Özgür Yazılım Hareketinin Popülerlik ve İlkeler Arasında Yapacağı Tercih Üzerine

0
acemi_
GNU işletim sistemleri ve uygulamaları gün geçtikce yaygınlaşıyor ve bunun sonucu olarak özel mülkiyetli yazılımlar da bu işletim sistemleri üstünde çalışmaya, GNU yazılımlarıyla uyumlu olmaya daha çok özen gösteriyorlar.

Richard Stallman´ın GNU hareketinin 20. yılı dolayısıyla yayınladığı yazıda, hedefin popülerlik/yaygınlık olmadığı, asıl olanın özgürlük olduğunun altı çizildi. Microsoft yazılımlarına karşı çıkıldığı gibi özgür işletim sistemleri üzerinde çalışan özel mülkiyetli yazılımlara da aynı oranda karşı olunması gerektiği vurgulandı. İlkeler açısından bakıldığında çok doğru görünen bu tavır acaba taktik açıdan da o kadar doğru mu?
`Özgür yazılımın, özel mülkiyetli yazılım sektörünü yok edeceği, bu model üzerine iş yapan firmaların bir cephe oluşturup çok geç olmadan özgür yazılıma karşı tavır alması gerektiğini´ söyleyenler yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başladılar. Böyle bir cepheleşmenin olması acaba özgür yazılımın ne kadar işine gelir? Popülerlik/yaygınlık adına GNU yazılımlarıyla birlikte çalışan özel mülkiyetli yazılımlara ılımlı bakanlar, bu yazılımların GNU işletim sistemlerine taşınmasında olumlu bir rol oynuyorlar. Daha çok özel mülkiyetli yazılım, GNU platformuna taşınıyor ve gün geçtikce GNU´ya bağımlılıkları artıyor. Gelirlerinin gittikçe artan bir bölümünü, bu platformlarda çalışan yazılımları sayesinde elde ediyorlar ve GNU´ya karşı koyma güçleri azalıyor.

Bu yazılımların, özgür yazılımlara olan bağımlılıkları iyice arttıktan sonra onları, özgür yazılım felsefesine uygun şekilde yazılım üretmeye ve özgür yazılım felsefesine uygun iş modelleri geliştirmeye ikna etmek daha kolay olmaz mı? Böyle bir ortamda, benzer işler için kullanılabilecek özgür bir yazılımın daha çok rekabet gücü olmaz mı?

Özel mülkiyetli yazılımlar üreten ve bu yazılımların lisans satışlarıyla gelir elde eden irili-ufaklı yazılım firmalarının, SCO ve Microsoft`tan aslında farklı olmadığının altının çizilmesi acaba şu aşamada özgür yazılımın faydasına mı olur, zararına mı? Yoksa özgürlük söylemini popülerlik adına yumsatmak, özgür yazılımın tümden kaybedilmesine mi neden olur?
gnu

Görüşler

0
bahadirkandemir
Yarın bilgisayarıma Debian kuracak olmam, kesinlikle popüler olmasından kaynaklanıyor; #fazlamesai`deki arkadaşlar Debian`ı bu kadar övmeseydi, Debian bu kadar popüler olmasaydı, kesinlikle kurmazdım.

Ancak, benim için bir yazılımın/dağıtımın popüler olması, özgür yazılımlar arasından hangisini seçeceğimi belirler. Sırf popüler diye Windows XP kuracağımı sanmayın...

Bilgisayarımda yapmak istediğim şeyleri `korsan` damgası yemeden yapabiliyor muyum, benim için önemli olan bu.

Popülerlik, insanları özgür yazılım dünyasına çekmek için kullanılabilir diye düşünülebilir; ancak insanlar özgür yazılımları, onlara özgürlük verdiği için değil, popüler oldukları için seçerse özgür yazılımın bir anlamı kalmaz.
0
bm
RMS'in davasini icsellestirmeden iyice dusunmek lazim bence. Mikrosoft ve SCO disindaki kisi ve kuruluslarin da bu konuda gorusleri ve endiseleri var. Asagidaki usenet yazisini ve o yazinin icinde oldugu "thread"i okumanizi tavsiye ederim. Bir de dusunun: toplumda bazi seyleri degistirmek icin "tuzunuzun kuru" olmasi gerekiyor, eger prensip olarak yazilim uretiminden para kazanmayacaksaniz, zeka ve goruslerinizden toplumu mahrum birakmiyor musunuz? En iyi yaptiginiz isten para kazanmayi reddedip tali islerden para kazanmaya calisacaksaniz, icinde bulundugunuz topluma diger konularda etki etmeniz zorlasir mi kolaylasir mi? Herneyse, umarim KMP'nin tarzi ilginizi ceker: http://groups.google.com/groups?selm=sfw1ymqfcst.fsf%40world.std.com
0
sundance
Kesinlikle tuzun kuru olması mevzuu önemli. Öte yandan insanların erişemeyeceği bir aziz olmanın da problemleri var, ne kadar insanlara derdinizi anlatabilirsiniz, bir yerden sonra delidir ne yapsa yeridir damgasını yemeniz mümkün.

