Fazlamesai.net TV: Erkan Tekman'la sohbet

0
butch
Bundan böyle Çarşamba akşamları 22:30'da Teknoloji Televizyonu'ndan canlı yayınlanacak programın bu haftaki konuğu Ulusal Dağıtım Proje Yöneticisi Erkan Tekman. Gün içinde ya da program sırasında bu habere yapacağınız yorumlarla yapacağımız sohbetin ve programın içeriğini yönlendirebilirsiniz.

Görüşler

0
FZ
Özellikle proje yönetimi konusunda ilginç konuşmalar olabilir, mesela o başarı endeksi, projenin hayatta kalma endeksi filan nasıl hesaplanıyor merak ediyorum ben. Proje yönetiminde ne tür sıkıntılar yaşıyorlar, kaynak akışı, kaynak yönetimi nasıl sağlanıyor, vs.
0
bm
Bu projeyle buyuk olcude yerli dagitim hazirlama projeleri devlet gudum ve kontroluna girmis oldu. Kanunla bir mecburiyet olmasa da buradaki arkadaslarin heyecen ve desteklerini Uludag uzerine yogunlastirmalarindan hareketle efektif olarak Turkiye'de dagitim hazirlamanin en azindan zihin payi bakimindan buyuk olcude devletlestigini soylemek cok da abes olmaz. Ben bunu kacmis bir firsat olarak goruyorum, kendi basina 'devlet bize destek olsun' demeden calisma aliskanliginin zaten zayif oldugu bir memlekette fazla donanim yatirimi gerektirmeyen bir konuda genclerin dunyayla entegre bir sekilde ve kendi insiyatifleriyle calismalarini tercih ederdim. Bunun yerine 'ulusal olmali, herseyi Turk olmali' tarzinin (ki Uludagh bunu direkt soylemiyor gordugum kadariyla) zihinlerde yerini derinlestirmeye basladigini goruyorum. Yarin Alan Cox 'size yardim edeyim' dese, 'hayir bu Turk mali edemezsin' mi diyecegiz? Cox yerine Macar oldugu icin Ingo Molnar'i mi tercih edecegiz? Hedefimiz ve belki basari olcumuz bu tip insanlarin projelerimize ilgi duymalari ve katki yapmalari olmamali mi bir yerde? Yorumlar?

Basari ve hayatta kalma tahmin barometresi bence iyi olmus. Buna benzer bir de butce barometresi olmali. Ne harcadik, nereye harcadik seklinde bir cetele yayinlanirsa hem e-devlet baglaminda bence pek ustune dusulmeyen 'devletin hesap vermesi' konusunda fevkalade guzel bir ornek teskil eder hem de bu tip maliyet hesaplarinin pek bilinemedigi ve kismen ticari sir oldugu icin aciklanmadigi memleketimizde en azindan acik kaynak proje maliyetleri konusunda calisacak kisilere de veri saglanmis olur.

benim aklima iki dakikada gelenler bunlar.
0
FZ
Kaynak akışı ve kullanımı derken, evet, ben de benzer şeyleri kast ediyordum, yani işte şu kadar bir adam, şöyle bir Linux dağıtımı projesi için şu kadar ayda şu kadar YTL harcadı, önümüzdeki 6 ya da 12 ayda tahminen şu kadar YTL para harcanacak, vs. gibi bilgiler verilse güzel olur. Yani bu tür bir projenin maliyeti nedir bilinsin manasında, böylece söz gelimi kapalı kodlu ticari projelerle falan kıyaslama olanağı da olur.

Ve tabii 2004 yılına dek bu tür bir şeyin (ticari olmayan ve Türk ekip tarafından hazırlanan GNU/Linux temelli açık kodlu işletim sistemi dağıtımı, Gelecek gibi ticari şeyleri kast etmiyorum) sivil bir girişimle ciddi bir etki ile yapılamamış olması da belki tartışılabilir. Yani problemler neydi, problemler var mıydı? Elin ABD'lisi, Macar'ı, İngiliz'i, fazla mesai yaparak bir şeyler yaptı da Türkler fazla mesai yaparak böyle bir şey yapamadı mı? Yapmaya çalışanlar nerede hata yaptı? Mesele para mıydı? Koordinasyon eksikliği miydi? Proje yönetiminden bihaber olmak mıydı? Linus Torvalds çok iyi bir proje yöneticisi mi? Ya da Debian'ın başındaki adamlar birer koordinasyon dahisi mi?

Ayrıca: ULUDAĞ hangi devlet kurumlarında ve/veya belediyelerde ne zaman kullanılacak? Bunun için öngörülen bir plan program var mı? Devlet sadece tavsiye mi edecek yoksa devletçi bir gelenekle, hadi kardeşim, formatlıyoruz bilgisayarları kuruyoruz ULUDAĞ'ı, kuruyoruz Türkçe OpenOffice.org'u (hem bakın Türkçe imla denetimi de var Zemberek eklentisi sağolsun) mu diyecek? Milli Eğitim bakanlığının politikacıları ve bürokratları buna nasıl bakacak? 12 ay sonra ULUDAĞ ve daha güzel günler bizi mi bekliyor?
0
FZ
Sahi, devlet, TÜBİTAK, güdüm filan derken: ULUDAĞ proje yöneticileri ile TÜBİTAK arasındaki ya da diğer devlet kurumları arasındaki pratik ilişkiler nasıl? Yani dışarıdan ne kadar müdahale var? Ordudan mesela müdahale var mı? Şu tür bir özellik öncelikli filan ya da olmazsa olmaz gibi talepler geliyor mu? Nihai olarak önce şu sistem, şu özellikle eklenecek, vs. tarzı kararlar tamamen ULUDAĞ içinde mi veriliyor, vs. Bunlar da ilgimi çekiyor proje yönetimi bağlamında.
0
bm
Bir de su var: acik ve GPL lisansli birsey yapiyor devlet, bu acaba Tubitak'in diger birimlerine nasil yansiyor? Mesela B&T arsivini acacak mi? Bilten kaynak kodunu gostermeye baslayacak mi? Etkileniyorlar mi bu hareketten?

Yine aciklik konusunda belki sunu diyebiliriz: Acik kaynak lisanslar icin ozellikle devlet kaynaklari devreye girdiginde GPL yerine BSD tipi lisanslarin tercih edilmesi gerektigini iddia edenler var (MS de yapiyor bunu ara sira ama yanliz degiller). Devlet kaynaklarinin nihayet bu kapali kaynakli yazilim satan sirketlerin de arasinda oldugu bir havuzdan kanun zoruyla temin edildigi, dolayisiyla bu kaynagi kullanan projelerin urunlerinin kategorik olarak bu sirketlerce kullanilamaz hale gelmesine yol acan lisanslarin kullaninimin ahlaki olmadigi iddiasi var. GPL tercih edilirken bunlar goz onune alindi mi?

FZ'nin isaret ettigi ordu baglami esasinda cok ilginc. "Gudumlu fuzelerde GPL'li yazilim kullanilirsa bu fuzeyi kafasina yiyen kaynak kodunu isteme hakkina sahip mi?" seklindeki komikliklerin yanisira kriptografi konusunda aciklik, kod murakabesi vs. ciddi konular da var. Yani isin ciddi bir matematik tarafi da var, agirlikli olarak bu konulara CVS/SVN vs.'nin acik oldugu bir ortamda nasil egilinecek? Bizim bilmedigimiz tarafta mi kalacak bunlar yoksa gizlilik yerine matematige guvenilmesi mi tercih edilecek?
0
FZ
Şifreleme konusu ile ilgilenmeye başladığımdan beri sürekli karşıma çıkan, konuya dair Schneier gibi uzmanların da söylediği bir şey var: Gizli algoritmalara güvenmeyin, algoritmalar açık olmalı ve test edilmelidir acımasızca, hayatta kalan algoritma kullanılabilir. Bu durumda algoritmaları gizlemek anlamlı mı? Öte yandan tabii şu düşünülebilir, algoritma açıktır ama mesela çok acayip bir uygulamasını yapmışsınızdır şeytanın aklına gelmeyen, bu belki bir üstünlük sağlıyordur bir süreliğine, bu durumda belki bunun kapalı olması düşünülebilir güvenlik açısından.
0
abakana
"Gudumlu fuzelerde GPL'li yazilim kullanilirsa bu fuzeyi kafasina yiyen kaynak kodunu isteme hakkina sahip mi?"

