Yeni Teknoloji Yazıcı ile Kartuşlara Son!

0
sefalet
Yazıcı kartuşlarına, şeritlere veya mürekkebe son. Yeni geliştirilen bir sistem ile artık bu malzemeler tarih olabilir. ZINK adı veirlen bu yeni teknoloji ile, eski tip malzemelerin yerini boyalı kıristaller alıyor.
Özel bir ZINK kağıdı aslında tüm bu yeni sistemin ana noktası. Özel boyalı kıristallerin emdirildiği bu özel kağıtlar sayesinde yazıcıların boyutlarını büyüten kartuşlar, şeritler, kartuş mekanizması ve yatağı gibi ihtiyaçlar ortadan kalkıyor. Böylece yazıcılar cebe girebilecek boyutlara geliyor. Hatta yazıcı kullanımı gerektiren her türlü alete artık bir yazıcı işlevi kazandırmak olanaklı olacak. Ayrıca yer çekimi gibi etkilerden etkilenmeyen yazıcılar artık mümkün. İşlem basit olarak, kağıda emdirilmiş boyalı kıristallerin dışarıdan etki ederek istenilen renge dönüştürülmesi ile çalışıyor.

Elde edilen resimler daha uzun ömürlü ayrıca ışık,nem vs. gibi etkilere de dayanaklı. Geri dönüşümlü ve hiç bir toksik madde içermeyen yeni teknoloji kağıtların basımı sırasında da elde edilen çıktı dışında hiçbir çöp ve buhar ortaya çıkmıyor.

Firmanın genelağ adresine buradan: http://www.zink.com/

İşlemin mantığını anlatan kısa bir görüntülü açıklamaya da bu adresten erişebilirsiniz: http://www.zink.com/assets/how_it_works/

Görüşler

0
simor
Boyalı kıristaller nedir ya. Neden türkçe yazmamakta inat ediyorsun? Senin saçmalıklarını okumaktan hakkaten sıkıldım artık.
Senin dilin dönmüyor ve beynin almıyor diye kelimeleri senin istediğin şekilde mi okumak zorundayız?

Kimse kristali senin okumak istediğin gibi veya kuantumu senin cehaletinle beraber kuvantum olarak da okumuyor ve okumayacak. Ne yapmaya çalışıyosun kendi kabilenin tebaasına şifre mi yolluyorsun?. Hangi sözlükte kıristal yazıyormuş, kim kıristal diye okuyomuş? Kendi kabilen dışından bana yazılı ve hatta sana kıyak sözlü bir örnek gösteriversene tartışalım şurada.

Evet demokratik bir ortamdayız ve belki herkesin de saçmalama özgürlüğü vardır ama ben de yanlış olduğunu gördüğüm, bildiğim şeyleri yazma, uyarma ve dezenformasyona karşı savaşma özgürlüğüne sahibim. Yani bıkacağımı yorulacağımı falan düşünme Sefalet. Böyle bir yanlışa düşme.
0
haziran
sanırım fm den önce biraz şu siteyi takip etmesi gerek
abc01
0
yetgin2
Kelimelerin okunduğu gibi yazılması taraftarıyım...
0
anonim
Keşke öyle istediğimiz gibi olsa.
Örneğin kimse "söyleyeceğim" gibi hatrı sayılır kelime yazıldığı gibi "söy-le-ye-ce-ğim" diye okunmuyor. Genellikle "söy-le-cem" diye ağızdan çıkıveriyor. Zaten pek çok eski tüfek spiker de benzer durumlardan şikayetçiler.
0
yetgin2
Kendi adıma söyleyeceğim demekte bir sorun yaşamıyorum ve genellikle o şekilde kullanıyorum.

Örneğin bir roman yazarı halk ağzıyla konuşan bir kişinin sözlerini yazarken "söylicem" yazsın bunda bir sorun yok. Farkında olalım ki söyleyeceğim şeklinde konuşan insanlar da var. Ve tercih edilecek olanı da bu.

