruşa pda-laptop aldırıyolar sana, sonra derslerde hocanın notları direk elindeki pda'de oluyor, kampüste dolşırken cep telefonu kullanmıyosun, güzel güzel pda'inden voice over IP ile arkadaşlarınla muhabbet de ediyosun (bedava tabi) sürekli icq-email vs. bağlantın var, proje mi yapıcan, gidiyosun süper kampüsünün içindeki göletin kenarına, ağacın altına serilip takılıyosun internette. Güzel, di mi?

    Bunlar wi-fi'ın ticari örnekleriydi, bi de evde kişisel wi-fi kullanımı olayı var, ki o da gayet eğlenceli bi olay. Olay şöyle: yaklaşık 100-150$ verip evinize bi Wi-fi verici alıyosunuz, bunu internet bağlantınızın (Kablo, DSL, Dial-up olabilir) ucuna bağlıyosunuz, sonra evdeki bilgisayarlaranıza, pda'lerinize, laptop'unuza, hatta televizyonunuza, wi-fi adaptörler alıyorsunuz, (olay giderek pahalı olmaya başladı :) Evdeki kablo derdinden kurtulmuş oluyorsunuz, hatta, 3-5 komşu ortak bir kablonet hattı alıyorsunuz, evlerinizin ortasına vericiyi koyuyorsunuz, hep beraber ortak bi wireless lan'dan internet'e çıkıyosunuz, birbirinizle güzel güzel Counter-Strike, Starcraft, hatta briç filan oynuyosunuz, olay tamamen sen sağ ben selamet durumuna dönüveriyor.

    Ben şahsen böyle konuşuyorum ama daha bi tane wireless lan görmüş değilim, (birkaç yıl önce bi fuarda apple'ın airport'unu görmüştüm ama cube'ü incelemekten ona bakcak fırsatım olmamıştı :) Ama teknoloji orda, kafa dengi komşularım olsa üşenmeyip alıp eve bile kurmayı düşünebilirim, bir gün yaparsam da önce burada haber veririm mutlaka.
  • Görüşler

    0
    FZ
    Vakti zamanında fizikçilerin Ether teorisi varmış, evreni 'ether' diye bir maddenin doldurduğunu düşünüyorlarmış. Sonra aradan yıllar geçmiş ve 'Ethernet' ortaya çıkmış ;-)
    0
    urxalit
    Malesef işler o kadar pembe değil. Yakınlarda iş yerimde 11 Mbit kablosuz iletişim için birkaç deneme yaptık. Ek antenli model ve pro kartlarından bile kullansanız araya 1-2 duvar girdi mi bağlantı tamamen kesiliyor. Yani açık alan veya kablo istenmeyen büyük salonlar gibi yerler için uygun olabilir, ama araya beton duvar vs yapılar istemiyor...
    0
    manda
    Uzun zamandır farklı semtlerde oturan arkadaşlarla bir ağ kuralım diyoruz. Bırakın Mb i 100Kb lik bir ağ bile olsa yeter diyoruz. Tüm bunları derken, bu işe çok para ayırmayalım da diyoruz. Tüm bunları diyoruz, çünkü ticari amaçlı olmadığından, ver parayı kur ağı gibi bir yaklaşım sergileyemiyoruz. Ticari ürünler aşırı pahalı. Kendimiz bir şey yapalım dedik, onun da astarı yüzünden pahalıya geliyor. Mevcut telsiz ağından faydalanalım dedik, işin içine yasal engeller, güvenlik sorunları, hatırı sayılır kapasite için yüksek paralar giriyor. Yan dairede veya binada oturan arkadaşımız da yok, hadi gel ağ kuralım diyebileceğimiz. Hepimiz aynı siteye taşınalım da diyemiyoruz, o parayla ne ağlar kurulur.
    Herkesin böyle ortak bir sorunu olduğunu düşündüğümüzde, bügüne kadar bu sorunu aşan oldu mu ? Olduysa veya olmadıysa ne tavsiye edersiniz? İş yerlerinde tüm gece yatan Mb lik hatları (adsl in geleceği yok) kullandığınız ?
    0
    anonim
    Valla genel bilgilendirme için çok güzel bir yazı ve fakat Türkiye'deki uygulamalardan haber vermek için yetersiz. Şu anda Atatürk Havalimanında 80211.b ile bir kablosuz LAN vardır. Ayrıca bu sene yapılan Türkiye Cebit fuar organizasyonunda da aynı teknoloji kullnılmış ve katılımcılara bu sayede internet sağlanmıştır. Ben bir Superonline çalışına olarak ve yukarıda bahsedilen yapıları kuranlardan biri olarak, bizim ofisimizde de var diyorum. Görmeyenlere duyrulur.

