Bilgi İşlem, Matematik, Kriptografi ve Kadınlar

0
FZ
Yer: İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Mühendislik Bilimleri. Bir Doç. Dr.un odası.
Kişiler: Doc. Dr. ve bir öğrenci.
Diyalog:
Hoca: Vakti zamanında tıpkı senin gibi kriptografi ile ilgilenen bir kız vardı, bitirme projesine ben danışmanlık etmiştim. Sene 1995. Ben daha o zaman Yrd. Doçentim.
Öğrenci: Hmm, demek bir kız. (Bir kız bilgisayardan ne kadar anlar ki?)

Hoca: O öğrencim, yani kriptografi ve bilgisayarla ilgilenen kız DES şifreleme algoritmasını bir bilgisayarda uygulamak istiyordu ama o zamanlar mantıklı bir 32 bitlik PC yoktu ortalıkta.

Öğrenci: Hmm, peki ne yaptınız o halde?

Hoca: Bizim burada bir IBM 4381 vardı. IBM Mainframe yani. 32 bitlik register yapısına sahipti, dedim ki öğrencime neden bu aleti kullanmıyorsun? O da olur dedi. Ve bu aleti Assembler kullanarak programlamaya karar verdi.

Öğrenci: Bir kız, IBM Mainframe, Assembler programlama, kriptografi???

Hoca: Neyse işte kız IBM Türk ile yazıştı, TÜBİTAK'taki adamlarla falan konuştu, en sonunda allem etti kallem etti, IBM 4381 Assembler komut setini anlatan resmi dokümantasyona ulaştı.

Öğrenci: Sonra?

Hoca: Sonra oturdu, assembler ile DES algoritmasını gerçekleştirdi, uyguladı, test etti falan. Bitirme ödevine ek olarak bu programı da koydu.

Öğrenci: (Pek de inanmayan gözlerle bakar, bu kadarı da fazladır!)

Hoca: Bak oradaki rafta duruyor o kızın ödevi, istersen çalışmalarında ondan da faydalanabilirsin, kodu falan da inceleyebilirsin.

Öğrenci: (Rafa gider, bitirme ödevini bulur, hocanın anlattıklarının fazlası vardır eksiği yoktur.) Teşekkürler hocam, ben bu kaynağı inceleyeceğim.

Final sahnesi: Öğrenci derin bir tefekküre dalmış olduğu halde hocanın odasından uzaklaşır, evren, entropi, karşı cins, zeka, azim, kriptografi üzerine düşünerek ve vakti zamanında Matematik Mühendisliği bölümü koridorlarında ayakkabılarını aşındırmış o ilginç kızı düşünerek kantine doğru ilerler.

Yorumlarınızı bekliyorum :-)

Görüşler

0
anonim
Aslında bunun gibi örnekler çoğu zaman wardır.Bilindiği gibi matematik bilgisayar programcılığın temellerini oluşturmuştur en basitti 10101001 gibi terimler.Hani derlerya Azimler işe koyulan dağları bile deler diye (anlaşıldı). Bana kalır çok yerinde bir soz bu konu için.Bana kalırsa herkes bu öğrenciden kendisine bir pay çıkarmalı onun gibi azimli olmak hepimizin elindedir
0
anonim
Neden Fazlamesai ekibi bu kizi arayip taramiyor ve onunla bir röportaj yapmiyor :) Bu kadar fazla sifata sahip bir hatun kazara bir de güzel falan cikarsa bir tasla kus cemaatine zorunlu bir göç yaşatabilirsiniz :)
0
tupac
Ahh yurdum insani...dunyanin baska neresinde bi tasla kus cemaati fantazileri kurulur:-)...hadii hayirlisi!
0
anonim
sesinize kula verdim. Gelin benle röportaj yapin. bitirme ödevimin-daha taze-konusu: JCA tabanli bir güvenli haberlesme sitemi. sormuyosunuz ki kardesim var böyle bizim cinsten zekiler! bilin diye yaziyorum..
0
anonim
siz kızları ne zannediyorsunuz ya?
0
tupac
Her ulkenin bi 'Trinity'si vardir.
Dunyanin tum Trinity'leri Birlesin!!
0
FZ
Bu yazı beklediğimin üzerinde ilgi çekti gördüğüm kadarı ile :-)

