Da Vinci Şifresi Deşifre Oldu

0
malkocoglu_2
Şimdiye kadar bu kitaptaki kadar, "gerçeklere dayandığını" beyan edip gerçeği bu kadar "esneten" az kitap okumuşumdur. Daha başta "açık anahtar şifrelemeyi Da Vinci nin bulduğu" lafı ile uyandım. Google'da "Da Vinci Code mistakes" kelimelerini kullanarak arama yapınca binlerce sonuç geri geldi.
Diğer yorumcular da kitabın hakikat diye yazdıklarını yerden yere vuruyor. Mesela:

- Açık Anahtar Şifrelemeyi bulmak için Da Vinci zamanındaki matematik yeterli değildi. "NP-tam"lık gibi kavramlardan da bihaberdiler. Bigisayar yoktu ki!
- Opus Dei teşkilatı II. Dünya Savaşından sonra ortaya çıktı, milattan önce değil.
- Roma'yı Hristiyanlığa geçiren Constantine değildi.
- Tarif edilen binalar, şatolar bile yanlış yerlerde tarif edilmişler.


Bu kitap bariz bir şekilde, dindarı Protestan, dinsizi bohem hayata sıcak bakan insanlar (yani Amerika) için yazılmış. Çünkü Katolliklik yerden yere vuruluyor ve dini ayinlerde seks rituellerine sıcak bakılıyor. Yazarın bir diğer yaptığı da şudur: 11 Eylül'ün kaka adamı Bin Ladin'in görüşleri hafiften Katolliklere yamanarak, okuyucu bilgisizliğinden yararlanılarak genel antipati üzerinden para kazanılmaya çalışılmıştır. Ve işe de yaramış.

Kitabın hataları o kadar had safhadaki diğer bir kitap bu hatalar için türemiş. "De-Coding Da Vinci".

Görüşler

0
FZ
Maalesef ben bu kitabı okumadan aynı yazarın ``Digital Fortress´´ kitabını okumuştum, sonuç tam bir hayal kırıklığı: http://ileriseviye.org/blog/index.php?p=74

Gördüğüm kadarı ile Doğan Holding bu adamın çok satmasını veri kabul ederek diğer popüler kitaplarını da çeviriyor, adam ne yazsa satıyor düşüncesi ile. Saf ticari zihniyetin kaliteyi düşürmesine önemli bir örnek!
0
malkocoglu_2
Gercekten oyle...

Ileriseviye baglantisi icin tesekkurler. Ben de yeni buldugum bir elestiriyi ekleyeyim.

http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=41150
0
FZ
Bir allahın kulu güzel ve cesur yayıncı çıksa da ``techno-thriller´´ türünün en güzel örneklerinden biri olan ``Cryptonomicon´´ isimli romanı ya da aynı yazarın ``Snow Crash´´ isimli romanını çevirtse, yayınlatsa, sevaba girse, valla kendi adıma en az iki kopyalarını alır, arkadaşlarıma da hediye ederim :)

- http://www.cryptonomicon.com/

- http://en.wikipedia.org/wiki/Snow_Crash

- http://www.nealstephenson.com/
0
malkocoglu_2
Valla iyi olur okuyucular icin. Bir de soooyle guzel bir teknik roman bir Turk yazar yazsa. Yakinda olacaktir saniyorum. Bunu yapacaklar herhalde 70-80 neslinden cikacak; Besikten bilgisayara bilim-kurguyu televizyonda gormus nesil budur cunki. Bazen aklimiza geliyor (baslasak mi acep?), fakat ustad Tom Clancy'nin "kitap yazmanin yaptigi en zor islerden biri oldugu" tavsiyesini kulaga kupe yaptik bir kere. Hakikaten yapmak istenirse yapilmasi gereken bir sey.

