Kim 50.000 Euro ister?

0
anonim
Emre Sokullu'nun blog'unda, SeedCamp adlı İngiltere tabanlı bir fon, Avrupalı genç girişimlere 50.000 €'luk destek sağlayacak. Nasıl başvuracağınıza dair bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşler

0
FZ
Kimin yaklaşık 88.000 YTL başlangıç sermayesini hak edecek kadar özgün, sıradışı ve popüler olebilecek bir fikri var? Zor olan belki de para değil fikir bulmak...
0
sefalet
88.000? Vergileri de düştün sanırım ya da benim kurdan haberim yok.
0
sefalet
Benim kurdan haberim yokmuş anlaşıldı.
0
Tarık
Kimin yaklaşık 88.000 YTL başlangıç sermayesini hak edecek kadar özgün, sıradışı ve popüler olebilecek bir fikri var? Zor olan belki de para değil fikir bulmak...

aynen katılıyorum. özgün, daha önce ortaya konmamış ve popüler olabilecek bir fikrim varsa buraya gönderip neden sebil edeyim ki? hani özgür dünyaya armağan olsun diye yapıyor olsam para neden alayım ki? para için yapıyorsam neden buraya göndereyim ki? vs. vs. vs.

saygı sevgi...

0
sefalet
Bir şeyin olması, hiç olmamasından daha iyiyse, o zaman o işin mantıklı olduğu söylenebilir. Bu yüzden bu tür destek faaliyetleri yararlı olabilir. Fakat bence asıl sorun, fikirlerin uygulamaya dökülmesi konusunda karşılaşılan güçlükler. Herkes geliştirici olmak veya ileri düzey bir geliştirici olmak durumunda değil. Bazen basit gibi görünen ama işe yaraması muhtemel fikirler, uygulamada geliştirici birikimi gerektirebiliyor.

Yeni fikirlerin çıkmasını sağlamak için ben bir geliştirci olsam; kazanca dayalı, vadeli, ortaklı veya başka bir takım düzenlemeler ile karşılığının alınabileceği ve sonunda herkesin kazanabileceği bir destek hizmeti verirdim. İnsanlar fikirleriyle gelip şöyle şöyle bir şey istiyorum, fakat gerçekleştirmek için yeterli teknik bilgim yok, siz ne yapabilirsiniz diyecekler. Fikir incelenip, tasarımın karmaşıklığı ve getirisinin karşılaştırması yapıldıktan sonra, fikir ya hayata geçirilir ya da geçirilmez. Ara seçenekler de düşünülebilir. Ama asıl olan fikirlerin hayata geçmesine katkıda olmak. kalk git bir tasarımcıya yaptır istediğini denebilir. Fakat aynı özgür yazılımda olduğu gibi başka üretim süreçlerinin olabileceğini de düşünmek gerekiyor.

İnsan daha bilgisayar ve ağlar ile yeni tanışan birinden bile gerçekten özgün fikirler duyunca, her seviyeden insanın yaratıcılığının aktarıldığı takdirde genelağı çok başka yerlere götürebileceğini hissediyor.

FZ'nin belirttiği gibi hayal etmek yeterince önemli bir şey, bunun teknik eksiklikten heba olmaması en güzeli.

Not: Bu tür hizmetler yapan birileri veya kurumlar var da bilmiyorsam, bilgilendiren çok yaşasın.
0
pvc
Ağlar, genel ağlar, dağlar bayırlar... Ben bu yazıdan hiçbir şey anlamadım. En uzun metinleri bile sıkılmadan okuyabilirim. Fakat nasıl söyleyeyim bu yazı öyle bir yazı ki, baktığın zaman dolu gibi duruyor ama içerik olarak bomboş. Çok enteresan...
0
pvc
Ayrıca bir takım yabancı sözcükleri Türkçe'ye geçirmek için kasanlardan hiç hoşlanmıyorum. Internet gibi tamamen özgün bir şeyi, genel ağ diye çevirmek cd player'a teker çalar demek gibi.
0
FZ
Ortaya bir fikir atan ve başlangıç sermayesi olarak 50.000€ sahibi olabilen birinin yazılımcı bulmakta güçlük çekeceğini mi ima ediyorsun (ki söz konusu kurum daha sonra daha da maddi destek olabileceğini belirtiyor)?
0
sefalet
Hayır onu demek istemiyorum. Birilerinin, fikri olumlu bulup destek çıkması için; fikir sahibinin teknik boyutta, tasarımını belli bir düzeye getirmiş olması istenmekte. Genelde bu düzeyde kalıyor destek hizmetleri. Fikri hem "onaylanmış" hem de mali destek görmüş biri, elbette bir yazılımcı da bulabilir.

