''Tsunami''zedeler için neler yapabiliriz?

0
parsifal
Dün msn client kullanan bir arkadaşımın ekranına baktığımda bir çok ismin yanında kalp işareti olduğunu gördüm. Bu ne diye sorduğumda geçen pazar günü meydana gelen tsunamide hayatını kaybedenlere ve etkilenenlere destek olmak için yapılan bir "şey" olduğunu öğrendim.
Sadece bir simge ile birilerini anmak mı yoksa "gerçek anlamda" yardımcı olmak mı?
uzun lafın kısası google...

Görüşler

0
bm
http://donate.ifrc.org/
0
aragorntheelessar
neden olmasın bizde bu kalp olayına girebiliriz elimden geldiğince çok sayıda arkadaşa ulaşıp bu olayı yapmasını sağlayacağımHem bu bir ilk de değil bildiğim kadarı ile uzaymekiği colombia da düştükten sonra icq2da "light a candle" diyte bir olay başlatılmıştı ve sayfalar dolusu taziye mesajı bırakılmıştı.
0
ebola
copy / paste yapmayı pek sevmem ama bazen icap ediyor.

Umur Talu / Sabah gazetesi
http://www.sabah.com.tr/talu.html

------------------
Batıdan binlerce varlıklı insanın, Hint Okyanusu'nun on binlerce yoksul insanıyla ''aynı son''u paylaşması...
Şu ''küresel dünya''da hepimizin aynı gemide olduğuna dair küresel bir duygu yaratır mı?
Acıma, üzülme, yardım açısından; belki, biraz.
''Ya kendi başımıza gelirse'' korkusu; belki, kısmen.
Onun ötesinde bu dünya acayip bir yer.
''Ortak kader'' bilinci, henüz düş.

İki gündür, deprem ve tsunamiyle boğulan ülkelerde, kendi devletlerinin umursamazlıkları kadar, ''mümkün bir uyarı''nın yapılmadığına, neden yapılmadığına dair de bir şeyler aktarıyorum.
Okuyanların hatırındadır umarım; ABD'de, Hawaii'de kurulu ''Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi''nden söz ettim.
Pasifik'te kıyıları bulunan 26 ülkeye tsunami uyarısı yolladığını, ama Pasifik'te bir tehdit olmadığını, asıl tehdidin Hint Okyanusu'nda bulunduğunu bildirdiğini...
Ancak, özellikle 40 bine yakın ölünün olduğu Hindistan ve Sri Lanka'nın bir ''uyarı'' ile kazanacak epey vakitleri ve canları olduğu halde, sisteme üye olmayan bu ülkelerin uyarılmadığını.
Bu ciddi bir şey.
Ve bakın şimdi hangi bilgi mevcut:
Independent gazetesine göre, ABD yönetimindeki uluslararası ''Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi''nin önceden uyardığı yerlerden biri de bir ada. Adı Diego Garcia.
Hint Okyanusu'nun göbeğinde.
Uyarı gidiyor, çünkü orası İngiltere'ye ait. Çünkü orada bombardıman uçaklarıyla dolu bir ABD üssü var. Yerlileri sürülmüş bir uçak gemisi. ABD askeri yetkilileri diyor ki, ''Diğer ülkelerdeki yetkililerle temas imkanı yoktu çünkü Noel tatiliydi.''
Oysa, o ülkelerde Noel sadece turistler için; Hıristiyan değiller ki!
Ve kısmen dalga şiddetinin düşüklüğünden, kısmen uyarı sayesinde, Diego Garcia'da ölüm yok!
Oysa bu ada, ölümle akraba.
10 küsur yıl boyunca Irak ve Afganistan'a bomba yağdırmış uçakların bir kısmı buradan kalkmıştı.
Bomba?
Tsunamide ölü sayısı 100 bini buluyor, değil mi? Yuvarlak sayı. Tam da, bombardımanlarda ölen Iraklıların sayısı kadar!
Endonezya, 80 bin kadar ölü. 1965'te CIA destekli ''temizleme operasyonu''nda öldürülen 1 milyon Endonezyalı sayısı bir şey ifade eder mi?

