Modernite ana araçlarıyla birlikte çökmediği sürece salgın, zombi saldırısı, nükleer felaket gibi şeylerin tam olarak ne ifade ettiğini kavramamız mümkün değil. Muhtemelen ben ömrümce hiç kavrayamayacağım. Evet bu salgın bir çeşit "küresel ölçekte bireysel Rus Ruleti" gibi görünüyor, zihnimizi meşgul ediyor ama aslında herkesi öldürmediğini ve hatta gençleri kayırdığını içten içe biliyoruz. Tam olarak kimi öldüreceğini bir şekilde bilseydik muhtemelen onları çoktan ölüme terk etmiştik. Zaten dolaylı olarak Afrika kıtasında yaptığımız şey bu.

Benim ve benden sonraki insanların da bu ve benzeri felaketleri yaşasa dahi edebiyat ve sinemanın abarttığı kadar katastrofik sonuçlarla karşılaşacağını sanmıyorum. Bence insanın kıyameti bunlardan değil.

Evsizlik, gıdaya ve suya erişememek yüz yıllardır büyük insan topluluklarının sorunu. Bu sorunlar ancak ağzı ve midesi büyük insanlara tehlike yaratmaya başladığında görünür oluyor. Zaten 850 milyon insanın aç yattığı bir dünyada değil miydik?

Üstelik midesi büyük olanlar şu an bile tabaklarından bir bezelye tanesi paylaşma niyetinde değiller. (bkz Amerikan Senatosu)

Birileri bizi de o 850 milyon sayısına dahil edip "insanın büyük yolculuğuna" devam ederse bundan nasıl şikayet edebiliriz?

"İnsanın büyük yolculuğu", türümüzün devamı.

Bu yolculuğun temiz, pür-i pak, insani olmadığını biliyoruz. Tarih, bize insanın bu yolculuğu pek de temiz yapmadığını söylüyor. Günümüzün hümanist değerleri bizi yani yeni 850 milyonu kurtarmaya yetebilir mi? 2020 yılında "böyle bir şey olabilir mi ya?". Bilmem olabilir mi? Şu an oluyor mu acaba?

Evet, kesinlikle "insanlar" olarak bu dertten de kurtulacağız. Ama şimdi şu yazıyı yazmakta olan benim yerime birisi hasta yatağında ölüme doğru son adımlarını atıyor ve ben bu yazıyı yazıyorum. İşte "insanlar" olarak bu bedeli ödeyerek, ödeterek ve başkalarının sırtına, haklarına basarak yapacağız bu yolculuğu. Aynen şimdi benim 850 milyon kişi aç yatıyor derken aslında karnımın tok olması gibi.

İnsanlık erdemin, diğerkamlığın testini görünen o ki geçemiyor. Bence asıl kıyamete yol açacak olan da bu. Bu şimdi yaşadıklarımız, yaşayacağımız gerçek fırtınaların hafif esintileri.

AI-powered hmmm...

Bir yazı, font, renk ve ikon seçiyorsun, uygulama bunların kombinasyonlarını sonuç olarak üretiyor. Bana pek ai'lik bir iş yapıyormuş gibi gelmedi.

Harika bir oyuncak.

Bu NVidia ile ortak bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan bir gelişme ve gerçekten tarihsel öneme sahip.

Microsoft gerçek zamanlı sistemine DXR (DirectX Raytacing) derken, NVidia RTX adını vermiş ve RTX şimdilik yalnızca Volta mimarisi grafik yongalarında görev yapabiliyor.

Hakikaten de bir acayip güvensiz cyberpunk dünyaya yol alıyormuşuz gibi geliyor. Haydi bakalım.

https://twitter.com/timsoret/status/955869886735114240

Abi bu nedir, bu tür tecrübeleri okuması ne kadar heyecanlı yav.

Bir iki defa birbirlerine kırdırmışlığım var. Ancak birilerinin bu kadar uğraşıp işi web projesine dönüştürebileceği aklıma gelmemişti.

Sitenizdeki fotoğraf ve resimleri Firefox'la görüntüleyemedim, "hah bir tane görür gibi oldum" dedim o da png çıktı :)

En korktuğum teknoloji. Bu kadar hızlı çalışınca daha da korktum.

Vulkan'ın duyurulmasının ardından kimse yeni bir OpenGL sürümü beklemiyordu. Khronos bu hamleyle yeni SPIR sürümü SPIR-V'yi OpenGL'de standart hale getirirken, CPU overhead'ını düşürecek pek çok extension'u da bu sürüme ekleyerek OpenGL kullanan sistemleri yalnız komadı. :)

NVidia'nın 381.26.11 linux sürücüsü OpenGL 4.6 destekliyor.

Henüz duymamış olanlar için WebGL Insights, webgl camiasının sıkı mühendislerden Patrick Cozzi'nin yine webgl topluluğundan derlediği konulardan oluşan ünlü bir matbuat eseridir.

Üçüncü sürümden beri firefox kullanıyordum, geçen sene civarı, güncel antivirüs, güncel os ve temiz diskle çalışmama rağmen sürekli donmaya başladı. Bir noktadan sonra cidden bezdirdi.

