Epiktetos Serbest Yazılımı Anlatıyor...

0
sundance
Inet-tr 2002 ve 1.Açık Kaynak Yazılım Atölyesi'ne katılanlar, kendine özgü tarzı ve (değinmediği) deştiği konuları ile Eran Sezgin'i hatırlayacaklardır.

Sunumun en can alıcı kısmı olan, Epiktetos'un Yazılı Kanyondaki ikibin yıllık yazıtı sanırım hepimizin aklına kazınmıştır (kazındığı yerden dinamitlenerek sökülmüş olsa da). İşte aynı Epiktetos, yıllar sonra yattığı yerden doğrulmuş, bakalım alemin kralı, Serbest Yazılımlar konusunda ne diyor...
Not: Çayın, demlik poşetine girmişi bile caiz değildir ;)

- Hocam nedir bu serbest, özgür, acik kaynak yazilim, Linuks, GNU, ticari yazilim dedikleri? Kafam karisti yahu ! Ben yazmisim ikibin yil önce, Yazili Kanyon dediginiz yerde granit duvara yazimi ... hala bu konulari mi konusuyorsunuz ?
- Epiktetos, dur üzülme hemen ... Anlatmaya calisayim müsadenle... simdi, ilk olarak kelimeler ve onlarin zihinlerimizdeki yankilari önemli. Bunu sen de gayet iyi biliyorsun. Aramizda bir ikibin yillik zaman farki var, nesiller farki var ...Zihnimizde anlam kaymasina ugramis kelimelerle iletisim kurmaya calismak, zemini uygun olmayan yere ev insa etmeye benzer. Insa ettigimiz cadir ise bir derdimiz olmaz depremde. Bes katli, mantar tipli � hani su üstüne oturdugu arsa payinin disina tasarak göge dogru yükselen apartmanlar var ya, onlar iste � apartman insa edersek ilk depreme kadar mutlu anilarimiz olur, sonra anilarimizi bile hatirlayamayacak kadar afazik olabiliriz.

- Hocam sadede gelir misin, nerden zipladik deprem meprem, afazik mafazik konularina ! ... Gecenlerde gittim baktim benim yazi nasil dayanmis mi bunca yil tabiata diye ... bir de ne göreyim yazilarim okunamiyor, iki koca delik gördüm yazimin ortasinda, nedir Zeus askina onlar?

- Peki Epiktetos, sadede geleyim hemen ... O gördügün delikleri senin yaziyi bir mezar kapagi zanneden hemsehrilerin acmis.

- Ben böyle hemsehrinin ...

- Tamam, kizma da anlatayim ... aynen ben de katiliyorum senin duygu ve düsüncelerine. Birsey bulma umuduyla hiltiyle yirmilik delik acmislar, yerlestirmisler dinamit lokumunu ve patlatmislar. Görünce granitin kapak degil, koca bir kaya vadi yamaci oldugunu birakmislar herseyi kacmislar.

- Vah vah ... Demek mezar soyacak kadar alcaldi bu insanlar ... Bizim icin kutsal mekanlardi mezarlar, bizleri hep gözetleyip, korusunlar diye yasadigimiz yerlerin etrafindaki kayalara oyup yaptik mezarlarimizi ... Ben de issiz bir vadinin duvarina dökmüstüm hayatimin öyküsünü ... Nerden bilebilirdim ki... Neyse anlat bakalim su özgür, acik kaynak yazilim meselesini.

- Atlantik Okyansunun öbür yakasindaki Kizilderililerin (United States of Indian Land - USIL) memleketinde Ricird Sitolmin adindaki adam, okulundaki (Masacusets Teknoloji Enstitüsü) yapay zeka labratuvarindaki yazicinin � Zeroks mudur nedir � sürücü yazilimindaki ufak bir hatayi, yazilimda degisiklik yaparak gidermis ve öyle kullaniyormus.

- Dur bir dakika duuur ! Ne demek Atlantik, Kizilderili, yazici, yapay zeka ?

- Epiktetos, sizin Roma imparatorlugundan sonra coook imparatorluklar gördü bu topraklar. Senin Roma Bati ve Dogu diye ikiye ayrildi ... Uzun hikaye ... Sizin günlerden bugüne, evrile evrile Atlantik denen büyük büyük denizin karsi kiyisinda yasayan Kizilderililerin topraklarinda bir tanesi filiz verdi. USIL denen ülkenin kitasina ilkönce Portekizliler tarafindan medeniyet götürüldü, sonra Avrupa kitasinda acliktan, din savaslarindan kacan ne kadar maceraci varsa aldi solugu USIL da Ispanyollar tarafindan götürülen medeniyeti taclandirdi..

- Evet biliyorum ... Azteklerin kiymetini bilmedikleri altinla Portekiz' de sehirlerdeki kamu binalarinin catilarini taclandirdilar, karsiliginda da bir miktar medeniyet ihrac ettiler ... Sonra da dünyanin Batisi dedikleri ülkeler birbiriyle iki defa vahsice savastilar. Adlarina Dünya savasi dediler, halbuki dünyanin yarisi huzur icinde yasiyordu onlar birbirini yerken ... Güney Amerika, Avustralya, Afrika, Hindistan savasmiyordu ... Böyledir ... bilirim, mahalle kavgasi yaparlar adina da Dünya Savasi derler. Rezillik ... Senin afazi dedigine cok güzel bir örnek; olmayan dünya savaslarina Dünya Savasi� adini vermeleri. Herneyse sen devam et, ben olaylari biliyorum da isimleri hatirlayamamistim ... Yazici da su matbaadan sonra kesfettiginiz bilgisayar denen alete baglayip kagit dediginiz ince parsömen üzerine yazi yazdiran alet degil mi ?

