Linux CP/M olmasın!

0
sundance
Bir zamanlar Freshmeat`de bu makaleye rastlamıştım. Nedense bu sabah hatırladım ve bu kadar önemli bir makaleyi sizlerle paylaşmak istedim.

80'li yılların başında çok hızlı bir şekilde çok başarılı olan, MS-DOS'un 90`larda olmadığı kadar da becerikli, gelişmeye açık bir işletim sistemi olan CP/M`in bütün bu avantajlarına rağmen neden yokolup gittiğini anlatan ibret alınması gereken bir yazı...
Size bir hikaye anlatmama izin verin. Uzun, uzun zamanlar önce, uzak bir arge ortamında (o kadar uzak ki başka bir galakside olduğu iddia edilebilir), ben bir CP/M & MP/M jockey(operatörü) idim. MS DOS (kaba bir CP/M altkümesi) Tim Patterson`ın beyni dışında varolmamıştı daha. XENIX (SCO UNIX`in atası) x86 ortamına port edilmemişti. Apple II`lerin üzerinde koşan yazılım ise, bağışlanmış gibiydi. 1980 de MP/M, kendince çok kullanıcılı, çok görevli (multi-user, mutli-task) bir işletim sistemiydi ve iş çevreleri için kullanılabilirdi. En az 30 donanım üreticisi CP/M makinaları imal etmekteydiler ve ciddi uygulamaların çoğu bu platform için geliştirilmekteydi.

Kısa süre sonra önde gelen bilgisayar firmaları bu gelişmekte olan pazara girmeye başladılar. DEC bir CP/M makinası yaptı. Ardından NCR, bildiğim kadarıyla HP ve Sperry-Rand`da. Kötü tasarım ve pazarlama yüzünden pazara alay konusu olup yitip gittiler ve ana şirketleri ile bağlantıları koptu. 1980`lerin sonuna doğru 16-bit`e geçilmişti, i8086`lar ve i80286`ların erken modelleri vardı. Ardından IBM PC`i anons etti.

Bu alete baktık ve gülmekten karnımıza ağrılar girdi. Büyük şirketlerin pazara girmeleri sözkonusu olduğunda, bu örnek açık ara ile olabileceklerin en kötüsüydü. Çoktan güncelliğini kaybetmiş 8-bit 8088CPU ile çalışıyordu, herhangibirimizin gördüğü en kötü hafıza modeline sahipti, ancak 8 donanımsal kesinti (Interrupt) vardı, iki seri porttan fazlası yoktu ve harddisk desteğine bile sahip değildi, ne donanımsal, ne de yazılımsal açıdan. Gülmemiz bitip de yerden doğrulabilir hale geldiğimizde bu hindiyi (ED: birileri Turkey kelimesinin yerine Turkiye`kabul ettirmezse, ömür billah AÇ Macarlar gibi dalga konusu olacağız) aklımızın uzak köşelerine kaldırıp, gerçek OS`lara sahip, gerçek bilgisayarlarımızla çalışmaya devam ettik.

Yaklaşık bir yıl kadar sonra farkettik ki, piyasadan kaybolmak bir yana, bu salak makina büyük şirket alımlarında boy göstermeye başlamıştı ve bütün ana CP/M uygulamaları geliştiriciler uygulamalarını MS-DOS`a port etmeye başlamışlardı. Bir sene daha geçti ve bir zamanların azametli CP/M pazarı artık yoktu bile.

Birara bir arkadaşımın aynı konu üzerine şunları söylediğine şahit oldum `Eminim! Ölümcül derecede hata yapıyor olabilirim ama EMINIM`. Açıkcası ben de PC`nin CP/M için gerçek bir tehdit oluşturmadığına emindim. Bu kadar büyük bir yanılmadan dolayı egom bile hırpalanmış hissediyordu, bu yüzden ne olduğunu düşündüğüm şeydense gerçekten ne olduğuna etraflıca baktım.