Benim kastettiğim bunun dışında kalan ve genelağa yönelik çeşitli düzeylerde fikre sahip insanların, daha fikirlerini ilk oluşturduklarında başvurabilecekleri bir mecra. Hem fikrin olabilirliği konusunda detaylı bir rapor ve çözümleme yapacak bir hizmet hem de olumlu görülürse fikrin hayata geçmesinde teknik destek verecek bir sistem.

Daha önce de dediğim gibi, git fikrini bir yazılımcıya yaptır denebilir. Fakat bu tarzda geliştiriciler genelde işin işe yarayıp yaramayacağı konusunda katılımcı olmayıp, işin yalnız teknik yönünün kotarılması işine karışmaktalar. Bu da bir hizmet şekli ve bu tarz bir hizmet almak isteyenlerin isteklerine sesleniyor. Yazılımcıyı ikna da bir yol olarak sunulabilir tabi. Ama bu tarz bir hizmet şekli bireysel değil ancak kurumsal boyutta karşılanabilir diye düşünüyorum. Bu tür kurumlar var ise ben şahsen bu konuda bilgili değilim ama sade gözlemlerime dayanarak konuşmam gerekir ise, bilişim kültürü ile en ufak teması olan bireylerin bile parlak veya işe yarar fikirler taşıyabildiklerini fakat o kadarla kalan bir sürecin yaşandığını söylemem yanlış olmaz. Fikri olup da, gerçekleştirmek için teknik tasarımın maliyetini karşılayamayacak olanlar ne olacak örneğin. Bu şu bakımdan önemli, genelağ kültürü ile belli bir mesafe içindeki insanların; kullanıcı düzeyindeki yaratıcılık potansiyeli hayat bulamamış oluyor. Toplumsal, dolayısıyla kültürel gelişmenin arttırılması adına önemli bir kaynak kullanılmıyor böylece. Oysa aradaki iletişimin arttırılması ile bu devinim elde edilebilir.

Bunu siyasi temsil sistemlerine gönderme yaparak açıklayabiliriz. Bir "demokratik" düzen düşünün ki, temsili sisteme dayanıyor. Yani toplumdaki her tür örgütlü örgütsüz toplumsal gurup, temsilciler aracılığı ile bir mecliste söz sahibi oluyor. Fakat biliyoruz ki demokrasi yalnız "resmi" temsilciler ile gerçekleştirilen bir mekanizma değil. İşin bir de sivil tarafı olması gerekir. Toplum içindeki her tür söylem, Sivil Toplum Örgütleri şeklinde mevcut olmalıdır ki temsili sistem olabildiğince gerçekleşebilsin. Fakat yine düşünelim ki, toplumun içindeki geniş bir kitle, istek ve ihtiyaçlarını kollayacak sivil örgütlenmeden uzak ve bu yüzden büyük kitlenin arzu ve istekleri yeterli oranda temsil edilmiyor. Onun yerine daha küçük guruplar, hem resmi hem sivil olarak örgütlenerek, yönetim ve temsil gücünü elinde bulundurabiliyor. Büyük sermaye gurupları sanırım bu tanımlamaya rahatça oturur.

İşte fikri boyutta kalıp, kendini ifade edemeyen geniş bir "kullanıcı" kitle, aynı temsil hakkı yarım büyük kitleler gibi, bilişim kültürü içine yeterli ölçüde sızamıyor. Bu da sanki genelağı, belli bir sınıfın idaresinde, onların arzu ve istekleriyle gelişen bir mekanizmaya/organizmaya dönüştürüyor. Bir tür teknokrasi veya teokrasi ne derseniz deyin.

Tabi yaptığım ayrım bir genelleme, hep böyle olduğu yok. Doğal olarak bir arz-talep paslaşması var ve bunun çevresinde dönen bir ekonomik sistem mevcut. Bırakalım mükemmel demokrasi kıvamını, demokrasi sıfatını bile kazanmamış durumda sanki ortam. Yanlış anlaşılmasın, elimizde "Demokratik İnternet" yazılı pankartlar alıp yürüyelim demiyorum. "İnternetin" "demokratik" olması gerekir de demiyorum. Demokrasi kavramı, burada kullandığım bir "benzetmeden" ibarettir. Sadece bu büyük beyne daha fazla nöron koymak gerekir diyorum. Üretim mekanizması, henüz geniş kitlelerin kolayca ifade bulduğu bir şekle dönüşmedi demek istiyorum.

Ancak belli birilerinin olmasını istediği şeyi mi yaşıyoruz? Yoksa herkesin bir parça ifadesinin olabildiği bir hayat mı bu?