Eğer gerçekten de bu kadar insanın ilgisini çekti ise ve fazlamesai.net ekibi de tüm araştırma, tarama, tanıdık, vs. olanaklarını kullanmak sureti ile bu kızı bulup bir röportaj yapmayı düşünüyorsa yardımcı olmak boynumun borcudur.

Söz konusu hanım kızımız, 1995 yılında, İTÜ Matematik Mühendisliği bölümünden, Doc. Dr. Gazanfer Ünal''''''''n gözetiminde bitirme ödevini vererek mezun olmuştur.

Bu öğrencinin adı: Aysel Coşkun

Bitirme ödevinin başlığı: IBM 4831 Ortamında Assembler Dili ile Kriptografi Uygulaması

Onların Madame Curie''''''''leri varsa, bizim de böyle Trinity''''''''lerimiz var >:-)

Hadi hayırlısı...
0
anonim
Kirmizi bültenle arayin bari olmadi...erkeklerin cabasini taktir ettim..arayin da bulun!
0
FZ
Hazır söz şirfrelemeden açılmışken, Alan Mathison Turing''den basetmeden duramadım. Üstad bilgi işlem dünyasına ve matematiğe yaptığı katkıların yanı sıra (Turing makinası, vs.), 2. Dünya Savaşı''nda İngiletere''deki en gizli ortamlardan biri olan Bletchley Park''ta çatır çatır Alman Enigma şifre sistemini de çözmüştü.

Üstadın eşcinselliği konu ile ne kadar ilgilidir bilemem ama yani kadınlar, erkekler falan diye yazarken aklıma geldi işte.
0
conan
OK madem bu kadar Turing olayi seviyorsun, ben de bu hafta gidip sana orjinal Enigma crypto machine ve de Eniac resimleri cekecegim soz! ;) Bu arada Alan`in el yazmalari da vardi sanirim orada. Onlari da gorursem cekip yollarim ok?
Bana emailini yolla.
0
Dinazor
Ben pek iyi anlamadım, bu kadar ilginç olan nedir? Bir öğrenci (galiba burada bayan olması da özel olarak ilginç sayılıyor) bir ödev yapıyor ve mezun oluyor. Bunu burada anmak için ne gibi bir sebebimiz var anlayamadım.

Eğer konu Allah''ım ne zeki kız, neler yapmış, yuh be IBM 4381 üzerinde assembler ile program yazılır mı? ise (ki yazılardan böyle olduğunu tahmin ettim) buna şaşırmanız bence daha ilginç.

Bu konuda ben de düşüncelerimi yazmak isterim:

Bahsi geçen kızın yaptığı gayet anlaşılır bir şey. Ama yalnızca ilgi ve çalışmakla alakalı bir şey. Yani eğer bilgisayara ilgin varsa ve de dolayısıyla çalışırsan (ki ikisi birbirine çok bağlıdır.) sonuç gayet kolayca alınır. Bu bir seçimdir. Seçimleri yalnızca seçilenler olarak algılamayalım, daha çok da seçilmeyenler demektir. Eğer bu kız bu işi yapmayı seçtiyse, bunun karşılığında başka bir sürü seyi de yapmamayı seçmiştir. En azından programını yaptığı zaman içinde (ki bu sonsuza dek bir şeyi yapmamak demektir.) Bu bağlamda enteresan bir şey değil. Mesela benim bir arkadaşım var, sabah 09:00''den akşam 18:00 kadar iş yerinde çalışıyor, yani 11 saat, en az iki saati de yolda geçiyor, etti 13 saat, sonra borç ödemek için evde ek iş yapıyor, ortalama günde 2-3 saat, etti sana 16 saat. Her gün bu tempoda çalışıyor. Şimdi o varken ben bu kızı niye ilginç bulayım. Eğer bahsi geçen arkadaşımın maddi sorunu olmasaydı ve bilgisayara ilgisi olsaydı, bir de üstüne onu yönlendirecek bir hocası olsaydı, bu kızdan daha mı kötü iş çıkarırdı.

