mesutgul

mesutgul


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Open Office Sunumlarınızı Cep Telefonunuzdan Yönetin ( 1)

http://mooo.java.net/alm-process/1-mOOo%20Impress%20Controller/snippets/HtmlSnippet1.html

Sürüm: 0.6 -> 0.7

fazlamesai'ye soralım: Site'de yenilik istiyor musunuz? ( 41)

Konu, 23 Mart'ta açılmış.
Yorum yazanlar olmuş.
FZ ise sadece 28 ve 29 Mart'ta birkaç yorum yapmış.
Sonrası gelmemiş.
Bundan, sitede yeniliğe çok da sıcak bakmadığı anlamını çıkarıyorum.

Başlangıçta benim için FM'i FM yapan, forum idi.
Orada sorular soruluyordu, cevapları alınıyordu.
Arada birileri birilerinin ağzının payını vermeye heveslense de, güzel bir ortamdı.

Ta ki, o olaya kadar.

Sonra, forum askıya alındı.
Forum'a her tıkladığımızda "belki bir gün..." gibi alaycı ve buruk bir ifade...
Sonra tıklayacak Forum da kalmadı.

Tezimle ilgili önemli ipuçları almıştım, forumdan.
Mesleğe yeni başlayacak ya da mesleğe aday arkadaşların "hangi programlama dili?" gibisinden meraklı sorularına verilen heyecanlı cevapları bir tür görev anlayışı ile izlerdim, zevkle.

Şu anda, FM'de soru soracak yerim yok.
Görüyorum ki, FM'in de zaten öyle bir derdi yok.
Tema-blog tartışmalarına boğulmuş.

Yazılım mühendisliği mühendislik midir? Hacker mantalitesi nerede patlar? ( 11)

Batı toplumlarında (kültüründe) bilimin kaynağı (saiki) meraktır.
Örneğin, insanların uzaya gitmesinin nedeni, salt merakla izah edilmeye çalışılır.
Bizim ilkokullarımızda (şimdi adı ilköğretim okulu oldu, ama bir şey değişmedi) Gökyüzü Ünitesi hemen her zaman aynı söylemlerle başlardı:
"Bulutsuz bir gecede gökyüzüne baktığımızda..."
Ve devam eder:
"... bu, insanların dikkatini çekmiş ..." ya da "... merak uyandırır ..."
Sonuç:
"... ve ilk insan falanca yılda aya ilk adım attı."

Yani, insanlar uzaya neden gider? Meraktan...
İnsan bedeni, neden araştırılır? Meraktan...
Bitkiler, hayvanlar neden incelenir? Meraktan...

Peki, diyelim, yeni bir canlı türü ile karşılaştınız.
Örneğin, diyelim, bir uzay aracı, UFO, dünyaya düştü.
İçinden canlılar çıktı.
Ne yaparsınız?
İnsekte edersiniz.
Yani, onları (organlarını) kesersiniz, içini açarak incelersiniz.
Niye?
Nasıl canlılar, nasıl yaşıyorlar, anlamak için.
Niye?
Merak işte.
(Amerikan filimlerinde öyle olmuyor mu?)
(En azından, siz kurbağa insekte etmediniz mi?)

Benzer şekilde, batı toplumlarında (kültüründe) teknolojinin (teknolojik yenilik ve gelişimin) kaynağı (saiki) ise tembelliktir.
İnsanlar daha az yürüsünler, daha az yorulsunlar diye, ulaşım ve taşıma araçları üretilmiştir.
"Daha az çalışarak daha çok üretmek" olarak da ifade edilebilen verimin artışı üzerinde durmuşlardır.

Peki, bunların arkasındaki temel (itici) güç nedir?
Kişisel çıkar.
Para.
Nüfuz.
Güç!

Daha fazla para.
Daha fazla yemek.
Daha pahalı giyecekler.
Daha lüks ev ve arabalar.
Daha fazla seks.
Daha fazla orgazm.

