- Epiktetos, dur üzülme hemen ... Anlatmaya calisayim müsadenle... simdi, ilk olarak kelimeler ve onlarin zihinlerimizdeki yankilari önemli. Bunu sen de gayet iyi biliyorsun. Aramizda bir ikibin yillik zaman farki var, nesiller farki var ...Zihnimizde anlam kaymasina ugramis kelimelerle iletisim kurmaya calismak, zemini uygun olmayan yere ev insa etmeye benzer. Insa ettigimiz cadir ise bir derdimiz olmaz depremde. Bes katli, mantar tipli � hani su üstüne oturdugu arsa payinin disina tasarak göge dogru yükselen apartmanlar var ya,
onlar iste � apartman insa edersek ilk depreme kadar mutlu anilarimiz olur, sonra anilarimizi bile hatirlayamayacak kadar afazik olabiliriz.
- Hocam sadede gelir misin, nerden zipladik deprem meprem, afazik mafazik konularina ! ... Gecenlerde gittim baktim benim yazi nasil dayanmis mi bunca yil tabiata diye ... bir de ne göreyim yazilarim okunamiyor, iki koca delik gördüm yazimin ortasinda, nedir Zeus askina onlar?
- Peki Epiktetos, sadede geleyim hemen ... O gördügün delikleri senin yaziyi bir mezar kapagi zanneden hemsehrilerin acmis.
- Ben böyle hemsehrinin ...
- Tamam, kizma da anlatayim ... aynen ben de katiliyorum senin duygu ve düsüncelerine. Birsey bulma umuduyla hiltiyle yirmilik delik acmislar, yerlestirmisler dinamit lokumunu ve patlatmislar. Görünce granitin kapak degil, koca bir kaya vadi yamaci oldugunu birakmislar herseyi kacmislar.
- Vah vah ... Demek mezar soyacak kadar alcaldi bu insanlar ... Bizim icin kutsal mekanlardi mezarlar, bizleri hep gözetleyip, korusunlar diye yasadigimiz yerlerin etrafindaki kayalara oyup yaptik mezarlarimizi ... Ben de issiz bir vadinin duvarina dökmüstüm hayatimin öyküsünü ... Nerden bilebilirdim ki... Neyse anlat bakalim su özgür, acik kaynak yazilim meselesini.
- Atlantik Okyansunun öbür yakasindaki Kizilderililerin (United States of Indian Land - USIL) memleketinde Ricird Sitolmin adindaki adam, okulundaki (Masacusets Teknoloji Enstitüsü) yapay zeka labratuvarindaki yazicinin � Zeroks mudur nedir � sürücü yazilimindaki ufak bir hatayi, yazilimda degisiklik yaparak gidermis ve öyle kullaniyormus.
- Dur bir dakika duuur ! Ne demek Atlantik, Kizilderili, yazici, yapay zeka ?
- Epiktetos, sizin Roma imparatorlugundan sonra coook imparatorluklar gördü bu topraklar. Senin Roma Bati ve Dogu diye ikiye ayrildi ... Uzun hikaye ... Sizin günlerden bugüne, evrile evrile Atlantik denen büyük büyük denizin karsi kiyisinda yasayan Kizilderililerin topraklarinda bir tanesi filiz verdi. USIL denen ülkenin kitasina ilkönce Portekizliler tarafindan medeniyet götürüldü, sonra Avrupa kitasinda acliktan, din savaslarindan kacan ne kadar maceraci varsa aldi solugu USIL da Ispanyollar tarafindan götürülen medeniyeti taclandirdi..
- Evet biliyorum ... Azteklerin kiymetini bilmedikleri altinla Portekiz' de sehirlerdeki kamu binalarinin catilarini taclandirdilar, karsiliginda da bir miktar medeniyet ihrac ettiler ... Sonra da dünyanin Batisi dedikleri ülkeler birbiriyle iki defa vahsice savastilar. Adlarina Dünya savasi dediler, halbuki dünyanin yarisi huzur icinde yasiyordu onlar birbirini yerken ... Güney Amerika, Avustralya, Afrika, Hindistan savasmiyordu ... Böyledir ...
bilirim, mahalle kavgasi yaparlar adina da Dünya Savasi derler. Rezillik ... Senin afazi dedigine cok güzel bir örnek; olmayan dünya savaslarina Dünya Savasi� adini vermeleri. Herneyse sen devam et, ben olaylari biliyorum da isimleri hatirlayamamistim ... Yazici da su matbaadan sonra kesfettiginiz bilgisayar denen alete baglayip kagit dediginiz ince parsömen üzerine yazi yazdiran alet degil mi ?
- Hah tamam, sen herseyi biliyormussun, yormasana beni.
