Debian ile ISP kuruyoruz!

0
sundance
GNU/Linux dağıtımları içinde gerek sistemi gerekse gönüllülere dayanan geliştirme ekibinin yapısı açısından en kendine özgülerinden biri olan Debian için adım adım kurulum dökümanı...

Her bir aşamasındaki ekran görüntüleri ile bu dökümanı takip ederek

-Bind Dns Server
-Apache Web Server
-Postfix SMTP Server
-Qpoper Pop3 Server
-Proftpd
-MySQL ve daha bir çok uygulama ile

küçük çaplı bir ispnin verebileceği hemen her türlü hizmeti verebileceksiniz. Tabi bir de bant genişliği ve ISP sözleşmesi detayları var ;)

Görüşler

0
yalcink01
Bu kılavuzu yazanı tebrik etmek gerek. Yazanları anlamamak için insanın ya salak olması, ya da İngilizce bilmiyor olması gerek. Oldukça başarılı bir anlatım tarzı var.

Hazır konu Debian'dan açılmışken; şu 7 CDlik setten Debian Unstable kurmak mümkün mü?
0
yuxel
Hm, elinizde debian ilk cd'si (veya ufak bir disket | http://www.debian.org/distrib/floppyinst | ) ve hızlı da bir internet varsa mümkündür. Ya da haftalık yenilenen debian testing/unstable iso'larını (ftp://ftp.fsn.hu/pub/CDROM-Images/debian-unofficial) indirerek (DIKKAT ! 12 cd civarlarında ) de kurabilirsiniz. Eğer hızlı bir bağlantınız yok ve elinizde knoppix cd'si varsa,20 dk'da debian testing/unstable karışımı bir sürümü sahip olabilirsiniz
Flame ON ;)
Kolay Gelsin
0
yalcink01
Debian CD'lerinin hiçbiri yok.:-(
Elimde Knoppix var :-)

Bunu boş bir hard diske nasıl kurabilirim? Bununla ilgili belge varsa, o da işimi görür. Şİmdiden sağol.
0
yuxel
Daha önce bir linux kurulumu deneyiminiz olmuş, ve harddiskinizde bir linux dosya sistemi ve swap'iniz mevcutsa, k-menu>Knoppix > root shell'den root kullanıcı haklarıyla knx-hdinstall (hatta aldığım duyumlara göre knoppix 3.3 de knoppix-install isimli bir program da varmış(?))komutunu vermeniz yeterli. İşinizi görecek bir belge olarak da
http://www.freenet.org.nz/misc/knoppix-install.html
işinizi görebilir
Kolay Gelsin
Kolay Gelsin
0
yalcink01
Teşekkür ederim.
Belgede vaad edilen süreden 20 dakika fazlasına mal oldu ama bayağı güzel oldu. Evdeki bilgisayarı açınca direkt Knoppix açılıyor/* bizim biraderin winXP2sini yok sayıyor :) */ çoklu açılış ekranı için lilo yada grubu da yüklersem, bu işi hallettim sayılır. windowsun tanımadığı winmodemi bile kafadan Motorola .......... diye tanıdı. Sistem açılışında oldukça güzel bir DEBIAN yazılı KDE masaüstü çıkıyor. Sesi henüz çalıştıramadım, ama hafta sonu bunuda halledeceğim. Tavsiyen için tekrar teşekkürler.

Bir noktayı daha belirtmek isterim. Knoppix 3.3 Cdsini iş yerinde sisteme taktım ve üzerine hiçbir ayar yapmadan kablonete bağlı sunucuyu kendi bulup beni internet bağladı. diğer bütün bilgisayarların paylaşıma açık bölümlerini iki tıktık sonra kendi bulup gösterdi. Oysaki, aynı makina üç gün önce, durup dururken İnternet'e bağlanmaktan vazgeçmiş ve bizi iki gün boyunca binbir takla atmak zorunda bırakmıştı. Üstelik bütün sürücü, güncelleme, ıvır zıvırı yüklü olduğu halde. BU salak WinXP ve ofis programı için 200-300 USd para vermişlerdi. Oysa ki ben Devrim Hoca'ya 1 USD verip bu CD'yi aldım

Sırf meraktan, Intel AC'97 onboard ses kartını ne yaptı diye, müzik dosyası bulup çaldık. Onda da bir sorun yok. Open Ofis , CD'den açtığımız için biraz zorlamakla birlikte, oldukça verimkar ve tatmin edici bir sonuç verdi.
Masaüstü görüntülerine millet bayıldı. Ses var, görüntü var, İnternet ve şirket içi ağ bağlantısı var, bi ton laklak programı var/*bu bölüm patronlar için*/, var oğlu var.......... Ve maliyeti 1 USD. Artı 40 dakika.
Daha fazla söze gerek var mı?

Ben bu Knoppix'i tuttum usta. Kendisi oldukça sağlam bir arkadaş.

Kalın sağlıcakla,

Yalçın KOLUKISA
0
yuxel
Tabiki geliştiriclerin hard disk'de kullanılmasını tavsiye etmediğini de belirtmekte fayda var.Ancak "nedir bu debian(hatta linux, ki knoppix bunu çevremdeki insanlar üzerinde çok etkili biçimde başarmıştır), nasıl bişeydir, yenilir mi ?" gibi sorulara bir ön bilgi olması açısından biçilmiş kaftan.
Eğer "kde sevmem, yok mu bunda gnome ?" diyorsanız http://www.gnoppix.org/ adresine de bir göz atabilirsiniz.
0
yuxel
düzeltme : debian ilk cd'si / herhangi bir debian cd'si
0
skoylu
Hos bir yazı. Takdir ederim. Ama biraz eksik gibi.

