Özgür bir işletim sisteminin, esaret sistemi anlamına gelen özel
mülkiyetli (proprietary) yazılımlardan sonsuza kadar kurtulmanın yolunu
açacağını umdum. Özgür olmayan yazılımların, kullanıcılarına
dayattıkları yaşam şeklinin çirkinliğini bizzat tecrübe etmiştim ve
bundan kurtulmaya ve diğerleri için de bir kurtulma yolu bulmaya karar
verdim.
Özgür olmayan yazılımlar, birlik olmayı ve birlikte iş yapmayı
engelleyen, toplum karşıtı sistemleriyle birlikte gelirler. Kaynak
kodlarını görme imkanınız yoktur; kodda bulunması muhtemel kötü
algoritmaları veya aptalca hataları bildiremezsiniz. Eğer yazılımdan
hoşlanmadıysanız, onu değiştirme konusunda çaresizsinizdir. Hepsinden
kötüsü, bu yazılımı başka biriyle paylaşmanız yasaklanmıştır.
Paylaşmayı yasaklamak, toplumun can damarlarını kesmek demektir.
Bugün GNU, Linux ve diğer özgür yazılımları kullanan büyük bir
kullanıcı topluluğumuz var. Yüzlerce insan, özgür yazılımların
kullanımını daha da yaygınlaştırmak için çaba gösteriyor. Kendilerini,
`özgür yazılımları kullanması´ için bilgisayar kullanıcılarını ikna
etmeye adamış birçok insan var. Peki ama `özgür yazılım kullanmak´ ne
anlama gelmektedir? Özel mülkiyetli yazılımlardan kurtulmak anlamına mı
gelmektedir, yoksa sadece bu yazılımların yanlarına, bir de özgür
yazılımları yüklemek anlamına mı gelmektedir? Biz insanları özgürlüğe
kavuşturmayı mı hedefledik, yoksa sadece insanların, bizim işimize
katkıda bulunmalarını sağlamayı mı hedefledik? Diğer bir deyişle,
özgürlük için mi çalışıyoruz, yoksa bu amacı, popüler olma hevesiyle mi
değiştirdik?
Aradaki farkı gözden kaçırmak çok kolay çünkü bir çok durumda, ikisi
için de aynı pratiği ortaya koyarız. Özgür bir yazılımı denemesi veya
GNU/Linux işletim sistemini kurması için birini ikna etmeye
çalıştığımızda, iki amaç için de uygun bir pratik sergilemiş oluruz.
Ama bazı durumlarda bu iki amaç, farklı şekillerde davranmamızı
gerektirir.
Örneğin, özgür olmayan Tornavida video sürücüsünün, özgür olmayan
Orakçı veritabanının veya özgür olmayan Kakao dili yorumlayıcısının ve
kütüphanelerinin, GNU/Linux işletim sisteminde çalışan sürümleri
yayınlandığında, ne demeliyiz? Sistemimizi desteklediklerinden dolayı
geliştiricilerine teşekkür mü etmeliyiz; yoksa alımlı bir başbelası,
esareti dayatan bir sapkınlık, çözülmesi gereken bir problem olarak
gördüğümüz bazı özgür olmayan yazılımlara yaptığımız gibi bunları da
reddetmeli miyiz?
Eğer hedefimiz, bazı özgür yazılımların popülerliğini arttırmaksa; eğer
çabamız, insanların bazı özgür yazılımları, bazı zamanlar kullanmaları
içinse, bu tip özgür olmayan yazılımların, hedefimize ulaşmamızda
yardımcı olacağını düşünebilirsiniz. Varlığı, GNU/Linux´un daha popüler
olmasına yardımcı olan bu sahiplenmeyi tartışmak oldukca zor. Eğer GNU
veya Linux´un geniş çaplı kullanımı, topluluğumuzun ana hedefi ise,
özgür olsun ya da olmasın, sistemimiz üstünde çalışan bütün
uygulamaları alkışlamamız gerekir.
Ama eğer hedefimiz özgürlükse, bu herşeyi değiştirir. Kullanıcılar,
özgür olmayan yazılımları kullandıkları sürece, özgür olamazlar.
Siberalemin vatandaşlarını özgürleştirmek için, bu tip özgür olmayan
yazılımları değiştirmeli, bunları reddetmeliyiz. Bunlar, bizim
topluluğumuza ait değillerdir. Bunlar, esaretin devam etmesini sağlayan
sapkınlıklardır.
Bir özgür yazılım geliştirmek için iki temel güdü vardır. Birincisi,
işi yapan bir programın olmamasıdır. Ne yazık ki özgür olmayan
yazılımları kullanmayı kabullenmek, bu güdüyü zayıflatmaktadır.