Kısacası:

1. Konu zeka ise bilgisayar programlaması ASLA ve de ASLA zeka göstergesi değildir. (İnanmayanlar bana yazsın ispatlayayım. Ben bilakis genelde yaşam zekası eksik insanların bilgisayarda iyi olduğunu düşünüyorum.)

2. Konu çalışkanlıksa böyle bir işi yapmak için bir yıl boyunca günde 12 saat çalışmaya KESİNLİKLE gerek yoktur. Benim bütün arkadaşlarım o ya da bu işle ortalama 12-13 saat uğraşır, dolayısıyla kızımızın çok da çalışkan olduğuna dair bir veri yok. Üstelik çalışkanlık hiç de övülesi bir özellik değil.

3. Konu azimse, geç gitsin. Azim gösterdiğin yerdir saygı değer olan, azmin kendisi değil.

4. Konu başka bir şeyse, bence boş muhabbete varıyoruz NOKTA.
0
anonim
bu kadar tepkili olmanızı pek anlayamadım açıkcası... Söylediklerinizin çoğuna katılmama karşın anlattıklarınızın hepsini de abarttığınıza inanıyorum ve söylediklerinizde tamamen objektif olduğunuza inanmıyorum. bu arada programcı arkadaşların yaşam zekası hakkındaki görüşünüze de katılmıyorum ve kaç tane kendini sosyal yaşamdan soyutlamış ve toplumsal diyaloğu sıfır olan programcı tanıyorsunuz merak ediyorum...
ben bu işin ucunda çekememezlik seziyorum... belki siz bir programcı da olabilirsiniz ancak bu bir şey değiştirmez.
0
Dinazor
eğer sizin perspektifinizden bakarsam aynı şeyi ben de size söyleyebilirim. Yani siz de beni çekemiyorsunuz, derim. Ama böyle bir yargının doğru olmayacağını sanıyorum. Bilakis ben açık sözlülüğünüz için teşekkür ederim.

Eğer bir yerde birileri efkar-ı umumiyeden farklı düşünürse ve bir de bunu söyleme hem de açık açık söyleme talihsizliğine düşerse başına gelmedik kalmaz. Artık o insanın fesatlığımı kalır, darkafalılığı mı kalır, dinazorluğumu kalır, ahlaksızlığı mı kalır, gerisini siz düşünün. Bu baskı insanları düşündüklerini söylememe (en azından açık açık söylememe) ve hatta daha kolayı söyleyemeyeceği şeyi düşünmeme noktasına götürüyor.

Ben bir önceki yazımı yazarken sizin yaptığınız gibi bir suçlama ile karşı karşıya kalacağımı bilmiyor muydum sanıyorsunuz? Bunu bilmek için dahi olmaya gerek yok; hele de benim gibi sık sık bu tip durumlara muhatab olan biri için.

Ama sorun değil. Belki duygusal olarak sorun oluyor ama prensip olarak sorun değil.

Gönül isterdi ki yazı yazmayı seveyim ve de becerebileyim ki derdimi daha uzun ve detaylı anlatabileydim. Tam olarak istediklerimi anlatamadım, ama iyi ki de anlatamamışım. Yoksa belki de sizden hakaret bile gelebilirdi bana :-)))

Şimdi sizin sorularınızı cevaplamaya çalışayım:

1. Bu kadar tepkili olmamamı anlamamışsınız. Haklısınız, en azından benim şu kısa yazımdan bunu anlayamazdınız. Tepkiliyim, çok tepkiliyim, ama bunu anlatmak çok zor. Kısaca şöyle bir cümle söylesem ve bu cümlenin en azından ipucu vereceğini ümit etsem: zıtlıklar yaşamı geliştirir, uzlaşmalar değil.

