Herşeyden önce unutulmaması gereken bir şey var, şu anda Dünya üzerinde yasaların nasıl uygulanacağının bilinmediği tek medya Internet.
Bir T.C. vatandaşının, İngiltere'deki bir hosting firmasından satın aldığı, Maldivlerde host edilen bir siteye giren Gana'lı bir kullanıcının, Kongo'lu birisine yaptığı hakaret hangi mahkeme tarafından değerlendirilip cezaya çarptırılacak ve bu cezayı kim infaz edecek?
Bu, şu anda hukuk dünyasının cevap vermekte en zorlandığı sorulardan biri. Zira klasik mevzuat bu tür durumlarda kimin yetkili olduğunu belirtmekte yetkisiz kalıyor.
Fakat bu alanın regüle edilmesi gerektiği de ortada, zira çocuk pornografisinden, yasadışı mal ticaretine kadar birçok konu var.
Dahası bu konuda hemen hemen bütün ülkeler belli hazırlıklar içinde. Şu anda ise aktif olarak Internet içeriğini bloklayan 20'nin üstünde ülke var. Bunlar dışında 100'ün üstünde ülkenin de halihazırda web sitesi yasaklamaya varmamakla birlikte, Internet içeriğini belli anahtar kelimelere karşı izlediği ve hatta bazı erişimleri engellediği de bilinmekte.
Bu konularda, dünyanın önde gelen üniversiteleri ve kurumları (the Citizen Lab at the Munk Centre for International Studies, University of Toronto, Berkman Center for Internet & Society at Harvard Law School, the Advanced Network Research Group at the Cambridge Security Programme, University of Cambridge, the Oxford Internet Institute, Oxford University) Open Net Initiative diye bir organizasyon kurmuş durumdalar.
Bu sitede, şu anda dünyada Internet filtreleme ile ilgili yasal mevzuatlar, kimin hangi temele dayanarak ne yaptığı konusunda birçok döküman ve bilgi bulunmakta.
Bunlar kadar önemli bir başka unsur da, Türkiye'de Internet'i regüle eden kurumların, ONI'nin uygulamalarını yakınen takip ettiklerini bilmek.(yeri geldiğinde Türkiye'ye uzmanlar getirtip hukukçuların önünde soru cevap toplantıları düzenleyecek kadar)
Bir başka önemli nokta da, tabi ki hedef.
Yasal düzenlemeler elbette ki olmak zorunda, gündelik hayatta biz T.C. kanunlarına tabiyken, Internet'te bunlara tabi olmamamız düşünülemez.
Öte yandan belki de daha önemli olan, kanun koyucuların ve uygulayıcıların Internet'in doğasını anlaması, burada yapılacak regülasyonların, Internet'in bağımsızlığı ve bireyselliğini gözönüne alarak klasik basına sağlanan imtiyazlardan bile daha yüksek seviyede özgürlükler sağlaması gerektiğini anlamaları gerekiyor.
Aksi takdirde şu meşhur sözler akla gelecektir, "Hukuk, hiçbir zaman için sadece hukukçulara bırakılamayacak kadar değerli bir şeydir."
Son zamanlarda özellikle YouTube'un mahkeme kararı ile bloklanmasının ardından oldukça yoğun olarak tartışılan konulardan biri de Internet'te sansür.
Bu konuda herşeyden önce iyi bilgilenmemiz gerekiyor. Bu iş neden var? Sadece Türkiye'de mi var? Dünya'da bu konuda trendler ne vs. ki sağlıklı bir şekilde tartışalım ve daha da önemlisi, belki de klasik basından bile önemli olan bu ortamda, sağlıklı haberleşmenin sağlanması için sesimizi duyurabilelim.
Bu konuda herşeyden önce iyi bilgilenmemiz gerekiyor. Bu iş neden var? Sadece Türkiye'de mi var? Dünya'da bu konuda trendler ne vs. ki sağlıklı bir şekilde tartışalım ve daha da önemlisi, belki de klasik basından bile önemli olan bu ortamda, sağlıklı haberleşmenin sağlanması için sesimizi duyurabilelim.
Uzun zamandır ilk defa sansür konusunda ciddi sitelerde böyle bir yazı okumamıştım. Genellikle yazılanlar ya devlet herşeyi çok iyi yaptı demekte ya da internet sansürlenirmi kardeşim bu ne saçma şey demekte.
Yine aynı insanlar kendileri internette her türlü siteye girerken çocukları ve kardeşlerinin internete girerken her türlü siteye girmemesi için yana yakına içerik filitreleyici program aramakta.
Bu gerçekten ikiyüzlülükten başka birşey değildir. Artık şunu bilmeliyiz ki herşey dengeli yapılmak zorunda. Özgürlük dediğimiz şeyin başkasının özgürlük alanını kısıtlamadığında özgürlük olduğunu unutmamalıyız.
Eğer bir site insanların bilgisayarlarına nasıl zarar vereceğini(tabi art niyetli yaklaşımdan bahsediyorum) överek anlatıyor ise bu sitenin yarın bir gün sizin özel veya şirketinizin sitesinede zarar verebileceğini unutmamak gerekiyor.
Eğer bir sitede çocuk pornosu var ise yarın bir gün o videoda veya resimde yer alan çocuğun kimin çocuğu olacağını bilmemizin garantisi var mı?
Ama dedikya itidal lazım herşeyde. Bunun yanı sıra yasaklarda yöneticilerin keyfi uygulamaları ile uygulanmamalı.
Gerçi bu konuda Türkiye'deki kurum elinde direkt olarak yasaklama yetkisi varken mümkün olduğu kadar mahkeme kararları ile yasaklamaya çalışıyor.
Böyle olduğunda ise mahkemelerimize ve yasa koyucularımıza düşüyor görev.
Bu görevde şu;
Diyelim sitede bir konuda hakaret yapılıyor ve sizde diyorsunuz ki bu içeriği sitenden kaldır. Ancak bu noktada şu unutuluyor aynı sitede tam tersi işler yapıldığında ne kadar değerlendiriliyor? Yani aynı sitede diyelimki başka bir ülkenin kurucu bir liderine saldırı varken kim ne yapıyor?
Burada senin benim diye bir tavır mı takılıyor. Ya da bu şekilde sitelerin yasaklanması doğru mu? Burada ülke çıkarını koruyorum derken aslında sadece kendi ülkemizde yasakladığımızı ve diğer ülkelerin bunu izlemesinin daha kötü olduğunu unutuyormuyuz.
Sonuçta bu konularda siteler ile var olan ilişkilerin daha iç içe olması gerekiyor. Yani bir sitedeki içerik eğer yasalara uygun değilse bu site sahipleri ile enine boyuna konuşulmalı. Bu site eğer dünya çapında bir site ise (ki sitelerin artık tamamı böyle) senin için yasa dışı olanın başka bir ülke için yasa dışı olduğunu unutmamak gerekiyor.
Yani internette tamamı ile yerel yasalar uygulanamaz. Bu konuda global bazda belki çok anlamam ama BM'ler gibi kurumlar ile ülkelerin ortaklaşa kabul ettiği kurallar uygulanmalı.
O zaman ne site sahiplerinin canı yanar. Ne özgürce internette dolaşmak isteyenin canı yanar. Nede devletler interneti tamamen sahip bırakmış olmaz.