Öncelikle, hiçbir CP/M cinsi birebir aynı değildi. Herbir donanım üreticisi kendi donanımına uygun olacak gibi değiştirmiş, kendi sürümünü oluşturmuştu. Birçok üretici biraz değişik disket formatları ve diğer küçük farklılıklara sahipti (ör: değişik adreslere sahip seri portlar ve değişik kesintiler). Herhangibir iki yazıcı kesinlikle birbiri ile uyumlu değildi, değişik komut setleri ve değişik yorumlayıcılar kullanıyorlardı ve her yeni çevrebirim için yeni bir kablo gerekiyordu. Dükkanlarda aynı yazılımların yarım düzine ayrı versionları bulunmak zorundaydı ve yazılım geliştiriciler bütün bu versionları desteklemek durumundaydılar. Üreticiler tarafından yazılımcılara nerdeyse hiç destek verilmiyordu, SDK`lar yoktu.

Öncelikle, IBM kesinlikle standart donanım ve yazılım ortamı sunuyordu. İkinci olaraksa yazılımcılarla yakın ilişkideydi ve onları çeşitli yöntemlerle destekliyorlardı. Piyasadaki en iyi donanım ve işletim sistemine sahip olmamız, ve onların de en kötülerine sahip olmaları bir fark yaratmıyordu. Üçüncü olarak ve belki de en önemlisi CP/M`e yatırım yapmış şirketler için, güvenli bir migration planı sunuyorlardı. Bütün önde gelen CP/M yazılımlarını PC`de çalıştırarak ve MS-DOS`a geçişe yardım vererek. İşte onlar, bu noktada kazandılar, biz kaybettik. Ve bütün bu olanlara 20 yıl ötede bir bakış açısından baktığımızda, biz fazlasıyla kıçımızın tekmelenmesini haketmiş, kibirli aptallarmışız.

Şimdi günümüze dönersek. Linux`un büyük ölçekte kabul görmesninin, özellikle de şirket ve devlet ortamlarında, bu ortamlardaki mevcut yazılımların desteklenmesinden (%95 Windows) geçtiğine inanıyorum. Bu yazılımlara, Linux ortamında sağlam bir destek ve şirketlerin geçişi için de güvenli bir yol bulmamız gerekmekte.

Bu tür büyük geçişlerde tecrübeli biri olarak (Lockheed`de bir ay içinde 150,000 masaüstünde MS Exchange'e geçiş, 40,000 değişik lokasyonda 400,000`in üstünde bilgisayarda NT`e geçiş (USPS) ve 3000 Gap dükkanında NT ve uygulamalarına geçiş gibi), bu ölçekte konuçlanma ve destek problemlerin ve bu ortamlarda karar verme mekanizmasındaki insanların farkındayım. Bu insanlar Windows ile göbek bağı ile bağlı değiller, fakat sonuç olarak bu kadar büyük ölçekte konuçlanmak için Linux daha hazır değil (ED: bence bu yazıdaki en büyük eksik bu, şu anda Linux buna diğerlerinden çok daha acısız bir şekilde hazır!)

Ana noktamıza geri dönersek, Bay Boorshtein`ın Why are we bringing VB to Linux'da dediği herhangibir şeye teknik olarak karşı çıkmamakla birlikte sonuçlarına karşı çıkıyorum. VB`nin güçlü ya da zayıf olduğu noktalar, CP/M ve S-100 makinaları arasındaki fark kadar önemsiz. Unix destekçileri son yirmi yıldır mühendis-olmayanların masaüstüne Unix taşımaya uğraşıyorlar. IBM ve MS ise bu konudaki her türlü şirketi şimdiye kadar süpürdüler. Bu piyasada sağ kalan bir kaç Unix ise niş pazarlara yöneldiler. Lütfen beni yanlış anlamayın, Linux ve Serbest yazılım taraftarıyım fakat söylenmesi gereken bazı şeyler de var.

Bence, Linux için en önemli yol, Windows Office ve diğer öndegelen Windows uygulamalarını desteklemek ve bu dün yapılmış olması gereken bir şey (ED: OpenOffice sağolsun ;) VB ortamının desteklenmesi de bu konuda önemli. Freeware ve Shareware olarak bu uygulamaların klonlarının yapılması Linux pazarı oturduğunda olacak bir şey (Ed:makalenin yazıldığı 2000`den bu yana gittikçe olan bir şey bu.) Benim gibi birisi bir CIO`nun ofisine girdiğinde, Excel veritabanlarını, makrolarını veya PowerPoint sunumlarını gösterebildiğinde. Veritabanları ve groupware yazılımı sorunsuz çalıştığında, mevcut ortamla problemsiz uyum gösterdiğinde işte o zaman Windows makinaları Linux makinalarla 100,000`ler mertebesinde değiştirebileceğiz.