Kapitalist toplumlarda temel varsayım şudur:
Bireyler, kişisel çıkarları için çalışarak yükselir.
Dolayısıyla, toplumun refahı (sosyal refah) da yükselir.
Sosyalist toplumlarda durum çok da farklı değil.
Fark?
Kapitalist Teori'de varsayılan "Görünmeyen El (Invisible Hand)" yerini Kolektivist Teori'de "İşçi Sınıfı (Proleterya) Diktatörlüğü" aldığı söylenir.
Ama, sonuçta her ikisinde de birey, çalışmak zorundadır.

Her iki sistemde de insan tanrılaştırılmıştır.
"İnsan, en iyisini bilir."
"İnsanın dediği olur."
"İnsan, en gelişmiş varlıktır."
Bu yetmediği dönemlerde ise; toplum, devlet, liderler tanrılaştırılmıştır.
Abartılı mı?
"Müşteri, veli nimetimizdir" sözünü nasıl açıklıyorsunuz?
"Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" ne demek?
"Yükselsin kavgamızın bayrağı, uğruna verecek canımız var" ?
"Tek yol: ..." ?
" ... gelecek, vahşet bitecek" ?
"Huzur ... 'da" ?
"... izindeyiz" ?

Doğu toplumlarında da, insan merkezli sistemler hakimdir.
Ancak, anlayış daha farklıdır.
Burada amaç, merak gidermek ya da insanları rahat ettirmek değildir.
Çivili bir yatakta yatan adamın bunu rahat etmek için mi yaptığını düşünüyorsunuz?
Bir savunma ve ruh eğitimi olarak yüzyıllarca gelişmiş ve devam etmiş olan uzak doğu sporları bile, batılılar tarafından "dövüş tekniği"ne dönüştürülmüş, adı da "dövüş sanatı" konmuştur.
Ne sanat ama!
Amerikan güreşi ile Karakucak güreşin ne alakası var?

Batı kültürü ile doğu medeniyeti arasındaki en temel fark, niyettedir.
Doğu medeniyeti, yapılan her işte, önce niyete bakar.
Batı kültürü ise, sonuca bakar.
Yani, adamın amacı ne olursa olsun, hangi aracı kullanırsa kullansın, önemli olan sonuçtur.
"Amaca giden her yol, mübahtır" (Machiavelli).

Doğu medeniyetinde temel kriter, işini iyi ve doğru yapmaktır.
Yapılan işin ne olduğu önemli değildir.
Ünvanınız, servetiniz çok da nemli değildir.
Becerikliliğiniz (ehliyetiniz) ve yeterliğiniz (liyakatiniz) önemlidir.

Batı kültüründe ise önemli olan, işi bir an önce bitirerek ücretini olabildiğince yüksek almaktır.
Çünkü, sistemde (toplumda, ailenizde, çevrenizde, arkadaşlarınız arasında, hatta işyerinizde) paranız kadar konuşma hakkınız vardır.
Bunun için de, haketmeseniz de, kesenizi doldurmanız, servetinizi katlamanız gerekir.

Doğu medeniyetinde, siz hıyar da üretip satabilirsiniz, yazılım da... Farkı yoktur.
Ama önemli olan, yaptığınız işinizi (=amacınızı) iyi ve doğru bir şekilde yapmanızdır.
Sizin işinizi iyi yapmanız için, kimsenin denetimine ihtiyacınız olmadığı gibi, denetlenmekten de rahatsızlık duymazsınız, hatta (biraz da mazoşistçe) zevk alırsınız.
Hatta üretirken, çevreyi de kirletmezsiniz.
Çünkü kirletirseniz, vicdanen rahatsız olursunuz, huzursuz olursunuz.

Ürününüzü insanlar kullanırken, nasıl yararlanacağını düşündüğünüz için mutlu olursunuz, zevk alırsınız.
Sizin ördüğünüz/sattığınız bir kazağı giyen bir insanı gördüğünüzde gurur duyarsınız.
Geliştirdiğiniz ve herkesin kullanımına sunduğunuz "Vergi İade Programı" dediğiniz hesap tablolama dosyasının bile, ülkenin her yanında kullanıldığını görmek size zevk verir.
Bir de açık kaynak kodlu yazılım geliştirebildiğiniz bir düşünsenize!