2. Abartmak. Çok soyut bir kavram. Ama neden içeriği olumsuz olsun ki... Darwin abartmadı mı, Freud abartmadı mı, bence Poe'da abartmış Virginia Woolf da... Haşaaaa! Hiç biri ile kendimi kıyaslamam, yalnızca abartmak kavramının rölatif olduğunu savunmak için verdim bu örnekleri. Ben abarttım mı, hayır. Eğer daha iyi yazı yazan biri olsaydım, çok daha fazlasını söylerdim.

3. Yaşam zekası dediğim şeyse sözkonusu olan sözlerimin arkasında sonuna kadar dururum. Bunun sosyallikle bir ilişkisi yok. En azından kelimenin yaygın anlamında. Bu genellemeyi sadece programcılar için yapmıyorum, ama bilgisayar ile ilgili kişilerin daha fazla pay aldıklarını düşünüyorum.

4. Çekememezliğe gelince; bununla ilgili pek bir savunmam olamaz. Çünkü çekememezlik bilinçli bir tercih değildir, ben farketmesemde olabilir. Ama buna tenezzül etmeyecek bir yaşam geçirdiğimi sanıyorum. Tek savunmam budur. İçtenliğime güvenmeniz, samimiyetimin varlığı ümidiyle...

Saygılarımla...
0
anonim
herkese ayni kosullari sunsan ayni sonuc mu cikar? farkliligi yaratan tercihlerdir, ve bu tercihler sonucunda nereye vardigindir. O kiz yapmis benim arkadasimda para kazanmak zorunda olmasa o da yapardi demek sacma bence. Sen kizin tercihini kücümser bir havadasin, bunu da arkadaslarinin saat oraninda calismasina göre degerlendiriyosun, sen kiskaniyosun.
0
Dinazor
Ciddiyetini kayıp mı ediyorsun, yoksa en baştan beri zaten yok muydu bilmiyorum. Ama benim bütün anlattıklarımdan bunu mu anladın?

O kiz yapmis benim arkadasimda para kazanmak zorunda olmasa o da yapardi demek sacma bence. diyorsun. Niye saçma olduğunu açıklamıyorsun. Neden saçma olsun ki... Saçma diyip kesip atmak kolay tabi. Sen kizin tercihini kücümser bir havadasin. Günaydın, tabi ki küçümsüyorum. Bunca insanın bunca tercihi içinde bunu mu önemsememi bekliyorsun. Üstelik her küçümsediğim şeye kıskançlık suçlaması ile karşılık vermenin müthiş bir taktik olduğunu söylemeliyim, şeytanın aklına gelmez. Her neyse, biraz boşa konuştuğumu hissetmeye başladım.
Güzel geliştiğini sandığım bir sohbeti kötü bitirdiğimizi sanıyorum.

Saygıyla...
0
anonim
Merhaba
Yazılarda bahsi geçen kişi benim. Bu sayfanın linki bana bir sınıf arkadaşım tarafından gönderildi. O da tesadüfen rastlamış.
Çok şaşırdım doğrusu.
İltifatlarınız için teşekkür ederim.
Şimdi bu yazılarınızı okurken, bu ödev için o zamanlar ne kadar uğraştığımı ama bir o kadar da zevkle hazırladığımı hatırladım.
İsteyen ve gerekli çabayı gösterecek olan herkesin hazırlayabileceği bir ödevdi.
Bitirme ödevi hazırlamakta/hazırlayacak olan arkadaşlara başarılar dilerim.