Bir arkadaşın bu soruya cevabı: "Diğer tarafta telif hakkını füzeyi yiyenler arasında paylaştırdıkları söyleniyor" :)

Fazlamesai TV yayınlarını indirip izleyebileceğimiz ya da streaming olarak izleyebileceğimiz bir sistem olsa ne güzel oluru :(
0
FZ
Fazlamesai TV yayınlarını indirip izleyebileceğimiz ya da streaming olarak izleyebileceğimiz bir sistem olsa ne güzel oluru :(

Benim gibi 10 yıldır TV ile muhatap olmayan bir adam bile TV aldıysa... :o :)

Bu arada 1. bölümün DivX'i vardı galiba bir yerde, sundance yazmıştı bana adresi ama şimdi ezberimde yok. Devamı gelse güzel olur elbet...
0
Nightwalker
Ya kesinlikle. Burada kablo tv yok. Uydu alacak bütçe de yok. Açık kodlu televizyonculuk isterük :)
0
sleytr
o adresi verirsen çok mutlu olurum şahsen. emule'de bir haftada sadece 75mb'si geldi :(
0
abakana
Birinci bölümü arkadaş kaydetmişti. Onu koydukta, adamın uyuyacağı tuttu ikinci bölümde :)) Biraz daha stabil çalışan bir sistem olsa iyi olurdu. Adamı uyaralım bari bu akşam uyumasın :p

Adres : http://fazlamesai.abakan.name.tr/Fazlamesai.Bolum1.DivX.SkeletoN.avi
0
demolish
program metinlerini okuyabilmek bence video ile uğraşmaktan daha iyi bir çözüm olur. böylelikle hem hazırlaması hemde erişmesi daha kolay olur.

örnek;
http://www.ntvmsnbc.com/news/36554.asp
0
demolish
"Acik kaynak lisanslar icin ozellikle devlet kaynaklari devreye girdiginde GPL yerine BSD tipi lisanslarin tercih edilmesi gerektigini iddia edenler var (MS de yapiyor bunu ara sira ama yanliz degiller). Devlet kaynaklarinin nihayet bu kapali kaynakli yazilim satan sirketlerin de arasinda oldugu bir havuzdan kanun zoruyla temin edildigi, dolayisiyla bu kaynagi kullanan projelerin urunlerinin kategorik olarak bu sirketlerce kullanilamaz hale gelmesine yol acan lisanslarin kullaninimin ahlaki olmadigi iddiasi var. GPL tercih edilirken bunlar goz onune alindi mi?"

evet, haksızlık var. toplanan vergilerde kapalı kaynak yazılımı satan şirketlerinde payı var fakat o parayla devlet başka şeylerde yapıyor. yani olayı genelledikmi iş çok daha geniş boyutlara varıyor. şikayetler sadece bilişim sektörü ile sınırlı değil buna diğer sektörlerde dahil. her şirket ms nin yakındığı gibi yakınabilir. devlet benden aldığı parayla benim işimi yapıyor ve bana rakip oluyor, burada haksız rekabet var diyebilir ve diyorda.

sorun dönüp dolaşıp iki cambaz bir ipte olurmu sorusuna geliyor. bu haksız rekabeti ortadan kaldırmak için benim bildiğim iki yol var. ya devlet özel mülkiyeti kaldırıp her işi kendisi yapar, herkesde devlet memuru olur. yada bu işler özele bırakılır devlet yapması gereken işleri yapar. şimdi burada devletin yapması gereken işlerin ne olduğu sorusuna verilecek cevap önemli. benim verdiğim cevap özelin yapaMAyacağı işlerin devletin yapması gerektiği şeklinde. umarım kişiler özelin yapamayacağı işleri bulunca devlete hangi hizmetleri almak niçin para* ödediklerinide anlamış olurlar.

bence uludağ mevzunda daha farklı hareket edilseydi daha iyi olurdu. söyleki; madem devletin böyle bir şeye ihtiyacı vardı, bunu özel sektöre havale edebilirdi. uludağ ın özellikleri ihale komisyonu tarafından alt alt yazılıp, özele bunları yap getir denebilirdi. o firmada madem akk ürünler üzerine iş yapıyor oda redhat in fedora ile yaptığı gibi bir oluşuma gidebilirdi ve çokta mantıklı olurdu. ve devlette bundan sonra yapacağı bütün yazılım ihalelerine uludağ üzerine çalışacak ibaresini ekleyerek piyasayı akk ye doğru yönlendirebilir, akk üzerine iş yapan firmaların sayısını arttırabilirdi. böylelikle akk camiasına verebileceği en büyük desteğide** vermiş olurdu.

* vergi deyince kutsal bir mana kazanıyor ve insanlar ödedikleri paranın nereye harcandığını sormaktan aciz hale geliyorlar. o yüzden para dedim.

** akk ürünleri üzerine yazılım geliştiren firmalar bu taban yazılımların gelişmesinin kendi menfaatlerine olacağının bilincinde olarak bunları geliştiren programcılara direk para aktarabilir veya kendi bünyesinde çalıştırabilirdi. böylelikle akk severler işte ms evde linux sendromundan kurtulmuş olurlardı.
0
skoylu
Projenin amacının ne olduğunu iyi anlamak önemli. Ama burada alakasız ve kendine yapacak iş arayan bir kurumun bir şekilde aman bari bir Dağıtım yapayım gibi çıkması durumu söz konusu değil. Elbette bu bilinmediği için konu tam özümsenemiyor. UEKAE kendi dinamikleri açısından Linux'a hiç yabancı değil. Hatta, eş zamanlı ve temelde ULUDAĞ veya ekip ile hiç ilgisi olmayan başka OSS projelerde var. Mesela açık kodla alakalı bir AB projesini de UEKAE üstlendi. Bizler teknisyenleriz, üst yönetimin neler düşündüğünü bilemeyiz. Fakat, anladığımız kadarıyla UEKAE kendi Linux bilgi birikimini geliştirmek, bunu yaparken de elde edeceği bilgiyi ülkeye yaymak istemiş. Bu da, web sitesinde de yazan vizyonu ve de misyonu ile örtüşen bir yaklaşım.

TUBITAK ve UEKAE'yi bilmeyen insanların böyle söylemesi doğaldır.Ama enstitünün web sitesinde, ne iş yaptığı, nereden para kazandığı, devletten ne aldığı, kendinin ne kattığı vs. bilgileri var. Para kazanma yolunu şuradan anlayabilirsiniz:

http://www.uekae.tubitak.gov.tr/basinda_img/Hurriyet-21-Mayis-2004.jpg

Görüldüğü gibi, dünya devleri ile rekabet eder, ihalede yarışır. Sitedeki tarihçesini vs. okumakta fayda vardır. Kurum dışından yorumlar için ekşisözlüğe müracaat edilebilir. Size şu kadar söyleyebilirim gönül rahatlığıyla, UEKAE ve TUBITAK vergilerinizi son kuruşuna kadar doğru yere harcar. Kaldı ki, UEKAE vergilerden aldığı bütçe ile değil, kendi kazandığı ile bugünlere gelmiş bir kurumdur. Övünerek söylemek isterim ki, yurtdışından iyi paralar almış, yurtiçinde sadece ithal edilebilecek ürünleri geliştirip satmakla 10 misli döviz tasarrufu sağlarken kazandığı ile kendi ayakları üzerinde dimdik durabilmiş olmayı sağlamıştır. Elbette mikron altı entegre üretimi gibi, kendi ulusal kripto sistemlerini geliştirebilme gibi, ülke güvenliği ve bağımsızlığı için son derece önemli konularda aldığı mesafede ayrı bir gurur kaynağıdır.