En zor olani duz bir cizgi halindeki hikaye cizgisini ayakta ve tutarli halde tutabilmek (imis). Bir de tuz biberler olarak teknik detaylar, yerler, sahislar, vs.
0
feran
Merhaba gençlik!
Aslında hemen başlamanızı öneririm. Aslında bana göre ( bazı konuları unutma yaşını bile ne zaman geçtiğimi unuttuğum bir yaşta olan ve 30 yılını yayıncılıkla haşır neşir geçiren-ben) siz başlamışsınız bile. En zor olan alan polisiye-cinayet-casusluk- tekno vs'yi konu alan bir tekno-roman yazmak için şu yazdığınız içten, doğaçlama satırlar başlangıç oluşturabilir. Sonra kurgulamanın da matematik gibi kuralları vardır ki; istenirse elimden geldiğince yardım ederim.
Haydi bakalım, kolay gelsin:)
0
feran
Bu arada sakın yanlış anlaşılmasın, bu laflar olayı "hafife almak" değil- sizleri "ciddiye almak" anlamındadır...
Yazmanın hele roman kurgulamanın ne zor olduğunu bilenlerden -ama sizler gibi özenli dikkatli hele öz-saygılı, çalışkan gençliğin bunu en iyisinden başarabileceğine inananlardanım!
0
metinsayar
Acaba Dan Brown "Da Vinci Şifresi" romanını yazmadan önce Philipp Vandenberg'in "Beşinci İncil" (Das Fünfte Evangelium, Basım Tarihi: 1993 Lübbe Verlag) adlı romanını okumuş muydu!

Da Vinci Şifresi, sürükleyici olduğu kadar ilginç ve tartışmalı bir kitap. Bir tesadüf sonucu onu okuduktan sonra, ondan daha önce yayınlanmış ve pek çok dile çevrilmiş olan -Türkçesi Telos Yayıncılık tarafından 2004'ün Ekim ayında yayınlanmış- Beşinci İncil adlı bir başka kitabı okudum. Beşinci İncil ile Da Vinci Şifresi'nin birbirine çok benzediğini fark ettim. Konular, mekanlar, kahramanlar, kurgu neredeyse aynı. Bu kadar benzeşmenin bir tesadüf olup olmadığını ve eleştirmenlerin neden dikkatini çekmediğini düşünmeden edemedim. Belki bu benzerliğin, bu iki kitabı okuyan başka insanların da dikkatini çekmiş olabileceğini düşündüm, ama tuhaf bir durum vardı; Da Vinci Şifresi üzerine herkes yazıp çizerken, bu kitap çok geniş bir şekilde tanıtılırken, Beşinci İncil'in pek tanınmadığını da fark ettim. Oysa, özellikle kurgu ve Hıristiyanlık inancına ilişkin olarak Beşinci İncil'de çok daha ciddi iddialar var. Da Vinci Şifresi'nde "Kutsal Kase" etrafında gizemli bir öykü kurgulanırken, Beşinci İncil'de doğrudan, bilinmeyen bir İncil ile ilgili -ki aslında romana konu olan kitabın birinci ya da ilk İncil olduğu anlaşılıyor.- bir öykü anlatılıyor. Böyle bir İncil'in varlığına ilişkin ilk işaretler, sır taşıyıcısı olarak tanımlanan Leonardo Da Vinci, Dante, Voltaire, Shakespare gibi ünlü yazar ve sanatçıların eserlerinde görülüyor. Sonra da, bu işaretleri doğrulayan ve Kıpti dilinde yazılmış İncil metinleri bulunuyor. Bu metinler Vatikan'ın kabul ettiği dört İncil'den birçok noktada ayrılmakta, papalık kurumunu yadsıdığı gibi, Hıristiyanlık ve İsa ile ilgili farklı şeyler de anlatmaktadır. Bu yüzden de, Kıpti dilinde yazılmış olan bu kitap yüzyıllar önce yasaklanmıştır. Yıllar sonra İncil Metinlerinin yeniden ortaya çıktığının duyulması ortalığı karıştırır: Vatikan, Orfeus Tarikatı, Radikal İslamcı bir gurup arasında kıran kırana bir mücadelenin başlamasına vesile olur.
Şimdiden keyifli okumalar.
Metin Sayar
0
conan
Bu kadar sasirmani anlayamadim malkocoglu,

Biraz gercek + biraz hayalgucu = kurgu roman.