Aysel Coşkun İşbilen

NOT:
Yalnız aşağıya kopyaladığım ve her nasılsa onay alan yazıyı üslup ve yazılan sözler açısından beğenmedim.Bu kişiye ; Lütfen yalan yanlış, laubali ve saygısızlık derecesine varan yazılar yazmayın, gerçekten tanımadığınız kişiler hakkında.
0
sundance
Bu yorum gözümüzden kaçmış kusura bakmayın. Şu anda siliyorum. İyi çalışmalar.
0
anonim
Konu başlığı ile alakalı; konudaki şahıslar ile alakalı değildir!...

Tüm evren değil; belediye otobüsleri güzergahı, itü kampüsü; fen-edebiyat fakültesinin koridorları ve evimdeki odamdan ibaret görünsede
yaşaşmım o zamanlar; matematik ve algoritmalar yorsa da beynimi yeteri kadar olmayacak ki yoruyordum beynimi ruhumdaki entropinin nedeniyle.
Kırılma noktasını yakalamıştım aşmış denilen
insan için.Ama hep birşeyler eksik, hep birşeyler yavan, çünkü monotonluk içinde otonomi alıyordu benden beni, birşeyler istiyordu yaşamdan... Manevi olmalıydı bu, nam-ı diğer metafizik; ne postülat, ne ispat ne de deney ve gözlem...Saf bir huzur ve mutluluk...Karşı cins vardı; kızlar...Matematik Müh.''ne ilk geldiğim gün listelerdeki kız isimlerinin çokluğuna şaşırmış ve üzülmüştüm; kızlar ne anlar bilgisayar ve matematikten dememiş; kızlar ne anlar para kazanmaktan demiştim.(Sonra Prof. Abdülkadir Özdeğer; bizim parayla işimiz yok, demişti.[:)])
Oturmuş kabak çekirdeği yemiyordum; öylece bakınıyordum ve O''nu gördüm; ve her anı gibi bu da fotoğrafik hafızamda...Ne Linux ne de c++ azmi kaldı içimde; yaşama azmimi bile tüketti O...
İsmine aşk diyorlar bunun.Karşılıksız olursa karasevda. Matematik Müh. öğrencileri de aşık olur!
melancholy.h, affection.h, beauty.h, lust.h
işte bunlar header file''lar...Bir de ben varım elbette ama syntax error olarak...
Komik olduğuma bakmayın içim kanağlıyor.Gerçekten.
Ve en sonunda söyledim O''na; metafizik birşeyler yaşandıktan sonra... Ne mi oldu; 3 dönem başarılı olduktan sonra Matematik Müh.''ni bıraktım ve yıllarıma maloldu....
Kızların kendileri encrypted, decryption''un çoğu para...Algoritma bu, yaşam bu, işte hendek işte deve...Nasip olmadan hiçbirşey kısmet olmaz. İşte asıl en doğru gerçek de bu!!!
0
anonim
:) Aynısının ressam-mimar modunu yaşadım. Ama serde bilgisayarcılık var ya, algoritmayı bir elden geçirmek gerektiği sonucu çıktı ortaya.

Senden başka bir şey yüzünden yıllarına malolduysa zaten algoritma değil, platform dahi yanlış demektir.

Sen senin yıllarına malolduysan da buna yaşamak diyoz :) Tadını çıkart.

