Biz burada Larry Wall'un davranışından felsefi manalar çıkartmaya, hem Malkoçoğlu rumuzu kullanıp hem beynelmilel seviyede kaliteli yazılar yazarak Türk'ün Türk kalarak sadece batılının sanılan oyunu oynabileceğini göstermeye ve bu nevi pek çok faydalı iş yapmaya çalışırken öbür taraftan birileri devletimizin aklına bilişimle ilgili birşeyler sokuyor. Buradaki habere göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun "Uygun yerde bedelsiz arsa tahsis etmeye ve Bakanlar Kurulu kararıyla enerji ve vergi muafiyeti gibi teşvikleri vermeye söz veriyoruz" demiş. Vergi muafiyetini anladım ama arsa ve enerji nereden çıktı? "Bilişim şirketlerinin toplanarak bir sanayi bölgesi kurmaları" teşvik edilecekmiş. Bana mı öyle geliyor yoksa "sanayi bölgeciliği" diye bir rant işi mi var Türkiye'de?
Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.
Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?
Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.
Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?
dukkanin adresi onemli degil belki cok, uretim ve bilgi/teknoloji gelistirmek hedef olmali tamam. ancak olayin aman ne gerek var dukkana internet varken zihniyetine de kaymamasi gerek. birkac sene once, teknokentte, girisimci genclere bir ofis, birkac ofis malzemesi, saglam internet altyapisi falan gibi hizmetler sunuluyordu. tabi bunu alabilmek icin elle tutulur projelerinizin olmasi ve onaylanmasi gerekiyordu.
dogru anlayip anlamadigimdan emin degilim aslen hala yazdiklarinizi, ancak yazilim sirketlerine toptan karsi olmak gibi bir tavir sezdim. ama emin olmadigimdan geciyorum, yazilim sirketlerine degil de onlarin obeklenmesine karsi oldugunuzu varsayarak devam edecegim bu yuzden.
sirketlerin yanyana olmasinin getirdigi avantajlara bakmak lazim. saglam bir altyapi (internet, network, vs vs), egitim kurumlarina yakinlik, calisanlar icin ucuz ve ulasimi rahat yerlesim merkezleri. bana teknokent tarzi olusumlar pek de sacma gozukmuyor acikcasi. komik gelen yeni silikon vadisi yaratiyoruz, ucacaz aya gidices gazlari.
bu sondaki turkler turklerle konussun yorumunu anlayamadim. ne alaka ki? turkiyelilerin turkiyelilerle yakin olmamak gibi bir sansi var mi ki? insaat sirketiyle, mimar, avukat burosuyla yanyana olmakla yazilim sirketiyle yanyana olmak arasinda secim yapiyorsun sonucta. ortada bir izolasyon, diger ulkelerden, goremiyorum ben. aslinda o son paragrafta soylediginiz herseye assagi yukari karsiyim diyebilirim.
ikinci paragrafta da, bilisimci ile girisimci kelimelerini karistirmissiniz sanki. bir bilisimci olarak, sirket kurma gibi bir derdim yoksa sikayet edecegim sey dogal olarak yavas internet, az kaynak/yayin falandir. ama bir sirket kurmaya girisirken, en az bu meseleler kadar o sirketi nasil kuracagim, elektrik parasini nereden odeyecegim falan da dert olur tahminen.
anneme cay yaptirip amerikaliya calismak da cok cekici gelmiyor acikcasi. bu da benim huysuzlugum herhalde..