Ortada konusulanin bilimsel bir eser degil de bir kurgu roman oldugunu gozonunde bulundurmak lazim biraz da.

Herhangi bir filmde sopa uzerine sopa yiyen kahraman olaylardan canli cikinca olur mu kardesim oyle sey demege benziyor bu :)

BinLaden'in fikirleri konusunu da pek anlayamadim ama neyse. :)

Kitap muhtesem degil, ama eglenceli vakit gecirmek icin ideal. Ben ise kitapta daha cok tekrarlardan cok SIKILdim. 50 sayfada bir bi onceki sayfalarda neler oldugunu ozet gecen bi uslubu var Dan Brown'in. Rahatlikla bir 70 sayfa daha kisalabilirmis roman :)

Okuyacaksaniz da onceden Melekler ve Seytanlari okuyun derim.
0
aRda_
Katiliyorum.
Brown kitaplarinin biraz fazlaca abartildigini dusunuyorum.Bu kitaplarin adi uzerinde bir roman oldugunu hatirlatirim..
Tabii ki okuyucuyu biraz daha kitaba vermek icin hayalgucu kullanilacak.Hatta bazi hikayelerde abartilacak.
Abarti bir romanda rahatlikla kullanilabilir.(Okuyucu cok fazla abartiyi sevebilir-sevmeyebilir orasi baska)

Brown kitaplaribir ROMAN tarzi yerine siyasi gorus icerse tamam o zaman abartiya yer yok derim.Yada bir Michael Moore "Ahbap, Memleketim Nerede?"sinde abartsa bu ona pahaliya patlayabilir... ;)
0
malkocoglu_2
Kitabin bilimsel olma iddiasi yok zaten, fakat basta FACT diye bir sayfa ile giris yapilmis. Kitabin gerisinde bu "sozde gerceklere" dayanarak yazilmis bu hikate, "olma ihtimali gayet yuksek" bir senaryo gibi pisirilip sunulmus. Bu hikayeye herkes agzi acik balik gibi "bu gercek" diye atlamayabilir, fakat atlayan var.

Bin Ladin hakkinda: Bin Ladin'in ve Taliban'in kadinlari baski altinda tutma gorusleri Katolliklere yamanmis. Bu cok guzel bir numara: Niye oldugunu anlamak icin ABD'nin su anki ruh halini anlayin. "Dusman" aynen bu ozellikleri tasiyan bir adam, sevilmeyen adam bu, Brown bu mentaliteye degisik bir giysi giydiriyor, onun araciligi ile okuyucunun antipati dalgasi uzerinde sorf yapiyor :) Mesela kitapta 5 milyon kadinin cadi avi altinda olduruldugu soylenmis, bu abartinin dik alasidir.

Techno thriller da arastirmasi en iyi yazarlardan biri Tom Clancy. Tarih, antropoloji, uluslararasi iliskiler, teknolojiyi en yakin olarak bu adam yaziyor. Dan Brown kusura bakmasin, bu kistastan sonra onun yazdiklari gerceklige yakinlik acisindan biraz siritmakta...

0
oktay
Conan'ın dediği gibi bu bir kurgu eseridir. Ben normalde fazla "kurgu" kitap okumam ama bunu okudum ve beğendim. Beğenmediğim tek yeri sonuydu. Sonunda tam yazıyı gönderen arkadaşın dediğinin tersine bir "tırsıp kıçı kurtarma" çabası var gibi geldi bana. O kadar olayı üste üste sanki büyük bir sona ulaşacakmıs gibi kurduktan sonra gelen ezik final sonrası kendimi paaaaattt diye boşluğa bırakılmış gibi hissettim. Bence fazla tepki almamak için biraz boşlanmış gibi.