Merak etmeyelim. Bizler teknisyeniz, yönetimin ne düşündüğünü bilemeyiz. UEKAE adına da konuşamayız (ki bu mesajda tamamen benim şahsi görüşlerimi ve web sitesinde de bulabileceğiniz bilgileri içerir). Ama tecrübelerimiz onlara güvenmenin çok doğru olacağını söylüyor. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz, sitesine bakın, görün ne işler yapılmış.. Hal böyleyken bu müessese bir dağıtım üretmeyi öngörmüşse, mutlaka memleketin bir karı vardır, harcanak paradan fazlası bu ülkeye dönecektir. Bundan emin olalım..





0
bm
Ben o para barometresini bu kurumun temiz olmadigini ima etmek icin soylemedim, bilakis temiz oldugunu tahmin ettigim icin kolayca ortaya cikartilabilecek ve diger devlet kuruluslarina ornek olacak bir uygulama diye dusundum.

Saydiginiz basarilari tartacak durumum yok, bu alanlar acik dokuman yayinlanabilen, ana resimde parasal buyukleri bilinebilen (hatta sorulabilen) alanlar degil. Kullanilan personelin beyin gucunun firsat maliyeti bakimindan degerlenirilmesini yapmak da cok zor. Takdir edersiniz ki devlet kuruluslari arasindaki alis verisler, devlet fonlari transferi ve nihayet bazi seyler icin (ben bunu yazmam diyen arkadaslardan duyduguma gore) teknoloji tartma ve tesvik icazeti verme vs. gelir kaynaklari olan bir kurulusun bilancosunun pozitif cikmasi normal bir ozel kurulusun ayni rakamlarla degerlendirmesinden farkli olacaktir. Kaldi ki bu onemli de degil, askeri ihtiyaclar zaten bu tip kaygilari asiyor.

'Bilmiyoruz ama guveniyoruz' tarzi isin askeri boyutu bakimdan kacinilmaz elbette, yanliz bunun diger alanlarda fevkalade tehlikeli bir yaklasim oldugunun farkinda olalim. "...bu müessese bir dağıtım üretmeyi öngörmüşse, mutlaka memleketin bir karı vardır..." cumlesine bir de "buyuklerimiz her seyi bizlerden iyi dusunur" perspektiften bakarsaniz genelde bu tarzin nicin sorgulandigini ve sorgulayanlarin o musesseseyi yipratmakla alakasi olmayan rahatsizliklari olabilecegini belki sezebilirsiniz. Bu konuda ses cikartanlar TR'de evvelce olmayan, olamayan bir kitlenin onculeri. Bazi kurumlara bu sorular umum icinde duyulacak sekilde soruldugunda Alaattin bey'le tanistirildiklari goz onune alinirsa herhalde bu tip supheci reflekslerin milletce edinilmesinin gerek ve faydasini anlayabiliriz. Bunu genel icin soyluyorum, birakin beyin gucu dahil piyasa dengelerini bozmayi, cok daha basit sebeplerle 'bize guvenin'e alerji duyulmasi lazim. Uludag ozeli bu gecerli degil belki ama insan memleketin kabiliyetli beyin gucunun 'sorgulamadan guven'in gecerli oldugu ortamlarda calismasinin genis perspektifte _vatandas_ olarak da bize gerekli olan beyinlerin bazi bakimlardan ziyan olup olmadigini dusunuyor. Bunu kadronuzun kapasite olarak yetersiz degil, aksine nadir bulunur kabiliyette oldugunu dusundugum icin soyledigim de acik herhalde.
0
skoylu
memleketin kabiliyetli beyin gucunun 'sorgulamadan guven'in gecerli oldugu ortamlarda calismasinin genis perspektifte _vatandas_ olarak da bize gerekli olan beyinlerin bazi bakimlardan ziyan olup olmadigini dusunuyor.

Alıntı: Ama tecrübelerimiz onlara güvenmenin çok doğru olacağını söylüyor.

Tecrübelerimizi aktaramadığımız için üzgünüm. Ama tekrar vurguluyorum.Sorgulamadan güven değil söylediğim. Elimde bu güveni sağlayacak kadar bilgimin olması aslolan. En kolay yoldan, gidin web sitesini vs. inceleyin. Bir fikir edinirsiniz. Yoksa bakın buradaki sistematik içinde şöyle böyle diyerek anlatmak imkanım yok. Kabaca, Milli ve Nato seviyesi güvenlik belgesi alan, ABD'li, Alman, Ingiliz vs. uzmanlara TEMPEST dersi veren bir kurumdan bahsediyoruz:

http://www.uekae.tubitak.gov.tr/tarihcemiz.htm
den alıntı:

• Enstitü, AQAP-130 ve AQAP-150 Endüstriyel Kalite Güvence Seviye Belgelerini aldı.
• TÜBİTAK Gebze yerleşkesinde, 10-14 Mayıs tarihleri 2004 arasında 12 ülkeden 26 kişinin katılımıyla NATO TEMPEST Workshop düzenlendi.

Bütçe vs. konularında hiç bir fikrim yok. Çünkü bu müessesenin bir bütçe işinden sorumlu bölümü var. Bu onların işi. Ve cevabı verebilecek olan onlardır. Eski kuruş bazında kaç para harcandığının hesabı mutlak var. Ama bu bizim işimiz değil.

Asıl üzüldüğüm ise, burada bunu tartışıyor olmamız. Bütçe konusu bizim işimiz değil. Bize gelin yapın dediler, biz de yapıyoruz. Burada parasını sorgulamaktansa, teknik yapıyı sorgulamak, hedefleri sorgulamak vs. daha iyi olmaz mıydı? Merak eden, TUBITAK veya Enstitünün Bilgi Edinme mekanizmalarına başvurabilir. Buranın (FM.NET) eskilerinden biri olarak, ben "Merak etmeyin, burası ne yaptığını iyi bilen, ayakları yere sağlam basan bir müessesedir." diyorum, biraz itimat edin lütfen.
0
bm
Burada parasını sorgulamaktansa, teknik yapıyı sorgulamak, hedefleri sorgulamak vs. daha iyi olmaz mıydı?

En ilginc sey Comar gibi gozuyor. Onun da koduna bakmak lazim, dokumanlari son baktigimda incelemek icin yeterli degildi. En azindan dagitim gelistirme tecrubesi olmayan birine 'problem su, filanca soyle, falanca boyle yapmis, bizim yeniligimiz sudur, su sebeple calisir' seklinde cok detayli bir dokuman vermeden marifeti anlasilir yapmanin zor oldugunu, boyle birsey yazmak yerine kodu ilerletip problemi cozmenin de daha randimanli olacagina katiliyorum.

Bakin 'butce konusamiyoruz' ile bitecek birsey davamli insanlara nasil dusunup nasil soru sormalarini soylemeye gayret edilmesi yuzunden bitmiyor. Ben neyi niye ve nasil kotu niyet olmadan sordugumu soylemeye calistim. Daha acik soylemeye dil kullanma kabiliyetim yetmiyor, kusura bakmayin.

Merak eden, TUBITAK veya Enstitünün Bilgi Edinme mekanizmalarına başvurabilir.

Ben bana matbu formda 'ben sizden asagidayim' dedirtmeye calisanlara zorlama olmadikca bu sekilde yaklasmak istemiyorum. Siz bunlardan rahatsiz olmuyorsunuz belli ki, ama baskalarinin rahatsiz olabileceklerini anlayabiliyor olmaniz lazim. Ben sorduguma pisman oldum zaten, ilgilenmekten vaz gectim.

(Kalanini anladim, tesekkur ederim).
0
skoylu
Devlet benden aldığı parayla senin şirketinde sana para kazandıracak adam da yetiştiriyor !?