- Hah tamam, sen herseyi biliyormussun, yormasana beni.

- Hatta, yapay zeka, insan davranislarini bilgisayarda benzetimini yapmak icin bir yarim yüzyil debelendiginiz bilim dali degil mi ? Sonra aklinizi basiniza topladiniz da insan davranislarini mekanik olarak tekrar etmeye calismanin yapay zeka olmadigini anladiniz.

- Bak ben bunu bilmiyordum.

- Devam edelim hocam yazilim konumuza.

- 1970 lerde programcilar zaten kodlarini birbirleriyle paylasirlardi. O zamanlarin IBM sirketinin buzdolabi bilgisayarlarinda isletim sistemi kodu makinayla beraber verilirdi. 1980 lerde bir gün labratuvardaki yaziciyi yeni bir modeliyle degistirmisler ancak ayni problem tekrar ortaya cikmis. Kolayi var, yazilimi degistiririz demis Ricird, ama bir bakmis yazicinin yaziliminin kodu verilmemis kendilerine. Tepesinin tasi atmis tabiki ve Yapay Zeka Labratuvarinda calisan diger arkadaslariyla Free Software ! = Yazilima Özgürlük ! diye slogan atmaya baslamislar.

- Demek bizim gibi insanlardan sonra, yazilimlari da kölelestirdiler.

- Sorma Epiktetos ... Bu adamlar sabahlara kadar ekran karsisinda oturan bilgisayar manyaklari, manyak arar misin, cesit cesit iste. Laboratuvari temizleyen Meksikali-Kizilderili hademe, adamlarin akillarini kaybettigini zannedip, korkup kacmis.

- Topragin sahibi yerlisi evrilip böyle hademe olur ... sahi hic dünya capinda zengin olan tanidigin, duydugun Kizilderili var mi hocam?

- Olsaydi duyardim Epiktetos, ama bana konuyu dagitma dedin sen de uctun gittin hangi dala kondun ...

- Hocam, okudun hayat öykümü Yazili Kanyon'da kayada .... biliyorsun... dertlenirim bunca bin yil sonra dünya insanlarinin bu haline ... hosgör fikir ucusmami.

- Seni hosgörmeyecegim de kimi hosgörecegim ... Devam edeyim özgür yazilim hikayesine.... Ertesi gün okulun müdürü cagirmis bizim Ricird'i ve arkadaslarini, Bagira cagira 'bedava' yazilim dagitmaya baslamissiniz, nedir bu durum, okulun huzur ve güven ortamini yikmaya tesebbüs mü ediyorsunuz?� diye sormus Ricird, sloganlarindaki free kelimesinin bedava anlamindaki free olmadigini, freedom = özgürlük anlamindaki free oldugunu vurgulayarak, bu topraklarda no free lunch = ne kadar ekmek o kadar köfte kuralinin gecerli oldugunu bildiklerini söylemis.

- Sonra ne yapmis bu adamlara müdür?

- Ne yapsin Epiktetos ... bakmis USIL in birlik ve beraberligini tehlikeyeatacak bir durum ve de kendisine dokunan bir yilan yok, sirtlarini sivazlamis sokaklar sizin, yollar yürümekle asinmaz, gazaniz mübarek olsun demis.

- Hocam her zaman ihtimal vermedikleri isleri yapmaya kalkisanlari ne hos diye sivazlarlar, ürün ortaya cikmaya baslayinca homurtular yükselir, pazar paylarina girmeye basladiginda da ellerinden geleni arkalarina koymazlar, bilirim bu tür insan müsveddelerini.

- Agzina saglik Epiktetos. Evet ... Bizim yapay zeka ekibi, bilgisayarlarin isletim sistemi de bilgisayar sirketlerinin NDA = Non Disclosure Agreement = Hakkinda Fikir Beyan Etmeme Anlasmasi ile koruma altina alindigindan, temelli konusamaz hale gelmisler. Bazilari surada üc günlük ömrümüz var, takismaya degmez, gelin susalim, konusmayalim, bitsin bu is demisler.

- Caresizligi ögrenmek derler buna hocam. Martin E.P. Seligman adindaki psikologun 1965 yilinda, Pirinstin Üniversitesinde köpeklerin nasil caresizligi ögrendikleri ni tespit ettigi deneylerden haberleri yokmus bunlarin. -Aynen dedigin gibi Epiktetos... 1984 de programcilar ikiye ayrilmislar bu NDA elektrosoku yüzünden; caresizligi ögrenmeye gönüllü olanlar ve ehven-i ser serlerin en kötüsüdür diyenler diye ... Bu sektörden özgürce ekmek yemege devam etmek icin konusmak lazim, konusurlarsa baslari belaya girecek, oturmuslar hakkinda özgürce fikir beyan edebilecekleri bir isletim sistemine yazilim yazmaya baslamislar. Adina da GNU demisler.