Bir keresinde Gökkafes (Ritz Carlton şu anki) inşa edilirken bir tartışma başlamıştı mimarlık camiasında. Orada argümanlardan bir tanesi (bana ilginç geldi) İnşa edilmesin demek bir mimari sorun değildir. Mimari problem nasıl inşa edilmesi ile ilgili olabilir ancak, inşa edilmeyen bir şeyin mimari bir problem olarak tartışılması mümkün değildir Bu ilginç bir yaklaşım, tam olarak yanlışını söyleyemediğim ama doğru tarafları olduğunu gördüğüm bir yaklaşım.


Benzer bir şey yazılım cephesi için de geçerli bence. Hep söylüyorum, daha az tembellik edip daha çok düşünmek zorundayız.
0
cadas
Sanırım problemin cevabi basit. (Sanirim.) Cunku gozuken o ki bir mimar yaptigi binanin cevre ile uyumunu da saglamak zorundadir ve eger yapacagi bina cevre ile uyumlu degilse o binayi yapmasi mesleki ilkeleri ile celisir. Bu durumda binayi yapip yapmamak "mimari olarak" tartisilabilir gozukuyor.

Sevgiler...
0
yalcink01
Bence popülerlik ile özgürlük; birbirine zıt iki terim olarak ele alnmalı. Bir olgu veya hareket yaygınlaştığı sürece, kendi iç dinamiklerinde uzaklaşmakta ve bu dinamikleri korumayı kafaya takmış çekirdek kadroyu "marjinalleşmek" zorunda bırakmaktadır.

Bütün dünya özgür yazılım kullanırsa elimize ne geçecek? Bu durumda ki kazanç, yaptıklarımıza değdi diyebileceğimiz bir şey mi olacak? Ben peşinen cevabımı vereyim: Hayır.

Büyük çoğunluk, bu işin sadece beleş kısmı ile ilğilenecek ve gerçek özgürlüğü içlerinde bir an bile olsa hissetmeyecekler. Sanki gerçekten meraklı imişler gibi ardarda onlarca dağıtım kurup, saçma sapan soruları ile forum ve listeleri meşgul edecek ve hala inatla microsoft ürünleri kullanmaya devam edecekler. Heveslerini alıp, burun kıvıracaklar. Ben buna yayılma demem. Bunu yapmaya hakları var mı? Elbette var. Bunun aksini iddia edip özgürlükten bahsetmek mümkün değil ki.

Bence popüler olup olmama noktasına kafayı takmamak gerek. Esas çıkış noktamız, hakeden ruhlardan kaçının kurtarılmış olduğudur. Bu felsefe içine çekilebilen ve bu amaçta bir şeyler üretebilen yeni insanlar kazandıkça, gittiğimiz yolda ilerleme sağlayabiliyoruz demektir. Yok kardeşim, ben bütün dünyayı kurtaracam diyen varsa buyursun yapsın, ama GNU/Linux sistemlerin özünde yatan amacın bütün insanlığı kurtarmak olduğunu düşünmüyorum. Gerçek amaç; nicelik değil niteliktir olmalıdır.

Saygılarımla,

Yalçın KOLUKISA
0
cadas
Bu yazılımların, özgür yazılımlara olan bağımlılıkları iyice arttıktan sonra onları, özgür yazılım felsefesine uygun şekilde yazılım üretmeye ve özgür yazılım felsefesine uygun iş modelleri geliştirmeye ikna etmek daha kolay olmaz mı? Böyle bir ortamda, benzer işler için kullanılabilecek özgür bir yazılımın daha çok rekabet gücü olmaz mı?

Oncelikle bu argumanda bir sorun var gibi geldi bana. Bu yazilimlar bircok kullanici icin olmazsa olmazlara donusebilir ve Linux'u dolayli ya da dolaysiz yonlendiren bir pozisyon kazanmayi basarabilirler de. Bu da bir ihtimal...

Bana, bu ozgurluk-populerlik benzeri tartismalarin arkasinda Hristiyanlik gibi tek tanrili dinlerin(keza Islam'da da bunu gorebiliriz) bir kurtulus gunu, "Mesih gelecek" vb. gibi dusunme bicimlerince etkilenmis olmak var gibi geliyor. GNU'nun felsefesinin arka plani da bu dogmalardan buyuk olcude etkilenmise benziyor.

Stallman'a bunu sormak istiyordum o aksamustu ama sira gelmedigi icin elim havada kalmisti. Cunku sakayla karisik da olsa bir Emacs rahipligi kavrami bile olusturmus. Ve ben buradan girerek bu soruyu sakayla karisik soracaktim.

GNU bu mantik ile devam ederse sonu bana iyi gozukmuyor. Bundan once insanligin karsisina cikmis -kimi zaman dine karsi bile olan- bircok "kurtulus guncu" dusunce akimlari sistem tarafindan bir guzel kendi icine katilmis, insanlar uyutulmus, uyusturulmus, o fikirler ne kadar guzel olsalar da "basarisiz" ilan edilmis ve insanlar her seferinde daha da geriye noktalara atilmislardir.