Daha sonra bir kaç makalede chrome'un network performansının yüksek olduğunu duymuştum, bu arada firefox da chromium temelli bir motora geçeceğini duyurdu. O duyuruyla uyumuşum, uyandığımda kendimi 5 aylık google chrome kullanıcısı olarak buldum. :)

Robot stresse girip havuza atlamış yani. Sebep? Atılır atılır da bu kadar atılmaz. İnsanların şimdiden 2117'de yaşaması da bi acaipmiş :)

İki a4 kağıdı yazı yazdım. Sonra, bu yazılardan daha önce de çok fazla yazmış olduğum aklıma geldi, kendimden sıkılıp sildim.

Türkiye'de belli şeyler aşılmış gibi görünüyor. Kısa vadede hükümetin menfaatine çalışmayan her sistem ya yok olacak ya da âlî menfaat doğrultusunda hizmet eder hale gelecek. En azından şimdilik, bırakalım 'çözüm ortaklığı' çerçevesinde parayla teknoloji ithal etmeyi, dünyanın geri kalanıyla düzgün ilişkiler yürütüp yürütemeyeceğimiz bile muamma.

"Sen şimdi 'big data' diyorsun di mi? Biz bu sosyal medyadan vs. yollardan topladığımız big data şeyiyle vatandaşın nerede ne yaptığını anlayabilir miyiz? Teröristleri falan anlayabilir miyiz? Yapabilir miyiz böyle bişiy? Öyleyse, bizim arkadaşlarla bir bakın bakayım oluyor mu..."

Rahmetli Murdock'ın anısına ha, ölen ölür yaşayanlar için hayat devam eder. :)

Why WebAssembly is a game changer for the web 

Halkı temel demokratik kavramların gerçekten gerekliliğine iknâ edebilen, alarm veren sorunlar için çözümler üretebilecek, halk dalkavukluğunu kendine mekanizma edinmemiş bir oluşum sistemde dengeyi yeniden sağlayabilir.

bir oluşum biraz "zamanda yolculuk yapabilmek için bize akı kapasitörü lazım." cümlesindeki akı kapasitörünü andırıyor.

Ama büyük olasılıkla imkansız değil. En azından ben birilerinin o akı kapasitörünü imal etmek için bir yerlerde kafa patlattığını düşünüyorum.

İnsan, hayatını güvenceye almak ve hedeflerine varmayı sağlayacak daha iyi şartlar için ülkesini terk edebilir, sonuna kadar destekliyorum. Albert Einstein ülkesini terk etmeseydi de SS'lerle çarpışırken kimin attığı belirsiz bir kurşunla mı ölseydi. Ya da keşke Alan Turing ülkesini terk etseydi de genç yaşta ölmeseydi.

"Useful product"?

Bu tip edevatları görünce aklımda "eldeki çözüm için problem aramak" gibi cümleler beliriyor.

Dijital veriyi fiziksel bişiylere çevirme fikri bana her zaman çok ufuk açıcı gelmiştir. Ya da uzun mesafeler arasında veri iletip uçtan uca fiziksel birşeyler yapabilmek.

Tabi nihâyet, kafasındaki parlak fikirleri imal edebileceği tezgah bulmuş bir AI. Sonra gelsin hal 9000, Terminatör... :)

FZ'yi istisna kabul edersek aslında ilk düşüncende haklı olabilirsin.

opengl ve assembly'i kullanıp hobi ve gösteri amaçlı bir şeyler yapan insanlar var ama bir ürün ortaya çıkarmak için bu ikisini aynı işte aktif olarak kullanan birilerinin kaldığını sanmam.

Grafikle ilgilenmek isteyen insanlar için şimdilerde anahtar kelimelerimiz shadertoy, vulkan, d3d12, compute shader, unity3d, unreal engine 4

Veriyi default "yz" görsek, sıralama kriterini mini bir düğme ile kullanıcı değiştirebilse. (Web teknolojileri yetkinliğim 3-5 sene öncesinin css, html, javascript'i ile sınırlı.)

İngilizce okur-yazarlığı olmayan bilgisayara hevesli biri için kendi ana dilinde belgeye ulaşabilmek ihtiyaç gibi duruyor. Belli bir seviyeye kadar da doğru olduğunu düşünüyorum. Yani başlangıçta sizi konu hakkında en azından doğru soru sormaya götürebilecek kadar materyalin kendi dilinizde sunulmasını talep etmek makul.

Ancak üzerine düşündüğünüz konu hakkında derinleşmek istediğinizde muhtemelen ana dilinizde birikmiş veri sizi tatmin etmeyecek. Hatta bazı durumlarda birden fazla doğal dil bilmek dahi sorularınıza cevap bulmanıza yetmez.

Üstelik konu bilgisayar olduğunda iş dönüp dolaşıp matematik, akademik makale okuma/anlama gibi şeylere de gebe.

Kısa keseyim; yeni yetme bilgisayar meraklısı için gerekli, geri kalan ahali için ana dilde materyalin katma değeri yok. :)

Sırf sermayedar, amir, yetkili falan filan sıfatını taşıyor diye köşe başlarını tutmuş muhafazakâr tiplerin, o tiplerin oluşturduğu kurumların insanların hayatını kolayca zehir edebilmesi acı verici bir durum.

Ömrünü mevkii, para gibi şeyleri kazanmak için devletin abuk subuk uygulamalarını yürütmekle geçireceksin ve bir yerlerde insanlık için bir şeyler yapmayı başarabilen pırlanta gibi genç insanları dolaylı olarak intihara zorlayacaksın, yapabiliyorsan ortadan kaldıracaksın. On yıllar geçiyor, devlet denen sapık kurumun insanlara reva gördüğü değişmiyor. bkz: turing