Bir başka ihtimal de, kitabın başkalarının yaptığı araştırmalara dayanarak yazılmamış tek yerinin sonu olması. Kitabın içinde geçen tarihi tutarlılığı olan bilgilerin neredeyse tamamı daha BBC için bu konuda bir belgesel hazırlamıs bir ekibin yıllar süren bir çalışma sonucu hazırladığı Holy Blood, Holy Grail adlı kitaptan alıntı. Tabi ki gizem çözülmediği için kitabın sonunu da var olan araştırmalara bağlamak mümkün değil. Bu yüzden zayıf kalmış olabilir diye düşünüyorum.

Yukarıda bahsettiğım kitabı tavsiye ederim. Bu kitabın neresi roman neresi gercek araştırma sonucu acaba diye düşünmeden okumak bana daha zevkli geldi.

Bu arada kitaptaki tutarsızlıkları "google" kullanarak ispat etmek biraz yanlış. Internet çok güvenilir bir bilgi kaynağı değil. Farklı düşünce sahibi, farklı çıkarları olan insanlar kendi çıkarları için bir sürü web sitesi ile Interneti kirletebiliyorlar. Buna örnek olarak islam karşıtı web sitelerine, ermeni lobisinin web sitelerine, türklere karşı olan web sitelerine bakabilirsiniz.

Oktay
0
FZ
Evet kurgudur. Evet romandır. Evet gayet de akıcı idi benim okuduğum ``Digital Fortress´´. Ancak misal Travolta´nin rol alma bahtsızlığına eriştiği ``Kod adı: Kılıçbalığı´´ da çok akıcı idi, 1.5 saat nasıl geçti hiç anlamadım ve fakat yerin dibine de vurduk mu vurduk bu sitede çünkü bunu hak ediyordu.

Bir yığın saçmalık barındıran eserler kurgu da olsa bunların eleştirilmesi en azından sapla samanı birbirinden ayırt etmek namına kötü bir iş sayılmaz değil mi?

Kaldı ki yani kurgudur, olur o kadar denebilir ama yani zaten kimse kurgudaki her şey birebir gerçek olacak demiyor; yine de saçmalamamakta her daim fayda var diye düşünüyorum.

Bir de şu var, Digital Fortress için konuşuyorum yani techno-thriller türünün alasını okumuşken yazarın bu eserinin çok matahmış gibi sunulması beni rahatsız ediyor. Ya da ne bileyim işte ortada William Gibson gibi bir adam dururken falan... Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
0
oktay
Digital Fortress'i , Da Vinci Code'u okuduktan sonra havaalanında kız arkadaşımı beklerken satın almıştım. 3-4 sayfa okuyabildim bir daha da aramadım. Zaten daha önce belirttiğim gibi fazla kurgu seven bir adam değilim. (Non-Fiction) Tarih, araştırma, anı gibi şeyleri okumaktan daha çok hoşlanıyorum. Mesela Holy Blood, Holy Grail'den bahsettim. Şu anda sırası gelince okuyacağım Opus Dei diye bir kitap var elimde. Fakat önce bitirmem gereken Manufacturing Consent diye bir kitap var ki Amerikanın gerçek yüzü hakkında bir kitap tavsiye et deseler budur. O bitecek, sonra yine başlamış olduğum Hitler'in biyografisi var. Araya bakalım daha neler sıkıştırıcam. Konudan saptım biraz.

Fakat durum şu. Sen benim kurgudur olur dememe takmışsın. Kurguda olması gerekir demedim. Bu kurgudur, bir hata varsa, adam ondan sorumlu tutulamaz demek istedim. Sonuçta ders kitabı değil bu. Zaten konu da hassas bir konu. Bizim gerçek araştırma sonucu kabul ettiğimiz şeylere de tamamen hikaye diyen insanlar var. Yani gerçeklik göreceli olmak zorunda kaliyor kesin kanıt olmadığı için.

