Geçen hafta FZ ile birlikte katıldığım Inet-tr seminerlerinden birinde, oldukça renkli bir sunum yapan, sunan Eran Sezgin, ticari programların en büyük handikaplarının pazar payını kaybetmemek için biran önce piyasaya çıkma ihtiyacında olmaları olduğunu söylüyordu. Dahası açıkladığı istatistiklerden en önemlisi belki de dünya üzerindeki yazılımların sadece %15`inin ticari amaçla yazıldığıydı.
Düşününce, piyasaya çıktıktan sonra patchlenmemiş oyun oynamayalı yıllar olduğunu gördüm :) Veya Micros~1 platformu üstünde bir problem çıktığında ilk tavsiye edilenin `yazılımınız güncel değil, onu güncelleyin` olduğunu.
Halbuki bu hep böyle değildi. Eskiden ortada patch diye bir kavram yoktu, programlar hazır olduklarında (gerekli, arge-playtest) ortamından geçtikten sonra çıkarlardı. Fakat `imaj herşeydir` hayatımızın bir parçası olduğundan beri, iyi olmaktansa iyi gözükmek geçer akçe olduğundan beri bu değişti. Ticari programlar artık gittikçe daha hızlı (ve hazırlıksız) piyasaya çıkmaya başladılar, tabi ardından da patchler, hem de onlarca. Sanırım bu cephede bir şeyler yanlış gidiyor.
Peki Serbest Yazılım alanı nasıl ? Eran Sezgin`in belirttiğine göre yazılımların %85`i insanların kişisel ihtiyaçları doğrultusunda yazılmakta. Aslında bu da temel ihtiyacın bir sonucu. Bir şeye ihtiyacınız varsa onu gerektiği gibi yaparsınız. Amacınız bir şey yapmaksa gerekeni yapana kadar uğraşırsınız, ama amacınız bir şey satmaksa bu sefer satışı gerçekleştirmeniz (21. yy'a girerken, ardından gerekli desteği de vermeniz eklendi buna) yeterli. Problem mi var, gerekli ücret karşılığında gidermeye çalışırsınız, ama herşey satışın yapılmasında. Fakat kendiniz için yaptığınız bir yazılımda böyle bir durum yok, işinizi görüyorsa bitmiştir, görmüyorsa daha bitmemiştir nokta.
Şimdi baştaki manzaraya, konu ile fazla ilgisi olmayan birisinin gözünden Freshmeat`deki manzaraya bir bakalım. Programların çoğu 1.0 versionun altında, alfa, beta, release candidate vs. Bu güzel bir görüntü değil... eğer sadece yüzeye bakıyorsanız. Jazz`dan anlamıyorsanız genel müzik bilgisi ile Bebop`da size gürültü gibi gelebilir, fakat bir içine girdiğinizde...
Serbest Yazılım`da tamamen böyle bence. Fakat tembellik etmeyelim, bu `göze güzel gözükmeyen` yanların en göze çarpanlarını birer birer ele alalım.
Serbest Yazılım`da
-Programlar yeteri kadar olgun değiller, birçoğu 1.0 sürümüne bile ulaşabilmiş değil
-Tamamen yazan adamın keyfine kalmışsınız, üç yıl programı geliştirmezse oturup beklersiniz
-Destek alabileceğiniz kimseyi bulamazsınız
vs.
Programlar yeteri kadar olgun değiller, birçoğu 1.0 sürümüne bile ulaşabilmiş değil
Bu sadece yüzeysel bir yaklaşım, zira Serbest Yazılımcıların birçoğunun beğeni beklentisi oldukça yüksek ve genellikle 1.0 sürümleri, ticari programların kararlı olduğu söylenen sürümlerinden çok daha etkin. Dahası, beta sürümlerin bile bir çoğu oldukça ciddi bir kararlılık düzeyinde, zira daha doğru düzgün ortaya çıkmadan bile yüzlerce gönüllü tarafından aylarca denenmek durumundalar. Bu yüzden, aslında bu version numaraları -hiçbir standardın sağlayamayacağı kadar- gerçeği ifade ediyorlar ve dürüstler.
Tamamen yazan adamın keyfine kalmışsınız, üç yıl programı geliştirmezse oturup beklersiniz.
