Napster döneminde bir anda milyonlarca kişinin kontrolsüz bir ortamda şarkı çekmeye başlamasınını engelleyemeyen RIAA, el altından Warne tarafından kurulan bir birimi desteklemeye başladı. Ekibin görevi popüler şarkı isimleri kullanarak bu ağa yanlış şarkılar ve virüsler yaymak ve insanların güvenini zayıflatmaktı. Bu faaliyetler Napster'ın kapatılmasının ardından doğan yeni bağımsız ağlarda da devam etmiş.
Alarm zilleri çalıyor
2003 yılında albüm satışlarında yüzde 6'lık bir azalma olacağını hesaplayan birlik bu zararın faturasını 'tuttuğundan' çıkartmaya kararlı. Buradan hareketle RIAA yıllardır sürdürdüğü yasal ve yasadışı mücadelesini bugün bambaşka bir eksene kaydırdı. Yeni hedef internet servis sağlayıcı (İSS) firmalar olarak belirlendi. Kaynaklarının yüzde 30 ile 60'ını takas ağlarını kullanan abonelerine aktaran firmaların kendilerine telif bedeli vermesini isteyen RIAA tüm İSS'lerin tepkisini topladı. Bir önceki teklifindeyse RIAA, İSS'lerin abonelerinin bu tip ağlara bağlanmasını engellemelerini talep etmişti.
Bütün bunlara imkân veren yazılımlardan birisi olan Kazaa, her hafta 4 milyon yeni kullanıcıyı içine çekmeyi başarıyor. Kazaa ağında her an en az 3 milyon kullanıcı bağlı ve 500 milyonun üstünde dosya takasa açılıyor. Ancak bütün üyeler takma isimleriyle yer aldığı için yasal takip için gerçek kimliklere ulaşmak mümkün olmuyor. Daha doğrusu bu durum birkaç gün önceye kadar böyleydi. ABD'de RIAA'nın bin 600'ün üstünde albümü takasa açan bir kullanıcıya karşı açtığı dava bütün seyri değiştirdi. Davayı yöneten Hakim John D. Bates, kararında bu kişinin abone olduğu internet şirketinin kimlik bilgilerinin mahkemeye sunulmasını talep etti. Bu karar ABD'li tüm takasçıları paniğe soktu çünkü bundan böyle artık her kullanıcının gerçek kimliği mahkemeye sunulabilecek ve herkes
için tazminat davası açılabilecek.
Öte yandan geçtiğimiz hafta Norveç'te yürütülen bir davanın sonucunda mahkeme http://www.napster.no/ adresinden şarkı çektiren Frank Bru-vik adlı 24 yaşındaki bir öğrencinin suçlu olduğuna karar verdi ve 14 bin 520 dolar para cezasına çarptırdı. Norveç'te her yıl 60 ile 100 milyon arası korsan şarkının internetten takas edildiği tahmin ediliyor.
Hep kazananlar
Porno sektörüyse her zamanki gibi bu durumdan kârlı çıkmanın peşine düştü ve başaracak gibi görünüyor. 'Bükemediğin bileği öpeceksin' mantığıyla hareket eden pornocular bu ağları kullanarak resmi film ve klipleri takasçılara sunuyor. Pornografik aramalar yapan takasçılar karşıla-rına çıkan filmleri çektikten sonra izlemek için belirli bir ödeme yapmak zorunda kalıyor, aksi takdirde açamıyor. Porno siteler şu aralar harıl harıl lisanslı klip ve filmleri bu ağlara pompalamakla meşgul. İddialarıysa akılcı: "Araştırmalara göre bu üyelerin yüzde 15'i içeriğe parayı ödemeye hazır. Bu da en azından 20 milyon insan eder ve hepimizi doyurmaya yeter!" Belki de milyarlarla oynayan müzik ve film endüstrisinin fark edemediği gerçek, internet çağına yönelik yeni çözümler, fiyatlandırmalar, altyapılar ve önlemler alma zamanının geldiğidir...
Haber Kaynağı:
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=sa&haberno=862&tarih=02/02/2003&ek_tarihi=27/01/2003
Geçtiğimiz günlerde dili çözülen Matt Warne adlı bir bilgisayar uzmanı, müzik ve film endüstrisi hakkında uzun zamandır dillendirilen bir iddiayı doğruladı. Matt Warne, itirafında 76 ülkeden bin 500 müzik şirketini temsil eden RIAA (Recording Industry Association of America) adına takas ağlarını 'zehirlediğini' kabul etti.
Belki de milyarlarla oynayan müzik ve film endüstrisinin fark edemediği gerçek, internet çağına yönelik yeni çözümler, fiyatlandırmalar, altyapılar ve önlemler alma zamanının geldiğidir...
**
Kesinlikle...