Bundan önce bir buçuk yıldır filan VectorLinux kullanıyordum. VectorLinux kuruyoruz makalelerinde de anlatıldığı gibi, küçük, gereken hiçbir işten geri kalmayan, kolay kurulumlu bir dağıtım Vectorlinux. Size başlangıç için oldukça büyük kolaylık sağlıyor ve üstünden siz devam edebiliyorsunuz, istediğiniz eklemeleri yaparak.
Açıkçası her zaman daha kontrol edilebilir dağıtımlar ilgimi çekmiştir. Bu sebeple de her zaman gözdem Slackware olmuştur, RedHat ya da Mandrake ile karşılaştırıldığında. Zira ne işe bile yaradığını bilmediğim yüzlerce paketin sisteme doldurulması sonra da minimum Windows partisyonunun büyüklüğünde bir alana ihtiyaç duyulması beni gerçekten `ama linux bu değil ki !` hezeyanlarıyla karşı karşıya bırakıyordu.
Tabi zamanla Mandrake ve RedHat de rafine bir hale geldiler, nispeten daha kolay kontrol edilebilir bir halde sırf sunucu hizmetleri vermek için vs. kurulabilir oldular. Ama nedense bir şeyler beni hep uzun süre bu dağıtımları kullanmaktan uzak tuttu.
Bu anlamda piyasada uzun süreden beri duyduğum, bir türlü denemeye fırsat/istek bulamadığım Debian yeni sürümünü çıkartınca bütün bu güçler dengesi bir anda sarsıldı. Hemen Debian 3 Woody`i (bu arada Debian`ın isimlendirme sistemini hiiiiiiiiç sevmediğimi belirtmek isterim (Toy Story filminin kahramanları)) indirip, üstat m1a2`nin makalesi eşliğinde kurmaya başladım.
Öncelikle Debian kurulumu oldukça sorunsuz. Öyle next next diye geçen bir kurulum değil, bilgisayarınızı biraz daha tanımanızı gerektiriyor, ama zaten FM`de bilgisayarını yeterince tanımayan da çok fazla kişi yoktur herhalde ;).
Öte yandan kurulum için sunulan seçenekler güzel, HTTP veya FTP sunucusu olan, network üzerindeki bir makinadan da cd rom olmadan rahatlıkla kurulum yapabiliyorsunuz.
Kurulum sırasında her türlü detayı seçebilmek için elinizde gerekli aletler var. Dselect ile istemediğiniz kadar detaylı paketler seçebiliyorsunuz.
Kurulum tamamlandıktan sonra, makinayı ilk açtığınızda klasik bir GNU/Linux logini ile karşı karşıyasınız. İşte bu andan itibaren Debian`ın en önemli bileşeni APT ile karşılaşıyorsunuz.
Apt`yi anlatmadan önce Debian`ın ne kadar kökenlere bağlı bir dağıtım olduğunu biraz anlatmakta fayda var. Zira Debian`ın en büyük gücü buradan geliyor.
Herşeyden önce defalarca ve uzun bir süre denenmemiş hiçbir program Debian Stable`a giremiyor. Bu tutarlılık ve güvenilirlik açısından Debian`ı oldukça eşsiz kılan bir özellik, birçokları programların eski versionlarını görüp bozulsalar da :).
Öte yandan Debian paketleri i386 için hazırlanıyorlar. Yani aynı paketleri olduğu gibi 386 bilgisayarınızda da kullanabilirsiniz. Bu birçoklarınıza performans kaybı gibi gelse de gerçekte çok ciddi bir performans kaybına yol açmamakla birlikte güvenilirlik ve kolay dağıtılabilirlik açısından birçok avantaj sağlıyor.
İşte bu temel ilkeler doğrultusunda apt ile hemen her türlü kurulum/yükseltim ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Bu noktada önemli bir detay var, o da eğer kablonet/dsl gibi bir hattınız varsa, Debian ile işleriniz inanılmaz kolaylaşıyor, apt'nin bütün avantajlarından yararlanabiliyorsunuz.
Debian`ın bir başka özelliği de standartlara bağlılığı. Bu sayede bütün konfigürasyonu, programlarla değiştiriyorsunuz. Bilen adamın elle değiştirmesine izin vermeyecek bir sistem değil bu (bkz. Mac Os X) fakat bir süre Debian kullandıktan sonra kurallarına göre oynamayı sevmeye başlıyorsunuz, çünkü kurallar sizin tarafınızda.
Toplamak gerekirse, yeni başlayanlar ve desktop kullanıcıları (bence) yine Vector üstünden devam etsinler. Fakat eðer bir altı ay filan Linux ile cebelleşmişliğiniz varsa, sağlam ve güvenilir bir sistemde ar-ge yapmayı düşünüyorsanız, Debian sizin için biçilmiş kaftan.
Not: Tabi unutmadan, Debian GNU/Linux konseptinin en büyük destekçisi. Bu küçük bir şey gibi gözükse de doğruyu yapan adamların arasında, yanlış tartışmaların yoğunluğu yüzünden birçok şeyin harcandığı dünyamızda, çok önemli bir detay. Unutmayın, aslında bütün Linux`lar GNU/Linux...
Konu dışı, sundance senin gönderdiğin yazılardaki türkçe karakterler benim RH-7.3 Mozilla 1.0.1'imde 8859-1 deki eşdeğerleri olarak gözüküyor, diğer yazılar (muhtemelen çoğunluğu Windowstan submit edilenler) ise sorunsuz, acaba sorun sende mi bende mi?