- Hocam, Gnu, Afrika kitasi bozkirlarinda özgürce yasayan bir cesit keci ile manda arasi büyükbas hayvandir.

- Ben bilmiyordum Epiktetos, söyledigin iyi oldu... 1991 de Finlandiya nin alti ay gece alti ay gündüz mevsiminde alkolik olmak yerine, bilgisayar manyagi olan Linus Torvalds denen bir adam mezuniyet tezi olarak terminal benzetim programi yazmis, sanal bellek yönetim kabiliyeti kazandirmis ve haber gruplarina haber salmis. Bizim USIL deki Yazilima Özgürlük cetesi de Birlikten kuvvet dogar Linus, biz de senden bagimsiz 1984 ten beri isletim sistemi üzerinde calisacak yazilimlari gelistirdik, bizim felsefemiz sudur, gel bu isletim sistemini GNU GPL (genel kamu) lisansiyla pazarlayalim, ne dersin demis.

Iste böyle baslamis GNU ve Linus isbirligi ve Linux dogmus ... 1990 larda senin de dedigin gibi, ticari yazilimcilar, özgür yazilimcilarin sirtlarini sivazlayip, herkese pay var, siz de buyrun demisler. Arkalarindan da, yikmaya calismakla enerji harcamayalim, kendileri yikilsin diye kulis yapmislar.

Sonrasini biliyorsun ... yikmak icin ellerinden geleni yapiyorlar ... Yeryüzünden cüzzami kazidik ancak özgür yazilimcilara mahallenin delisi muamelesi yapan kurumlari ve sirketleri kaziyamadik. Einstein in dedigi bir laf var :

Modern ögretim metodlarinin, arastirmanin kutsal merakini bogazlamamis olmasi mucizeden baska bir sey degildir der; ben bunu Ticari yazilimin ve yandaslarinin, özgür yazilimi bogazlayamamis olmasi mucizeden baska bir sey degildir. diye degistirdim.

- Isabet buyurmussun ... bir cay molasi verelim mi hocam?

- Ya hu sen cayi nerden biliyorsun ?... Senden cok sonra icmeye basladi insanlik.

- Sen öyle zannetmeye devam et hocam

- Sallama mi yoksa demlik mi olsun Epiktetos

? - Yapma hocam, cayin posete girip özgürlügü kaybedeni iyi dem vermez, yap bir özgür demlik, geceyi sabaha ilikleyelim.

Eran Sezgin

Görüşler

0
SHiBuMi
*** Adlarina Dünya savasi dediler, halbuki dünyanin yarisi huzur icinde yasiyordu onlar birbirini yerken ... Güney Amerika, Avustralya, Afrika, Hindistan savasmiyordu ... Böyledir ... bilirim, mahalle kavgasi yaparlar adina da Dünya Savasi derler. Rezillik ... Senin afazi dedigine cok güzel bir örnek; olmayan dünya savaslarina Dünya Savasi� adini vermeleri. ***

Nasıl savaşmıyorlardı, savaşıyor olmak için illa kafalarına bombaların mı yağdırılıyor olması lazımdı? Çanakkale'de ölenler Avustralya'nın dışından mıydı? Rommel Kuzey Afrika'da değil de Ay Üssü Alfa'da mı savaştı? Bunlar bir tarafa, 45 yılında Almanya'ya Brezilya bile savaş ilan etmişti. İlk savaş bir derece ama, ikinci savaş mutlak biçimde dünyadaki bütün ülkeleri etkilemiştir, kimisi cephede göğüs göğüse, kimisi casus aktiviteleriyle.
0
sundance
Dunyanin gelmis gecmis en buyuk savasi olan ve toplam insan kaybinin kendisinden onceki savaslardan bile cok oldugu II. Dunya Savasinda avrupa, guney dogu asya, kuzey afrikada çarpisma olmustur. Ama farketmez, sen yukarda Deniz Kuvvetlerinden bir subaya da tarihi ogrettigin gibi, bu benim dediklerimde de bir kulp bulursun nasıl olsa :)

Savas biterken kenarda kosede kalmis devletlerin formalite icabi yenilen tarafa savas acmasi, Ingiliz sömürgesi olan Yeni Zellanda´nın hıyar gibi taa oralardan gelip Çanakkale´de darmaduman olması gibi saçmalıklar da bir savaşı dünya savaşı yapmaz.


0
SHiBuMi
Benim kimseye tarih öğrettiğim falan yok. Gariban bir deniz subayının bu savaşın bir dünya savaşı olmadığı saptaması tamamen kişisel bir düşünce, objektif bir dayanağı yok. Zaten sendeki bu saplantının sebebini anlayabilmiş değilim, 20 senelik ITci ondan daha mı iyi bileceksin, o asker ondan daha mı iyi bileceksin vs. Burada bilinecek ya da bilinmeyecek bir şey yok. 2.Dünya savaşında neyin olup bittiği ortada. Dünyanın dört bir tarafından 100 milyonlarca insan bu savaşın içinde direk ya da dolaylı olarak bulundu. Yalnızca atılan iki tane atom bombasıyla beraber bir anda buharlaşıp ölen onbinlerce insanın anısına bile bu savaşın bir mahalle kavgası olduğu söylenmemeli. 1.5 milyon insan toplama kamplarında öldürüldü, sabun yapıldı. Bu mu mahalle kavgası?