Bir kişi bunun farkında değilse ve tercih edilmeyen şekilde konuşuyorsa; o kişi doğrusunu yazsın demenin de anlamı yok. Zaten o kişinin ne yazdığını örnek alacak halimiz de yok.

Fakat tren -> tiren, kristal -> kıristal gibi örnekler apayrı bir mevzu. Bu kelimelerin ilk halini kullandığını iddia eden varsa, söylerken ağzının burnunun girdiği şekli görmek isterim.

0
simor
"Fakat tren -> tiren, kristal -> kıristal gibi örnekler apayrı bir mevzu. Bu kelimelerin ilk halini kullandığını iddia eden varsa, söylerken ağzının burnunun girdiği şekli görmek isterim."

İlk hali hangisidir. Kullandığı kelimeyi iddia etmek ne demektir?
0
bio
İlk hali hangisidir. Kullandığı kelimeyi iddia etmek ne demektir?

Anladigim kadariyla "'tiren' yerine 'tren' diyebilen varsa beri gelsin" denilmis. Sahsen ben az once defalarca soyledim, tam olarak "tren" seklinde cikiyor. Kristal biraz daha sorunlu ama o da "kiristal" olacak kadar degil.

Zaten bu boyle okundugu gibi yazilir falan diye basitlestirilecek bir konu degil. Dilin yazim kurallari var, herkes kafasina gore "benim agzimdan boyle cikiyor" derse kimse kimsenin yazdigindan bir sey anlamaz. Spor yerine sipor yazamazsiniz. Kagit yerine "nasilsa yumusak g okunmuyor" deyip kait da yazamazsiniz. Benzer sekilde "nasil olsa agizdan oyle cikiyor" deyip "yetgin"i "yetkin" diye de yazamazsiniz. Kuantum yerine kuvantum yazamadiginiz gibi, fazlamesai yerine fazlamesayi de yazamazsiniz. Linux'u muhtelif komik sekillerde yanlis okuyor olabilirsiniz, ama linaks, linüks, laynaks, laynux, laynüx, layniyuks seklinde yazamazsiniz.

Yazarsaniz yanlis yazarsiniz, benden soylemesi :)

0
simor
Çok teşekkür ederim.
0
simor
Ama okumayı bilmek lazım önce.
Türkçe önce yazıldığı gibi okunur. Yazım ile ilgili ünlü düşmeleri veya sesli uzamaları başka tabi..

Ya hakkaten (mesela hakikaten ki bunlar da öğretilebilir kurallar ile belirlenmiştir) şuraya ilkokul öğretmeni getirsek ya...
Kelimelerin okunduğu gibi yazılmasına taraftar olmak ne demek!?. Maç kaç kaç? Okul denen birşey var. Kelimelerin nasıl yazıldığı öğretilmiyor mu? Cahil insanın, ilkokula bile gitmemiş veya gittiğinin farkında olmayan bir insanın yazısını nasıl okuyacağız? Hiyeroglif uzmanı mı çağıracağız yada herneyse.

Türkçe değil de başka bir dilden bahsediyorsanız onu da tartışalım.
Herkesin okuma bozukluklarına göre özel sözlük çıkarılacaksa da bilelim. Birbirimize ne dediğimizi anlayalım. Babil kulesi dikmeyelim.
0
mos
Gün içinde gönderilen onlarca haber arasından siteye koyulmaya değer bulunmuş bir tanesinin içinde imla hataları olması tabi ki tartışılabilir.

Ama bunun dışında senin tepkini de abartılı buluyorum.

Kaldı ki aynı önemde hataları kendin de yapmışsın. Önceki yazılarını çok dikkatli okumadım, ama bu yazında ilk gözüme çarpanlar,

"birşey" değil, bir şey olmalı ve "yada" değil, ya da olmalı.

Sakin olalım bence.
0
simor
Önceki yazdıklarımı sadece okuyun. Çok dikkatli okumasanızda olur.
0
simor
"Gün içinde gönderilen onlarca haber arasından siteye koyulmaya değer bulunmuş bir tanesinin içinde imla hataları olması tabi ki tartışılabilir."