Bir ISP demek öncelikle router demektir. Bir RAS server nasıl kurulmalı, RADIUS, VPN vs. Linux ile nasıl yapılır bunları katmak gerekirdi.

Diğer bir hususta şudur. Bu sistem ağır yükaltında çalışmaya pek uygun değil. Çünkü bir yerde all-in-one ve tüm yumurtalar tek sepette. Burada bunların dağıtık anlatılması daha iyi olabilirdi.

Ayrıca, bandwith shaping ve QoS olayına hiç bulaşılmamış.

Belki bu yazı evde nasıl konsolide server yapabilirsiniz sorusuna cevap olabilir. Ama ISP yapımı konusuna değil. :((

Debian'la nasıl yapılır bilmem ama, ben Mandrake ile yaptım bir ISP. TK'dan lisansını da aldım çalıştırıyorum şu anda. Bu saydıklarım olmadan inanın ki ISP olmuyor.. Bunlar hakkında ihtiyaç duyacağınız bilgiler için adres malum olduğu üzere fazlamesai forumları ve Linux listesi oluyor haliyle...
0
sundance
Tamamen katılıyorum. Tabi ki bir ISP için özellikle RAS, Radius gibi sistemler gerekmekte. Bu biraz da okurları çekmek için yazılmış bir şey :p

Öte yandan RAS ve Radius kurulumları, QoS yönetimi gibi konularda bu makaleyi tamamlayıcı bir makaleyi acilen bekliyoruz Serdar hocam, haberin olsun :)

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Debian OpenSSL PRNG Hatası ve Güncelleme Paketi

caNavar

Debian OpenSSL paketindeki md_rand.c dosyasında hata Luciano Bello tarafından 13 Mayıs 2008 tarihinde duyuruldu ve hata 2006'dan bu yana oluşturulmuş tüm SSL ve SSH anahtarlarını etkiliyor. Sonuç olarak kriptolanmış anahtarlar tahmin edilebiliyor.

mICQ - Bir Garip Hikaye

m1a2

mICQ talihsiz bir programdır. Matthew D. Smith tarafından yazılan program, bildigim kadarıyla GNU/Linux'un ilk ICQ istemcisidir. Matthew D. Smith'in 2001`de bir trafik kazasında vefat etmesi mICQ'nun sonu anlamına geliyordu. Fakat programın sadık kullanıcıları buna müsaade etmedi ve yeni bir geliştirici: Rüdiger Kuhlmann proje'nin sorumluluğunu alarak mICQ'yu kaldığı yerden geliştirmeye devam etti.

Debian GNU/Linux Türkçeleştirme Çalışmasında Yeni Soluk

FZ

Türkiye´deki Debian camiasının önemli isimlerinden Recai Oktaş hocamızın Debian Türkçe yerelleştirme listesine gönderdiği son e-posta mesajını sizinle paylaşmak istiyorum:

``Herkese merhaba,
`d-i´ çevirilerindeki aciliyetten ve birtakım gecikmelerden dolayı bu duyuruyu zamanından önce yapmak durumundayım.

Debian Türkçe yerelleştirme faaliyetlerini koordine etmek amacıyla bir hafta kadar önce resmi Debian sunucularından Alioth üzerinde bir proje talebinde bulundum. Bu talep kısa sürede kabul edildi. Projenin hayli taslak düzeyde olan Web sayfalarına:

http://l10n-turkish.alioth.debian.org

bağından ulaşabilirsiniz. Şu an birçok hata içermekle birlikte özellikle "Ceviri-NASIL" sayfasını okumanızı öneririm; zira bu belge proje koordinasyonu ile ilgili -en azindan önerinize sunulmus- detaylı bilgiler sunuyor:

http://l10n-turkish.alioth.debian.org/howto.html

Alioth'da bir proje sayfasına sahip olmak güzel. Fakat o sayfalarda yazılıp çizilenler uygulamaya konulmaksızın sadece okunmakla kalacaksa vay halimize!

İnceleme: Debian 3.0 - Woody (2)

m1a2

Kurulum sonrası: Ayarlar, Gözlemler

Kurulumun hamaliye bölümü bitti. XFreeConfig-4 dosyasında daha önce sözü edilen USB mouse ayarını acilen yapıp sistemde gezintiye çıkıyorum. Önce konsolda biraz dolaşıyorum. Ehmm, Türkçe karakterler... ``Pain in the ass!'' Bunu geçelim. mc`yi çalıştırarak birkaç kişisel ayar yapıyorum. (lynx tuşları ve ``no internal edit'') Bu arada mc`de aradığım bir özellik olan ``change directory on exit'' davranışının sergilenmediğini görüyorum. Çözüm basit: man mc ;) Disk erişiminde bir yavaşlık hissediyorum. Bunun nedenini Potato`dan biliyorum. Debian gibi muhafazakâr bir sistemde hdparm optimizasyonu yapılmamış.

Debian 3.0´da Türkçe -1

m1a2

Zaman makinasıyla harf inkılâbını tasarlayan teknik komiteye duhul edebilsek -bir programcı olarak- ne yapardık? Hmmm... Bir kere bütün çengelli karakterleri çift harf şeklinde: ş:sh, ç:ch vb. önermekle başlardım işe. Veya bundan vazgeçip ayrıntılı bir araştırmayla belirleyeceğim bir tarihe kendimi ışınlayarak ASCII karakter setini oluşturmakla mükellef elemanların başına silâh dayardım. (Ha bu arada yanımda bir anda beliren öfkeli bir japon arkadaşa da "siz önden buyurun" inceliğini göstermekte tereddüt etmezdim.) Her linux kurulumu sonrasında cebelleştiğimiz bu türkçeleme mevzuu işte böyle tuhaf hayallere sevkediyor insanı. Okuduğunuz dokümanın uzunluğu da yeterince anlamlı değil mi?