Ben sana hıyarlık nedir söyleyeyim, günün birinde biri çıkar da bu savaşın yalnızca belirli bir coğrafyada yapıldığını, üç beş salağın arasındaki mahalle kavgasından başka bir şey olmadığını, savaşa girmeyen ülkelerin mutlu mesut yaşadıklarını söylerse, al işte sana en alasından bir hıyarlık derim. Yanına bir Tikveşli alır, cacık yapıp doya doya yersin. Bir daha da ortalıkta Ama Antartica'yı kimse bombalamadı ki ne biçim dünya savaşı mahalle dalaşı bu canım diye dolaşmazsın :-)

Saygılar, sevgiler
0
anonim
Bu yoruma yazılabilecek en yumuşak yorum Fazlamesai ye ve Fazlamesaicilere bu tür yorumlar yakışmıyor.Ben Eran Ağabey i gördüm,hiçte hıyara benzemiyordu.Bazı söyledikleri benide rahatsız etti ama üslübumu bozmadım.Kendime söyleyebileceğim:aman abi daha çok oku.Savas konusunda söyleyipte son noktayı koyacak yorumlara sahip değilim.Vallahi bu aralar -yeni dünya kurulduğundan beri- öyle kaypak bir dünyada yaşıyoruzki kim,kiminle dost,kim,kimin düşmanı anlamakta zorluk çekiyoruz.Buna o kadar çok örnek verebilirizki:İngiltere-ABD 2 dost ülke gibi ama onlarda savaşmışlar.Varın örnekleri siz çoğaltın.''''''''''''''''Türk ün Türkten başka dostu yok'''''''''''''''' diyerek sanki birşeyleri yakalamış gibiydik,maalesefki bu da salt milliyetçilikle söylenmiş bir söz.Çünkü hemen hemen hiç bir milletin kendinden başka dostu yok.Din derseniz Irak la aynı dinden sayılırız [bizim resmi dinimiz yok,Irak ın var mı bilmiyorum,tabii buradan gayri resmi dinimiz olduğunu da kimse söylemesin:)],3 bir yanı Arap olan bir ülke Irak ama Irak a elini kimse uzatmıyor.Vallahi çıkarlar dengesini anlamak,onu sürekli takipten geçiyor.Bu tür yorumların sebebini savaşın üzerinizde yarattığı hırçınlık olarak tanımlayıp,derin tefekkürüne katılmak için FZ nin yanına gidiyorum.
zahter
0
SHiBuMi
Bunları da okuyun, öğrenin, öyle her yaşını başını almış subayın peşinden gitmeyin:

http://www.spartacus.schoolnet.co.uk/2WWcountries.htm

Hindistan nasıl olmuşsa savaşa girmeden mutlu mesut 5 yılda 2 milyon insanı cepheye göndermiş. Rahat batmış heralde.
0
conan
Hmm Turkiye ikinci dunya savasina girmis senin verdigin bu dokumana gore. Ilginc. Hatta turkiye linkine klikleyince nedense birinci dunya savasinda olan olaylar yaziyor. Sanirim biz tarihi yanlis okumusuz ki sevr anlasmasi ikinci dunya savasi sonunda imzalanmis! Vay be. NE KAYNAK AMA! Mustapha Kemel (!) Turkiye Cumhuriyetini ikinci dunya savasi sonrasinda kurmus :P

Neyse senin bildigine bizim aklimiz ermiyor. Biz yasini basini almis insanlarin bilgisine, deneyimine saygi duymaya devam edelim. Sen bildigini oku. Bu yasindan sonra su yazdiklarimizla seni degistirecek degiliz zaten.
0
Necrodome
dökümanın neresinde Türkiye 2. Dünya savaşına girmiş yazıyor ki? 1. Dünya Savaşı etrafında tarihlerle dolaşıyor sadece. Ehh, tarihe bakarak 1. ve 2. Dünya Savaşı ayırd edilebilir herhalde. Bunun için döküman güvenilmez, yanlış diye atlamamak gerek; en fazla eksik olabilir.
0
conan
Linklendigi yere bakar misin? Kocaman kirmizi kirmizi 2. Dunya savasina giren ulkeler yaziyor. II. DS ile I. DS''ini ayirtedemeyen dokumanin her tarafi eksik ya da tamam olsa ne olur ki?
0
Necrodome
2. Dünya savaşına giren ülkeler değil, 2. Dünya savaşı ve ülkeler yazıyor. Savaşı, mahalleler arası çete kavgaları olarak değil, herkesin bir şekilde etkilendiği veya etkilediği olay olarak göstermesi açısından önemli bence. Türkiye'yi ıskalamış, o ayrı..
0
SHiBuMi
Her gördüğün sakallıya dedeciğim demenden aklının bu işlere ermediği belli oluyor. USA'da o İngilizce ile nasıl yaşadığına hayret ettim ama verdiğim linki şu ergenlikten kalma komplekslerinden sıyrılıp bir daha okursan hemen hemen bütün ülkelerin tarihlerini I.Dünya Savaşı öncesinden alarak II.Dünya Savaşı'na kadar anlattığını göreceksin. Türkiye linkinde de 1920 yılında meclisin kurulmasını ve 1923 yılında da Atatürk'ün önderliğinde cumhuriyetin kurulmasını anlatıyor. Cumhuriyetin 2.dünya savaşı sonrasında kurulduğu bilgisini nerenden çıkardın gerçekten merak ettim.