Aslına bakarsanız, aslında tamamen keyfine kalınmış olan Ticari Yazılım şirketleri. Eğer sizin için önemli bir ihtiyacı giderecek bir program gerekiyorsa ve böyle bir program yazma yeteneğiniz olmamasına rağmen bir başkası bu programı yazmışsa (ve belki de ticari gelir getirme ihtimali bile olmayan bir alanda bu program) o kişi bir şekilde bu projeyi bıraksa bile Serbest Yazılım camiasından birileri illa ki bu programa devam edecektir. Bu kadar basit. Fakat bir şirketin günümüzün volatil ekonomilerindeki büyük dalgalanmalar içinde yutulup gitmesi ve böyle niş bir alana hitap eden programının da tamamen kaybolması (hiçbir zaman kaynak kodu ortada olmadı ki zaten) fazlasıyla mümkün. Aslına bakarsanız uzun vadede bunun olması kaçınılmaz, şu anda on yılın üstünde sektörde çalışan yazılım firmalarının sayısını, son on yıl içinde kurulup-batanlarla karşılaştırırsanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.
-Destek alabileceğiniz kimseyi bulamazsınız
@#$¾$ (Joe Dalton usülü küfür ;) İddiaya girerim ki bu lafı diyebilen kişi bir kez bile Ora..`dan, Micros~1`dan veya diğer büyüklerden destek almaya kalkmamış demektir. Öncelikle en büyük firmalardan olan bu firmaların bazılarının Türkiye içinde 24 saat telefon desteği dışında hiçbir destekleri dahi bulunmamakta (bkz. en büyük veritabanı şirketi). Olanlardan alabileceğiniz desteğin ne kadar kısıtlı olduğunu da isterseniz deneyip görün, (dünyanın en önde gelen SMS yazılımlarından birinin kurulu olduğu, Türkiye`nin en ÖZGÜR GSM firmasının geçen seneye kadar kullandığı yazılım için yurtdışından verilen destek, şirket içindeki deli-profesör mühendislerden birinin altı ay içinde tamamen kendi çabası ile öğrendiği bilgilerden bir adım bile ileri gidemeyince, dahası şirketin uzman danışmanları, bu programın tam ne yaptığını (off the record) sadece programı yazan iki kişinin bildiğini, birinin de çoktan işten ayrılmış olduğunu söylediğinde, zamanında çok gülmüştük)
Halbuki sözkonusu olan bir Serbest Yazılım olsa, öncelikle o yetersizlikte piyasaya çıkmaz, çıksa bile, illa ki dünyanın bir yerlerinde, IRC veya email ile birilerine ulaşabilirsiniz (ki büyük ihtimalle programı yazan kişi olur bu) ve birinci elden, hem de iyiniyetiniz dışında bir karşılık ödemeden gayet yeterli bir destek alırsınız.
Sonuç olarak bir Zapatista atasözü ile bitirmek istiyorum;
`Birisi size parmağı ile güneşi gösterir ve siz parmağına bakarsanız aptalsınız demektir. Eğer güneşe bakarsanız daha da aptalsınız çünkü kör olursunuz. Asıl görmeniz gereken parmak ile güneş arasındaki uçmakta olan kuştur.`
Geçenler de Freshmeat`de dolaşırken bir şey dikkatimi çekti. Yayınlanan programların birçoğu 1.0 versionun altındaydılar, 0.8, 0.6beta vs. vs. Ben şirketim için bir altyapı kurduracak olsam ve programların versionlarının böyle olduğunu görsem `dalga mı geçiyorsunuz siz benle, sermayeyi kediye mi yükleyeceğiz ?` diye danışmanlarımı paylayacağımı düşündüm...
Sonra mevcut kullanmakta olduğum programları düşündüm, apt 0.54, ickle 0.3.2, xcdroast 0.98alpha+11-1 (ba baa baaa babaaaa, sıfır nokta doksensekiz, alfa, artı onbir, bir de biri var üstüne, bak sen şuna ;). Sonra işlerin ne kadar da güzel yürüdüğünü düşündüm ve dürüstlüğün ne kadar azımızın hazmedebildiği bir özellik olduğu üzerine nacizane bu makaleyi yazdım :)
Sonra mevcut kullanmakta olduğum programları düşündüm, apt 0.54, ickle 0.3.2, xcdroast 0.98alpha+11-1 (ba baa baaa babaaaa, sıfır nokta doksensekiz, alfa, artı onbir, bir de biri var üstüne, bak sen şuna ;). Sonra işlerin ne kadar da güzel yürüdüğünü düşündüm ve dürüstlüğün ne kadar azımızın hazmedebildiği bir özellik olduğu üzerine nacizane bu makaleyi yazdım :)
Not:Gollum` a saygı duydum...Bu arada bundan sonra sinemaya giderken 01:45 seanslarını tercih edin çok zevkli.