by Kenneth Broll, in Editorials - Saturday, October 28th 2000 23:59 PST



Sundance: Herşey bir yana, yirmi iki yıl öncesinin, iki yıl önce yapılan bu analizinden hepimizin alacağı dersler var bence. Öncelikle, bir makinanın özelliklerinin iyi olması varolması ya da sürdürülebilir olması için yeterli sebep değil. bkz Amiga. 1980`lerin sonunda, gerek GUI, gerek multitasking, gerek multimedia alanında ne PC ne de başka bir bilgisayarı rakip kabul etmiyordu. Dahası işletim sistemi, Unix vari bir yapı ile çalışmakta, gelmiş geçmiş en büyük shareware kütüphanesi olan Fred Fish diskleri, nerdeyse Freshmeat'in bugünü kadar çok yazılım içermekteydi. Fiyatı da bugünkü çok ucuzlamış PC`lerden bile ucuzdu.

Fakat ne yaptı Commodore firması, önünde C-64 gibi mükemmel bir örnek varken, gitti inanılmaz aptalca pazarlama teknikleri ile göz göre göre PC`nin öne geçmesine izin verdi. Hem de sadece tek bir büyük hata ile üçüncü parti donanım şirketlerine Amiga lisansı vermeyerek.

CP/M`in başına gelen ise tam tersi bunun. Fakat mesele, SHIBUMI`de Trevenian`ın ifade ettiği `Seni, hor gördüğün küçümsediğin can sıkıcı insanlar bitirecek. Çünkü hiçbir parıltı, hiçbir deha görmediğin bu insanlarda, bunun yerini tutan insanüstü bir bıkmazlık, sabır var ve ayağın kaydığında orda olacaklar`

Sonuç olarak, şu anki Internet ortamında, sanmıyorum ki GNU/Linux ve OpenSource hareketi sönsün. Fakat yazıda bahsedilen bazı öngörülerin, şu anda gerçekleşiyor olduğunu görmek açıkcası beni keyiflendiriyor. Ama zayıf karınlarımızı da unutmamak lazım. Özellikle de BSA`nın logo olarak üstüne (C) damgalanmış bir dünya haritası kullanma arsızlığını gösterebildiği ülkemizde

Sevgi saygı GNU/Linux ;)
gnu

Görüşler

0
FZ
Eline sağlık sundance!
0
FZ
Aklıma geldi de: CP/M'den faydalanan onbinlerce web server var mıydı mesela 80'li yıllarda? ;-) Ya da CP/M'den faydalanan ve kritik işler yapan bilgisayarlar? CP/M ile ilgili yıllardır yayınlanan min. 4-5 aylık basılı dergi var mıydı? Ya da CP/M'de dünyanın dört bir yanından destek veren binlerce programcı? Destek veren yüzbinlerce kullanıcı?

Amiga'nın en yaygın olduğu zamanlarda Internet ne kadar yaygındı? Birbirinden çok farklı sistemlerin birbirine bağlantı seviyesi ne yoğunlukta idi?

Bilgisayar eko-sistemi son 10 yılda korkunç bir değişim süreci içinde ve bu hızlanarak devam ediyor. Ben bu değişimin içinde olan bir birey olarak bunun hızını anlamakta güçlük çekiyorum tıpkı üzerinde bulunduğum kocaman gezegenin korkunç bir hızla kendi etrafında dönüyor olduğunu hissedemediğim gibi.

INET-TR'02 etkinliğinde pek çok kişinin belirttiği gibi BSA'yı canı gönülden desteklememiz lazım! BSA en amansız şekilde baskınlarına devam etsin ve insanların en hassas noktalarına yani ceplerine (!) saldırsın. Bu iş o aşamaya kadar gelsin ki birkaç kişilik çalışandan ibaret bir şirket bile kopya Windows işletim sistemi, kopya Office XP yazılımı kullanmaktan tırsar hale gelsin! Buna para vermek zorunda kalan insan sayısı artsın! BSA'yı destekleyelim! İzinsiz kopya yazılım kullanmak SUÇTUR! CEZAI YAPTIRIMI VARDIR! BSA'yı BSA'dan daha çok savunmalıyız! Kaçak Microsoft kullanan iş yerlerinin hepsini İHBAR etmeliyiz! ;-)

Ve ondan sonra insanlar ciddi ciddi bu işin alternatifini merak ettiklerinde, yaw, hani Linux diye bir şey vardı, OpenOffice, PostreSQL falan, acaba bir de ona bir şans mı tanısak, belki daha ucuza hallederiz derdimizi dediklerinde, işte o zaman gerekli açıklamalar yapılacak ve taşlar yerli yerine oturacaktır ;-)
0
anonim
hk. bilgi
0
cayfer
CP/M''in anılarım arasında çok ama çok önemli bir yeri var. Meslek hayatıma CP/M''den çok önce başladım, ama CP/M''i unutmak mümkün değil.