Türkiye II.Dünya Savaşı'nda aktif olarak savaşmadı. Ama bunun anlamı Türk halkı birileri mahalle kavgası yaparken mutlu mesut yaşadı demek değil. Savaş sebebiyle ekmeğin karne ile dağıtıldığı bir ülkede, bütün komşu ülkelerin deliler gibi savaşırken, hangi aklıevvel çıkıp da hadi canım bunlarınki mahalle kavgası biz işimize bakalım demiştir çok merak ediyorum.

Kaynak istersen internette yığınla var, bu konularda yazılmış binlerce kitap var, böyle saçmasapan konuşup kendini rezil etmeden önce okuyup öğrenirsin, bilgi sahibi olursun, ondan sonra konuşursun. Sırf SHiBuMi'ye muhalefet edeceğim diye Deniz Baykal'ın düştüğü durumlara düşmezsin.

Bu arada, hani güney amerikalılar huzur içinde yaşıyorlardı ya, onunla ilgili bir düzeltme. Brezilya savaşa 1942 yılında Almanya ve İtalya'ya savaş açarak girmiş. Detaylı bilgi http://www.geocities.com/Pentagon/Bunker/3351/campaigns/brzedit.html burada mevcut.

Sizler değerli insanlarsınız arkadaşlar, siz de böyle size her söyleneni şüphe edip üzerinde düşünmeden kabul edecekseniz vay bizim halimize. Birine saygı duymak başka, onun duygu dünyasındaki dalgalanmaları sırf onun ağzından çıktı diye gerçekmiş gibi savunmak başka.

Saygılar, sevgiler
0
anonim
Diplomasi konuları karışık arkadaşlar:fiilen,resmen gibi kavramlar yer yer birbirinin içine girer,matematik gibi de kesinlikleri olmazsa olmaz sabitleri olmayabilir.Üzmeyin tatlı canınızı savaş ilan etmişse,savaş mıdır değilmidir?Erkekçe savaş nasıl olur?Kimin savaşı daha büyük?
Savaşı -sözlü savaşlar dahil- lanetleyin,çıkmaması için -sözlü olarak olsa bile- elinizden geleni yapın.Tarih geri kalanı halleder.
zahter
0
sundance
Ne anlatıyorsun Shibumi ya! Benim yazımda yazıyor, kendisinden önce yapılmış bütün savaşların toplamından fazla adam ölmüştür diye ikinci dünya savaşında.

1,5 milyon kişi sabun yapılmış diye anlatıyorsun bana, Rusya`nın sadece kaybı 20 milyon.

Ama her zamanki yorumlarında olduğu gibi yazılana cevap vermeden, laylaylom konuşuyorsun.

Avrupa, Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya diyorum. İki Amerika kıtasında da savaş olmuş mu ? Kıta Asyasında olmuş mu ? Yoook.

Ama mesele bu değil, mesele her konuda, ohoooo ben bu alemin kralıyım diyip, okuduğun iki satır şeyle atlaman. Buyur devam et, elbet bir gün tutturursun, ´kral çıplak´diye bağıra bağıra, denk gelirsin çıplak bir krala.

0
SHiBuMi
Savaş olması için ne lazım senin algılayabilmen için atom bombası mı atılması gerekiyor? II.Dünya savaşı boyunca Alman denizaltılarının girmediği delik yok. Kıta Asyası dediğin yer neresi? Çin, Mançurya, Sovyet Rusya zaten Asya dediğin yerin 4'te 3'ü. Kazaklar, Özbekler Rus ordusunda savaşmışlar. Çinliler Japonlarla savaşmış. Pasifikte Amerika ile Japonya savaştı. Güney Amerika'da Alman ajanlarının faaliyeti o kadar fazlaydı ki, savaş sonrasında bir sürü savaş suçlusu Paraguay'a ve diğer güney amerika ülkelerine sığındı. Senin bir şey olmadığını sandığın Doğu Afrika'yı İtalyanlar işgal etti, İngilizlerle savaştılar. Ortadoğu zaten cehennem. Avustralya ve Yeni Zellanda yine İngiltere'nin yanında savaştı. Güneydoğu Asyayı önce Japonlar sonra Amerikalılar işgal etti. Orta Afrika'daki Belçika sömürgelerini Almanlar işgal etti. Kuzey ve Batı Afrika önce Almanlarla İtalyanlar, sonra da Amerikalılarla İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz sömürgesi Güney Afrika savaşa binlerce asker yolladı. Hindistan İngiltere'nin sömürgesi, üç farklı cephede İngilizler için savaşmışlar. Amerika kıtasında Brezilya'daki savaşlar yukarıda mevcut. ABD'nin kıta toprağının işgal edilmemiş olması Kuzey Amerika'da savaş olmadığı anlamına mı gelir? Sen deliler gibi tank, top, tüfek üretiyorsun, üç cephede savaşıyorsun, pasifikteki bir sürü adanı Japonlar işgal etmiş, neymiş efendim Amerika'da savaş olmamışmış. Bu söylediğine kargalar bile güler. Kimin kimle savaştığı düşen bomba miktarı ile ölçülmez. Bu savaş, çok açık bir şekilde bütün dünya halklarını etkilemiş, Dünya Savaşı adını almayı fazlasıyla hakketmiş, bu ismi sebebiyle de bizlerin hep hafızasında kalması gereken bir fenomendir. Şüphe götürmez biçimde dünya halklarının başına gelmiş en korkunç olaylardan biridir. Bunun üzerine, birisinin kalkıp dünya savaşı mı yok canım o mahalle kavgasından öte bir şey değildi demesi, beni gerçekten sinirlendiriyor. Senin gibi bir adamın da sırf sakallı dedesi söyledi diye böyle bir aptallığın arkasında durmaya çalışması da beni gerçekten üzüyor.

