Bir Megamarketi Çıldırtmak

0
anonim
GNU/Linux, Microsoft, virüsler, kodlar, yeni donanımlar, C++.... Bütün bu karmaşanın arasında insan dinlenmek için de okumak istiyor. Mehmet Emin Arı´nın yeni öyküsü "Bir Megamarketi çıldırtmak..." Umberto Eco´nun Denemelerinden yapılan “Bütün büyük sistemler çıldırmaya çok yatkındır” alıntısıyla başlıyor.

Yaptığınız iş her neyse biraz ara verin ve bir göz atın dinlenmek için. Ayrıca hazır başlamışken sitedeki diğer bilimkurgu öyküleride ilginizi çekebilir. Ama dinlenme işini de fazla abartmayın :)

Görüşler

0
yalcink01
Ne kadar basit ise o kadar güzeldir. -->bayılırım bu lafa :)

Bu hikayeyi okuyunca aklıma, bize okulda sistem mühendisliği ilk dersinde söyledikleri laf geldi: Sistemler insan ile başlar, insan ile biter. Arada ise bir kaç şey daha vardır ama bunlar her zaman için yok sayılabilir. Başlangıç ve bitiş noktalarını ise asla yok sayamazsınız.
İşleyen bir sistemde makineleri değiştirmeniz gerekirse, iki kere düşünün; şayet insanları değiştirmeniz gerekirse, oturup kafa yapınızı değiştirmeyi ciddi ciddi düşünün. Ya yanlış insanları sisteme dahil ederek çok büyük bir hata yaptınız, ya da sistemden yanlış bir parçayı çıkarmak üzeresiniz. Kafa yapınızı gözden geçirmenin tam zamanıdır (üç aşağı beş yukarı buna benzer cümlelerdi).

Bu arada hikaye oldukça güzeldi, zevkten öldüm vallah :)

Yalçın
0
FZ
Teknolojiyi, bilgisayarları ve insanları konu alan, özel efektler, gizemli terimler, fantastik kurgular kullanmadan, gayet sade ve zekice nasıl güzel bir hikaye yazılır diye bir ders olsaydı herhalde bu hikaye o derste detaylı olarak üzerinde durulması gereken bir örnek olurdu.

Yazarın ellerinden öper ve tebrik ederim :)
0
zeux
olay pek yeni degil. Turk.Internet [turk.internet.com]
ayrica
--
Daha sonra aklıma bir şeytani fikir daha geldi.
Megamarketten aldığım bazı malları tekrar içeri
sokup tekrar satın alıyordum.
Aynı barkodlu ürün iki kere kasadan geçerse sistem iyice şaşardı.
--
nasi yani her bardagin ayri barkodu mu var ? dogal olarak ayni urunler ayni barkodu tasir. zaten cogu zaman bir markette eksik cikma ihtimalinin yuksek oldugunu dusunursek (bkz: ben migrosta calismistim bilirim) bu arkadasin baya bi kasmasi lazim.
Ama zaten arkadas onceden markette calistigi icin hangi tur urunlerin eksildigini (calinma, kirilma vs) biliyor ona gore iceri sokuyor derseniz tabi bisi diyemeyecegim.
Ayrica son donemde marketler girislerinede alarm sensorleri koymaya basladi sanirim biri bu yaziyi onlarada iletmis :)
son olarak megasal bir markette birkac kez basima gelmis olayi anlatayim.
kasadan gecerken bi aksilik oldugunu fark ettim (35.his) fisi kontrol ettigimde aldigim meyve suyunu iki kez gectiklerini gordum hemen danismaya gittim sorunu ilettim fise bakti sonra ilgili kasiyeri telefonla aradi bi bakistilar ve hemen iade faturasi kesildi :) insan bi torbalara bakar yada bana sorar acaba bir daha bakabilir misiniz diye.... ya onlar cok nazik(?) yada .... ayrica kasada farkli fiyatlarla karsilasma olaylari kronik vakkadir.
iyi alisverisler :)
0
Tugal
Arkadaş Barkod konusunda cuvallamış bu konuda haklısın her ürürün 1 Barcodu vardır mesala ETİ POP KEK barkodu:8690526093710 bir kutuda 36 adet var bir kolide 4 kutu popkek var eder 36x4=344 adet değişik barkodlu popkek.Bir mega marketin günlük 100 kutu pop kek aldığını düşünün........ 1 mega markette en az 150.000 çeşit ürün olduğunu düşünün ve her üründen stokta 100 adet bulunsa (ETİ POP KEK LİMONLU nun barkodu değişik !!! ETİ TOP KEK i hiç sormayın bir sürü çeşiti var) ve bu ürünleri 1 veya birkaç insan tek tek bilgisayara girmek zorunda....
Kasadaki farklı fiyatlara gelince eger kasadaki fiyat etiketteki fiyattan fazla ise o ürünü bedavaya veriyoruz............... dermişim
0
FZ
Süpermarket uzmanları bu hikayeyi pek beğenmediler sanırım ;-)

Bence hikayedeki barkod konusuna takılmak çok da anlamlı değil çünkü bu detay, hikayenin özünü teşkil etmiyor. Önemli olan yüzbinlerce dolarlık bir yazılım sisteminin nasıl herhangi bir yazılım kullanılmadan dize getirilebileceği ve sistemlerden ziyade insanların bu konudaki tavırları, duruşları, vs.
0
SHiBuMi
Bir bilgisayar mühendisinin hele ki böyle bir sistemin kurulumunda yer alan birinin, aynı ürün için aynı barkodun kullanıldığını bilmesi gerekir. Yazarı geçtim, telefonda konuştuğu arkadaşı da bunu bilmiyor, onu da geçtim koca şirkette bir kişi çıkıp da 30 kişi mesai yaparken aynı ürünün aynı barkoda sahip olduğunu bu arkadaşlara söylememiş. Kusura bakmayın ama yazar şirketten atılmayı, arkadaşı da yarı maaşla çalışmayı hakketmiş gözüküyor.