Mikroişlemcilerin ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra 8 bitlik Z80 (Zilog, INTEL öncesi) üretildi. CP/M''de Digital Research firmasının endüstriye armağanıydı. Yıllarca CP/M kullandıktan sonra Memory Bank Switching tekniğiyle çalışan MP/M ile çok kullanıcılı CP/M ortamına geçtik. O yıllarda UNIX gene vardı ancak mikrobilgisayarlar için uyarlaması yoktu. Ben (benim bildiğim ilk) mikroişlemciye (Z80) uyarlanmış olan Micronix isimli bir UNIX türeviyle o yıllarda (sanırım 1982 falandı) tanıştım. Çok zor kullanılan bir işletim sistemi diye anımsadığım Micronix''in etkileyici bir performansı olmakla birlikte C''den başka hiç bir programlama dili için ne derleyicisi vardı ne de yorumlayıcısı.

Derken ilk IBM PC''yi duyduk, kısa bir süre sonra da gördük. Çok zavallı bir makinaydı aslında. O sıralarda 6 MHz modeli bulunan Z80 merkezi işlem birimleri yanında 4.77 MHz komik kalıyordu. CP/M''in HD desteği vardı PC-DOS''un yoktu (bu arada Microsoft''la ortak üretilen MS-DOS''un IBM PC ekinde verilen paketine PC-DOS denirdi. Aslında MS-DOS ile tıpatıp aynıydı, sadece boot ekranındaki sürüm mesajı ile paketi farklıydı.)

Ama o sıralarda IBM, PC devrimini başlatan hareketi yaptı. Her IBM PC''nin yanında, istemesenizde The IBM PC Technical Reference Manual diye bir kitap vermeye başladı. Bu kitapta bir PC''nin nasıl çalıştığına ilişkin tüm teknik ayrıntılar; donanım ve işletim sistemi ayrıntıları dahil; ve belki de en önemlisi BIOS''un kaynak kodu vardı.

Bu sayede PC ve MS-DOS için çok hoş yazılımlar ve kartlar geliştirildi. Bu yazılımlara örnek olarak SideKick''i göstermek isterim. Bir iş yaparken klavyede bir tuş kombinasyonuyla hesap makinası, adres defteri gibi uygulamalar başlatabiliyordunuz. Bununla işiniz bitince de Esc falan basıp bir önceki işinize dönebiliyordunuz. GUI olmayan bir ekranda ikinci bir pencere açabilmek gibi bir şeydi.

Derken Hercules diye bir firma grafik ekran kartı geliştirdi. Evet! İlk IBM PC''lerde grafik yoktu!

Derken HD desteği geldi, modem kartı, ek bellek kartı falan derken iş çığırından çıktı. Bence bardağı taşıran damla da Creative Technology (Singapur) firmasının SoundBlaster diye bir kartla ortaya çıkması oldu. Artık PC, evlerde de istenen bir aletti.

Derler ki; eğer IBM BIOS''un kaynağını ve donanım tasarım belgelerini açmasaydı PC devrimi olmazdı... Bence haklılar...

Bu koşullar altında CP/M''in yok olmasına neden olan belki de bir ölçüde açık kod uygulamasıydı denebilir. Eh.. bu doğruysa CP/M''le aynı kaderi paylaşma olasılığı olan işletim sistemi ailesi LINUX''dan çok WinX ailesi olacaktır.