Umarım bu kadar laftan sonra artık savaşın yalnızca Avrupa, Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya'da olmadığını öğrendin. Kimseye dünya savaşları ile ilgili bilgimi kanıtlamam gerektiğini de düşünmüyorum, bu bilgiler bana ait sübjektif şeyler değil çünkü, şu anda da istediğin konuda internette araştırma yapabilir, bu konularla ilgili kitapları okuyabilirsin. Benim iki satırlık bilgim olsun olmasın, ne olup bittiği zaten açık bir biçimde ortada, bunun üzerine ben zırcahil olsam yine geçmişte olup bitenler değişmeyecek.
0
sundance
Hani biraz şüphem vardı, artık tamamen emin oldum, sana yorum yazmanın hiçbir anlamı yok.
0
anonim
Eran Ağabey
Sunumun bir yerinde kullandığınız dizüstü pc nin işletim sistemi arkamdaki insanlara xp imiş gibi geldi.Bense xp teması yüklü linux olduğuna kendimi inandırmaya çalıştım.Tam hatırlamıyorum ama arkamda sundance-FZ-adını ve takma ismini bilmediğim bir dost vardı.Eğer xp ise: ben hacker ım kardeşim xp nin apilerini uçurdum,rahat rahat kullanıyorum deyin lütfen.Yani benim için ilk bakışta xp mi değil mi önemli gibi görünsede,söyledikleriniz-anlattıklarınız daha önemli.
Meraklı zahter
0
eran
FazlaMesai kayıtlı üyesi değildim. Epiktetos anıt ağacının etrafında savaş ateşinin yakıldığını bir dost haberiyle öğrendim. Yangını söndürmeye ihtiyaç olabilir diye üye oldum. Gördüm ki, Kırmızı Ceketlilerin verdiği ateş suyuyla ziftlenenlerin gece ayazını kırmak için yaktıkları ufak bir ateşmiş, bir müddet sonra gündelik hayatın endişeleri altında ağacın altında sızıp kalacaklar, ilişmedim. Ateş suyundan uzak duran Zahter'in mesajına cevap yazmak gerektiğini düşündüm. El cevap aşağıdadır:

Zahter,

Aklına takılan konuya vereceğim uzun cevabı umarım sabırla karşılarsın. Zira;

Ağabeylik titrini, bugüne kadar üzerine sadece güneş doğmamış, bu süre içinde elinden geldiğince okumuş, gezdiği yerleri tarihiyle beraber okuyarak gezmiş birine atfettiğin düşüncesindeyim - değilse bile öyle kabul etme büyüklüğünü gösterip ağabeyim ol zira hanehalkına açık, kamusal alanda yazışıyoruz, başkaları da ilgi gösterecek.

...

Aşağıdaki bağlantıyı okuyunca kahroldum ;-)

>>>
Windows Güncellemesi bütün sistem yazılımlarını gözaltında tutuyor

Makalenin aslı http://theregister.co.uk/content/4/29519.html
John Leyden tarafından yazıldı. 28 Şubat 2003 saat 10:49 GMT de siteye kondu
<<<

Bizlerden (bu ülkenin bilişimcileri) çok önce, birileri XP nin API lerini cami avlusuna bırakmış bile. Basında yayınlanan bu haberi, en az bir yıl öncesi bir tarihe taşıyabilirsin, Irak savaşının olacağının netleştiği günlerde, ALmanların bu gibi mahrem tutulması gereken konuları ulu orta bildirmeleri normal sayılmazdı. Bir müddet üzüm yediler, karınları doydu şimdi bağcıyı hedef gösteriyorlar. MS XP, linuks gibi bir poster çocuğu. Bu çocuğun API lerinin ensest ilişki sonucu dünyaya geldiğini ispatlamaya çalışmak, çocuğa sempati duyanların iç dünyasında hezeyanlara neden olabilir. Herkesin bilinçaltında bildiği ancak dışa vuramadıklarını insanların gözüne gözüne sokmaya gerek yok. Çocuğun API lerini onaylaMAyabiliriz ancak anlayış göstermeliyiz.