Batı medeniyetinde ise bunların hepsi safsatadan ibarettir.
"Dost ararsan, cebine (cüzdanına) bak"man yeterlidir.

Doğu medeniyetinde de hastane yapabilirsiniz, Batı kültüründe de...
Fark?
Batı kültüründe amaç, ya hastalardan para kazanmak, ya vergiden düşmek, ya da popüler olarak esas faaliyet alanlarınızda daha karlı olabilmektir.
Doğu medeniyetinde ise amacınız, hastaları iyileştirmek, onların dualarını almaktır.
Sizin de hastalanıp o hastaneye düşebileceğinizi düşünmek bile, sizin için ayıptır.
"İhlas zafiyeti"dir.

Eğer siz, batı karakterinde bir insansanız, doğu toplumu sizi tolere etmeyi başarır.
Sizi dışlamaz, hoşgörü ile bakar hep.
Sizi, tam da istediğiniz gibi, sizin deyiminizle "olduğunuz gibi" kabul etmiştir.
Ama aslında öyle değil.
Size olduğunuzdan çok daha fazla değer verilmiştir de, siz bunun hakkınız olduğunu sanırsınız; hakkınız olmadığını ömrünüz boyunca farkedemezsiniz.

Ama siz, eğer doğu karakterinde bir insansanız, batı toplumunda her zaman sömürülürsünüz.
Kanınızın son damlasına kadar emilirsiniz.


Sonuç:

"Köylü, milletin efendisidir" tabelası köylüye taşıttırılır.

"Tarlada rençber, kışlada asker, nöbet de bekler, aslan Mehmetçik" askere gitmiş, diğerleri (Mehmet Beyler) paralı 28 gün askerlik yapıp tamamlarken, Mehmetçik ya kolu/bacağı koprak "Gazi" olur, ya da daha şanslı ise "Şehit" düşer.
(İrticacı anası-bacısı-karısı-kızı-ninesi orduevlerine alınmaz, o ayrı).

"Yeni nesiller, sizlerin eseriniz olacaktır" denilen öğretmenler, çarşıda pazarda yazın karpuz, kışın limon satmaya mahkum edilir. Yetmez, kredi kartı borcunu ödeyemeyince hacizle yakın takibe alınır. Eğer bu da onların hakkından gelemediyse, emekli kuyruklarında, o da yetmediyse banka memurunun hakaretleri ile basit bir kalp krizi ile icabına bakılır.

"Mülkün temeli" adalet sistemi, "cüzdanı ile vicdanı" arasına sıkıştırılır.

...

İyi niyetli iyi adamlar, tek tek meydanı terketmekte, kötü niyetli kötü adamlar daha bir kuvvetlenmekte, palazlanmakta...

İyi yazılım geliştirmek, gerçekten zordur.
Sağlam bir örgütsel yapı ister.
İyi bir bilgi ve beceri birikimi ve donanımı gerektirir.
Kuvvetli bir sermaye yapısı gerektirir.
Ama ilk önce, iyi niyet ister.

Biz, tatlı su (akarsu) ile tuzlu suyun (okyanus) karıştığı bir yerde yaşıyoruz.

Unutmadan,
kapitalist ekonominin -teori değil- her zaman geçerli bir kuralı vardır:

"Kötü para, iyi parayı, piyasadan kovar."

Katrina Felaketi Sonrası Yardım Mı İstiyorsun, O Halde MS Windows ve IE Yükle! ( 15)

E-beyanname'yi FreeBSD ya da Debian ortamında nasıl çalıştırıyorsunuz?
Lütfen yardımcı olur musunuz?
Eczane uygulamaları için yukarıdaki çözümsüzlük durumu hala geçerli mi?