Bu arada BSA''ya kızan genç arkadaşlara birkaç şey söylemek isterim. Yazılım dünyasında emek harcayı hayatını kazanmaya çalışanların önünde iki seçenek var: bedava verip hizmetini sonradan satmak ya da ürünü baştan satmak. Her ikisine de saygı göstermelisiniz. Ne Micros~1, ne de bir başkası size ürününü zorla satmıyor. Eğer bir mal parayla satılıyorsa onu parasını ödemeden kullanmak basitçe hırsızlıktır. Malın sahibinin de hırsızların bol olduğu yerlerde kendi geçim kaynağını korumak için BSA ya da benzeri bir teşkilat kurması kadar da normal birşey olamaz. Evinizin, arabanızın kapısını da benzeri amaçla kilitlemiyor musunuz? Eğer lisans ücreti ödemek istemiyorsanız lisansı ücretli olan program kullanmazsınız olur biter. Yok eğer etiketi olan bir malı sahibinden izinsiz alıp kullanıyorsanız da güvenlik güçlerinin hakkınızda işlem yapmasını göze almalısınız. Kısacası BSA''ya kızmak bana çok anlamsız geliyor.

Sevgiler


0
FZ
Allam, allam, SideKick programını hatırlıyorum! Z80 işlemcisini de hatırlıyorum! Hatta ve hatta 10 MB'lik hard diskleri de hatırlıyorum! Tüm bunlara ek olarak Hercules grafik kartını ve bundan faydalanan oyunları da hatırlıyorum hayal meyal. Dinozorluk yolunda emin adımlarla ilerliyorum ;-)

Bu arada BSA konusundaki görüşlerinize de sonuna dek katılıyorum hocam!
0
cayfer
ne yani.. ben dinozor muyum? :) (Korkarım evet)
0
terapi
Hatta ben CP/M 80 bile kullanmıştım.. Gerçi o zaman onun ne olduğunu pek anlamamıştım ama? Alet Commodore 128D idi ve PC ibaresi taşıyordu. Sanırım Commodore'un, IBM'e karşı geliştirmeye çalıştığı iki arada bir derede makinaydı...

FZ tut elimden ardından geliyorum... :)
0
sundance
Diğerlerine olmakla beraber BSA konusundaki görüşlerinize katılmıyorum. Zira BSA`nın varoluş sebebinden çok, nasıl varolduğu önemli. Gidin bakın sitelerine, bsa.com.tr'e ve diğer bsa sitelerine. Göreceksiniz ki Türk sitesi tamamen faşizan bir yaklaşımla, `geliriz haaaaa` gibi basit bir mantığa kurulmuşken, diğer sitelerde oldukça yapıcı çalışmalar da var.

Ayrıca Dünya haritası üzerindeki (c) ambleminin ciddi bir kötü niyetin parçası olduğunu da tekrar vurgulamak istiyorum.

MS ya da başkaları zorla ürününü satmıyor konusunda da bir daha düşünmek lazım. Bu kadar yıl ürünlerinin, lisansa aykırı olarak dağılmasına ses çıkartmamaları, sizce basitce beceriksizlikleri olarak nitelendirilebilir mi, yoksa pazarın dibine dinamit koymak için yapılmış bir hareket midir ?

XP Activation başladı mesela. Sivrizekalı bir dangalağın (çok özür dilerim ifade için) `Yahu Win98`in modası geçti, senin bilgisayara XP kuralım` dediği bir arkadaşımın mimari projesi dün aktivasyon yüzünden makinada mahsur kaldı.

Tekrar söylüyorum, kimsenin haklarını korumasına diyecek bir lafım yok, ama bunu böyle faşizan yöntemlerle, `geliriz haaa` gibi yapılmasını, dahası Türkler bundan anlar gibi bir mantıkla, BSA`nın Türkiye`de tamamen farklı bir vizyon ortaya koymasını kınıyorum.
0
elrond
Tamamen katılıyorum ama bizim vatandaşlarda hak ediyor. İnsan kendini bu kadar ezdirmemeli. Bir gün oturmuş BSA spam maillerini silerken bir tane mail dikkatimi çekti ve o anda bu adamlardan iyice nefret ettim resmen tehdit ediyorlardı. Bunun üzerine bu arkadaşlara bir mail yazdım (kurumsal mail adresimden) ve bir daha kesinlikle bana bu tip mail atmamaları konusunda kibarca(!) uyardım. Yaptıklarının 18teens.com vs den farklı olmadığını bunun bir spam olduğunu güzelce açıkladım. 1 senedir BSA dan mail almıyorum gayet rahatım. Bence herkes BSA nın tehdit dolu maillerine 2 dakika ayırıp bir cevap yazmalı (lisanslarınıza güveniyorsanız ;-) tabi)

Bu arada XP activation' ın bence bir zararı yok lisanslı aldıysan rahatsın demektir. Aktive edersin biter gider. Ama bu arkadaşın zekasının sivri olmadığı anlamına gelmez tabi :-)
0
conan
> Ne Micros~1, ne de bir başkası size ürününü zorla satmıyor.

