Rackspace Anketi: ``Windows & Linux´´

0
anonim
Rackspace tarafından yapılan araştırma, her iki kampın işletim sistemi tercihi yaparken dikkate aldıkları kriterleri anlamayı hedefliyor.

Yapılan analizlerde dikkati çeken en çarpıcı sonuç kullanıcıların işletim sistemi değil, uygulama satın aldıkları yönünde. Güvenlik ve maliyet önemli kriterler değil.

Görüşler

0
darkhunter
<b>"Yapılan analizlerde dikkati çeken en çarpıcı sonuç kullanıcıların işletim sistemi değil, uygulama satın aldıkları yönünde. Güvenlik ve maliyet önemli kriterler değil."</b>

Çok doğru. Çünkü ortalama kullanıcı işletim sistemi tercih etmez. Kullanıcı arayüzü ve program tercih eder. Gerisi onun umrunda değildir çünkü muhattap olduğu şey işletim sistemi değildir. Buna benzer birşeyi RevolutionOS da Linus Torvalds da söylüyordu yanlış hatırlamıyorsam: "Çoğumuz hayatımızda hiç işletim sistemi görmemişizdir" gibi bir cümleyle.

OS'un üzerinde çalışan programların kapasitesi, gücü v.s. çok önemli. Tabi işletim sisteminin bu programlara sunduğu olanaklar ve strese dayanıklılığı da çok önemli. Ama son kullanıcı programlara odaklı alış-veriş yapar. Ve hangi programlara bağımlıysa bunu çalıştıran işletim sistemini tercih eder.

Windows bu alt yapı açısından önde, çünkü hem daha eski hem de kapitale daha uygun. Hala şöyle diye yöneticiler görüyorum : "Bedava mı?! Üç gün sonra çökerse ne olacak? Bedavaysa kimse parasıyla bile tamir etmez bu şeyi!"... Siz parasını verirseniz biz tamir de ederiz destekte veririz diyorum :-)

::Galaksiye bir not:: Bi daha NTVMSNBC'den haber past lemiycem, çok komik olsalarda :))) Biliyorum kendi cümlelerimi kursam daha iyiydi... Vakitsizim ne yazık ki :(
0
darkhunter
Bir de ben bugün farkettim, Windows Güncelleme sistemine Lisanslılı kopya kullanıp kullanmadığınızı denetleyen (hani şu çıktıktan sonra 24 saat içinde cracklenen) zımbırtı entegre edilmiş artık. Ülkenin % 98'i korsan windows kullanırken ve hiçbiri update yapamazken, "Tanrı microsoft'u korusun" bundan daha iyi bir Linux reklamı olur mu? Zaten güvenlik mevzusundan bunalmış korsan windowsçu update yapamadığını görünce daha da bir agresif olur ve böylece kurup kurup, beceremeyince sildiği linux'e daha da yaklaşmak zorunda kalır diye umuyorum.

Valla ben çok sevindim bu lisans koruma sisteminin update e uygulanmasına ohh oh çok güzel çok :)
0
sleytr
Aslında ben parasıyla windows&office vs. alıp sonra bin türlü sorun yaşayarak, m$'a söve saya Linux'a geçecek kullanıcıları tercih ederim. En azından benim çevremdeki Win&IE&OE kullanıcıları agresif olmaktan çok uzaklar ve yaşadıkları onca sorunu bilgisayarlı ve korsan windowslu hayatın katlanılması gereken dikenleri olarak görüyorlar. Yani bu kişiler M$ ve antivirus programlarına para verseler çok daha kolay isyan ederek "paramızla rezil oluyoruz" hissine kapılıp, alternatif arayışına girerlerdi gibi geliyor bana?
Üstelik bulacakları ücretsiz ve özgür alternatiflerin çeşitliliği onları daha bir etkilerdi o zaman.
0
bm
Ikinize de katiliyorum. Lisans ucreti olan yazilimlarin yaygin bir sekilde kopyalanmasi degisik olusumlari ortaya cikartcak bazi eknonomik sebepleri ortadan kaldiriyor. Sirf paramizla rezil oluyoruz degil, 'NT server su kadar client lisansiyla su para bizim filancanin kurup baktigi sistem destek dahil cok daha az para' gibi dusunceler de olamiyor. Linux NT'den iyi de olsa kotu de olsa burada bir carpiklik var, disarida gelisebilen alternatif sistemler burada bu yuzden gelisemiyor biraz da. BSA efektif olarak alternatif sistem ve yaklasimlarin yerlesecegi ortami hazirlamaya hizmet ediyor bu bakimdan.