Gidip editörü uyaracak halim yok. O onların takdiri. Kendi fikri kendi düşüncesi otururur yazar tartışır savunur demiştir ben bilemem.

Söz konusu olan yazım hataları değil.
Bazı herşeyi bildiğini sanarak yaşaması için programlanmış insanların buraya, ben öyle söylüyorum veya dilim dönmüyor ve okuyabilidğim veya söyleyebildiğim gibi yazmayı tercih ediyorum ve hemde çok iyi demagoji yapabiliyorum derdinde olması sözün konusu. Bildiği kadar adam oluyor insan.. Öğrenemediği-öğrenmek istemediği kadar da cahil. Onlara ne söyleseniz kafalarına monte edilmiş şeyler dönenir durur. Benim gibi gözü gören vakti olanlar da yazar durur. Devran değişir kavramlar değişmez. O kavramları taşıyan ve bihaber olanlar da hep olacak.

En kötüsü de herkesin onların yanlışları veya doğru sandıklarıyla yaşaması gerekliliği gibi bir hataya düştükleri için fikirleri ile ile ilgili bir kanıt da sunamazlar. Çünkü öğrenmemişlerdir. Sadece bilmişlerdir. O insanlarla tartışamazsınız.

Ama ben ne kadar konuşsam boş. Cehalet en kötü şey. Açsın bir gazete okusun biraz dışarı çıksın falan ne bileyim.

Siz siz olun sadece ben dedim oldu ben yaptım oldu budur demeyin. Okuyun, araştırın, öğrenin tartışın, kanıt gösterin. Kendi fikriniz ise anlatın dayanaklarını yazın çizin. Öbür türlüsü diktatörlük olur, faşizm olur.

Kendi dilini bilmeyen, konuşmayan, konuşamayan dili dönmeyen gitsin mesela tibetçe öğrensin. Kimse de kusura bakmasın. Ben kristali, kıristal... kuantumu, kuvantum diye seslendirmiyorum. Tiyatrocu, edebiyatçı veya ses sanatçısı da öyle seslendirmiyor. Sizlerde geçin aynanın karşısına okuyun. Herkesin herşeye dili dönmeyebilir tabi. Ama aymazlıkla ve bihaber vaziyette "ben okunduğu gibi yazılması taraftarıyım " deyip kendi dilini seslendirmekten aciz ise, benim diyecek bişeyim olmaz. Sadece söylemesi yeter.Geçen yorumumda dediğim gibi başka bir dilden bahsedeceksek buyursunlar tartışalım. İçi boş haberlerle bebek yüz modeli takınacaklar ve cehaletlerini yayacaklarsa ben de hep buradayım.

Bu insanlar yüzünden kaybettiğimiz vakit de cabası. İçi boş haberleri gibi içi boş çevirilere de imza atar bu insanlar. Bilgi paylaşımı vakti geldiği zaman ise buralardaki
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kuantum
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kuvantum
gibi aynen olduğu gibi bırakırlar veya terbiyesizce mutfak robotu tellallığı yaparlar. Kuvantum maddesini açan zat ne zaman oradaki tartışmalara cevap verecektir acaba. Ya da vermiş midir bilmiyorum. Kuantum fiziğinden haberi var mıdır?. Okuyun eğlenin..

İnsan bilmediği konuda ne güzel yorum yapar. Gak guk dersin evirirsin çevirirsin egonu rahatlatırsın biter.
Ama ortaya fikrini attığın bir konuda tartışmak cesaret ve bilgi ister. Başka şeylerin arkasına sığınmak veya kör aidiyetlerin köleliğini amerikan usulü filmlere taşımakla olmaz.

Araya günlük konuştuğum gibi kelimeler serpiştirdim. Her ne kadar burası forum veya çet ortamı olmasa da ben de pürist falan değilim yanlışa düşmeyin.

saygılar
0
mos
Tüm ciddiyetimle, tüm samimiyetimle özür dileyerek söylüyorum, çok kasmışsın. Sadece her paragrafın ilk bir kaç kelimesini okuyabildim.