Şimdi ''dünyanın dört bir tarafından'' yardım akıyor!
Az veren maldan!..
Cimri bulununca ABD yardımı artırmış. Ölü çocuklara, canlı çocuklara.
Binlerce çocuğun öldüğü Sri Lanka, web sitesinde kendini şöyle tanıtıyordu:
''Victoria's Secret, Next, Marks and Spencer, Gap, Mothercare, Banana Republic, Speedo, Nike, Dorothy Perkins, Adams, Brothers, Versace, Polo, Ralph Lauren gibi markalar hep burada üretim yapıyor.''
Çünkü, ''Harika plajlar, mükemmel coğrafya, yüksek okuryazarlık, İngilizce bilenlerin çokluğu, yüksek iş etiği ve sosyal ahlak'' orada. Bir de, ucuz işçilik, çocuk emeği. Ölü da diri çocukların emeği. Yoksul emeğiyle düşük maliyet, zengin tüketimiyle yüksek kar!
Yardım akıyor!
ABD'de Florida'yı vuran kasırgaların mağdurları, 44 bin evsiz için 3.2 milyar dolar yardım kesinleşmiş.
Çünkü, insani değil, maddi kayıp büyük; çünkü, onlar seçim kazandıran ABD seçmenleri.
Oysa, ABD'lilerin, Avrupalıların, kimimizin tükettiği malları üretseler de, ''öteki çocuklar ve insanlar''ın maddi bir değeri yok.
Bu dünyayı anlamak için ''daha fazla dünyalı'' olmak şart.
Yeni bir yıl o umudu taşır mı?
''İyi yıllar'' desem mi!
0
bm
Boyle olumleri firsat bilip kinlerini olulerin cesetleri uzerinden kusan insanlari nereden bulur bu gazetelerimiz? Herneyse.

ABD devletinin arka cikilacak tarafi yok (bir de utanmadan kendi vatandaslarina 3.2 milyar vermisler durzuler goruyor musunuz?), ama burada tarzini bildigim bilim adamlarina da iftira atilmis. "... sisteme üye olmayan bu ülkelerin uyarılmadığını. Bu ciddi bir şey." diyerek. Madem Independent makbul referans:

http://news.independent.co.uk/world/asia/story.jsp?story=596482

Belki Times da makbul referanstir:

http://www.timesonline.co.uk/article/0,,18690-1419258,00.html

Bir de eger bu Sri Lanka'li cocuklari sirf Amerikan dusmanligini koruklememize yaradiklari zaman degil insan olduklari icin seviyorsak, o zaman Turkiye'nin kisi basina dusen GSMH'sinin de Sri Lanka'nin en az 4 misli oldugunu dusunelim, hani belki bizim de ona buna *ok atincaya kadar birseyler yapmamiz uygun duser. Ozellikle bu cocuklarin olumunu kullanarak alkis alip, ekmek yiyenler belki bir el atarlar bu isten kazandiklari paranin girdigi ceplerine. Linkler yukarida verilmis.

(NOT: 'uyarilmadi' yerine 'uyarilamadi' dese bu kadar rahatsiz olmayacaktim. Kotu islere kizdik diye kendimizi de kotu yaparken hakli gormek dogru degil. Bilmeden oyle yazilmamistir o. Evet "ciddi birsey.").
0
DevranBasar
Dünyaya bakarken insanlar kimi zaman istekle kimi zaman farkında olmadan gözlük kullanıyorlar. Sebep hasta olmaları, bu bir miyop ya da hipermetrop'tan farklı değil ve çözümü eğitim. Üzülerek görüyorum ki bu eğitim bizim ülkemizin Liselerinde/üniversitelerinde bulunmuyor.
Medya başından beri bu felaketi sonuna kadar sömürüyor, gözü bozuk insanlarda anlık mesajlaşma programına kalp koyarak olsun, e-postalarının altına mesaj düşerek olsun gölünü eyliyor.
Türk kızılayı'nın gönderdiği 11 kişi bu gün varmış felaket yörelerine...bravo nasılda büyük yardım sağlamış... Laf değil, iş üreten bir toplum olmadan kendimizi ve yalakalarımızı kandırırız ancak.

http://www.nortel.com/
http://www.intel.com/employee/retiree/circuit/tsunami.htm"
http://www.who.int/hac/crises/international/asia_tsunami/en/
http://www.worldbank.org/
http://www.microsoft.com/mscorp/citizenship/giving/relief.asp
http://www.undp.org/bcpr/disred/english/news/seatsunami.htm
http://newsroom.cisco.com/dlls/2004/corp_122904.html

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Büyük bir banka ve iletişim politikası

FZ

Bugün başıma gelen bir olayı aktarmak istiyorum. Büyük bir bankada yazılım geliştirme bölümünde çalışan arkadaşım bana İngilizce bir metin içeren e-mail gönderdi ve bunu tercüme etmemi istedi. Ben de birkaç satırlık bu mesajı Türkçe'ye çevirdim. Mesajın içinde f.ck gibi argo tabirler de mevcuttu.