ULUDAĞ için dikkat ederseniz, Türkçe vs. sorunları olmayan (en azından hedef olarak) framework, API vs. olarak belirlenmiş bir altyapı sağlama özelliğini görebilirsiniz. Böyle olunca o özel sektöre "Bak kardeşim, sen altyapı tarafıyla uğraşma. Sistemiymiş, SQL serveriymiş vs. biz hallediyoruz. Siz alın bunu uygulamaları geliştirin, para kazanın. Windows (veya başka bilmem ne) (elbet bir sürü antivirus, koltuk başı lisans vs.) masrafından yırtar, rekabet avantajı sağlarsınız." Demiş olmak daha mı kötü? Bu gibi bir yapıyı düşünen cılız sektörümüz karşısında cirosu TC GSMH'inden belki büyük olan bir MS bulacak, zaten bu yola hiç giremiyecek. Girebileceği nokta olan entegratörlük veya son uç uygulama geliştirme noktasında ise Gates'e 10000 $ kazandırıp kendi 1000 $ kazanacak. Bu mu daha iyi?

Gelecek Linux'ta benzeri bir projemiz vardı. Ama GL bu yükü kaldıramadı. Dağıtım hazırlamak, sürdürmek gerçekten yüklü bir maliyet getiriyor. Bu noktada bizim faaliyetimizin kısa/orta vadede bilhassa yurtdışındaki kurumsal pazar da dahil olmak üzere Türk BT özel sektörüne çok daha fazla faydalı olacağını düşünüyorum.
0
bm
Devlet benden aldığı parayla senin şirketinde sana para kazandıracak adam da yetiştiriyor !?

O fikir acisindan BSD lisansina karsilik gelmiyor mu? Benim aklimda olan cekisme GPL/BSD/devlet kaynagi cekismesiydi, demolish'in yorumu biraz daha degisik bir boyutta tabi.

Saytanin avukatligini yapayim biraz:

Bak kardeşim, sen altyapı tarafıyla uğraşma. Sistemiymiş, SQL serveriymiş vs. biz hallediyoruz. Siz alın bunu uygulamaları geliştirin, para kazanın.

Bunu devlet mi soyluyor bize? Sununla ugras bununla ugrasma diye?

Gelecek Linux'ta benzeri bir projemiz vardı. Ama GL bu yükü kaldıramadı. Dağıtım hazırlamak, sürdürmek gerçekten yüklü bir maliyet getiriyor.

GL'i indirmek bile mumkun degildi ben baktigimda. "Dagitim gerekiyor" kabulunu sorgulamadigimizi farzedelim, dakika basi para odenmeyen bir sekilde internete baglanmanin yayginlasmasi kac aylik is Turkiye'de?

Bu noktada bizim faaliyetimizin kısa/orta vadede bilhassa yurtdışındaki kurumsal pazar da dahil olmak üzere Türk BT özel sektörüne çok daha fazla faydalı olacağını düşünüyorum.

Insan yetismesi haricinde (ki o boyut hepsinden onemli olabilir, ilginc isler yapsinlar diye zeki insanlara bakacak bir ozel sektor var mi tartamiyorum) bir sebebi var mi bu dusuncenin?
0
skoylu
Bunu devlet mi soyluyor bize? Sununla ugras bununla ugrasma diye?

:))

Uğraşmak isteyen, uğraşan oldu da, biz adamı dövdük mü?

Açıkça söylüyorum, UEKAE Adresi bellidir. Konuyla ilgili olan da Sayın yöneticimiz Erkan TEKMAN'dır. Linux tabanlı veya değil, bir dağıtım, bir işletim sistemi vs. geliştirmek isteyen olursa hiç çekinmeden müracaat edebilir. Hatta, ne bileyim iş geliştirme ihtiyacı olan TUSSIDE'ye, bilmem kaç dereceye dayanacak malzeme ihtiyacı olan MKTAE'ye, pikosaniye hassasiyetinde sistem üretecek, pahalı hassa kalibrasyon isteği olanlar UME'ye müracaat edebilir. Daha pek çok enstitümüz var, bu tür her isteği karşılayacak..

Eğer birisi gelirde, PARDUS tabanlı bir sistem geliştirmek istiyorum, yardımcı olun derse bu bizi sevindirir. Diğer yandan, "Bana cep telefonu için işletim sistemi" nden, "Bilmem şu kadar güvenli bu kadar CPU'lu sistemi idare edecek bir O/S" istiyoruma kadar her tür isteğinizin TUBITAK tarafından yürütülmesi mümkün.

Bu masraflı tarafı kurumsal olarak biz üstlenmişiz. Sizde alın bunu üstüne kendi platformunuzu koyun. Para kazanın. Haa, derseniz ki, yok altını da ben yapacağım.. Bundan da ziyadesiyle memnun oluruz. Bu tavsiyemizi nasıl "Siz uğraşamazsınız bununla, bu bizim yedimimizde haa, olmaz" dermişiz gibi anladığınızı anlayabilmiş değilim.. Devlet onu söyleyecek olursa (ki UEKAE = Devlet değildir, Devletin bir kurumudur) bir yasa çıkarır, genelge çıkarır önünüze koyuverir.
0
bm
Bu tavsiyemizi nasıl "Siz uğraşamazsınız bununla, bu bizim yedimimizde haa, olmaz" dermişiz gibi anladığınızı anlayabilmiş değilim.

Saytanin avukatligi yolunu kendim actigim icin bunu hakettim tabi! Oyle demiyorum, ama gayet tabi arkasinda sizin de izah ettiginiz gibi muazzam inandiricilik olan bir devlet kurumunun boyle demesi zihin piyasasinin dengelerini bozacaktir. Uzlasma olmasa bile iletisim manasinda anlastik mi?
0
demolish
"Devlet benden aldığı parayla senin şirketinde sana para kazandıracak adam da yetiştiriyor !?"

devlet beni eğitmesin demek gibi bir lüksümüz varmı? veya bir cunta idaresinin uzantısının(YÖK) güdümünde eğitim almak istemiyorum diyebilmek. devletimiz hangi görevini doğru dürüst yerine getirebilmişki eğitim işini eline yüzüne bulaştırmadan yürütebilsin. devletin verdiği eğitimden memnun olan varmı aramızda? yada hiç yoktan iyidir gözüylemi bakılıyor.

ben devletten beni eğitmesini beklemiyorum ve istemiyorum. ben kendi paramla kendi istediğim şekilde eğitim almak istiyorum. ha devlet milleti eğitmeye çok meraklı ise okul açıp* bedavaya işletmecilik yapacağına parası olmayana para vesin ve onlarda kendi istedikleri şekilde bir eğitim alsın. "kendi istediğimiz şekilde eğitim almak" belkide kendi ayaklarımız üzerine kalkabilmemiz, omurga sahibi olabilmemiz, herşeyi devlet baba yapsın bizde yiyelim anlayışından kurtulmamız için en temel şart.

geçen burada erdal inönü nün sözlerini tartıştık. bilimsel ve teknolojik gelişmemiz için üniversitelere yatırım yapılmasından bahsediyordu. şöyle bir örnek vereyim; mahallemizde bir tane bakkal var ve herkes sattığı maldan şikayetçi, ama başka bakkal olmadığı için herkes ihtiyacını oradan karşılamak zorunda. şimdi böyle bir durumda bakkal kendine çeki düzen verme ihtiyacı hissedermi yoksa "almazsan alma kardeşim bak millet içeri girmek için neredeyse birbirini çiğniyor" mu der? aynen bu hesap biz kendimize alternatif eğitim kaynakları bulamadığımız ve üniversite yönetimlerini mezunları gibi işsiz bırakamadığımız sürece bu düzen böyle gider, kimse birşeylerin düzelmesi için ümitvar olmasın.

mevcut sistemimizin, sürekli eleştirdiğimiz ve dalgaya aldığımız doğudaki ağalık sisteminden ne farkı var. tek farkı var oda ağayı kendimiz belirliyoruz. tıpkı üniversitelerimiz için kullandığımız yüksek lise tabiri gibi, yüksek bir ağalık sistemi günümüz türkiyesinde işler vaziyette. dikkat edin, herkesde ağadan şikayetçi, bu beceremedi yenisi gelsin deniyor. kimse sistemden rahatsız değil, herkes başına gelenlerin sorumlusu olarak ağayı görüyor. esasında başına bu kadar belayı açanın ağa değil ağalık sistemi olduğunun farkında değil.