- Hatta, yapay zeka, insan davranislarini bilgisayarda benzetimini yapmak icin bir yarim yüzyil debelendiginiz bilim dali degil mi ? Sonra aklinizi basiniza topladiniz da insan davranislarini mekanik olarak tekrar etmeye calismanin yapay zeka olmadigini anladiniz.
- Bak ben bunu bilmiyordum.
- Devam edelim hocam yazilim konumuza.
- 1970 lerde programcilar zaten kodlarini birbirleriyle paylasirlardi. O zamanlarin IBM sirketinin buzdolabi bilgisayarlarinda isletim sistemi kodu makinayla beraber verilirdi. 1980 lerde bir gün labratuvardaki yaziciyi yeni bir modeliyle degistirmisler ancak ayni problem tekrar ortaya cikmis. Kolayi var, yazilimi degistiririz demis Ricird, ama bir bakmis yazicinin yaziliminin kodu verilmemis kendilerine. Tepesinin tasi atmis tabiki ve Yapay Zeka Labratuvarinda calisan diger arkadaslariyla Free Software ! = Yazilima Özgürlük !
diye slogan atmaya baslamislar.
- Demek bizim gibi insanlardan sonra, yazilimlari da kölelestirdiler.
- Sorma Epiktetos ... Bu adamlar sabahlara kadar ekran karsisinda oturan bilgisayar manyaklari, manyak arar misin, cesit cesit iste. Laboratuvari temizleyen Meksikali-Kizilderili hademe, adamlarin akillarini kaybettigini zannedip, korkup kacmis.
- Topragin sahibi yerlisi evrilip böyle hademe olur ... sahi hic dünya
capinda zengin olan tanidigin, duydugun Kizilderili var mi hocam?
- Olsaydi duyardim Epiktetos, ama bana konuyu dagitma dedin sen de uctun gittin hangi dala kondun ...
- Hocam, okudun hayat öykümü Yazili Kanyon'da kayada .... biliyorsun... dertlenirim bunca bin yil sonra dünya insanlarinin bu haline ... hosgör fikir ucusmami.
- Seni hosgörmeyecegim de kimi hosgörecegim ... Devam edeyim özgür yazilim hikayesine.... Ertesi gün okulun müdürü cagirmis bizim Ricird'i ve arkadaslarini, Bagira cagira 'bedava' yazilim dagitmaya baslamissiniz, nedir bu durum, okulun huzur ve güven ortamini yikmaya tesebbüs mü ediyorsunuz?� diye sormus Ricird, sloganlarindaki free kelimesinin bedava anlamindaki free olmadigini, freedom = özgürlük anlamindaki free oldugunu vurgulayarak, bu topraklarda no free lunch = ne kadar ekmek o kadar köfte kuralinin gecerli oldugunu bildiklerini söylemis.
- Sonra ne yapmis bu adamlara müdür?
- Ne yapsin Epiktetos ... bakmis USIL in birlik ve beraberligini tehlikeyeatacak bir durum ve de kendisine dokunan bir yilan yok, sirtlarini sivazlamis sokaklar sizin, yollar yürümekle asinmaz, gazaniz mübarek olsun demis.
- Hocam her zaman ihtimal vermedikleri isleri yapmaya kalkisanlari ne hos diye sivazlarlar, ürün ortaya cikmaya baslayinca homurtular yükselir, pazar paylarina girmeye basladiginda da ellerinden geleni arkalarina koymazlar, bilirim bu tür insan müsveddelerini.
- Agzina saglik Epiktetos. Evet ... Bizim yapay zeka ekibi, bilgisayarlarin isletim sistemi de bilgisayar sirketlerinin NDA = Non Disclosure Agreement = Hakkinda Fikir Beyan Etmeme Anlasmasi ile koruma altina alindigindan, temelli konusamaz hale gelmisler. Bazilari surada üc günlük ömrümüz var, takismaya degmez, gelin susalim, konusmayalim, bitsin bu is demisler.
- Caresizligi ögrenmek derler buna hocam. Martin E.P. Seligman adindaki psikologun 1965 yilinda, Pirinstin Üniversitesinde köpeklerin nasil caresizligi ögrendikleri ni tespit ettigi deneylerden haberleri yokmus bunlarin.
-Aynen dedigin gibi Epiktetos... 1984 de programcilar ikiye ayrilmislar bu NDA elektrosoku yüzünden; caresizligi ögrenmeye gönüllü olanlar ve ehven-i ser serlerin en kötüsüdür diyenler diye ... Bu sektörden özgürce ekmek yemege devam etmek icin konusmak lazim, konusurlarsa baslari belaya girecek, oturmuslar hakkinda özgürce fikir beyan edebilecekleri bir isletim sistemine yazilim yazmaya baslamislar. Adina da GNU demisler.
- Hocam, Gnu, Afrika kitasi bozkirlarinda özgürce yasayan bir cesit keci ile manda arasi büyükbas hayvandir.
