Uykucular için çalar saat

0
ercumend
MIT'nin Media Laboratuvarı'nda geliştirilen bir çalar saat en iddialı uykucuyu bile yatağından kaldıracak yetenekte. Clocky adı verilen çalar saat, yepyeni bir yöntemden yararlanıyor. Saat belirli bir saatte çaldıktan sonra susturma düğmesine basılsa dahi, içindeki mekanizma, saati yatağın yanında durduğu yerden oynatarak yere düşürüyor ve üzerindeki tekerlekler yardımıyla her seferinde farklı bir yerde saklanmasını sağlıyor. Saat yeniden çaldığı zaman, saati aramak için yatağından kalkan kişi, garantili bir şekilde uyanıyor.

Kaynak : 09.04.2005 Cumhuriyet Bilim Teknik Sayfa 9

Görüşler

0
bm
Daha kolayini soyleyeyim. Paralel veya joystick portuna bir dugme baglayip yatagin yanina getirin. Makine sadece uyanikken duyabileceginiz bir ses cikartsin uc bes dakikada bir. Bu sesi duyunca dugmeye basip 'hala uyanigim' mesajini verin. Ne kadari yetiyorsa o kadar saat sonra olmadik muzikler calip sizi yerinizden ziplatsin. Tabi sadece uyku miktarini ayarlamak isteyenler, yahut ne kadar zamanda uydugunu ve ne kadar uyursa yettigini bilmek isteyenler icin gecerli bir sistem bu. Ama calisiyor. Fiyati da saklanan saatten ucuz.
0
everestk
Biraz daha anlatırmısın ben birşey anlamadım yazdığından. Dugme dediğin nedir? Nasil oluyor biraz daha açık anlatırmısın ?
0
bm
Bunu zamaninda hakikaten kac saat uyudugumu olcmek icin yaptim. Dugme ne zaman uyudugumu bilgisayarin bilmesine yariyor. Zil dugmesi gibi basinca devreyi kapatan dugme. Zannediyorum panele takilmak uzere yapilmis kucuk bir dugme kullanmistim, ince coklu telle yataga getirmistim. Aslinda joysticik de olur makineye tel baglamak istemiyorsaniz: basucunuza vidalarsiniz makine ses cikarttikca tokatlarsiniz. Bilgisayar 3-5 dakikada bir cok kisik bir ses cikartip sonra dugmeye basilmasini bekliyordu. Detay onemli degil aslinda, onemli olan bir sekilde uyumamis oldugunuzu dolayisiyla ne zaman uyudugunuzu programa haber vermek. Ben galiba iki kere ust uste dugmeye basmayinca 'uyudu' moduna geciriyordum.

Malesef elimde bunun detayi ve dosyalari yok ama bayagi oynamistim. Yanlis hatirlamiyorsam 7 saat uykunun aslinda yettigini ama yatinca bir suru hayaller kurup planlar yapip kendimi eglendirip uyumadigim icin 8-9 saat uyumazsam zor kalkar gibi gozuktugumu anlamistim. O duzenek bunu olcmeye ve bana uyan uyku miktarindan sonra hakikaten tembellikten gec kalkmamami saglamaya yaramisti. Yeniden boyle birsey yaparsam detayli yazarim, ben de biraz merak ettim simdi 20 sene sonra ne hale geldim acaba diye. Herhalde simdi bunu yapmanin telsiz ve belki dugmesiz yollari da ucuzlamistir. (O zamanlar burada piyasada pek enteresan parca yoktu, disaridan getirtmek filan da normal insan icin yasakti. Simdi biraz daha rahat, gencler sukretsin.)

Boyle kendini olcme meraklisi varsa bir ara da emacs'e hangi dosyaya ne kadar zaman harciyorum diye olcen bir ek yazmistim. Onu bulabilirim belki. Genelde cok eglenceli, bazen de faydali bu isler.
0
everestk
Cevabın için sağol. Ben yapabileceğimi sanmıyorum ama çok ilginç ve önemli birşey bu insana yeten uyku saati.
0
bm
Rica ederim. Zor degil yaparsiniz aslinda ama dahja iyi birsey gordum. Bakin ne yapmis adam:

http://www.sleeptracker.com/

Iki dakika 'ulaan GSR uyku safhasini belli ediyor mu, yoksa koldan EEG olcmenin yolunu mu bulmus' diye kasindikan sonra aklim basima geldi, google'a gittim:

http://www.gearlive.com/index.php/news/article/interview_with_lee_loree_sleeptracker_inventor_04131225/

Cevap: ivme-olcer[1] + (ucmuyorsa) 5 sene deney yapmak. Bilgileri gormedim ama, biraz gayretle benzer isler yapilabilir bence. (bluetoothlu kola takilan duzenek ile mesela, yahut belki webcamle bir puf noktasi bulunabilir?)

[1] boyle tercume ettim akselerometreyi.
0
bm
bluetoothlu kola takilan duzenek ile mesela

http://www.cc.gatech.edu/ccg/resources/btacc/

0
darkhunter
Tebrik ediyorum geliştiricilerini.