İki sayfa daha ekle, ciltletip İstiklal'de dağıtalım bunu gençlere.
0
simor
Olur. Bunu 1-1,5 sene sonra bir daha konuşalım olur mu dostum. Umarım o zaman başka şeylere kasmak zorunda kalmayız.

mutluluklar
0
Betelgeuse
"şuraya ilkokul öğretmeni getirsek ya..." demişsin, ben de bir ilkokul öğretmenine sordum.
Kıristal değil kristal diye yazılırmış. Tiren değil tren yazılırmış.
Ama bu tartışma niye bu kadar büyüdü çok anlamadım. Konu yeni bir teknoloji ile yazıcı kartuşlarına son ama bu konuda bir tartışma göremedim. Bazen tartışmalar konudan sapıyor. Keşke forum kapalı olmasaydı.
0
simor
Size ve altta şimdi yorum yazmış olan Fayntom'a aynı anda yazabilirim sanırsam. Bazılarının kirlilik kabul ettiği şeyleri daha fazla okumak zorunda kalmazsınız böylece.
-------------------------------------------------

Haklısınız.

Zaten benim görüşüm de bu konuların açılmasına sebep olan haberlerin içeriklerinin boş veya boşa yakın olmaları. Tabi herkes ne isterse yazar. Editör de isterse yayınlar. Ben de eleştiririm...neyse..
Bunun gibi bir sürü var. Zaten takip ediyorsunuz bildiğim kadarıyla.

Ayrıca bu arkadaşlar nasıl yazıldığı ile bile ilgilenmiyorlar zaten. Kendi seslendirebildikleri veya söyleyebildikleri şekilde yazılmasını istiyorlar. Hatta ağzı burnu yamuluyormuş birinin kristal veya kuantum derken ne ilginçtirki. Türkçe konuşurken de yamuluyor mu acaba ağzı burnu merak ediyorum.

Aslında çevremde çok var benzer insanlardan. Sadece kendi dilimizde değil. Mesela ingilizcede de kelimeleri yanlış okumaya inat edip, iletişimi zor, bazen de imkansız hale getiriyorlar. Başkasının dilini eleştirme çabasında değilim tabi ama zihniyet aynı zihniyet, değişmez. Sonuçta derdimizi anlatmak için bazen mecbur olduğumuz bir dil ingilizce.:

güncel;
Müşteri makinesine virüs taraması falan yapılıyor.
Müşteriye rapor veriliyor.
Benim meslekdaş diyorki, .... vs, vs ..., ve diiyılır girmiş abi senin sisteme.
Müşteri nedir o diyor?
Otomatik telefon çevirici diyor bilgisayarcı.
Müşteri gittikten sonra.
Olm diyorum o öyle okunmaz senin telaffuz ettiğin şey
dealer ın okunuşu. Anlamı da dağıtıcı falan gibi bişey diyorum. Dialer --> dayılır kunur diyorum. İngizlice bilen bir müşteri seni uyaracağına ben uyarayım diyorum. Olsun diyor ben derdimi anlatıyorum :) E türkçesini söyle o zaman daha iyi diyorum. Biz böyle telaffuz ediyoruz diyor. Nafile.

Belki ben hassasım bilmiyorum. Ya da Herkes kafasına göre dili kullansın. Sebebinden bağımsız olarak herkes kafasına göre kelime atsın ortaya ben böyle kullanıyorum desin. Tartşmasın. Birbirimizi anlayamayacak hale gelelim. Bölüklere ayrılalım.

Hayır.