Her neyse, kısa bir süre sonra arkadaşımdan gelen mesajda belirtildiğine göre benim gönderdiğim mesaj arkadaşıma ulaşmamıştı, çünkü bankanın e-posta sunucusu benim mesajımı zararlı bir mesaj olarak algılamış ve ilgili kişiye göndermemişti! Zararlı olarak algılanmasının sebebi ise benim Türkçe tercümenin altında alıntıladığım ve f.ck gibi sözcükleri içeren İngilizce orjinal mesajdı. Bunun üzerine yazıyı .txt formatında kaydettim ve .zip formatına çevirip öyle yolladım, herhangi bir sorunla karşılaşmadık bu durumda!

Sanal Dünya Yalanmış Meğer

mambo

Bu sabah kahvaltımı yaptıktan sonra gazeteyi okumaya başladım. Sabah gazetesinde Sanal Dünya Yalanmış haberi gözüme çarptı. Haber de bir bayanın chat yolu ile evlenme çabaları, başarısız oluşu vede Türkiye şartları malum olduğu üzere internet sapıklarıyla ilgili başından geçenler anlatılıyor.
Ayrıca aynı sayfada bu yolla mutluluğa ulaşan bi çiftinde röportajı var. İşte internet ve çöp çatanlık hakkında öğrenmek istediğiniz herşey bu haber'de....

Sanal Manal Ama Yine de Arkadaşlık

sundance

Sanal arkadaşlıklar Banal Dostluklar... Hatırlıyorum da bir zamanlar iki arkadaşım vardı. Bir BBS'de tanışıp (o zamanlar Internet çok uzaktaydı) sonra biraraya gelip evlenmişlerdi.

Geçenlerde boşandıklarını duydum. Sanal alem ve ilişkiler üzerine biraz kafam takıldı. Ne de olsa işten işe koşuştururken sadece ya problem çözmek ya da takılma yüzünden beynimi kullanır olmuştum ya, oturdum düşündüm.

Uyanamayanlara kesin çare!

sundance

Siz de o her sabah silah zoruyla yataktan kalkanlardan mısınız? Alarmınızı tekrar tekrar susturup, beş dakikalık işkencelerle güne başlamak zorunuza gitmiyor mu? Peki işinizi kaybetme korkusu?

Peki daha direkt olalım, alarmı her susturduğunuzda para kaybediyor olsanız? Sanırım bu biraz daha etikili olur değil mi? O zaman buyrun sizi ThinkGeek'e alalım, kendinizden nefret etmek için yeni bir yöntem bulmuşlar SnuzNLuz isimli bu saat, gerek Rj45 gerek wireless (WPA destekliyor) olarak Internet'e bağlı ve snooze düğmesine her bastığınızda hesabınızdan (dünya üzerinde 1600 banka destekliyor) nefret ettiğiniz bir organizasyona (6200 tane içinde mutlaka size karşı olan vardır) belirlediğiniz bir miktar parayı bağışlıyor! Snooze'a her bastığınızda kendinizden biraz daha nefret ediyorsunuz (tabi uyanınca) (Ed:Bilgi için Mehmet Köse'ye teşekkürler)

İlk Online Gülücük ;)

anonim

Internetin hayatımızla oluşturduğu sentezin ardından, imkansıza daha da yaklaştık sayılır, en azından hislerimizi dijital sayfalara aktarabiliyoruz...
Evet şu smiley'lerden bahsediyorum, chat ortamında `emotion` şeklinde aldığımız uyarılardan, yada herkesin mesajının belirli yerlerinde gördüğümüz garip karakterlerden.
Slashdot'dan okuduğuma göre Mike Jones adlı amcamın çabası sonucu dünyanın (internet dünyası mı demeliydim?) ilk smiley'i bulundu, sonuç; gelmiş geçmiş en büyük online arkeolejik buluntu: :-)