Benim asil anlamadigim (uretenin rizasiyla) ucuz mal ithalati olunca avazi ciktigi kadar 'yerli sanayi oluyor' diye bagiranlarin, ucuz olmayan seyi biz bedavalastirdigimizda ses cikartmamalari. Ekonomik acidan piyasa dengesini bozma mekanizmasi ayni gibi geliyor bana, ama fark su: ilkinde zarar karsi tarafin fiyati dusurmus olmasindan geliyor (yani koruma ucuzu varken pahalisina isteniyor yani radimansiz uretimi tesvik), ikincisinde durum tersi; satan pahali satiyor biz kopyalayarak sifirliyoruz fiyati (yani devamina ses cikartilmayan duzen uretenin rizasi dahi olmadan damping manasina geliyor, bu acidan maliyet yapisi ucuz olan metodu suni olarak bogmak diyebiliriz). Hal bu olunca fiyatta rekabet imkansiz oluyor, sadece kalite argumani kaliyor geriye. Bilmemkac haftada bir format atmak lazimdir lafina sartlanmis bir tuketici kitlesinin kalite anlayisi elbette FMcilerden farkli oldugundan, orada da pek yol alamiyoruz, bilmemkac milyar dolarlik sirket musterisine kaliteli gozuken mal uretemez gibi tehlikeli seylere inanarak son kullaniciya Linux'un yayilacagini umid ediyoruz. (Bu arada Rackspace'in anketi son kullanici/desktop icin degil tabii ama kiraathane iste, ben aklima geleni soyluyorum).
0
sefalet
Benim anlamadığım bir olay var bu tür haberlerden linux severler çoğalacağı yönünde fikirler çıkarmak ne kadar isabetli olur ya da bu doğru olsa bile bunun gerçekten iyi bir şey olduğunu söyleyebilirmiyiz.

Şimdiki durumu göz önüne alırsak, diyelim linux ya da benzeri bir özgür işletim sistemi windows un yerine geçsin.Bunun sevindirici tarafı özgür yazılımın (açık kaynağın) daha fazla desteklenecek olması, büyük küçük bir çok firmanın bu sistemler üzerinde yazılım geliştirmesi gibi ve işlevsel açıdan pek çok olumlu değişiklik olacaktır.

Fakat bu kadar ise arzuladığımız şey, insanların özgür yazılıma kullanım yönünde geçmesi ise eğer, o zaman bu durumun microsoft'un şu anki durumundan ve genel bilişim dünyasının işleyiş biçiminden bir farkı olmayacaktır.Windows bugün en yaygın ve piyasa çalışmalarının çoğunlukla bu işletim sistemine göre şekillendiği bir ürün.

Herhalde internetin en çok konuşulan konularından biri linux-Windows arasındaki farklar.Bu konular daha çok bir taraftar ağzıyla konuşulmakta.Teknik farklılıklar önemli ama bu detayların konuşulması bu taraftar ağızlarına kurban gidiyor.Çok bilinen bir ruhbilimsel gerçektir ki herhangi bir konuşmada, metinde vs. de teknik konular veya benzeri konular olsa bile araya öznel bir takım tercihlerin serpiştirilmesi teknik detayların gerçekliğini zihinsel olarak etkilemektedir.(okuyucu ya da dinleyen bakımından)Bu bakımdan en azından nette rastlanan pek çok tartışma ve makaleler bilimsellikten uzak görünüyor.(aynı şekilde pek çok istatistiğin yorumlarıda)Bilimsel bir metin ya da konuşma öznel verilerden ve yargılardan olabildiğince uzak, nesnelliğede bir o kadar yakın olduğu ölçüde bilimsel kimlik kazanır.