    Ganzo66
    0
    larweda
    Çok güzel, burada amaç bu tip bilgilerden haberdar olmak zaten, Ben de bilişim fuarına katılan bir şirkette çalışıyorum, ama fuarda 802.11b sağlandığını bilmiyordum, dahası Atatürk havaalanında bir WLAN olması da bilgim dahilinde değildi, (Bu LAN sadece havaalanı çalışanları için de olabilir, yolcular için değil) ancak bunlar gerçekten güzel haberler/bilgiler.

    Bi de Süperonline`da da olmasaydı ayıp olurdu zaten, di mi ama.
    0
    sundance
    Heeeyt ulan :)) Ben hiçbir şirkette çalışmıyorum, yüzüme mi vuracaksınız ;) Ben de merak ediyordum zaten Superonline`dan hiç ne ses ne soluk çıkıyor uzun zamandır batıyrlar mı diye, meğer 80211.b yapıyorlarmış. Ganzo bey, tamamen vazgeçildi galiba superonline.com`dan, communityden filan ?

    Ayrıca bir Superonline çalışına olarak size sormak isterim DigiTurk üzerinden Internet satın alan abone sayısı 100 oldu mu ? Mümkünse adreslerini alayım, onlara, dialer.exe göndereceğim, modemden üç kat daha hızlı süper resimler çekebilsinler filmler izleyebilsinler diye ;)

    Şaka bir yana, sizi aramızda görmek güzel, Starcraft`a da bekleriz...
    Görüş belirtmek için giriş yapın...

    İlgili Yazılar

    Yürüyen CD-RW/DVD-ROM

    cazz

    21 ekimde Sony'den yeni bir haber gelmiş :
    Öyle bir discman düşünün ki 24X CD-R ve 10X CD-RW yazsın, 24X CD-ROM ve 8X DVD-ROM okusun, ve üstelik USB ve memory stick desteği de olsun.
    Tabii mp3 CD'leriyle uyumlu olduğunu söylemeye gerek yok...
    Ne diyeyim abartılmış biraz diye düşünmemek elde değil..
    Sony MPD-AP20U CD-RW/DVD-ROM

    Toplama PowerPC

    anonim

    BPLAN isimli Alman firması, kısıtlı miktarlarda ve kayıtlı yazılım geliştiricilere, Pegasos PowerPC anakartlarını, G4 CPU card ve MORPH OS' u sunmaya başladı, ilgilenenler ,üye olmak isteyenler ve detaylı bilgi almak için www.bplan-gmbh.de/register_e.html

    Linus Torvalds´a Göre Itanium İşlemcisi: Kötü Tasarım!

    FZ

    GNU/Linux işletim sisteminin çekirdeğinin yaratıcısı Linus Torvalds'a göre Intel'in son işlemcisi Itanium çok kötü tasarlanmış durumda.

    Kuantum Noktaları ve Programlanabilir Madde

    FZ

    Başlık yeterince garip geldi ve dikkat çekti ise okumaya devam: "Programlanabilir madde," birkaç hareketle "kurşun" gibi davranan sonra yine birkaç parametresini değiştirebileceğiniz ve "altın" gibi davranmasını sağlayabileceğiniz bir madde. Bütün bunlar malzeme bilimleri ile ilgili ve kuantum mekaniği ile elektroniğin arakesitinde yer alıyor.

    21. yüzyıla hoşgeldiniz! Kuantum noktaları etrafındaki küçük elektrik alanlarını kontrol ederek elektronlar içeri ya da dışarı pompalanabiliyor, birer birer, ikişer ikişer ya da bir seferde binlercesi. Bunların oluşturduğu bulutların boyunu ve şeklini kontrol etmek dahi mümkün. Böylece söz konusu yapının doğal atomları taklit etmesi sağlanabiliyor ya da doğada mevcut olmayan yapay maddeler oluşturmak mümkün olabiliyor.

    Bu dudak uçuklatıcı makaleyi okuduktan sonra FAQ: Quantum Dots and Programmable Matter sayfasına göz atabilir ve Hacking Matter: Levitating Chairs, Quantum Mirages, And The Infinite Weirdness Of Programmable Atoms isimli kitabı ısmarlayabilirsiniz. Tüm bunlardan sonra da Wil McCarthy´nin O´Reilly bünyesinde vereceği konferansa katılabilir ve bu yüzyılı şekillendirecek teknolojilerden birini daha yakından tanıyabilirsiniz.

    Parity Mucidi de Sizlere Ömür...

    FZ

    Sayısal bilgisayarların geliştirilmesinde büyük katkıları olan Richard Bloch 78 yaşında yakalandiğı kanser hastalığından ötürü öldü.