GNU'nun ozgurluk ve bedava arasindaki ayrimi koyma cabasi "Bir gun gelecek herkes ozgur olacak" tarzi bir yaklasimla kurtulus gunlerine donusturulurse, bir gun bu proje cuvalladiginda (IBM vb.lerinin yamanma cabalari acikca gosteriyor ki sistem bu haliyle huup diye biz anlamadan yutacak GNU'yu*) bugunun en azili GNU'culari bile "genclik iste" tarzi bir soyleme yonelip "O zamanlar oyle dusunuyorduk, utopya imis" diyecekler. (Ne kadar da "eski solculuk" mantigiyla paralel olurdu.)

Bunun boyle olmamasi icin ne yapilabilir? Stallman'a sormak gerekirdi o aksam, ama peygamber oldugunu dusundugumden degil, kendi ozelestirisini yapabilmis olabilecegini umdugumdandi. Yok eger yapmamissa, sanirim bu isin sonu belli.

Son olarak(bir suru arguman one surdum ama) buradan bir cembersel tarih anlayisi cikarmaya calismadigimi belirtmek isterim. Sadece tarih anlayisimiz hristiyanlik tarzi duz bir cizgide(basi sonu olan!) olursa bu sorunlardan kurtulacaga benzemiyoruz. Burada kastettiklerim biraz Antik Yunan'i anlamayi gerektiriyor, ki arkadaslar anlayan varsa beri gelsin anlatsin, cunku onlarin bakis acisinin bu meseleye buyuk bir cevabi oldugunu dusunmekteyim. Ama ben o kadar anlayabilmis ve formule edebilmis birisi degilim.

Edebilsek, populerlik-ozgurluk gibi kurtulus gunune hangisi vardirir tartismalarindaki anlamsizligi gorebilirdik sanirim. Ama kendi adima konusayim; ben kendim de cogu kez aldanip boyle sorulari degerli buluyorum.

Sevgiler...

* Isin kotusu bunu Linux'un yani aslinda GNU sisteminin cekirdek kisminin "populerligi" ve "basarisi" ile yapacaklar.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Compiere, veritabanı bağımsızlığına sonunda kavuştu

acemi_

Özgür CRM/ERP yazılımı olan Compiere, bu alandaki en gelişmiş yazılımlardan biri olmasına rağmen Oracle veritabanı sunucusuna bağımlılığı yüzünden, özgür veritabanı sunucularıyla birlikte kullanılamıyordu. Dolayısıyla Compiere'i kullanabilmek icin Oracle veritabanı sunucusu satın almak, özgür olmayan bir yazılıma bağımlı kalmak gerekiyordu.

GPL & Telif Hakları - Nereye Kadar?

SHiBuMi

Bu yazıyı, phpnuke.org sitesindeki bu yazıdan yola çıkarak yazıyorum. Her ne kadar phpnuke.org deki bu yazı tek bir olayı ele alıyor olsa da, aslında bu konu open-source camiasındaki hızlı büyümenin kontrol dışına çıktığı yerlerde nasıl yanlış yönlendirmelere dönüşebileceğine güzel bir örnek teşkil ediyor.

2003`ün ilk benchmarkı: derleyiciler kapışıyor :)

sundance

2003`ün ilk benchmarkı CoyoteGulch tarafından ia32 işlemciler üzerinde compilerları karşılaştırarak yapıldı.

Intel Fortran, Intel C/C++, GNU C/C++, SUN Java, IBM Java ve GNU gcj`nin katıldığı benchmark testinde birçok konu incelenmiş. Güzel bir okuma

(Ed: Benim en ilgimi çeken ise, ısrarla/inatla yıllardır hızlanmasını beklediğimiz Java`nın 1.31`den 1.4`e geçerken nerdeyse üçte bir hıza düşmesi. Öyleki Dual Pentium 3-600 makinada 1.3, Pentium4-2.8Ghz HT, makinada 1.4`ün koştuğu hızda koşuyor!. Diyoruz, ya hız önemli değil, hardware aşırı hızlandı, yalanmış, Java daha hızlı yavaşlıyor :))

Açık Kodlu Yazılım Venezuella'da da Gülümsüyor

everestk

Venezüella hükümeti aldığı bir kararla önümüzdeki iki yıl içinde kamu kuruluşlarında açık kaynak kodlu yazılımlar kullanılmaya başlanacağını açıkladı. Chavez bu konudaki niyetlerini birkaç ay önce açıklamıştı.

GPL hastaları ve ``Commonistler´´ aranıyor!

velista

Pardus, Creative Commons lisanslanmış bloglar, açık kaynak kodlu yazılımlar falan derken, konu ister istemez uzun süredir ertelediğimiz, pek de üzerine konuşup "suyu bulandırmak" istemediğimiz bir noktaya dayandı...

Soru çok ciddi: Başta GNU GPL, GNU LGPL, GNU FDL ve CC olmak üzere, özgür dünyanın kullandığı lisans sözleşmeleri "hukuki açıdan" Türkiye'de ne kadar geçerli?