FazlaMesai''de makalenin Türkçe çevrili hali yayınlanır yakında.
İngilizce dert olursa, FazlaMesai''ye başvur. Uygun bir zamanda/gündemde yayınlaması için onlara bahsekonu makalenin (ve birkaçını daha) çevirisini gönderdim. Gündemi de geldi galiba...

Ayrıca üzüm yemek yerine bağcıyı dövmeye kalkışan hacker olmaya gerek yok. Salkımların çit üzerinden taştığı mevsimdeyiz, haneye girmeden üzüm yenebilir.
...

Devamla,

İnsanın okudukları ile zihninin kirlenmemesi imkansız. Zihnimiz kirlenmesin diye, beş duyumuzu ve altıncı hissimizi, haddinden fazla titiz bir annenin, aman üşütmesin diyerek çocuğunu sokağa, çayıra, çimene salmaması gibi, okuMAmak da bir seçenek. Hayatın geri kalanı çam tozuna, kavak ağacı tüyüne, çimene, vesaireye karşı geliştirilen alerjik reaksiyonlar ile geçer gider, öldürmez ama doktor kapılarında süründürür.

Okumayan insan da ömrünün sonuna kadar iç dünyasındaki alerjik reaksiyonların dışa vuran hezeyanlarıyla debelenir durur. Kendi başına debelense iyi ... İki karış karla kaplı yolu tıkayan kabak lastikli araba gibi, trafik yoksa zararı kendisine, etrafında trafik varsa diğerlerine çarpa, çarpa eninde sonunda durur. Bekle ki trafik polisi gelsin zabıt tutsun ... Sanal alem de zabıt da tutulmaz ki kaskodan faydalanabilesin
...

Okumak yerine, dairenin sonsuz sayıdaki köşeden olduğunu bilmeyip, köşeyi döneceğim diye fasit bir daire etrafında hayatı geçirmek de bir seçenek. -- Köşelerin yatay bir zeminde olduğu varsayımına vurgu yapayım ve Perl dilinin mimarı Larry''ye selam edeyim. -- Hayatın (aklımızın aldığı kadarıyla) üç boyutlu olduğunu kabul edersek, bir sonraki köşenin uçurumun kenarı olmadığını bilemeyiz.
...

İnsana yaşarken cehennem ızdırabı çektiren durumlardan birisi, gerçek, doğru zannederek inandığı bilginin yalan olduğunu öğrenmesi. Yalanla ilk defa karşılaşan çocuğun tepkisinin şaşırtıcılığına şahit oldun mu bilmiyorum, o küçük gövde, alev kusan ejderhaya dönüveriyor. Çocukluğumuzdaki, olaylara önyargısız bakma, beş duyu destekli sonsuz merak yeteneğimizi aile efradımızın, eşin-dostun ağzından duyduğumuz gerçek-miş gibi pazarlanan yalanlarla zaman içinde kaybettiğimize bilmem katılır mısın? Aile efradını sonradan, okul arkadaşların, kankalar, izlediğin tv kanalı, dinlediğin radyo istasyonu, okuduğun gazete veya ağabeyler ;-) alır.

Buradan hareketle ...

- aldığın XP yüklü dizüstü bilgisayar Optimized for XP and Pentium IV logosu taşıyorsa,

- acil drum cd sinin yaptığı tek şey hard diski tamamen XP saltanatına geri döndürüyorsa,

- orijinal XP yi rahatsız etmeden ona ayrılan bölümü daraltıp, geri kalanına linuks yükleyebiliyorsan,

- seni dinleyenlere yoğunluklu bilgiyi aktarabilmenin en iyi yolunu ararken keşfettiğin yazılımların hem linuks hem de XP üzerinde çalışanlarını deneyip, XP de çalışanın amaçlarına en uygun olduğuna karar verirsen,

- panel arkadaşın Özer'' in aynı tarzda sunum yaparken linuks üzerinde çalışan imece yazılımı (freemind) kullanmasını organize edip inşallah farkeden olur da amacımızın XP yi yemek, Mikrosoft u dövmek olmadığını vurgulama şansımız olur dersen,

- dinleyicilerin bu inceliği farketmesi için ortam şartlarının uygun olmadığını kavrarsan,

- ABD yi gezerken sadece Mount Rushmore daki başkan yüzlerinin oyulduğu kayalar yerine yolunun üzerinde öylesine içinden geçtiği Kızılderili Koruma Bölgeleri ndeki insanlarla oturup iki üç laf edersen,

- Crazy Horse un dağa oyulan yarım heykelinin önünde Çanakkale''de, Yemen''de, Sarıkamış''ta düşen şehitlerini temsilen imece yardımıyla niçin bir Mehmetçik yüzü oyulmaz dağın bir yüzüne diye kendine sorarsan ....

kısmet değilmiş der başka sulara yelken basarsın.

Önümüzde uçsuz bucaksız bir deniz ve koordinatımızı belirleyecek hem GPS imiz hem yıldızlar varsa, zamanım yoktur GPS den koordinat alırım, keyfim olur sekstant ile Orion takım yıldızlarından koordinatlarımı hesaplarım.