Bir de, decryption`ın çoğu para olsa çok daha kolay olurdu, ama zaten gönül kumbara istemez...
0
anonim
Polyannacılık oynuyoruz her dem baki kalan aşk-ı ızdırabın soyutlanmış matemine; davul bile dengi dengine demişler; gönül zenginse cep, cepken delikse kumbarayı gönülden değil İŞ Bankasından bile alamazsın.Aşk-ı şahaneme denk ise Dilruba'nın yeknesak sevgisi; bana ne tüm basamakları asal olan en büyük asal sayılardan; lakin lineer cebir değil cebren ve hile ile dahi alamazsın Dilruba'nın bir busesini...
Amma American Express öyle bir açar ki Dilruba'nın peçesini Laila bile az gelir platform dediğin metaya;
oturup yıldızlardan bakarız dünyadaki halimize ordaki sevgililer özenip birer birer gün olur erişirler ikimize; bunu Soyuz uzay üssünde milyon dolarlar ile değil modern zamanlar aşk efsanemin kavi ergine müteakip vücuda getirirdim ruhlar aleminde...Gönülün ota vesaireye konma hikayesi doğru; samanlağın seyran olması da doğru; amma ben ne otum ne vesaire biraz çocuk biraz adam biraz hiçtim üstelik İstanbul'da samanlık bulsam kendime yeni bir yol çizerdim, elimde eski saman demetleriyle...
0
anonim
Size hemen biraz hacker felsefesi vereyim. Birazda kod cikaralim.

Bir hacker hic bir zaman zor yolu secmez. Kizlari encrypt etmek istiyorsaniz, gene zor yolu secmeyin.

Iyi bir karsi cins hackeri, kodlarla, encryptionla filan ugrasmaz. Gider encrpyt edilmis nesnesi resetler, yeniden kendine gore crypt eder. Cunku bu cinslerin crypt algoritmalari Quantum usulu calisiyor. Siz cozmeye calistikca o degisiyor. Bu nedenle yapacaginiz sey cok basit.

1. System RESET Jump pointi tespit et.
2. Buraya gerekli hooklari yerlestir.
3. Reset dugmesini bul. Bu mahlukatin mutlak bir reset tusu vardir. Ve buna hic bir zaman kredi kartiyla filan ulasilamaz.
4. Reset'i bulamiyorsan, power entry'ye bak.
5. Onlarida bulamiyorsan, NMI uretmesini sagla. Bunun icin en iyi cozum third party againlerdir. EMI'nin RAM Buslarina yaptigini, bu nadide mahluklara yapabilen pek cok etmen vardir. Basit bir fare bile, bunlarin NMI uretmesine yetebilir.
6. Hooklari oyle yerlestirki, yeni cryption keyi seninkisi olsun.
7. Keyi kullan artik.

Burdan sonrasi daha onemli. Onun dinamik crypt mekanizmasina sahip oldugunu her an farkli bir koda donusebilecegini unutma. Kaybetmekten korkma, koku Bagdat'ta degil. Dahasi eger bu dinamik cryptin seed'ini cozebilirsen, pek cok seyi kolayca cozersin, kirk dugumlu olsa bile.

Sanirim human encryption mekanizmalarinda yeterince fikir veriyordur bunlar. Yoksa cozdum sandiginiz her sifre, aslinda kendi keyinizi ona kaptirmaktan baska bir ise yaramaz.

Saygi ve sevgiler..

tembel fm'ci... Bilen bilir kim oldugunu..
0
anonim
Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır...OEM bir kızın resetlenmiş reset point'ını bulmanın onu hooklamanın ne anlamlara gelebileceğinin varyasonlarının oluşturduğu küme sanırım iki elemanladır.Ben yerim bu OEM parçanın encryption algoritmasını. Firewall'u kuvvetli, internet omurgalarına bile tek başına server olabilecek nadide bir computer niteliğindeki bir kızın reset point'ını görmek için ya Dove sabun olacaksın ya da Akmerkez'de satılan jelatinli bir dantelli külot....E, bu da patlıcandan plak iğnesi yaptıklarında olur ancak.
0
anonim
Resetini bulamayabilirsin. No problem..