Konudan sapalım. Sapmazsak, çocuklarımızı eğitecek insanları ve kendimizi bile eğitemeyiz. Yanlış gördüğümüze dokunmadan bildiğimizi doğru bilelim uykusunda yaşar gideriz.
0
fayntom
Geçenlerde kondansatör - kapasitör karşılaşması olmuştu hatırlarsak burada. Benim tek aklımda kalan buradaki "doğru yazdın, hayır efendim yanlış yazdın" cümlelerini aylardır belki yıllardır aşamamış insanlara laf yetiştirmekten konudan uzaklaşıldığını ve de uzaklaştığımı gördüm. Bazı insanların halen iki tane kelimenin düzgün yazılmadığını düşündüğünde buradaki güzelim ortamın içine "eleştirel" bir biçimde "zıplayarak" konuyu son güçleriyle dağıtmayı ve bunu burda diyaloglar içinde tartışmayı özel bir aktivite olarak benimsediklerini ve bu becerilerini herkesin "gözüne sokmayı" iş edindiklerini düşünüyorum.

Bu tür yorumları sürekli olarak yapıştırmayı iş edinen insanların bu güçte laf üretme kapasitelerini ne iş yapıyorlarsa oraya kanalize etmelerini diliyorum.

Evet bence burası meraklılara, ilim bilimle haşır neşir olanlara mekan olan güzel bir site. Dilimiz bir ilim tek başına, büyük bir ilim bunu savunuyorum ve Türkçemizi katleden insanlardan ben de nefret ediyorum. Ama şu siteye girmek için sahip olduğum 10 dakika zamanı saçma
sapan(evet saçma ve sapan buluyorum), tamamen konu dışı yorumları okuyarak geçirmekten artık sıkılıyorum.

Not: Editor'ümüz bu türden mesajları görmemenizi sağlayamayız kusura bakmayın demişti. Kendim için de olsa kimse sansür istemez emin olun. O yüzden görüyorum ve de düşüncelerimi aktarıyorum. Bu seferlik affımı buyrun.
0
simor
"Geçenlerde kondansatör - kapasitör karşılaşması olmuştu hatırlarsak burada. Benim tek aklımda kalan buradaki "doğru yazdın, hayır efendim yanlış yazdın" cümlelerini aylardır belki yıllardır aşamamış insanlara laf yetiştirmekten konudan uzaklaşıldığını ve de uzaklaştığımı gördüm. Bazı insanların halen iki tane kelimenin düzgün yazılmadığını düşündüğünde buradaki güzelim ortamın içine "eleştirel" bir biçimde "zıplayarak" konuyu son güçleriyle dağıtmayı ve bunu burda diyaloglar içinde tartışmayı özel bir aktivite olarak benimsediklerini ve bu becerilerini herkesin "gözüne sokmayı" iş edindiklerini düşünüyorum."

Size bir önerim var.
Haberle ilgili konudan sapmak sizi rahatsız ediyorsa neden bana yorum yazıyorsunuz?
Konuya yorum yapsanız?
Ben burda bir yanılgı içinde veya amaçlı bir saptırma içinde değilim ki.
Ben bu tür haberlere yorum yapacak bişey bulamıyorum üzgünüm.
Bu tarzda içi boş ve yan etki amaçlı haberlere de yazacak birşey bulamayacağım ileriki zamanlarda.

"Bu tür yorumları sürekli olarak yapıştırmayı iş edinen insanların bu güçte laf üretme kapasitelerini ne iş yapıyorlarsa oraya kanalize etmelerini diliyorum."

Heralde beni kastediyorsunuz emin değilim.
Yorum yok...

"Evet bence burası meraklılara, ilim bilimle haşır neşir olanlara mekan olan güzel bir site. Dilimiz bir ilim tek başına, büyük bir ilim bunu savunuyorum ve Türkçemizi katleden insanlardan ben de nefret ediyorum. Ama şu siteye girmek için sahip olduğum 10 dakika zamanı saçma
sapan(evet saçma ve sapan buluyorum), tamamen konu dışı yorumları okuyarak geçirmekten artık sıkılıyorum."