İnsanları, özgür olmayan yazılımların yerine özgür olan dengini yazmaya
sevk eden diğer güdü ise, özgür olma isteğidir. Sözünü ettiğimiz
durumda, işe yarayacak tek güdü, budur. Ancak yeni ve henüz bitmemiş
özgür yazılımı, özgür olmayan dengi ile teknik kıyaslama yapmadan
denemekle, özgür geliştiricileri, ürünlerini mükemmel duruma getirene
kadar sabırlı olmaları için cesaretlendirebiliriz.
Özgür olmayan bu yazılımlar, test yazılımları değillerdir. Bunların
yerine geçecek özgür yazılımları geliştirmek, yıllar sürebilecek zor
bir iştir. Bu iş için bugün genç yaşta olan, özgür yazılım
çalışmalarına katılmaya hevesli, geleceğin hacker`ları olacak
insanların yardımları gerekebilir. İnsanları, gelecekte bu işi bitirmek
için gerekli kararlılığı ve sabrı ortaya koymaya ikna edebilmek için
bugün neler yapabiliriz?
Topluluğumuzun gelecekte daha da büyüyebilmesini sağlamanın en etkili
yolu, özgürlüğün değerini ve özgür olmayan yazılımların ahlaki açıdan
kabul edilemez olduğunu herkesin anlamasını sağlamaktır. Uzun vadede,
özgürlüğe değer veren insanlar, en iyi ve temel savunmamızdır.
Telif 2004 Richard Stallman
Bu metnin tamamının aynen kopyalanmasına ve dağıtılmasına, bu uyarının
belirtilmesi koşuluyla, hiçbir hak talep edilmeden izin verilmiştir.
http://www.linux.com/article.pl?sid=04/01/05/1231254
20 YILIN SONUNDA ÖZGÜR YAZILIM TOPLULUĞU: BÜYÜK AMA TAMAMLANMAMIŞ BAŞARI, PEKİ YA ŞİMDİ?
Yirmi sene önce bugün (5 Ocak 1984), özgür bir yazılım işletim sistemi, GNU´yu geliştirmek için MIT´deki işimden ayrıldım. Bugüne kadar, üretim aşamasında kullanılmaya elverişli, tamamlanmış bir GNU sistemi hiç yayınlayamadık. Şu an, GNU sisteminin bir çeşidi, -çoğunluğu, bu sistemin nasıl birşey olduğunu merak etmeyen- on milyonlarca kişi tarafından kullanılıyor. Özgür yazılım, `beleş´ demek değildir. Özgür yazılım, kullanıcıların programı çalıştırmakta, kaynak kodlarını incelemekte, değiştirmekte ve bir değişiklik yapmış olsun ya da olmasın, ücretli veya değil, yazılımı dağıtmakta özgür oldukları anlamına gelir.
20 YILIN SONUNDA ÖZGÜR YAZILIM TOPLULUĞU: BÜYÜK AMA TAMAMLANMAMIŞ BAŞARI, PEKİ YA ŞİMDİ?
Yirmi sene önce bugün (5 Ocak 1984), özgür bir yazılım işletim sistemi, GNU´yu geliştirmek için MIT´deki işimden ayrıldım. Bugüne kadar, üretim aşamasında kullanılmaya elverişli, tamamlanmış bir GNU sistemi hiç yayınlayamadık. Şu an, GNU sisteminin bir çeşidi, -çoğunluğu, bu sistemin nasıl birşey olduğunu merak etmeyen- on milyonlarca kişi tarafından kullanılıyor. Özgür yazılım, `beleş´ demek değildir. Özgür yazılım, kullanıcıların programı çalıştırmakta, kaynak kodlarını incelemekte, değiştirmekte ve bir değişiklik yapmış olsun ya da olmasın, ücretli veya değil, yazılımı dağıtmakta özgür oldukları anlamına gelir.
Böyle bir makaleyi çevirdiğin ve bizlerle paylaştığın için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Grafik kartı kurulumuydu, samba işletmesiydi vs. gibi teknik bilgi içeren makalelerin çevirilerinin yanısıra bu gibi öze dair makalelerin çevirilmesi atlanıyor, ki neyi neden yaptığımızın asıl cevabı bu tür makalelerde gizli, nasıl yaptığımızı zaten bir şekilde yaparız da anlatırız da.
Gözden kaçırdığımıza inandığım, (En azından benim)Oktay arkadaşımızın benzer makalesi Ozgur Yazılım [www.ozguryazilim.org] makalesini de burada hatırlamak ve okumak gerektiğini düşünüyorum.
Tekrar eline sağlık