Yeni bir çin işkencesi bulmuşlar :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Atom Işınlandı (Kuantum Teleportasyon)

FZ

Laser kullanan iki bilimadamı ekibi bir atom ışınlamayı başardı.

California Institute of Technology´de çalışan Dr Jeff Kimble´ın Nature dergisindeki makalesine göre Boulder, ABD´deki National Institute of Standards and Technology merkezindeki ekip ile Innsbruck, Avusturya´daki Inssbruck Üniversitesi´ndeki ekip 1993 yılında IBM´de çalışan Charles Bennett´in önerdiği bir yönteme dayanarak ışınlama işini gerçekleştirdiler.

Söz konusu gelişme tüm farklı kombinasyonları aynı anda deneyebilecek kuantum bilgisayarlarının geliştirilmesinde kullanılacak.

Teleportasyon kullanabilen bir kuantum bilgisayarı şu anda bildiğimizden çok çok çok daha yüksek hızlarda bir veriyi bir yerden diğerine aktarabilecek.

Kaynak: http://www.theinquirer.net/?article=16620

Güney Kore’de Bilim Skandalı

Zebani

Kopyalama yoluyla insana ait kök hücre elde ettiğini açıklayan G. Koreli bilim adamı Hwang Woo-suk'un çalışmasının sahtekarlık içerdiği anlaşıldı.

Bir bilimcinin hırsı nelere yol açabiliyor. Bir bilimci böyle büyük bir yalanın farkedilmeyeceğini nasıl düşünür?

Bu yalanın farkedilmemesi çok daha ilginç olurdu herhalde. (Tabii biz bu ilginçliğin farkında olamazdık.)

Düşünsenize Newton yapsaydı aynı sahtekarlığı... :)

Sonsuz Enerji?!

Zebani

"Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş adlı şirket tarafından “yakıt gerektirmeyen bir kuvvet makinesi” icat edildiği bildirildi. Swissotel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Şirketin Yönetim Kurulu Danışmanı emekli Tümgeneral Çetin Uğural, bir süredir gazetelerde yer alan “Erke Bilimsel Düşüncenin Gücü” başlıklı ilanların nedeninin bir buluş olduğunu açıkladı."

Bu haber hemen her gazete ve yayın organında var. İlgimi çekti, sizlerle paylaşayım dedim. Bir fizikçi olarak ben de mümkün olamayacağını düşünüyorum ama varsa ellerinde bir kanıt göreceğiz. Yoksa ne yapalım. Dünyada şarlatanlıkta sınır mı var? :) Bir de bunların yabancı versiyounu "Steorn" var. Bakalım ne çıkacak bu yumurtadan?

Cumhurbaşkanı Bir Matematik Sorusuna Takılırsa...

FZ

Piref. H. Ökkeş'in Cumhuriyet Bilim Teknik ekinin 8 Ocak 2005 tarihli yazısından:

Çok garip: Matematik Dünyası adlı derginin 2004-III sayısı da çıkmış. Nasıl oluyor da halen çıkabiliyor bu dergi, anlamak mümkün değil. Üstelik satışı 10 bin dolayında (Bir önceki sayı 9 bin satmış). Ben batar derken, dergi sürekli yükselen bir grafik çiziyor. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sarsılması gerek bu başarı karşısında.

Dergiyi çıkaranların aklı fikri başka çalışıyor. Ne üniversite piyango sınavlarını, ne lise müfredatını, ne okullardaki kötü eğitimi umursuyorlar. Ne manken ne de şarkıcı resmi var dergide. Umut satmıyorlar, falcılık yapmıyorlar. Kimseyi de korkutmuyorlar. Dergiyi çıkaranlar matematiğe su katmadan, sulandırmadan yapıyorlar, yapacaklarını. Yazarlar farkında değiller ama dergiyi sulandıran tek bir köşe var: O da bana ait, son sayfadaki "Konik" köşe! Herhalde okurlar o sayfaya bir türlü gelemiyorlar. Çünkü oku oku bitmiyor dergi. Matematik Dünyası'nı 6 ay sonra da açıp okuyabilir insan, 60 yıl sonra da. Kızlar artık çeyizlerine koyuyorlarmış bu dergiyi. Erkekler ceplerinde dergiyle dolaşınca şansları açılıyormuş.

Şimdi herkesi daha da şaşırtacak bir olaydan söz etmek istiyorum.

I. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu

FZ

1. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu, ODTÜ Uygulamalı Matematik Enstitüsü tarafından 18-20 Kasım 2005 tarihleri arasında düzenleniyor.

Etkinliğin davetli konuşmacıları arasında yer alan Subhamoy Maitra'nın, "Cryptographically Significant Boolean Functions" ve "Cryptanalysis of Digital Watermarking" konularında birer konuşma yapacağı da aktarılan bilgiler arasında. konularında, 50'şer dakika süreli ve İngilizce iki konuşma yapacaktır.