"İyi hoşta burası ABD Değil. Bizim dinamiklerimiz ABD ile aynı hiç değil. ABD neden Bilmem ne firmasına Mars'a gidecek araç yaptırmıyorsa, NASA varsa, bizde maalesef bu tür işler için devlet desteği gereksiniyoruz. Bizim al-satçı, cılız özel sektörümüz böyle bir işe soyunacağı, hatta devlet para verse bile soyuncağını sanmıyorum."

yukarıdan bakınca cılız olarak görünen sadece özel sektörümüz değil, kişilerde cılız. haliyle cılız kişiliklerden oluşan özel sektörde cılız kalmak durumunda. kişilere prematüre bebek muamelesi yapılıyor ve bir fanus içinde korunmaya alınıyor. peki prematüre kalmalarının sebebi sadece kendilerimi? türkiyede doğup büyüme tercihini kendilerimi yaptılar? başka bir ülkede büyüselerdi yine böylemi olacaklardı? onları bu cılız kişilikli hale getiren kim? hırsızın hiçmi suçu yok?

devletin ekonomideki ağırlığı son on yılda arttımı azaldımı? Benim okuduklarımdan** anladığım bunun arttığı yönünde. bu ciddi bir araştırma konusu olabilir ve sonuçlarıda çok bilgilendirici olur. ismet inönü nün dış ilişkiler için yaptığı benzetmeyi ben burada girişimcilerin türkiyede iş yapması durumu için yapıyorum. önüne binbir türlü engel çıkartılan, bir dahaki tokadın nereden geleceğini kestiremeden iş yapmaya çalışmak büyük cesaret ister. ortada böyle bir durum varken girişimcimizi beceriksiz, vizyonsuz olarak nitelemek ne kadar haklı bir davranış olur. hem madem girişimcilerimiz beceriksiz ben de devleti göreve çağırıyorum, herkese iş versin. madem devlete özelin yapamayacağı işleri yapması için görev verdik buyursun yapsın. ey devlet erkanı girişimcilerimiz iş imkanı yaratamıyor, bu konuya bir el atın, sesimizi duyun!

devleti tarafından adam yerine konulmayan bir milletin devletinin fazla uzun ömürlü olacağını tahmin etmiyorum. ülkemizin hali son sürat uçuruma doğru ilerleyen bir araba gibi. başına gelebilecekleri tahmin edebilmek için çokta ileri görüşlü olmaya gerek yok. ben kendimi bildim bileli ülke kötüye gidiyor. ***birkaç iyi hadise ise benim için züğürt tesellisinden farksız. 80 yıllık cumhuriyetimizde hala girişimcilere(ki girişimcilerde bu toplumun bireyleri) beceriksiz, vizyonsuz gözüyle bakılıyorsa ortada çok büyük yanlışlıklar var demektir. bu şekilde düşünüldüğü takdirde bir 80 senede olmayan beş 80 senede geçse olmaz. gerçekleşecek olan selefi ile aynı kaderi paylaşmak olabilir.****

ama devletimiz bırakın iş vermeyi daha en temel ve öncelikli vazifesini yerine getirmekten aciz. devlet adaleti tesis etme görevini ne kadar yerine getiriyor? masumlar aklanıyor, suçlular hak ettiği cezayı çekiyor mu? adalet gecikmeden yerine getiriliyor mu? diyeceksinizki bu sorular çok lüks kaçıyor, devletimiz iti kopuğu sokağa salmasın yeter. devletin yarattığı boşluğu sağolsun mafya teşkilatlarımız dolduruyor. eşkiyalar şehre inmiş artık sokakta yürümeye korkar hale geldik. batı batı diye diye sonunda vahşi batıya benzedik iyimi. biraz tersten oldu ama olsun hiç yoktan iyidir.

devletimiz o kadar çok işe burnunu sokuyor ki kendi asıl işini unutmuş vaziyette. kaynaklarını o kadar lüzumsuz dağıtıyorki en elzem işine kaynak ayıramıyor. cezaevleri örgüt misafirhanelerine dönmüş, hakimlerimiz vicdanı ile cüzdanı arasında kalıyor. bu ne kadar utanç verici bir durumdur. bu utancı hayal edebilmek bile güç, nasıl yaşanabildiğini varın siz tahmin edin.

konu uludağ özelinin çok dışına çıktı. yeni haberler geldikçe tartışmaya uludağı tartışmaya devam ederiz. yanlız bir şeyi açıklayayım yanlış anlaşılma olmasın. ben yorumu yaparken size karşı bir ithamda(milleti adam yerine koymamak) bulunma gibi bir maksadım yok. sözlerim size değil, çevremde hatta yakın akrabalarımda gözlemlediğim bir bilinçaltı olgusunadır yani ağalık düzenine.

* ki artık onada takati kalmadı.
** http://www.aso.org.tr/baskan/meclisOcak2003_2.html
*** bize sanki herşey iyi gidiyormuş gibi görünebilir, lakin yanılmayalım diğer ülkelerle kıyaslandığında devamlı geriye düşüyoruz. hız ile ivme arasındaki ilüzyon bizi yanıltmasın. ivmemiz artmasa bile belli bir hızda hızlanmaya devam ederiz.
**** sonrada kimsede çıkıp bunun sorumluluğunu dış mihrakların üzerine atmasın. dış mihrakların yaptıkları(ki onlarda yerli işbirlikçiler vasıtasıyla olur), kendi kendimize yaptığımız ihanetlerin yanında hiç kalır. biz kendimizi koruyup kollamayalım, bünyeyi zayıf düşürelim ondan sonrada mikroplar bize hasta etti diyelim. mikroba niye mikropluk yapıyorsun demenin bir mantığı varmı?
0
bm
aynen bu hesap biz kendimize alternatif eğitim kaynakları bulamadığımız ve üniversite yönetimlerini mezunları gibi işsiz bırakamadığımız sürece bu düzen böyle gider, kimse birşeylerin düzelmesi için ümitvar olmasın.

Ben o kadar karamsar degilim. Ben de rahatsiz oluyorum devletin dort bir yani tutmus olmasindan ve okumuslarimizin bir araya geldiklerinde 'devlete ne yaptirmali' (%90 devlet kimleri neye zorlayip, kimlere nasil engel olsun demek bu) minvali uzerinde kafa patlatmalarindan ama su anda kurulu sistemin parcasi olanlar gayet tabi _kategorik olarak_ hirpalanmayi hak etmiyorlar. Bu konuda gidisat 70lerde tahmin edemeyecegimiz kadar pozitif aslinda, ozel universite var, muazzam rakamlara ulasan universiteye sokma endustrisine bakip 'yahu bu paralardan hakiki okullar cikar' demenin zihinsel altyapisi eskiye gore cok daha hazir. Ama su anda akademik ortama girmek isteyen ve yerini yurdunu terketmek istemeyenlerin onunde devlet ve memuriyet hala birinci alternatif. Bu bu insanlari kotu yapmiyor.

Oyle dediniz demiyorum, ama ozellikle son butce konusmasinda aslinda sorunun muhatabi dahi olmayan arkadaslarin gosterdikleri hassasiyet belki bunu acikca soylememiz gerektigini ortaya koydu. Rahatsiz oldugumuz ve kanun musade etse haklarindaki (hayirli olmayan) samimi fikirlerimizi aciklayacagimiz insanlar FM'i okumuyorlar, mensubiyet yuzunden kendilerini devlet cephesinde gormek durumda hissedenler okuyorlar ama.

