Sizin izanınız kaç paraya ihaleye çıkıyor?

0
bm
http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=11180 adresinden alıntı yapıyorum.

"Her yazılım mühendisi, kendi ülkesinin doğal ajanı olmalıdır, işin doğası bu değil mi?"

"Üstelik yazılımcıların bir kuralı vardır. Yazılımcı hangi işi yaparsa yapsın, mutlaka kopya alır." (müşteri verilerinden bahsediliyor)
"Ülkemizin bilişim sektörünün gelişmemesinin en büyük nedenlerinden birisi 'Türk bürokratının kendi bilişimcisine güvenmeyişidir'."

Ben sunu çıkartıyorum yazıdan: "Devlet kurumları ihalelerden bize para versin çünkü dünyaya satmak, özel sektöre satmak, ilginç işler yapıp pazar derinlestirmek Türk bilişimcisinin yapabileceği şeyler değildir. Bunun için her türlü ahlaksızlığı ve casususluğu peşinen mevcut ve doğal kabul edelim. Bankaların verilerini Türkler çalsın şantaj yapsın, gavura gitmesin diyelim. Yeter ki devlet bize para versin. Bilişimin gelişmemesinin sebebi: devletin telif kanunlarını uygulamaması, interneti boğması, ithalata karışması ve eğitimin yetersizliği değildir. Sebep, devletin bize para vermemesidir."

Bu milleti herkes soydu, şimdi sıra hamasiyet silahlarını kuşanmış bilişimcilere geldi anlaşılan. Benim gördüğüm budur. FM okuyucuları ne diyor? Rutin olarak müşteri verileri çalınıyor mu memlekette hakikaten?

Siz bu bankalar niye özelleşmedi hala diye bağıranlardan mısınız yoksa bu bankalar niye bize de ihale vermiyor diyenlerden mi?

Görüşler

0
mturker
Anlamsız bir konuşma, milleti suça ve ahlaksızlığa teşvik ediyor, bunu çok normalmiş gibi gösteriyor.
Bütün şirketler bilişim işlerini ihale ettiği veya verdiği firmalarla gizlilik anlaşmaları imzalarlar ve firmalar buna uyar. Bu anlaşmayı imzalamasanız bile adamın verisini kopyalamanın suç olduğunu ve hiç bir etik kurala uymadığını zaten biliyorsunuzdur.
0
mentat
enteresan olan, bu Yilmaz Sonmez denen sahis, ortalik yerde, ben musterimin verisini kopyalarim tabe diyerek ileride ne yuzle, ve nasil bir projeye girebilmeyi umuyor ki? Hangi akilli yonetici boyle sacma sapan konusan bir adamla calismak ister ki?
0
pirx
Bir de gelen Fransız potansiyel ajan, yerli firma çalışanı ise dürüstün önde gideni...
0
arsenelupin
Aslında hepimizin "gerçekten görmememiz gerektiğini" bildiğimiz ya da hiçbir işe yaramayacağını düşündüğümüz için erişimimize açık sistemlerde veri kopyalamadığımız, hatta görmek bile istemediğimiz olmuştur.
Ancak, soruyorum:
Kaçımız kendi geliştirdiği ve sonuna kadar kendi tasarrufunda kalacak bir projede -örneğin bir web uygulamasında- şifreleri geri dönüşsüz (ör:md5) bir algoritmayla saklıyor?
Yanıtlayayım: Hemen hemen hiç.
"Nereden biliyorsun"'a gelince, yanıtı aşağıda sıralayacağım nedenlerden birinde saklı...
- Öncelikle, sıklıkla şifre değiştirmek gereken durumlarda, her seferinde md5 hash almaya üşeniliyor.
- Hemen herkes "Ben herkesin herşeyini bileyim ama kimse benim hiçbir şeyimi bilmesin" yaklaşımına sahip.

- Üçüncü ve bunu nereden bildiğimi açıklayan neden: İnsanlar, kendileri kadar akıllı birinin çıkıp kodları indirebileceğinden şüphelenmiyor.
Kendi güvenliğimi test etmek için güvenlik düzeylerini sınadığım ve web sitelerimi barındırdığım servis sağlayıcılarının büyük çoğunluğunda inanmayacağınız, inanmak bile istemeyeceğiniz bir çok basit ve gülünç açığın bulunduğu bir sır değil. Siz de şöyle bir kurcalasanız kimbilir neler bulacaksınız!
Artık kişiler "En akıllı benim!" ve "Yararlı şey, yalnızca bana yararlı olandır" zihniyetinden sıyrılmalı.