Dedigim gibi power girisini incele. Malum reset devresi power good sinyaline dogrudan baglidir. Fazla vey eksik voltaj derhal resetle sonuclanir. Onemli olan bu fazla veya eksik voltajin ne kadar yuksek (!) veya alcak (!) oldugu degil CPU turune bagli olarak X saat cevrimi boyunca surmus olmasidir. Yani, ya voltajini artirin, yada dusurun ve bunu yeterli bir sure yapin..
0
anonim
Power supply baba olarak define edilmiş.
Power check=OK(always)
Değirmenin suyu ve kaşın, gözün temeli babadan.Bu mahluk dediğin metabolizma bilirsinki organik, topraklı prizi yok ki çekeyim.Bu spesifik metabolizmanın marjinal ikame oranı benim için sıfır.Ama third parity again ve yeterli süre kavramlarına kesinlikle katılıyorum.Sosyal bilimlerde matematik lojik yaklaşım ekolü olarak tarihe geçebilecek bu yaklaşıma şahitlik ettiğim için gurur duyuyorum.Teach me Master!!!
0
anonim
Mobil bir sistemin, ustelik multifunction bir sistemin tek bir noktadan beslenmesi mumkun degil. Dogrusu verimli degil/etik kurallara aykiri. Power Supply = Baba denklemi, senin icin bir avantajdir, +5V gibi ana gerilimlerden birisini oradan alabilir. Ama mesela communication ihtiyaclari icin +/-12V gerekir ki babalar bunu saglayamaz. Diger yandan bu mobil cihazlarin bir pili, sarj mekanizmasi ve CMOS icinde bir bataryasi filan da vardir. Bunlarin tamami hackleme icin kullanilabilir. Yeterki oraya nasil ne gibi bir sinyal yollayacaginizi bilin. Ustune de beni bu yasimdan sonra coluk cocuga karismisken, yeniden hack faaliyetlerine bulastirmayin. Hacklenemez sistem yoktur. Onemli olan onu hacklemek icin yaptiklariniza ne kadar degecegidir.
Zaten bizim linux tayfasina ifrit oluyorum bazen. Cogu bosta. Insan once insan olmali. Gencecik aslan gibi delikanlilar, kizlar vs. gomulmusler PC'nin basina... Gidin biraz baska seyleri hackleyin. Bu dunyada bilgisayardan guzel ve dertten degil zevkten inleten bir suru sey var. Bunlari gecmeyin. Sosyal Uyumsuz Hacker Tayfasinin Urunu Linux yakistirmasi yapmasinlar. The Code filminde bile, bir hacker tiplemesi: Disko isiklari gibi isiklar icinde birisi alacakaranlikta oturmus aval aval monitore bakiyor. Bir baska film. Adamin sevgilisi onune gelenle dusup kalkiyor bir bizim oglan yuz bulamiyor. Yaa boyle hacker mi olur ? Bu senaristler ne saniyor bizi ? Gelip bir bana filan baksinlar. Allahtan guleryuzlu cok esprituel ve iyi laf yapiyor Linus ustad, the code'da. Ustune de Stallman'in fidayda esliginde halay cekmesi filan.. Biraz kurtariyor bizlere vurulan asosyal damgasindan..

Iste sizin gibi Power Entryyi bulamayacak kadar yarim hackerler yuzunden bu imaja giriyoruz.. Kredi karti gibi bir scriptin arkasina saklanip zavalli kizlarin TCP'den daha yaygin bilinen sistem aciklarindan vurup DoS mevzusu olusturmak kolay geliyor tabii.. Sizi gidi script kiddie'ler sizi... Hem hic dusunmuyormusunuz ki onlarda insan. Boyle bir DoS faaliyetinin onlarin FS'lerinde ne kadar ciddi problemler olusturabilecegini ?

Iste butun mesele burada basliyor. Karsimizdaki bir insan. Ona bir makine gibi degil, insan olarak davrandiktan sonra, onunda istekleri, arzulari vs. oldugunu unutmadan onuda memnun edecek yontemler kullandiktan sonra hic bir insanin elde edilememesi mumkun degildir. Insanlar dogal Sniffer lara sahiptirler. Bundan istifade edin.

