Polinomsal Sürede Çalışan Deterministik Asallık Testi

0
FZ
Hintli Profesör Manindra Agarwal ve onunla çalışan iki doktora öğrencisi Nitin Saxena ve Neeraj Kayal girilen bir sayının asal sayı olup olmadığını polinomsal sürede determenistik olarak tespit edebilen bir algoritma geliştirdiler. Yüzlerce yıldır pek çok araştırmacı asallık testi için polinomsal sürede çalışabilen bir algoritma arıyorlardı ve çoğu araştırmacıya göre bu algoritma önem bakımından rahatlıkla 70'lerde geliştirilmiş P-süreli Lineer Programlama çözümü ile kıyaslanabilir.
Bu sonucun en önemli özelliklerinden biri ispatın uzun ya da karışık olmaması (sadece 9 sayfa) ve sayılar teorisindeki bazı teoremlerin sonuçlarını dahiyene olarak kullanması.

FZ'nin notu: Bu algoritmayı saymazsak şimdiye kadar geliştirilen algoritmalar olasılıksal algoritmalardı yani size kısa sürede sayının asal olup olmadığını söylüyorlardı ama bunu %99.9 gibi kesinlikle söylüyorlardı, %100 değil. %100 söyleyebilen algoritmalar ise sayı büyüdükçe bu büyümeden çok daha yüksek bir oranda yavaşlıyorlardı (yani polinomsal sürede çalışmıyorlardı, daha uzun sürede çalışıyorlardı). Peki bütün bunların manası ne, şu: Günümüzde yaygın olarak kullanılan açık anahtar şifreleme sistemleri çok büyük asal sayılar isterler girdi olarak, artık bu girdinin asal olduğundan çok kısa sürede %100 emin olabileceğiz (bu işin teknolojik boyutu, matematiksel ve ileriye yönelik yorumları da yazanlar olursa sevinirim.

FZ'nin ikinci notu: "Japonlar yapmış abi" kategorisine bir cümle daha ekliyoruz ve "Hintliler yapmış abi" diyoruz.

Görüşler

0
conan
Tek kelime! OMFG!

Supersin FZ!
0
FZ
Ben değil, Hintliler süper, aşağılık kompleksine kapılmak tasvip ettiğim bir şey değildir ama... yani... ;-)

Bu arada, OMFG ne demek? Hani Oh My ... God diyesim geliyor da F tam olarak neye karşılık geliyor, onu çözemedim ;-)
0
cartman
Oh My Fine God ;-)
0
anonim
Olasılıkla Mükemmel Fazlamesai Getirisi

yuh bana oha bana bu kadar mı zorlanır bir laf
0
cadas
Peki sifrelerin cozulmesinde de ise yarayacak mi bu algoritma, yani daha hizli cozulmesinde?

Yoksa alakasiz bir sey mi soruyorum.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Türkiye, tarihinde ilk kez 'Dünya Süperbilgisayar' listesine girdi

ess

Hürriyet'in haberinde, Dünyanın en güçlü bilgisayarını kullanan ülkeler arasında artık Türkiye de var. İstanbul Teknik Üniversitesi (İ.T.Ü) ve DPT tarafından kurulan Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi’ndeki süperbilgisayar, önceki gün açıklanan TOP 500’de 353'üncü oldu.

Google Instant Messenger Geliyor

anonim

Google desktop aracından sonra şimdide yeni Instant Messaging istemcisi ile ürünleri arasında tam bir uyum sağlamayı hedefliyor.

Söylentiler yeni değil,fakat bu hafta itibariyle daha bir gün ışığına çıktı. Öncelikle, az çok insanlar google'ın zaten "Hello" adında bir IM client'ının olduğunun farkına vardılar. Bu yaz, fotoğraf paylaşma servisi Picasa ile birlikte kullanılmaya başlandı.

Bu arada, Google Desktop Search Tool kodları geçen Salı açıldı. Buradan Google'ın büyüyen ürünlerine IM'yi integre etme planlarını daha iyi anlayabiliyoruz.

IBM'in Playstation 3 işlemcisi Cell ile Son Marifeti

spiderman

Cell Broadband Engine yani Playstation 3'ün kalbi diyebileceğimiz işlemciyi IBM yeni kullanım alanlarına sürmeye devam ediyor. Fakat bu defa Motorstorm ya da Oblivion gibi oyunları oynatmak için değil.

Bir Mum da Siz Yakın

esse

ABD'deki terör kurbanlarının anısına dünyanın en yaygın internet mesaj ve chat servisi ICQ tarafından açılan "Bir Mum da Siz Yakın" adlı bölüme tüm ülkelerden binlerce mesaj yağıyor.

ICQ tarafından 11 Eylül akşamı açılan köşeye, başsağlığı dileklerinin yanında, tüm dünyada barış, sevgi ve dostluk dileğinde bulunan İtalya'dan Almanya'ya, Japonya'dan Türkiye'ye kadar birçok ülkeden sayısız mesaj gelmiş. İşte, bu mesajlardan bazıları:

Marinella (İtalya): Bu mumlar barış için sonsuza dek yansın.
Marc Reineke (Almanya): Hala enkazın altında sağ olanlar varsa, size şans diliyorum.
Siz de bir mesaj bırakın...

Patentler ve Özgür Yazılımın Yaptırım Gücü Üstüne

FZ

Dünyanın en büyük e-öğretim yazılımı firmalarından Blackboard, geçen sene bir patent almış ve bunu aldıktan kısa bir süre sonra hemen rakiplerinden birine dava açmıştı. Söz konusu patent "çeşitli ders içeriğine erişim için yetkilendirme" gibi çok teknolojik yenilikleri de içeriyordu.

Blackboard'un patent alır almaz dava açması sadece ticari rakiplerini etkilemekle kalmamış aynı zamanda Moodle gibi açık kodlu ve özgür yazılım olarak geliştirilen e-öğretim projelerini de tehdit eder hale gelmişti. Özgür yazılım dünyasının buna tepkisinin ne kadar güçlü olacağı merak konusu idi.