Hitap ettiğim dinleyicilerimi, rotamızın üzerinde bulunan açık kaynak buzdağından emniyetli bir mesafeden geçirmek için acelem vardı, XP makinasını devreye aldım.

Keyfiyetten değil endişedendi. ... Bilmem izah edebildim mi?


Kal sağlıcakla.

Eran.
0
FZ
Beyler, tavsiyem odur ki:

- II. Dünya Savaşı üzerinden kişisel tartışmalara girmeyelim, III. Dünya Savaşı çıkmak üzere iken hem de.

- Bize, Anadolu topraklarında binlerce yıl önce yaşamış bir bilge adamın sözlerini aktardığı, beynimizi tahrik ettiği için Eran Hoca´ya teşekkür edelim.

Not: Eran Sezgin´in sunum tarzı doğrusal değil hiperboyutlu. İnsan düşüncesinin ekrana nasıl tasvir edilebileceğinin güzel bir uygulaması. Bu bakımdan Perl dilinin mimarı Larry Wall´un `insan düşüncesi iki boyutlu bir harita üzerine düzleştirilip yayılamaz ve doğrusal değildir!´ düsturunu da hatırlatıyor. Ancak kesin olan bir şey varsa o da şudur: Eran Sezgin´in sunum tarzının görmeden anlamanız mümkün değil, yani anlatılmaz yaşanır, o hesap ;-)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

E-MBA?

ninja-g

Hadi hep beraber bilgisayarların başına, açın quicktime'ları ders başlıyor. Ding doong, işte hoca konuşmaya başladı. O da ne hiç susmuyor! Hemen pause. Başa al, bi daha. Offf hala anlamadım. En iyisi e-mail atayım, ya da chat mi yapsam hocayla. Dur şu forumlara bakayım belki anlayan biri vardir. Geçen gün Aslı "Pazarlama Erişimi" dersindeki "intervizyonel senkronizasyonu" anlatmıştı, çok zeki kız vallaa. Hahahaha çok zeki çoook..
THIS IS $7000!
content + e-mail + forum + chat + video + "Master yaptım ben" belgesi
Hiç para kullanmadan bilgiyi paylaşırken, WHAT IS THIS?

Gözlem: Ne zamandır birşey yazmamıştım ama gene

cayfer

Tipik bir "Windows power user" ortalama günde iki saatini boşa harcıyor...
Kendi çevremde "bilgisayar işini bilen" ve XP gibi güncel Windows işletim sistemi kullanan insanların ortalama günde iki saatlerini sistemlerine "ilgi" göstermekle geçirdiğini gözlüyorum.

Bu gözlem herhangi bir bilimsel yönteme dayanmıyor. Ölçmedim, hesaplamadım. Baştan belirteyim de metodoloji konusunda eleştiriler almayayım.

Gelecek Linux; İnceledik Yorumladık

sundance

Yaklaşık üç-dört yıldır Linux'la ilgilenen, iki yıldır da bizzat kullanan birisi olarak denediğim Linux dağıtımlarının sayısını unuttum diyebilirim.
RedHat 7.2'i ve FreeBSD 4.3'ü beklediğimiz bu günlerde sessiz sedasız Gelecek Linux geçti elime, bakalım bir deneyelim dedim.
İyiki de demişim, bütün Gelecek tayfasının eline sağlık, çok güzel bir çalışma çıkartmışlar ortaya

Balık İçin Teşekkürler... (ya da Google ve Deniz Ürünleri Üstüne...)

FZ

Günlük "siyasi" (!) gazetelerimizin vazgeçilmez öğelerinden biri de arka sayfalarında ya da sağlık köşelerinde mütemadiyen "günde 1 elma yiyin 10 yıl daha çok yaşayın, ayda 1 kadeh şarap için malı götürün, başka işi gücü olmayan bilimadamları allem edip kallem edip fon aldılar sonra da gittiler 3 haftada bir salkım üzüm yemenin ve sabah kalktığınızda 2 dk. nefesinizi tutmanın sağlığa olan süper etkilerini araştırdılar" şeklinde haberlerin çıkmasıdır.

"Cognitive" ve "cognitive science" konuları ile ilgili abone olduğum Google News Alert servisi e-posta kutumu son 1-2 haftadır "balık" üstüne e-postalara boğunca dayanamadım, paylaşmak istedim. Uyanın ey ahali, haftada 1 öğün yenen balık sizin aptallaşmanızı engelliyor, olmadı geciktiriyor. İnanmayan Google'a sorsun! ;-)

SVG Gümbür Gümbür Geliyor

FZ

Tasarımcılar gösterişli ve animasyonlu web sayfalarını FLASH ile yapmaya, programcılar veritabanından çektikleri verileri grafik olarak göstermek için yazılım bileşenleri, GD ya da ImageMagik gibi yazılımlar kullanmaya devam ederken W3C tarafından standartlaştırılan ve Adobe başta olmak üzere Mozilla gibi devler tarafından da desteklenen SVG (Scalable Vector Graphics) sessiz ve derinden ilerliyor.

Mobil SVG yani taşınabilir cihazlara yönelik SVG teknolojisi ile sistem geliştirecek yarışmacıları Nokia 3650 tri-band GSM cep telefonu bekliyor ödül olarak.