- Ben bilmiyordum Epiktetos, söyledigin iyi oldu... 1991 de Finlandiya nin alti ay gece alti ay gündüz mevsiminde alkolik olmak yerine, bilgisayar manyagi olan Linus Torvalds denen bir adam mezuniyet tezi olarak terminal benzetim programi yazmis, sanal bellek yönetim kabiliyeti kazandirmis ve haber gruplarina haber salmis. Bizim USIL deki Yazilima Özgürlük cetesi de Birlikten kuvvet dogar Linus, biz de senden bagimsiz 1984 ten beri isletim sistemi üzerinde calisacak yazilimlari gelistirdik, bizim felsefemiz sudur, gel bu
isletim sistemini GNU GPL (genel kamu) lisansiyla pazarlayalim, ne dersin demis.
Iste böyle baslamis GNU ve Linus isbirligi ve Linux dogmus ... 1990 larda senin de dedigin gibi, ticari yazilimcilar, özgür yazilimcilarin sirtlarini sivazlayip, herkese pay var, siz de buyrun demisler. Arkalarindan da, yikmaya calismakla enerji harcamayalim, kendileri yikilsin diye kulis yapmislar.
Sonrasini biliyorsun ... yikmak icin ellerinden geleni yapiyorlar ...
Yeryüzünden cüzzami kazidik ancak özgür yazilimcilara mahallenin delisi muamelesi yapan kurumlari ve sirketleri kaziyamadik. Einstein in dedigi bir laf var :
Modern ögretim metodlarinin, arastirmanin kutsal merakini bogazlamamis olmasi mucizeden baska bir sey degildir der; ben bunu Ticari yazilimin ve yandaslarinin, özgür yazilimi bogazlayamamis olmasi mucizeden baska bir sey degildir. diye degistirdim.
- Isabet buyurmussun ... bir cay molasi verelim mi hocam?
- Ya hu sen cayi nerden biliyorsun ?... Senden cok sonra icmeye basladi insanlik.
- Sen öyle zannetmeye devam et hocam
- Sallama mi yoksa demlik mi olsun Epiktetos
?
- Yapma hocam, cayin posete girip özgürlügü kaybedeni iyi dem vermez, yap bir özgür demlik, geceyi sabaha ilikleyelim.
Eran Sezgin
Inet-tr 2002 ve 1.Açık Kaynak Yazılım Atölyesi'ne katılanlar, kendine özgü tarzı ve (değinmediği) deştiği konuları ile Eran Sezgin'i hatırlayacaklardır.
Sunumun en can alıcı kısmı olan, Epiktetos'un Yazılı Kanyondaki ikibin yıllık yazıtı sanırım hepimizin aklına kazınmıştır (kazındığı yerden dinamitlenerek sökülmüş olsa da). İşte aynı Epiktetos, yıllar sonra yattığı yerden doğrulmuş, bakalım alemin kralı, Serbest Yazılımlar konusunda ne diyor...
Not: Çayın, demlik poşetine girmişi bile caiz değildir ;)
- Hocam nedir bu serbest, özgür, acik kaynak yazilim, Linuks, GNU, ticari yazilim dedikleri? Kafam karisti yahu ! Ben yazmisim ikibin yil önce, Yazili Kanyon dediginiz yerde granit duvara yazimi ... hala bu konulari mi konusuyorsunuz ?
Sunumun en can alıcı kısmı olan, Epiktetos'un Yazılı Kanyondaki ikibin yıllık yazıtı sanırım hepimizin aklına kazınmıştır (kazındığı yerden dinamitlenerek sökülmüş olsa da). İşte aynı Epiktetos, yıllar sonra yattığı yerden doğrulmuş, bakalım alemin kralı, Serbest Yazılımlar konusunda ne diyor...
Not: Çayın, demlik poşetine girmişi bile caiz değildir ;)
- Hocam nedir bu serbest, özgür, acik kaynak yazilim, Linuks, GNU, ticari yazilim dedikleri? Kafam karisti yahu ! Ben yazmisim ikibin yil önce, Yazili Kanyon dediginiz yerde granit duvara yazimi ... hala bu konulari mi konusuyorsunuz ?
Nasıl savaşmıyorlardı, savaşıyor olmak için illa kafalarına bombaların mı yağdırılıyor olması lazımdı? Çanakkale'de ölenler Avustralya'nın dışından mıydı? Rommel Kuzey Afrika'da değil de Ay Üssü Alfa'da mı savaştı? Bunlar bir tarafa, 45 yılında Almanya'ya Brezilya bile savaş ilan etmişti. İlk savaş bir derece ama, ikinci savaş mutlak biçimde dünyadaki bütün ülkeleri etkilemiştir, kimisi cephede göğüs göğüse, kimisi casus aktiviteleriyle.