(Kalaninin arkasindaki dusunce tarzina katiliyorum, baskalari ne diyecek diye bekledigim icin yazmiyorum simdi).
0
FZ
ULUDAĞ ekibi (en azından bir üyesi) projenin maliyeti nedir gibi bir soruyu biraz yanlış anlamış galiba:

http://cekirdek.uludag.org.tr/~baris/blog/?file=kaca_bu.txt

Oysa gayet basit bir soru, herhangi bir TC vatandaşının sorabileceği türden bir şey, "birader bizim vergilerden oluşturulan kaynakla güzel, teknolojik bir projeye girişmişsiniz, kaç paraya mal oldu bize bu iş?" Gerçi tabii böyle söyleyince, ülkece, milletçe pek alışık olmadığımız bir şey, bu tür sorular sormak (devlet kurumlarına karşı), insanların aklına ABD filmleri filan geliyor ancak basit bir ilke, basit bir soru. Resmi bir kuruma sorulabilecek türden. Sıradan, sade vatandaşın devlet kurumlarına soru sorma, bilgi edinme hakkı filan... Bu da o tür sorulardan biri. Bunu negatif bir şey olarak algılamak biraz aşırı tepkisellik gibi görünüyor bana. Proje ile ilgili teknik şeyler de sorulabilir, yönetimi ile ilgili şeyler de sorulabilir, finansmanı ile ilgili şeyler de sorulabilir. Söz gelimi karşıma Debian proje yöneticisi çıksa ben ona da sorarım, tabii birebir aynı soru olmaz ama benzeri, Debian herhangi bir devletten ya da şirketten doğrudan para alan bir kurum olmadığı için ama en nihayetinde bir kurum olduğu için ve bir iş yürüttüğü için. O zaman sorular, yahu usta nasıl çekip çeviriyorsunuz organizasyonu, bu işin maliyeti ne, nereden ne şekilde karşılıyorsunuz, finasnman kaynaklarınız nelerdir, ne tür ayarlamalar yapıyorsunuz gibi olacaktır.

Akşamki programda bu tür yanlış anlamalar olmadan, reaksiyoner bir atmosfer oluşmadan güzel ve bilgilendirici bir sohbet izleyeceğimizi ümit ediyorum.
0
bm
Bu programda aciklanabilecek birsey olmayabilir. Eger evevlce hesaplanmadiysa bir takim seylerin (maaslarin hakiki maliyeti, kullanilan ekipman vs.) hesaplanmasi zaman alabilir. Ben onun icin bu hesap oturtulur webden bir zaman o barometre gibi yayinlanir diye dusunmustum. Cok iyi bir ornek olur bence.

0
baris_metin
Uzun bir süredir ilk defa FM sayfalarına bir yorum yazıyorum. Öncelikle web günlüğüme göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederim :).

Konuya dönersek, sorunuzun dayanağı olan "bizim vergiler" varsayımınızın yanlış olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Çalışanı olduğum enstitü, projemiz için ayırdığı kaynağı kendi kazanımlarından (gelir getiren projelerinden) sağlıyor. Belki "vergilerimiz" başka enstitülerde ve/veya projelerde kullanılıyordur, fakat Uludağ projesi için bunun geçerli olmadığı bilgim dahilinde.

Devlete karşı sorumluluğunuzu gösterme çabanıza da tepki gösteriyor değilim, yalnızca sizi de işaret etmeyerek, ilk yaklaşımın "kaç para" olmasını (artık alışmış olsam da) garipsiyorum. Hele bu ilk tepkiyi akademik ve teknik tartışmaların yoğun olduğu ortamlarda gördüğümde iyice garip geliyor. Hedeflerini, ürünlerini, belgelerini, kaynak kodlarını ortaya koymuş bir projeye (bu alanda çalışan insanların) ilk tepkilerinin "kaça bu" olması benim için üzücü. Bardak analojisini bilirsiniz; FM'deki bu yorumları diğer örneklerini gözlemlemeden okumuş olsaydım büyük bir ihtimal ile garipsemez, normal karşılardım. "Reaksiyoner tavrımın" nedeni bu yaklaşımın genel bir bakış açısı olduğunu gözlemlemem.

"Sıradan, sade vatandaş"ın bu sorularını yöneltebileceği TÜBİTAK Bilgi Edinme Sistemi varken, akademisyenlerin ve aynı alanda çalıştığım insanların, proje için de faydalı olabilecek yönlendirici sorularını beklerim. Daha fazlasını (doğrudan katkı) da beklerim aslında ama neyse :). Bu beklentimin doğal olduğunu düşünüyorum. Sorgulayan bir toplum iyidir; fakat _bence_ daha önemlisi eleştirebilen ve en önemlisi üreten bir toplum. Bunun dışında kimsenin " ben vergisini ödeyen bir vatandaşım" tepkisine tavır takınmam :).
0
loker
Bu cevap sadece FZ'e değil aslında ama burası tartışmaya katılmak için mantıklı bir nokta galiba:

Herşeyden önce proje çalışanlarının maaşları ya da başka kurum içi kriterlerle belirlenen kalemler bir dağıtımın olması gereken masraflarını belirlemez... Daha doğrusu bir dağıtımı kimin hangi koşullarda yaptığı zaten her olayda değişir. Slackware'i ağırlıkla Volkerding tek başına yapıyor... Adamın sosyal güvence olanakları, kişisel serveti vb. bir çok detay bu projenin maddi olanaklarını da doğal olarak belirler takdir edersiniz... Dolayısıyla beyhude bir merak söz konusu diye düşünüyorum... Ama bu kişisel fikrim... Daha genel tartışılabilir kısma geçeyim:

Sıradan, sade vatandaşın devlet kurumlarına soru sorma, bilgi edinme hakkı filan...

Bence biraz sapla samanı karıştırıyoruz bu konuda...

Kurumlardan bilgi alma hakkımız var, ama yüzlerce çalışanı olan, bir yarısı milli savunmaya ve yüksek güvenlikli stratejilere endeksli bir kurumdan bilgi almanın yolu, içindeki bir projede görevli tanıdıklarla politik kriterlere dayalı polemiklere girmek değildir.

Uludağ projesinde nereye ne harcanıyor bilgisini vermek uludağ geliştiricilerinin zorunluluğu gibi görülmemeli...

Bilgi Edinme Hakkı'nı kullanmak isteyen varsa, yazar UEKAE'ye bir dilekçe, sorar, makul sürede cevap verilmezse savcılığa gider 'bu adamlar benim bilgi edinme hakkımı gasp etti, Tübitak/Uekae hakkında suç duyurusunda bulunuyorum' der soruşturma başlatılır...

Bu konuda merakı olan kurumu sıkıştırmalı, zaten tamamı camiamızdan olan ve bu konularda konuşurlarsa kurum içinde yetkilerini aştıkları için başları belaya girebilecek pozisyonda olan arkadaşlarımızı değil... Olay da gitgide o noktaya gidiyor gibi görünüyor.... Biraz dikkat edelim...
0
bm
Bu sorunun bir, en fazla ikibucuk makul cevabi var: (1) bilmiyorum, (2) biliyorum soyle hesaplarsak bu kadar. (bucukuncu cevap asagida)

Bunun disinda ben o barometrenin yanina para sayaci da konmasini guzel bir ornek olarak dusunmustum. Hepimiz vatandasiz ve devletin ne yapip ne yapmadigini (FZ'nin dedigininin tersine) vergiden bagimsiz olarak merak etmek ve denetlemek hem hak hem gorevimiz. Devlet yapsin/yapmasin kisminda politik polemik cikabilir ama 'butce nedir'de ne politika var ne polemik. Problem olacagini nereden bilebilirdik? Insanin aklina gelir mi butce sormanin ayip ve insanlarin hem sinirini bozup hem baslarini belaya sokacak birsey oldugu?

Son cumlenizi bastan yazsaniz hic problem olmayacakti. Siz bloglara 'biz butce konusamayiz' yazardiniz, biz de 'aaa bunlara sorulmaz bu' derdik olup biterdi.
0
loker
Son cumlenizi bastan yazsaniz hic problem olmayacakti. Siz bloglara 'biz butce konusamayiz' yazardiniz, biz de 'aaa bunlara sorulmaz bu' derdik olup biterdi.