Ne güzel dediniz.
Bence siz benim de vaktimi alan bu insanların yaptıklarından sıkılın.
Herkes için herkesin yorumlarının okunduğu bir bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı varsa lütfen beni haberdar ediniz.
Eğer henüz olanın farkına da varmadıysanız ben üzgünüm. Herkese ayrı ayrı derdimi anlatamam.
Fakat benim yorumuma yorum yazdığınız için cevap vermek zorundayım.


sevgiler.
0
sefalet
Sitenin haber sayfasında da ulaşılabiliyor ama gözden kaçıranlar için buraya da koymakta fayda var. Biri televizyon diğeri DEMO 07 teknoloji fuarından iki sunum ilgi çekebilir.
0
katelibby
Zune çalıntı logosuna hayran oldum.
Logodaki vizyonlarını ürünlerine yansıtmamalarını diliyorum.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

While My Guitar Gently Beeps

FZ

Intel®/Fender Telecaster® gitarı ile kulaklığınızı gitarınıza takıp favori parçalarınızı dinleyebilir, demo kayıtlarınızı anında arkadaşlarınıza yollayabilir, Internet'e bağlanıp istediğiniz parçaların notalarını indirebilir, arkadaşlarınızla anında mesajlaşabilir ve webcam ile hayranlarınıza seslenebilirsiniz.

Ve tabii blues, rock filan da çalmanız mümkün bunların yanısıra ;-) Daha detaylı bilgiye INTEL basın duyurusundan erişebilirsiniz. (Haber için Ercümend'e teşekkürler.)

Stiquito (Dünyanın En Ucuz Robotu)

FZ

Yıllar önce Kadıköy'deki bir elektronik dükkanından hevesle aldığım ama nedense sonra uğraşmadığım çok acayip bir robot kiti vardı. Hazır robot haberleri gelmeye başlamışken bunu da tanıtayım dedim.

Stiquito isimli bu şirin alet bir hexapod yani altı bacaklı böcek gibi bir şey. Söz konusu bacaklar nitinol denilen çok özel bir malzemeden yapılma. İletken olan bu tel üzerinden akım geçip ısınınca diğer iletkenlerin aksine uzamak yerine kısalıyor ve akım durup da soğuyunca da eski boyuna dönüyor yani uzuyor.

Dünyanın en küçük kişisel bilgisayarı Space Cube yenilendi

robmind

Japon firması Shimafuji, dünyanın en küçük kişisel bilgisayarı olarak sunulan Space Cube sistemini yenilemiş durumda. Bilgisayar, sadece 52 x 52 x 55mm boyutlarında minik ölçülerde. Bu küçük kasanın içinde NEC firması üretimi VR5701 serisinden 300MHz hızında bir işlemci ve 64MB SDRAM bellek var. Sistem dahili olarak 16MB flash bellek içeriyor, kapasite ayrıca Compact Flash kart takılarak arttırılabiliniyor. Kasanın üzerinde USB, Ethernet, Compact Flash kartı slotu, 1024x768 çözünürlükte VGA çıkışı, seri port, dijital ses çıkışı ve mikrofon girişi var. Devamı: http://sineklimeyhane.blogspot.com

Sizin anahtarlığınız kaç MB`lik?

FZ

Anahtarlık gibi görünüyor ama değil, yani o boyutlarda, dışarıdan bakılınca minik bir çakmağı ya da feneri andırıyor.

Arkadaşlarınız böyle düşüne dursun, siz bu şirin aletin kapağını açıyor ve şaşkınlık dolu bakışlar altında soğukkanlı bir şekilde (fonda Mission Impossible müzikleri çalıyor) aleti PC'nizin USB portuna sokuyorsunuz, 128 MB'lık veriyi içine kopyalıyorsunuz. Sonra çekip çıkarıyor ve anahtarlarınızla birlikte arka cebinize yerleştiriyorsunuz. Görev tamamlandı!

Fantazi yaptığımı düşünenler, Targus Go-Anywhere USB Drive adlı garip alete bir göz atsınlar ;-) Geek forever!

Yazıcıdan kahve fincanı çıkar mı?

Evil_Empire

İsrailli Scitex firması yıllardır grafik ve prepress konusunda profesyonel cihazlar üretiyordu. Adamlar şimdi, yaklaşık 30x30x30 cm boyutlarında 3D model üretebilen bir printer geliştirmişler. Cihaz CAD projeleri plastikten modellere dönüştürebiliyor.