Tekrar konuya döneyim.Benim için sanal alemde karşılaştığım insanların linuxcu olup bir linux ya da benzeri bir sistem kullanmaları önemli değil.Bunu özgür yazılım düşüncesini ve sonuçlarını samimi şekilde destekleyen bir insan olarak söylüyorum.Benim için önemli olan karşımdaki insanın özgür yazılım, özgür bilgi vs. gibi kavramları kullanıyor olması.Özgürlük kavramını sorgulamış ve benimsemiş biri olmasını tercih ederim.Linuxcuyum dediğinde belli bir paylaşım kültürünü benimseyen ve geleceğe dair bir toplum modeli kafasında olan birini anlamalıyım.Ben acaba özgür yazılım kavramına fazla mı anlam yüklüyorum yoksa bu kavramın bir felsefi alt yapısı yok mu?

Bu bakımdan kaç adet linux kullanıcısı olduğundan ziyade linux 'un ortaya çıkmasına neden olan düşünce biçimi ve doğurduğu yan anlamların kaç kişi tarafından anlaşılıp, yaygınlık kazandığı daha önemli ve hedef olmalı.Gönüllü uğraşılar işin bu düşünsel kısmını hedeflerine varmak için daha çok kullanmalıdır.

Geleceğin toplumunun bir modeli, bir ütopyası kafasında yoksa o kişinin linuxcu, özgür yazılımcı, özgürlükçü vs. vs. olmasından da şüphe ederim.Bir gelecek tasviri kafasında olmayan bir insan bugün bilginin özgür ya da sahipli olup olmamasıyla neden ilgilensin.Geleceğin toplumunu tasarlamak bugün olanlardan tam anlamıyla tatmin olamamayı gerektirir.Bir ihtiyaç hissedildiği için "başka" seçenekler aranır.Bu başkanın arayışı daha "iyinin" arayışı ile katlanır.

Sonuç olarak demek istediğim ben yüzünü ve ne tür sistem kullandığını görmediğim insanlar ile çok çeşitli iletişim kurarken benim için önemli olan iletişimin kalitesi.Hangi araçlar ile yapıldığı değil.

Linux ya da benzeri bir özgür işletim sistemi tüm bilişim alanında en yaygın bir şekilde kullanılıyor olsun hayat daha mı yaşanır olacak o zaman, hiç zannetmem.Ama linux ve temsil ettiği düşünsel alt yapı yaygınlık kazanırsa dünya daha iyi bir yer olur gibi geliyor bana.

Bu yazıyı yazmak için konu başlığı altında yazılan mesajları bahane etmiş durumdayım.Kimsenin bu yazıdakilerin aksi şekilde düşündüğünü düşündüğümden değil yoksa.Linux kullananlar artarsa işin düşünsel kısmına ilgi gösterenlerde artar denebilir ve doğru söylenmiş olur.Bu yazıyı sadece sıklıkla karşıma çıkan linux-windows karşılaştırma mücadelesine bir tepki olarak yazayım dedim.Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum ama özgür yazılım gibi hareketlerin yaygınlaşması için önemli olan düşünsel reklamı (fikir tanıtımı diyelim isterseniz) eksik etmemek gerekir diye düşünüyorum.
0
darkhunter
İşte tam da bu temel nedenlerle bu camia ikiye bölünüyor : FSF ve OSI olarak.