Biz? Benim projeyle bir ilgim yok, sadece arkadaşlara biraz empatiyle yaklaşmayı deniyorum... Sonuç olarak yöntem konusunda birbirimizi anlayabildik ve hak verdiysek, önemli olan da bu...
0
FZ
Program başladı, iletişim için:

fazlamesai at teknolojitelevizyonu.com

0
vst
Merak ediyoruz.

Bir yandan dünyanın önde gelen yazılım devlerinin ülkemizde yapacağı yatırımlar ve öncelikle öğretmenlere hazırladıkları uygun fiyatlı ürünler konuşulurken, milli eğitim politikamızda ulusal GNU/Linux dağıtımımıza özel bir talep ya da ilgi var mı? Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan?...
0
cbc
Pardus'u açtığım anda grafikler çok çekici geldi. Tasarım ekibini tebrik etmek istiyorum.

Pardus duvar kağıtları, GDM Temaları, hatta grub arka planlarını diğer işletim sistemleri için yayınlamayı düşünüyor musunuz?

Düşünmüyorsanız da düşünmez misiniz?

Kolay gelsin!
0
vst
Kurulum ve kullanım açısından, özellikle sistem ayarları konusundaki fikirler çok iddialı. Temelde bu ve buna benzer fikirlerin, önceki dağıtımlarda yıllardır uygulanamamasının sebebi nedir?

Şahsen, ne kadar iyi düşünülmüş de olsa, yapılandırma ve paketleme odaklı bir sistemin ayağa kalkması ve yönetilmesinin teknik mühendislikten ziyade ciddi bir sosyal mühendislik kabiliyeti gerektirdiğini düşünüyorum. Ülkemizdeki bir avuç deneyimli GNU/Linux kullanıcısının böyle bir yükün altından kalkabilmesi pek mümkün değil gibi. Uluslararası topluluktan böyle bir destek alabilmek için neler yapmalı? Ya da yapılacak mı? Yoksa 5-10 kişinin uğraşıyla hazırlanmış, 100-150 adet, eski sürüm paketle mi yetineceğiz?
0
sefalet
program güzeldi uludağ profesi hakkında detaylı bilgi insanı teşvik ediciydi.en kısa zamanda denemeyi istiyorum.

program yayını konusunda bir küçük eleştiri bilgisayar ekranına geçildiğinde kameralar etkileniyor gibi cızırtı ve görüntü bozuklukları oluşuyor.
0
FZ
Pek çok şey eleştirilebilir ve tartışılabilir ama bu haber bağlamında, öncelikle vakit ayıran Dr. Erkan Tekman'a sonra da güzel sorular soran, FM üyelerinin de sorularını ve yorumlarını dikkat alan sundance ve butch'a canı gönülden teşekkürlerimi iletiyorum.

Tekman'ın araç odaklı, teknoloji odaklı çözümler ile insan odaklı, görev odaklı çözümler ayrımı belki de gecenin en önemli kavramlarından biriydi! Üzerinde durmakta, geliştirmekte ve bu ayrımı, tartışmayı yaygınlaştırmakta büyük fayda var.

Bunun dışında Tekman'ın proje yönetimine dair söylediği şeylerin de önemli olduğunu (ve hatta başka programlarda, daha da detaylı ele alınması gerektiğini) düşünüyorum.

En kötü fazlamesai.net programı böyle olsun ;-)
0
malkocoglu_2
Soylesi oldukca iyiydi. Sn. Tekman projesine hakim, ve proje idaresinde yetenekli birisi. Devlet'in bir alanda bu sekilde destek saglamis olmasi guzel; ABD'de NSA gibi para "dagitan" kuruluslar olmasa, bilimde/teknolojide yaprak kipirdamaz. Ulkenin oncelikleri ve piyasaya verilmek istenen yon babinda, devlet parayi bastirir. Sn. Tekman vergi odeyicilerden bahsetti, bir vergi odeyici olarak paramin ULUDAG projesi icin iyi yerlere gittigini gormus oldum. Yakin bir zamanda da bu dagitimi deneyecegim.
0
bm
Devletin teknolojide piyasaya yon vermesi gibi bir kavramin cikis veya uygulama yeri ABD degil. Ozellikle 'savunma'ya kaynak transferi oldugu dogru elbette, ama bu bahsedilen devlet para ve yonlendirmesi olmadan oynamayan yapraklara ornek olarak transistor, entegre devre, geriye gidersek ampul, telefon, elektrik dagitimi, alanimiza donersek ethernet, unix (ama internet savunma bakanliginin projesi tabi) aklimiza geliyor. Benden cok iyi bildiginiz Java'nin ondan evvlki C++'in takip etmeye soyunan C#'in onunde arkasinda yaninda hicbir yerinde devletin olmadigini da ekleyebiliriz (isin komigi ANSI CL icin durum bu degil!). ADA diliyle yaziyor olsak, ABD devletinin yonlendirici etkisinin yapragi birakin agaci salladigini soyleyebilirdik. Savunma sanayii disinda kullanan var mi? Kabaca CE muadili UL'in, TSE muadili ANSI'nin dahi ozel oldugu, askeri ve uzaya para yollama teknolojileri haricinde alanimiza isim yapmis Bell Labs, Xerox PARC gibi kurumlarin bulundugu bir memleket icin teknolijsi devletce yonlenirilir, yari-gizli kurum NSA olmasa teknolojide yaprak oynamaz demek benim gorebildigimle ortusmeyi birakin buyuk olcude zit.

Bazen ben acaba 15 sene ABD'de degil, uzaylilar tarafindan kacirilip goturuldugum bir laboratuarda mi yasayip calistim diyorum. Ayni yerde yasamis olan diger vatandaslarim cok farkli seyler gormusler belli ki. (sirf sizinle ayri dusmuyorum bu konuda, ABD'de merkezi planlama oldugunu basarinin hurriyetten degil onlarin plancilarinin liyakatinden kaynaklandigini iddia eden Turk arkadasim bile var. Onun ABD'nin Moskova nahiyesinde yasadigini dusunuyorum. Yahut ben tamamen yanlis algiliyorum herseyi, loker'in bahsettigi doktorlara gozukup 'dogru' dusunmemi saglayacak bir recete mi alsam diyorum? Devletimiz beni de yonlendirmis olur boylece, basim goge erer.).
0
skoylu
:)

İyi hoşta burası ABD Değil. Bizim dinamiklerimiz ABD ile aynı hiç değil. ABD neden Bilmem ne firmasına Mars'a gidecek araç yaptırmıyorsa, NASA varsa, bizde maalesef bu tür işler için devlet desteği gereksiniyoruz. Bizim al-satçı, cılız özel sektörümüz böyle bir işe soyunacağı, hatta devlet para verse bile soyuncağını sanmıyorum.

Her insan, toplum kendi dinamikleri ile yönetilir. Bugün dillerden düşmeyen hindistandaki bilgi işlem sıçraması (!?) bu ülkede uygulanamaz. Hanginiz ayda 50 $ ile geçinip X bin satır kod üretebilirsiniz? Fason işi yapıp para kazandığını sanan tekstilimiz Çin'in silindir gibi gelmesiyle neye uğradı? Oysa mesela LEVI'S'e para kazandırmaktan, kendilerine düşen 3-5 kuruşa sevinmekten daha fazlasına baksalardı, kendi markalarını koyabileselerdi, şu anda Çin'e fason yaptırıp kendi paralarını demetliyor olurlardı.

Bizim BT sektörüde çoğunlukla aynı şekilde. BT işinde masraf kalemleri ilk geliştirme süreci ve devamındaki destek/eğitim vs. faaliyetlerini kapsar. Bizim avanaklar, Maykrosoft satıyoruz, eğitimini veriyoruz vs. diyerek işin fason tarafını, angarya tarafını üstleniyor. MS öte tarafta parasını demetliyor. Olay bundan ibaret.