Benim kurgu dememe takarken, sen de Digital Fortress'e takmışsın. Dan Brown hakkında bir iki review okursan. Herkesin söylediği şey şudur. Adam bütun kitaplarında aynı formülü uyguluyor. Bir tane kahraman adam. Bir tane romantizmde kullanılacak kız. Bir biri üzerine gelişen beklenmedik fakat inanılabilir olaylar ve hikayeye katılan insanlar vs. Kitabı formülle yazınca da konuyu kötü seçtin mi sıçarsın :)

Uzattım pardon. Pek "coherent" birşey de demediğimin farkindayım. Ba-bye.
0
malkocoglu_2
||Bu arada kitaptaki tutarsızlıkları "google"
||kullanarak ispat etmek biraz yanlış

Bu Google metadolojinizin ne kadar iyi olduguna bagli.

Mesela Google'dan Lance Fortnow diye birinin Da Vinci Code yorumu geldi; Sitenin geri kalanina bakinca zatin kim oldugunu anlarsiniz. Hesapsal Yuk Teorisi (Computational Complexity) alaninda Prof.'lardan biridir kendisi. Eger bu adam acik anahtar sifrelemeyi Da Vinci'nin bulmasi imkansizdir diyorsa, siz "ben Google'a guvenmem" diye istediginiz kadar yirtinin, Da Vinci acik anahtar sifrelemeyi bulamamistir.

0
oktay
Ona Google'a güvenmek değil adama güvenmek denir. Google'ın binlerce sonuç getirdiğini söyledin. Bu sayfaları yapanların hepsi mi profesör ? :P
0
feran
Yorumları okurken benim aklıma da Jules Verne ile HerbertGeorge Wells de geldi...Paylaşmak istedim.
"Jules Verne esas olarak serüven öyküleri, Wells ise bilimkurgu öyküleri yazıyordu. Wells bilimkurgunun “gerçek babası”dır. Verne yarattığı makinaları zamanının bilgilerine dayanarak tarif ediyor, bir düşünceyi ya da bilgiyi olgunlaştırıp geliştiriyor; buluşlarını gayet güzel ve tüm ayrıntılarıyla açıklıyordu. Wells ise zamanının hiçbir bilimsel bilgisine dayanmayan, varolmayan maddelerden yapılan makineler uyduruyordu. Wells’in öykülerindeki olgular ve olaylar da doğru dürüst açıklanmıyordu. Bu nedenle onun öyküleri yalnızca bilimkurgudur. " Bu görüşün kaynağı;
http://jv.gilead.org.il/FAQ/index.html.tu
0
metinsayar
Acaba Dan Brown "Da Vinci Şifresi" romanını yazmadan önce Philipp Vandenberg'in "Beşinci İncil" (Das Fünfte Evangelium, Basım Tarihi: 1993 Lübbe Verlag) adlı romanını okumuş muydu!

Da Vinci Şifresi, sürükleyici olduğu kadar ilginç ve tartışmalı bir kitap. Bir tesadüf sonucu onu okuduktan sonra, ondan daha önce yayınlanmış ve pek çok dile çevrilmiş olan -Türkçesi Telos Yayıncılık tarafından 2004'ün Ekim ayında yayınlanmış- Beşinci İncil adlı bir başka kitabı okudum. Beşinci İncil ile Da Vinci Şifresi'nin birbirine çok benzediğini fark ettim. Konular, mekanlar, kahramanlar, kurgu neredeyse aynı. Bu kadar benzeşmenin bir tesadüf olup olmadığını ve eleştirmenlerin neden dikkatini çekmediğini düşünmeden edemedim. Belki bu benzerliğin, bu iki kitabı okuyan başka insanların da dikkatini çekmiş olabileceğini düşündüm, ama tuhaf bir durum vardı; Da Vinci Şifresi üzerine herkes yazıp çizerken, bu kitap çok geniş bir şekilde tanıtılırken, Beşinci İncil'in pek tanınmadığını da fark ettim. Oysa, özellikle kurgu ve Hıristiyanlık inancına ilişkin olarak Beşinci İncil'de çok daha ciddi iddialar var. Da Vinci Şifresi'nde "Kutsal Kase" etrafında gizemli bir öykü kurgulanırken, Beşinci İncil'de doğrudan, bilinmeyen bir İncil ile ilgili -ki aslında romana konu olan kitabın birinci ya da ilk İncil olduğu anlaşılıyor.- bir öykü anlatılıyor. Böyle bir İncil'in varlığına ilişkin ilk işaretler, sır taşıyıcısı olarak tanımlanan Leonardo Da Vinci, Dante, Voltaire, Shakespare gibi ünlü yazar ve sanatçıların eserlerinde görülüyor. Sonra da, bu işaretleri doğrulayan ve Kıpti dilinde yazılmış İncil metinleri bulunuyor. Bu metinler Vatikan'ın kabul ettiği dört İncil'den birçok noktada ayrılmakta, papalık kurumunu yadsıdığı gibi, Hıristiyanlık ve İsa ile ilgili farklı şeyler de anlatmaktadır. Bu yüzden de, Kıpti dilinde yazılmış olan bu kitap yüzyıllar önce yasaklanmıştır. Yıllar sonra İncil Metinlerinin yeniden ortaya çıktığının duyulması ortalığı karıştırır: Vatikan, Orfeus Tarikatı, Radikal İslamcı bir gurup arasında kıran kırana bir mücadelenin başlamasına vesile olur.
Şimdiden keyifli okumalar.
Metin Sayar
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