600bin dolarlık programı yazan adamların 15bin satırcık kod içeren bir uygulamanın içinden çıkamamalarını anlamadım. Öncelikle bu çapta bir uygulama yüzbinlerce satır kod içeriyor olmalı, uygulamaya destek veren firmanın da kaynak koda girmekten çekinmesi için yine yüzbinlerce satırlık bir uygulama sözkonusu olmalı. Hem 15bin satırlık bir kodda böyle bir uygulamanın elde edilmesi çok zor, hem de 15bin satırlık bir uygulamanın içinden çıkmak, yazarın göstermeye çalıştığı kadar abartı bir durum değil.

Sen detay demişsin ama bu detayların yazarın aslında konuya gözüktüğü kadar hakim olmadığını gösteriyor. Bu yüzden bu hikaye bana gerçek gözükmüyor, daha çok bir şehir efsanesi...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Yeni Digg ve Wikipedia Özgürlük Kısıtlaması

anonim

Internet kullanıcıların hayatına son zamanlarda en fazla giren sitelerden biri olan digg.com'un yeni ürünü digg spy göz atılmaya değer. Artık zamanımızın uzun bir kısmını alan digg, reddit, damn interesting, 180n gibi siteler (şahsen ben bu siteleri incelerken inanılmaz keyif alıyorum) böyle güzel yenilikler yaparak zamanımızın daha çoğunu çalmaya niyetliler galiba.

Bir haber'de wikipedia camiasından; wikipedia adminleri bugünden itibaren semi-protection diye bir koruma yöntemini devreye soktular, George W. Bush, Hitler, and Jesus Christ semi-protection kapsamına ilk giren wikipedia sayfaları. Semi-protection detaylı açıklaması için buraya bakabilirsiniz.

Tabii burdan çıkan soru şu, bu kısıtlama wikipedia gibi özgür bir platformun sonuna geldiğine mi işaret ediyor?

Sıkça Sorulmayan Sorular

FZ

Bir dergi çıktı. Adı : FUQ - Sıkça Sorulmayan Sorular.

%90'ı acayip röportajlardan oluşan bu dergiyi eğer en yakınınızdaki gazete bayiinden alırsanız nelerle karşılaşacaksınız? :

En son Usenet Haberleri!

anonim

Bu gün Usenet'e bakarken aşağıdaki ilginç gelişmelere rastladım.

* İnterneti tehdit eden çok ciddi bir worm saldırısı var.

* IBM kişisel kullanım için yeni bir bilgisayar üretmiş.

* Bostan civarindan bir firma (galiba adı micro bişey) CP/M e benzer bir işletim sistemi yazmış.

*Bir de delinin biri GNU diye birşeyden bahsediyor. Unix mi yazacakmış neymiş :)

"Bir saniye ne oluyor yahu? Bunlar 20 öncenin haberleri" diyorsanız daha fazlası için Google'ın 1981 den beri Usenet'te yer alan önemli mesajları listelediği bu sayfa ilginizi çekebilir.

Müjde! Bilişimin arsa derdi çözülüyor...

bm

Biz burada Larry Wall'un davranışından felsefi manalar çıkartmaya, hem Malkoçoğlu rumuzu kullanıp hem beynelmilel seviyede kaliteli yazılar yazarak Türk'ün Türk kalarak sadece batılının sanılan oyunu oynabileceğini göstermeye ve bu nevi pek çok faydalı iş yapmaya çalışırken öbür taraftan birileri devletimizin aklına bilişimle ilgili birşeyler sokuyor. Buradaki habere göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun "Uygun yerde bedelsiz arsa tahsis etmeye ve Bakanlar Kurulu kararıyla enerji ve vergi muafiyeti gibi teşvikleri vermeye söz veriyoruz" demiş. Vergi muafiyetini anladım ama arsa ve enerji nereden çıktı? "Bilişim şirketlerinin toplanarak bir sanayi bölgesi kurmaları" teşvik edilecekmiş. Bana mı öyle geliyor yoksa "sanayi bölgeciliği" diye bir rant işi mi var Türkiye'de?

Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.

Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?

Herkese Açık Tamamen Türkçe ve Video Destekli Programlama Eğitimi Başladı

FZ

Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümü herkese ama özellikle de hevesli ortaokul ve lise öğrencilerine açık, tamamen Türkçe, zengin video destekli bir "programlamaya giriş" ve "bilgisayar bilimleri" dersi hazırladı.

IBM tarafından global olarak verilen Fakülte Ödülü'ne layık görülen bu eşsiz uzaktan eğitim projesinden faydalanmak isteyen öğrencilerin tek yapması gereken http://kleene.cs.bilgi.edu.tr/learn/ adresindeki uzaktan eğitim sunucusuna bağlanıp Bilgisayar Kulüpleri bağlantısına tıklayıp sonra da Yeni Hesap Oluştur düğmesine basmak.