Öte yandan, özellikle hassas güvenlik gerektiren yerlerde bırakın yabancı programcı çalıştırmayı, kapalı kodlu herhangi en ufak bir program çalıştırmak bile "vatana ihanete teşebbüs" ile yargılanmalı. Birçok devlet dairesinde ve orduda kapalı kodlu yazılımı bir tarafa bırakın, kapalı kodlu işletim sistemleri çalışıyor! Herhangi bir hassas konumdaki devlet görevlisinin masasının üstünde duran sisteme girilip bir ton veri çekilmeyeceğini kim garanti edebilir? Üstelik, bu tür potansiyel casuslar için ülkemiz milyonlarca dolar para ödüyor!
"Yaparlar" ya da "Yapmışlardır!" demiyorum, ancak yapabilecekleri kesin.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Politikacı-ölçer: Politikacılar Aldıkları Parayı Ne Kadar Hak Ediyorlar?

FZ

Güzel ve faydalı bir veri görselleştirme örneği ile karşılaştım dün.

Aşağıdaki grafik çeşitli ülkelerin parlamenterlerinin performanslarını ölçüyor. Grafiği oluşturmak için GSMH ile İyi Yönetişim İndeksi kullanılmış (demokrasi indeksi, BM insani gelişim ve yolsuzluk indeksinin bir karışımı). Kısaca bir ülke merkezdeki sarı artı sembolünden ne kadar uzaksa o ülkenin parlamenterleri o kadar çok para kazanıyor ve ülkenin çizgisinin saatin tersi yönünde yaptığı açı ne kadar büyükse o ülkedeki yönetim o kadar kötü.

Politikacılar Kaç Para Alıyor ve Ne Kadar İyi Yönetiyor?

Bir başka toplumsal sorumluluk projesi: Türk Telekom

FZ

Sosyal sorumluluk projeleri, kişilerin ya da kurumların yaşadıkları, gelirlerini kazandığı topluma karşı bir borç ödeme olarak düşünülebilir.

turk.internet.com geçen hafta İşte Sosyal Sorumluluk Projesi Böyle Olur başlıklı bir yazı yayınlamıştı.

Sitede son yayınlanan haberlerden birine göre Türk Telekom da benzer bir yoldan gidiyor...

TT Net sayesinde Sourceforge'a girememekteyiz!

sundance

Çağ atlamaktan bitap düşmüş, bizi bir şekilde aya ulaştıracağına inancımızın tam olduğu TT Net, bu sefer kullanıcılarını bilgilendirmeden kullandığı proxy sunucusu yüzünden Sourceforge tarafından bloke edildi !

Bir program indirmek için (kablonetten) Sourceforge'a girmeye çalıştığımda "The IP address you are coming from: 195.175.37.39 ... has been blocked by SourceForge.net due to heavy volume." uyarısı ile karşılaştım.
Kontrol ettiğimde gördüm ki sözkonusu IP'nin benle hiçbir ilgisi yok, kendileri muhtemelen TTNet'in proxysi oluyorlar (bu arada ters çözümleme de yapmayan bir IP) ve dolayısıyla bütün TTNet trafiği tek bir IP'den geliyormuş gibi yapınca ve bunların içinde de SF'u ziyaret edenlerin sayısı fazla olunca SF'da bizi bloklamış. Blok birkaç saat içinde kalkacak fakat aynı davranış devam ederse bu sefer e-mail atılmadığı sürece kaldırılmayacak.

Ben söyliyim, bu gidişle ay bize gelmezse, bizim aya gideceğimiz yok haberiniz olsun.

Türkiye´nin Eğitim Sistemi

anonim

Hürriyet'in köşe yazarlarından Sn. Yalçın BAYER'e Amerikadan bir mail atan State University of New York Dekanı Dr. Emin TÜRKER-DEAN yazısında şöyle diyor !

Dünyanın en ileri teknolojisine sahip ve en ileri okulları içinde barındıran Amerika'da 1956 yılında, Federal Hükümet'in yayınlarına göre, işgücünün % 20'si 4 yıllık lisans ve daha üstü derecelere sahipti; % 20'si 2 yılık meslek okulları mezunu, % 60'ı da lise mezunu idi.

Sadun'un Dönüşü

auselen

'Return of the Jedi' tadında bir başlıkla bildirmek isterim ki, Sadun Özkaya yeniden yakalandı. Kendisi kim miydi?