Bakalım izleyip göreceğiz... Aslında beni heyecanlandıran ve korkutan herşeyin çok çabuk olma ihtimali, bir tarafın aniden güçlenmesi ve benim bunu takip edememe ihtimalim.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

2001'de piyasaya sürülen bir yazılım(!!!)

maat

Sabahleyin ofiste bir arkadaşım ülkemizin ulusal bir gazetesinde yer alan ve biz bilgisayarcıların ilgisini çekebilecek bir linke tıkladı. Bolca resimli,yazılı kısmı geçtikten sonra bu güzel kısma geldiğinde yüzümüzde acı birer gülümseme belirdi. Bizce herkes 2001 yılında çıkan bu yazılımdan haberdar olmalı dedik :) Tabi bu noktaya gelmeden verilen bilgilerde başka güzellikler(!) de mevcut.

Matrix´e Doğru Adım Adım

FZ

Birkaç ay sonra beş felçli hasta, merkezi Massachusetts´te bulunan Cyberkinetics firmasının geliştirdiği bir beyin-bilgisayar arayüzünü deneyecek. Şirketin BrainGate isimli bu cihazı hareket yeteneğini yitirmiş hastaların bir bilgisayarı ve/veya bir robotu kontrol etmelerine izin veriyor. Eğer klinik deneyler başarı ile tamamlanırsa sistemin 2007 yılında seri üretimle piyasaya sürülmesi planlanıyor.

Cyberkinetics, maymunları kullanarak gerçekleştirdiği deneyde bu cihazı kullanarak hayvanları eğitti ve onların ekrandaki imleci sadece düşüncelerini kullanarak hareket ettirmelerini sağladı. Bu teknolojinin sene sonuna dek beş farklı insan üzerinde denenmesi planlanıyor.

ABD´de beyinden gelen sinyalleri anlamlı veriye dönüştürüp bunları bilgisayara aktarmak amaçlı beyin-bilgisayar arayüzü geliştiren başka şirketler ve üniversiteler de mevcut.

Kaynaklar:
- http://www.wired.com/news/medtech/0,1286,61889,00.html
- http://www.cyberkineticsinc.com

2. Ulusal Yazılım Mimarisi Konferansı ( UYMK'08 )

niobe

2.Ulusal Yazılım Mimarisi Konferansı (UYMK’08), 11 – 12 Eylül 2008 tarihlerinde Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde yapılacaktır.

Fazla Yaklaşma Gözün Bozulur...

musshani

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hayati Tolun, bilgisayarın gözleri bozmadığını belirterek, "Ancak kişilerde daha önceden var olan göz sorunları, yoğun bilgisayar kullanıldığında ortaya çıkar" dedi.

TBD Bilim Kurgu Yarışması

FZ

Bilimkurgu, bilimsel buluşların, teknolojik gelişmelerin, gelecekteki olayların ve toplumsal değişimlerin insanlar üzerindeki etkilerini araştıran bir edebiyat ve sinema türüdür. Bu tür yapıtlarda sergilenen bilimsel, teknolojik ve toplumsal değişimler kahramanların eylemleri aracılığıyla günümüzü ve geleceğimizi sorgular.

Özellikle son otuz yılda bilişim teknolojilerinde yaşanan ilerleme, bugün bir bilişim devrimine dönüşmüştür. Bu devrim doğal olarak bilimkurgu türünün inceleme alanlarından biridir. Aslında bilişim teknolojileri ve bilimkurgu, yirminci yüzyılın başlarından günümüze dek biri “değiştiren”, diğeri de “değişimi inceleyen” olarak işbirliği içerisindedir. İşte bu işbirliğinden aldığı güçle TBD Bilişim Dergisi 1998 yılından bu yana bilimkurgu öykü yarışması düzenlemektedir. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen TBD Bilişim Dergisi Bilimkurgu Öykü Yarışması’na aşağıdaki koşullar kabul eden bütün öykücülerimizi davet ediyoruz.