Bu sefer de denebilir ki, çoğunluğun yarattığı zihniyette/üründe yaşamak daha mı iyidir? Ama bu soru tuzaklıdır. Çünkü çoğunluğu küçük gören gizli bir ima vardır. Oysa buna farklı olarak şöyle de bakılabilir; çoğunluğun idaresi şeklinde despotik bir düzen çağrışımı değil, ortak akla en çok insanın katkı sağlaması halidir arzulanan. Fikri ve kültürel ifadeyi niceliksel olarak arttırarak, niteliksel gelişmeyi sağlamak. Bir çeşit kültürel hareket (dinamik) sağlayıcı da denebilir.

0
zekzekus
http://www.embrio.com.tr

sanırım tam anlatmak istediğiniz gibi bir hizmet sunuyor. şu an aktif olarak çalışan bir kaç projeleri de var.
0
sefalet
Adres için teşekkürler (şuan kapalı görünüyor)
0
zekzekus
site şu an çalışıyor.
0
zekzekus
site şu an çalışıyor.
0
sefalet
Adres için teşekkürler (şuan kapalı görünüyor)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Türk iştirakçilerin yeni sloganı: hadiii gidiyoozzz!

musshani

Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Faruk Şen, Almanya'nın ve diğer AB ülkelerinin önümüzdeki süreçte yeniden göçmen almaya başlayacaklarını bildirdi. Şen, "Ancak alınacak göçmenler öncelikle AB'ye aday diğer 12 ülke arasından temin edilecek" dedi. Şen, bu nedenle, Türkiye'nin bir an önce Ankara Anlaşması ve Ortaklık Konseyi kararlarında vurgulanan Serbest Dolaşım hakkını talep etmesini istedi.

MPlayer (ve Niceleri) Yazılım Patentleri Nedeniyle Zor Durumda!

ykarslioglu

MPlayer, GNU/ Linux camiasının en yetenekli çokluortam oynatıcılarından biri fakat sitesinde hiç iç açıcı olmayan haberler var.

Yazılım patentleri konusu, özgür yazılımların birçoğunun önünü kapatma tehlikesini bereberinde getiriyor. Ayrıntıları http://www.mplayerhq.hu/homepage/index.html adresinden okuyabilirsiniz...

Enixma ilk sayı çıktı

GoksinAkdeniz

Bir grup gönüllü tarafından hazırlanan EniXma e-derginin ilk sayısı çıktı. Linux ve açık kaynak kodlu yazılımları ve işletim sistemlerinin tanıtılması ve kullanımının yaygınlaşmasını sağlamak amacı güdülüyor.

e-Türkiye İçin Acil Olarak Ne Yapılmalı?

aRda_

Aksam Gazetesi'nin 06.02.2004 tarihli, "Haftanın Görüşü" bölümünde Mustafa Akgül Hocam ülkemizdeki bilişim ve e-devlet sorunlarını kaleme almış:

"Türkiye İnterneti 10 yaşını geçti. Ülkemiz Telekomun tekelini kaldırdı. Bilgi Toplumu için DPT bünyesinde 'Bilgi Toplumu Dairesi' kurdu. 'e-Dönüşüm KısaDönem Acil Eylem Planı'nı Aralık 2003'te kabul edildi. 'Bilgiye Erişim' ve 'E-imza' yasalarını kabul edildi. Teknoparklarda KDV indirimi yapıldı. E-dönüşüm için bakan, üst düzey bürokrasi ve sivil toplumu içeren 'İcra Kurulu' oluştu.

Peki bunlar yeterli mi? Geçmişte de olumlu pek çok başlangıç yaptık ülke olarak. Bu yazıda endişe ve önerilerimizi paylaşmak istiyoruz."

Yazının Devamı İçin: http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/02/06/teknoloji/teknoloji2.html

BurningMan.com

sundance

Bir arkadaşımın tavsiyesi ile girdiğim ve gözlerime inanamadığım bir site BurningMan.com

BurningMan 1986`da Larry Harvey tarafından Baker Beach`de başlatılan bir installasyon. 2,5 metre yüksekliğinde tahtadan bir adam yapıp onun yakılması, yaklaşık 20 kadar insanın etrafta toplanması, o an çıkan bir synerjik kıvılcımla bunun senelik bir toplantı haline gelmesi ve en sonunda 2000 yılında 12 metre yüksekliğinde bir burningman ve 25,400 katılımcı ile muazzam bir birliktelik halini alması...

Internet yönü de önemli olan bu etkinliği diğerlerinden ayıran bazı yanları var...