0
anonim
:)
Hım ilginc bir konu.
Su anda bende assembler dili hakkında bilgi ararken bu sayfaya denk geldim.
Okuduktan sonra da ilgimi cekti bi yorum yazayım dedim.
Vallaha bende çok şaşırdım.
O arkadaşın kız olduğuna eminmisiniz ?
Yani adı Ayşe,Fatma olan beyler de mevcut.
Neyse o işin esprisi.
Ne diyeyim çok ilginç yani daha önemli konular varken (aşk,filimler ,kuaför,vss..) bir kızın assembly dili ile ilgilenip DES algoritmasını
kullanan bir uygulam gelistirmesine çok şaşırdım.
Bence siz atıyosunuz :))
0
FZ
Yazıda bahsi geçen programcı bizzat buraya yorum da yazmıştır. Ancak bu bile sizi ikna edemedi ise kendiniz İTÜ'ye gidip Prof.Dr. Gazanfer Ünal ile görüşüp ilgili uygulamanın detaylı olarak anlatıldığı bitirme ödevini kendi gözlerinizle görebilirsiniz.

Ayrıca yazınızdaki cinsiyetçi yaklaşım 21. yüzyılda yaşayıp böyle bir siteyi takip eden bir insana pek yakışmamaktadır kanaatindeyim.

Bir de eğer anonim olarak yazmak yerine kendinizi bir nebze tanımlayan bir kullanıcı ismi ile sisteme giriş yapıp yazarsanız sevinirim.
0
anonim
Eee noolmuş yani.Olamaz mı böyle bişey ben çok da garipsemedim.Zavallı odun türk mühendislerimiz için kızların ne anlam taşıdığı aşikar,yorum yapmak istemiyorum daha fazla..
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

3, 2, 1 Motor

butch

Fazlamesailerle yaklaşık iki ayı geride bıraktık. Varlığı sayesinde iyiden iyiye gececi olduk. Bir iki teknik aksaklık dışında test yayınını bitirmek için bir engel yok sanırım. Artık hareket zamanı. Fakat bunu yapmadan önce bir kez daha tartışalım bence fazlamesai.net nedir, amacına ulaşması için neler yapmalıyız.

Fazlamesai.net hakkında birkaç istatistik...

butch

Dikkat edenler farkedecektir. Bu yazı Fazlamesai'de yayınlanan 300'üncü yazı. Bu rakama varmış olmamız gerçekten gurur verici. Ama bundan daha önemli detaylar var işin içinde, size biraz bunlardan bahsetmek istiyorum...

Bloguma Ses Ver!

redogre

Bloguma Ses Ver!

Bilen de bilişiyor bilmeyen de !

sundance

Bu sabah Yeni Şafak gazetesinin Bilişim bölümünde TÜBİTAK'a "CD'den çalışan yazılım"la övünmek yakışmaz! başlıklı bir makale okudum.

Açıkcası makaleyi okumanıza bile gerek yok, başlık makalenin yazarının temel derdini ortaya koyuyor. Uludağ ekibinin üstünde çalıştığının bir Live CD olmadığını mı anlatmak lazım, yoksa Live CD'nin bir ekstra olduğunu, LiveCD olan bir sistemi (birçok durumda) sadece dosyaları kopyalamakla bile harddisk üzerine kurabileceğinizi mi, yoksa "Alın işte bu işle uğraşan münafıklar bunlar" modunda bir içeriğin altına ekibin fotoğrafını koymaktaki yaklaşımın yanlışlığını mı? Ben bilemedim.

Ama Pardus hakkında en ufak bir heyecan bile duymadan söyleye söyleye bunu söyleyebilmek ya vicdansızlıktır, ya da birileri yazdıkları yazılar karşılığı barter yapmanın yöntemini bulmuş ;)

JavaScript ile yazılmış bir işletim sistemi

coskung

JS/UIX, web tarayıcılar üzerinden çalışan UN*X-like bir işletim sistemi. sanal makine, kabuk, sanal dosya sistemi, süreç yönetimi, kendi klavyesi (tercihi) ve de vi (!) editörü ile. buyrun burada