C++ için goto kullanımı

anonim

Eskiden beri goto terimi ile programcıların arasında ne olduğunu merak ederim. Hemen her kitapta goto teriminden neredeyse bir küfürmüş gibi bahsedilir ama yinede kullanımı anlatılır. Sonunda merakımı gideren cevabı Bruce Eckel'in Thinking in C++ kitabında buldum. Bu kitabın goto kullanımı ile ilgili kısmını aşağıda bulabilirsiniz.

Debian GNU/Linux İçin Paket Yapımı

yuxel

Debian GNU/Linux'u en popüler dağıtımlardan birisi yapan şüphesiz ki paket yönetim sistemidir. Neredeyse tüm paketleri resmi depolardan (http://www.debian.org) veya gayri resmi yansılardan (http://www.apt-get.org) edinmek mümkün. Ancak bazen istediğiniz programı istediğiniz koşullarda paketlenmiş olarak bulamıyorsunuz. Bu durumda kendiniz kaynak koddan derlemek zorunda kalıyorsunuz. Daha sonraki kullanımlar veya arkadaşlarınızla paylaşmak için bu derleme işlemini bir paket olarak kenarda köşede bekletmek isteyebilirsiniz. Bu belgede, Debian paket yapımı hakkında bilgi bulacaksınız

Ve yine Kevin Mitnick, bu sefer basımdan önce kaldırılmış ilk bölüm

Phaedrus

Kevin Mitnick´in yazdığı Art of Deception adlı kitaptan Wiley yayınevi tarafından basımdan hemen önce çıkartılan ilk bölümü Bu adreste okuyabilirsiniz. Genel olarak bu bölüm Mitnick´in geçirdiği kaçak günleri, hapisteki zamanlarını ve medyada Mitnick´in adıyla ve düzenlediği asılsız, popülist haberlerle, ardından da yazdığı kitapla milyon dolarlar kazanan gazeteci John Markoff´u anlatıyor.

SSH ve Public Key Doğrulaması

cbc

SSH ve Public Key Doğrulaması ile ilgili birkaç paragraf yazı yazdım. Birilerinin işine yaraması dileği ile.

O´Reilly Kitapları Türkiye´de Türkçe

FZ

Efsanevi yayınevlerinden O´Reilly kitapları artık Türkiye´de Türkçe olarak da yayınlanıyor.

Pusula Yayıncılık tarafından Türkçeye kazandırılan ilk iki kitap Pratik C++ Programlama ve .NET Framework.

Özellikle bu kitaplardan birincisi yani Pratik C++ Programlama 600 sayfalık hacimli bir kitap olup bu önemli programlama diline hakim olmak isteyen programcılar için önemli bir kaynak niteliğinde. Kitap sadece C++ dili ile ilgili değil aynı zamanda gcc, gdb gibi önemli programlama araçlarına dair de bilgiler içeriyor.