Micros~1: Super! Tshirt yapcam bunu.
0
cayfer
Evet! Gerçekten çok muhteşem bir espiri. Slashdot'ta bir mesajda görmüştüm; oradan ödünç aldım :). Çok şey anlatıyor.
0
anonim
ne anlatıyor yahu bu Micros~1?
0
conan
Dosya uzunluklarinin 8:3 olmasi ile ilgili bir anoloji.
Mesela komut satiri actiginda dosya listesinde Program Files klasorunun Progra~1 seklinde goruntulenmesi buna bir ornek :)
0
elrond
Uzun_Dosyalarda_Under_Scroll_kullanmak_zorunda_kalmak_cok_sıkıcı_boşluk_verince_scriptler_cuvallıyor_da
;-)
0
elrond
scroll ne ya?
0
anonim
Dinazor kervaninin onulerinde yer alan biri olarak bir kac hatirlatmada bulunmak isterim. Hercules cikmadan CGA vardi, hemde renkliydi. Grafik olaraktan. Hercules ucuz (60 $ filandi ilk ciktiginda) tekrenk ve grafik destekliydi. Dahasi monitoru de ucuzdu. Hercules ile eszamanli EGA cikmisti. Renkliydi, daha iyiydi ama Monitoru vs. ile cok pahaliydi netekim..

Creative ise gene sonraki mevzudur. O isleri azdiran Adlib'di. Ama malum pazarlama hatalari onlarida batirdi. Hatta Adlib'ten once bir sey daha vardi ama yasli bir dinozor olarak unuttum adini.

IBM'in BIOS kodu ve Dokumantasyonu elbette etkilidir. Ama asil etkili olan, bu aletlerin bir kac genisleme slotuyla geliyor olmasiydi. Ustelik bu slotlara takacak kart uretenlerin birilerine bir cuval para odemesi gerekmiyordu. Boylece COMPAQ bir PC klonu uretebildi. Beyaz oda yontemiyle de BIOS'u kopyaladilar. Sonucta OEM kavrami cikti ve 83 yilindan itibaren PC'ler patladi: IBM Uyumlu..

Asil ortada olan husus budur. DOS pek cok ozelligini oncelikle CP/M'den almistir. Bazi (Pekcok Intel 8080/88 uyumlu) CP/M programlari ekstra bir sey gerekmeden DOS ile calisabilir. Bu da bulunmaz bir nimet oldu. Dahasi UNIX mimarisinden de araklanan ozellikler vardi, mesela, cihazlari dosya olarak kullanmak vs. gibi. Bu uzun vadede UNIX programcilarini tesvik etti.

Sonucta BSA haklidir ve borusunu otturmeye devam edecektir. Calmazsiniz, edebinizle oturursunuz olur biter. Ama su an, CP/M -> DOS sureci sanirim Windows -> Linux surecine donuyor. Windows'cularin dusunmelerini salik veririm.
0
anonim
Yazarin anlatmak istedigine %100 katiliyorum. Evet, masaustlerine mevcut Windows uygulamalari ile (Emulator demeyin igreniyorum artIk!) uyumlu, tabii OpenOffice ile sInIrlI kalmayan, stable Linux surumleri uretilmez ise, maalesef Linux un sonu CP/M den beter olacak. Ve kendimizi cok yakInda DONANIM dan Microsoft Windows yuklu makinalari kullanirken bulacagiz. O gun, hic huzurlu olacagimi sanmiyorum. Donanima sabit isletim sistemi yuklu makineler (bunlara PC denemez zira neresi personal tartIsIlIr) oteden beri Microsoft un hedefi. Cok dikkatli olmali ve sabIr gostermeliyiz bu konuda, MS Windows kullananlar ve cogumuzun yaptigi gibi asagIlayIcI bakIslarla kucumsenmemeli. Ve bu dunyaya da yabanci olunmamali. (Bi ara buradaki yorumlarda okuduydum, Ms Windows un multi desktop olabileceginden bazi arkadaslarin haberi dahi yoktu! )
Yoksa, bugun tablet PC(!), yarIn, hazIr yuklu ve degismeyen (e tabi belki update edebiliriz sanIrIm o sansI verirler) makineler. (Microsoft zarar etse de XBoX u surduruyor unutmamak gerekli ben bunun ardinda bir capanoglu oldugunu dusunmuyor degilim)...
0
anonim
hk. bilgi
0
anonim
hakkında bilgi
0
raistlinthewiz
ewt çok güzel ve bize örnek olması gereken bir yazı..