Derdimiz, Mars'a gitmek olsaydı, özel sektöre bırakamayacaklarımız için NASA gibi kurumlarımız olurdu. Oysa biz hala yaya giderken önceliklerimiz, özel sektöre veremeyeceklerimiz vs. elbette daha düşük seviyeli işler oluyor.



0
bm
Bizim al-satçı, cılız özel sektörümüz böyle bir işe soyunacağı, hatta devlet para verse bile soyuncağını sanmıyorum.

Disaridan bakarak gordugumu soyleyeyim. Ic piyasa gelismeden yahut insanlarimiz iyice disariya acilmadan bu olmaz. Ben fevkalade ozellikleri olan birisi degilim ama bilgili oldugumu dusunen ve TR'de sektorde calisip para kazanmis 'is adami' kilikli arkadaslarim konusurken beni rahatsiz ederecek derecede 'AB fonu farmis proje yapip alalim', 'bu e-devlette iyi para olacak, birseyler yapsak', 'filanca belediyede kadro tanidik IT isi yapsak' gibi tamamen devlet kaynagina yonelik fikirlerden bahsediyorlar. Bu bahsettiklerimde ana basarinin o parayi almak oldugu, urunun tali pozisyonda kaldigi asikar. 'Su urune ihtiyac var galiba' gibi kaynaktan cok ihtiyaca yonelik fikirler ise dusunce sisteminin (en azindan bir kesit icin) disinda kalmis gibi gorunuyor. Bu arada iste her kurum kac para harcadigini on sayfada yazsin filan gibi bence makul fikirler de 'bunu nereden cikarttin toplantida sakin soyleme' filan gibi tavsiyelere yol aciyor. Atmosfer bu olunca, yeni cikan teknolojiler de devlet tekellerinin kontrolunde kalinca, devlete yonelik kismi haric bahsettiginiz cilizlikta bir ozel sektor oluyor. Buyuk sirketlerin (ozellikle markali olanlarin) bundan rahatsizlik duymayacaklarini da farketmek zor degil.

Memlekette gorup hakikaten gozlerimi dolduran nadir seylerden biri tamamen kayit disi ekonominin (Laleli Rus'a ihracat piyasasi) yarattigi bir talebe cevap veren cocuklardan takdirle bahsedildigini duymam oldu. Ayakkabi saticisi programi yazmislar. Barkod filan kullaniyor, bilgisayar cahili ama ticaret erbabi insanlarin kullabilecegi sekilde hazirlanmis vs. Cayciyla marka tartismasi yapacak kadar 'hesabini bilen' esnaf bir arkadasim da 'valla $2k verdim ama destek dahil, degdi de, cok memnunum hem programdan hem destekten' dedi bana. Ozel sektor icin hakiki umut isigi olarak algiladim ben bunu, ihiyac/urun/hizmet/para/tatmin dongusu gayet guzel calismis.
0
tongucyumruk
Acaba programda gösterilen sarı kaplı Pardus CD'sini nereden edinebiliriz?
0
Nightwalker
www.linux34.com ücretsiz dağıtıyor.

(sarı kabından emin değilim )
0
tongucyumruk
evet linux34 dağıtıyor. Fakat bildiğim kadarıyla Linux34'ün dağıttığı da FTP'den indirilip yazılmış bir CD. Benim merak ettiğim doğrudan Uludağ projesi tarafından kapaklı, baskılı "janjanlı" bir paket hazırlanıp hazırlanmadığıydı.
0
loker
Janjanli paketlerle Akademik Bilisim'de dagitmislardi... Hala ellerinde vardir, lakin bu bios problemleriyle vs. ilgili olarka yapilacak duzeltmeler falan filan hesabi baska bir calisan-cd daha gelecek, onun icin bir daha yaparlar mi, n'olur bilemiyorum... Senin asil istedigin anladigim kadariyla '1. basim' pardustan bir tane hatira olarak saklamak... Acik Kaynak gunlerinde ben sana veririm, fazla bir tane var bende...
0
skoylu
Şu anda Çalışan CD'nin yeni versiyonu çıkıyor. Bu versiyon, temelde buglardan arındırılmış bir sürüm. Bunun yanında, X konfigürasyonu biraz daha geliştirildi. Örneğin, ATI, INTEL, NVIDIA ve VIA ekran kartı kullanan laptopları, LCD'nin native çözünürlüğünde açabiliyor. CRT'leri desteklediği tüm modları bilerek en yüksek çözünürlükte açabiliyor. Bu, widescreen vs. laptopların daha sorunsuz kullanılması anlamına geliyor. Diğer yandan TASMA'ya, daha kullanışlı bir network adres yapılandırması eklendi. Sanırım birde OpenOffice Türkçe imla denetimi yapabiliyor.

Bu arada Linux34 kendi orijinal kabı içinde orjinal baskılı kısıtlı bir miktar PARDUS cd'si dağıtacaktı. Eğer bir aksilik olmadı, ellerinde de kaldıysa sanırım oradan 1.0 sürümünü edinebilirsiniz. Bu sürüm ile yenisi arasında sadece yukarıdaki minor farklar mevcut, bir şekilde sistemi başlattıktan sonra karşınıza gelen her şey hemen hemen aynı.

0
bm
Bu arada bloglarda Comarla ilgili yazilar cikmaya basladi.
http://gezegen.linux.org.tr/

Ben bakiyorum neymis diye, biraz daha fikrim oldu. Benim o guruba tavsiyem bunlari toparlayip, USENIX-05'de "working paper" olarak sunum yapmalari. Ileri geri tartisilir, bu arada proje disaridan da insan gucu destegi kazanabilir. (Mart 10'a kadar basvurmak lazim).

http://www.usenix.org/events/usenix05/cfp/dates.html

0
bm
Heh, USENIX'in kulladigio terim 'work in progress"mis. Herneyse orada detay var.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Fazlamesai.net TV : 44. Bölüm

butch

Teknoloji Televizyonu'nda her Perşembe akşamı 21:30'da canlı olarak yayınlanan Fazlamesai.net programında görüşmek üzere.

Bu hafta da yine sizden gelecek canlı geribeslemelerin de katkısı ile dolu dolu bir program yapacağız. Programı Internet üzerinden de izlemeniz mümkün.

İletişim kurmak isteyenler için adreslerimiz:

Fazlamesai.net TV : 7. Bölüm

butch

Saat 22:30'da Teknoloji Televizyonu'nda görüşmek üzere.

e-mail: fazlamesai@teknolojitelevizyonu.com
Jabber: fazlamesai@jabber.org
ICQ#: 213759500
MSN: fazlamesai@teknolojitelevizyonu.com

Fazlamesai.net TV : 35. Bölüm

butch

Bundan böyle Teknoloji Televizyonu'nda her Perşembe akşamı 21:30'da canlı olarak yayınlanacak Fazlamesai.net programında görüşmek üzere.

Bu hafta da yine sizden gelecek canlı geribeslemelerin de katkısı ile dolu dolu bir program yapacağız. Programı Internet üzerinden de izlemeniz mümkün.

İletişim kurmak isteyenler için adreslerimiz:

Fazlamesai.net TV : 22. Bölüm

larweda

Teknoloji Televizyonu'nda her çarşamba akşamı 21:30'da canlı olarak yayınlanan Fazlamesai programında buluşmak üzere.

İletişim kurmak isteyenler için adreslerimiz:
e-posta: fazlamesai@teknolojitelevizyonu.com
Jabber: fazlamesai@jabber.org
ICQ#: 213759500
MSN: fazlamesai@teknolojitelevizyonu.com
Forum: www.teknolojitelevizyonu.com/forum

Fazlamesai.net TV : 40. Bölüm

butch

Teknoloji Televizyonu'nda her Perşembe akşamı 21:30'da canlı olarak yayınlanan Fazlamesai.net programında görüşmek üzere.

Bu hafta da yine sizden gelecek canlı geribeslemelerin de katkısı ile dolu dolu bir program yapacağız. Programı Internet üzerinden de izlemeniz mümkün.

İletişim kurmak isteyenler için adreslerimiz: