Geçmiş
Kişisel bir merakla başladı hikayesi. Müzik albümlerinin meta bilgilerinin kartonetlerinde sıkışıp kalmaması, müziği dinlerken bu bilgileri de görebilme aşkı ile önce albüm içeriklerini flac formatında saklayıp daha sonra bunları mümkün olan en derin bilgilerle etiketledik. Sonra bunu bir veritabanı yapmak iyi olur dedik ve bu sefer verileri flac dosyalarından bir veritabanına aktardık. Bu veritabanı bir kenarda hafif hafif büyürken bir gün şans eseri keyifli bir tartışma içinde bulduk kendimizi. Dedik ki; müzik tavsiyesi için tür, kullanıcı davranışı ya müziğin dijital analizi yeterli değildir. Bir eserin yaratıcısı, icra edilirken katkıda bulunan müzisyenler, kayıt edildiği stüdyo ve hatta mevsim bile beğeniye etki eden faktörlerdir. Bunu bir adım da ileriye götürüp, International Lisp Conference 2009'da kitap, film ve müzik türlerinden birinden yola çıkarak başka bir türü tavsiye etmek üzerine bir sunum bile yaptık ve oldukça hoş tepkiler aldık.
Tüm bunlar olurken elimizde oluşan şeyin geldiği nokta itibariyle çok benzediği Discogs'dan elbette haberdardık. Ama yerele yönelik bir çalışma yapmak istediğimiz ve Discogs'u bazı yönlerden yetersiz bulduğumuz için kendi ürünümüzü yapmaya karar verdik ve ilk adımı attık.
Bir müzik albümüne katkıda bulunanlar kişi ya da grupları "katkı", diğer (aslında asıl zenginliği oluşturan) verileri "etiket" olarak işledik. Söz, müzik, düzenleme, enstrüman gibi ilişkiler katkıları oluştururken, yöre, makam, usul, tür, stüdyo ve bunlar gibi verileri de etiketler altında topladık. Internet’te birçok kaynaktan yararlandık ama daha çok elimize kartonetleri alıp ince ince işledik. Çoğu zaman albümleri kartonetini de aşan bilgilerle zenginleştirdik ve bundan yaklaşık 5 yıl önce ymuse.com’u açtık.
ymuse altyapısı birkaç defa baştan yazıldı. Bir yan proje olması sebebiyle teknoloji denemelerimizi hep onun üzerinde yaptık ve dönem dönem üzerine yoğunlaşarak içerik girdik. Hiçbir zaman acele etmedik. Çünkü 100 yılı aşkın bir zamanı kapsayan veriyi toplama çalışmasının tamamlanması kadar kalitesi ve çeşitliliği de önemliydi.
Şimdi
ymuse şu anda yaklaşık rakamlarla 2000 albüm ve bu albümlerle ilişkilendirilmiş 10.000 sanatçıya ev sahipliği yapıyor. 1000'in üzerinde katkı çeşidi (80.000 katkı) ve 400 civarı etiket de bu büyük ağın oluşmasını sağlıyor. Bunlar, üzerine çalışmak, tavsiyeler yapmak için yeterli ancak "Yerli Müzik Serüveni" diyebilmek için oldukça eksik rakamlar elbette.
Android ve iOS uygulamaları ve bu uygulamaların kullandığı bir API’ı da var ymuse’un. Bu API’ın halihazirda bir dökumantasyonu olmasa da “en iyi dökumantasyon kodun kendisidir” felsefesi ile yazılmış bir istemci kütüphanesi var. Üstüne üstlük bunu kullanarak, yukarıda bahsettiğimiz büyük ağı biraz da olsa görmemizi sağlayan bir ymuse keşfetme arayüzü de var.
Sitede yayınlanan veri birçok farklı kaynaktan toplandı demiştik. Discogs'dan mümkün olduğunca kalite kontrol yapılarak alınanlar, Gittigidiyor'daki albüm kapaklarından okunabilenlerden alınanlar ama en çok da kişisel arşivler. Bir albümün içeriğinin, ne kadar verimli çalışan bir arayüz yaparsanız yapın veri tabanına işlenmesi oldukça meşakkatli bir iş ama sonuçta ortaya çıkan büyük manzara paha biçilmez.
"Paha biçilmez" mi dedim? Doğru, biçilemiyor. Önce, acaba veri toplama işi için fon bulabilir miyiz dedik. Birkaç yere danıştık. Uygun olabilecek Tübitak fonları için işin içinde AR-GE olması gerekli denildi ama o da yarım ağızla. Dijital müzik satan GSM operatörlerinden birini ziyaret ettik. Bakın elimizde böyle bir veri var, destek olun büyütelim, bu arada siz kullanın, albümler hakkında ek veriler göstererek, ya da tavsiye sisteminizi zenginleştirerek diğer servislerden farklılaşın. İhtiyacımız yok, zaten çıkan 100 albümden 10'u dinleniyor. Diğerleri de çok niş kalıyor şeklinde bir yorum geldi.
Gelecek
Bu yazının amacı ymuse'un macerasını paylaşmak ve geleceği hakkında fikirleri almak. Yukarıda da bahsettiğim gibi, hedefine ulaşması için bir acelemiz yok. Ama gün geçtikçe kaybolan değerler de var tabi. Geçtiğimiz yıllarda doğrudan sanatçılardan katkılar geldi ymuse'a. Herhangi bir araştırma sırasında ortaya çıkması zor bilgilerdi bunlar. Çeviri olan bir sözün çevirisini yapan kişinin adına ulaşmak için ciddi araştırma yapmamız gerekti. Bunları yaparken fark ettik ki seneler geçtikçe özellikle Yirminci Yüzyıl’a ait bilgilere ulaşmak zorlaşacak, hatta bazıları yok olacak.
ymuse’u uzun ömürlü yapabilmek için ilk adım, yukarıda da bahsettiğim gibi, üzerinden her düzeyden çokça yazılımcının geçtiği, bir süre sonra yönetmesi zor olacak bu hobi projenin altyapısının kaynak kodunu dünyaya açmak. Bu sayede bu değerli verinin her zaman sağlıklı bir şekilde sunulmasını kısmen garanti altına almış olacağız.
Bir sonraki aşama ise başta API olmak üzere, çesitli yöntemlerle veriye erişim sağlamak ve benzer internet veritabanı projelerinde olduğu gibi veriyi yazılımcılar, araştırmacılar için ulaşılabilir kılmak.
Son olarak, fırsat bulmuşken bu projeye gerek içerik, gerek altyapı için bugüne kadar katkıda bulunan başta Çetin Puhaloğlu olmak üzere @tongucyumruk, @hb, @eph, @esse, @kakkoyun, @aren, @tknbrk ve ismini buraya yazmayı unuttuğum tüm katkı verenlere teşekkür ederim.
Şimdi söz FM’de. Sizce yola nasıl devam etmeli? Özellikle veri toplamaya yönelik görüşler çok faydalı olacaktır.
ymuse Explorer'da ilk acildigi zaman Sezen Aksu'nun baglantilari arasinda Erkan Ogur'u göreceksiniz, ona tiklayin. Eger biraz daha hareket görmek istiyorsaniz gelen baglantilardan Fikret Kizilok'a da tiklayip coskuyu izleyin :)