ama şuda önemli bir nokta değilmi?
tamam cp/m'in kendi hatalarıda olsa bunun başarızlığı bide cp/mlerin kullanıldığı platformun başarızlığından kaynaklanmıyor mu?
olay başka bir platformun bu platformu ezmesi ve yeni platformun yanında bir yeni bir OS getirmesi?
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bu Bilgiyi Barkodlasak da mı Saklasak, Barkodlamasak da mı Saklasak?

barbaros

Arkadaşlarınızla gezerken bir pastaneye uğradınız. Yediğiniz pasta o kadar lezizdi ki, aşçıdan tarifini isteme gafletinde bulundunuz. O da haklı olarak bu işten para kazandığını, tarifi size verirse aç kalacağını söyledi. Damak zevkinize bir yenilik daha katacaktınız, ama olmadı.

Günümüzde bilginin en büyük dağılım kanallarından biri, şüphesiz internet. İnternet ile bir şekilde ilişkisi olan herkes, reklam amacıyla ücretsiz sağlanan e-posta adresleri, ücretsiz web alanları gibi birkaç istisna alan dışında bir çok hizmetin, bilgisayarda kişisel ya da ticari kullanım amacıyla edinilen programların, fotoğraf ve haber arşivi gibi "aslî" bilgi kaynaklarının ücrete tabî olduğunu bilmektedir. Okumakta olduğunuz yazı, bu örnekler arasında yer alan "ücret karşılığı kullanılan program"ı kendisine konu edindi. İnternet üzerinde, her ay çıkan bilgisayar dergilerinin cd eklerinde, çeşitli kitapların yanında verilen cdlerde bir çok program bulunmakta, ancak bu programların yaklaşık %95'i, aslında belli bir ücret karşılığı satılmakta olup, bu ücret ödenip programın kaydı yapılana kadar belirli sayıda, belirli gün kısıtlamasıyla, belirli fonksiyonların devre dışı kalması zorunluluğuyla kullanılabilme gibi kısıtlamalarla dağıtılan reklam sürümleridir.

FSF ve Cisco Anlaştı

FZ

Özgür Yazılım Vakfı (The Free Software Foundation - FSF) ve Cisco Systems, Inc. mahkemelik oldukları bir konuda anlaştılar ve FSF şikayetini geri çekti.

Ruby slaytları

m1a2

Ruby hakkında şöyle dört başı mamur bir tanıtım yazmayı çok zamandır düşünmekteyim , fakat yazının gerektirdiği fazlamesaiyi bir türlü denk düşüremedik. Son yıllarda tanıştığım en zarif açık yazılım ürünlerinden biri olan bu betik dilini madem ki teferruatıyla mercek altına alamıyoruz, şimdilik vur-kaç operasyonlarıyla yetinelim. Ruby`yi denemiş ve beğenmemiş veya denemeden beğenmemiş olabilirsiniz (sizi gidi piton`cular sizi :) fakat bir şeye eminim ki kendisini `programlama dilleri delisi` olarak tanımlayan Ruby`nin geliştiricisi Yukihiro Matsumoto`nun (a.k.a. MATZ) 2002 Ruby konferansında yaptığı şu nefis sunuları çok çok beğeneceksiniz: Sunu 1, Sunu 2. Üstadın dediği gibi `Be Minor, Be Cool`

GPL Sürüm 3'e Doğru...

vst

Richard M. Stallman ve Eben Moglen, hazırlıkları süren GPL3 hakkında bir makale yayınladılar. Makalede, GPL'in geçmişi, bugünü, yarını ve yeni sürümün altında yatan sebepler tartışılıyor.

Açık Kod Haberalma Teşkilatı

realist

Alıştığımız kavramlar farklı düşünebilen insanların elinde bambaşka anlamlar kazanıyor. Henüz pek bir işe yarayanını görmediğim IRC botlarını dahi akla gelmeyecek ilginç yeteneklerle donatabiliyorlar.