Korsanlığa hayır, korsana evet!

0
sundance
Malum son zamanlarda P2P ağların gelişmesi ile müzik ve film sektörünün paçaları tutuşmuş durumda tarihte görülmediği gibi bir korsanlık söz konusu, birçok müzik grubu P2P ağlarına savaş açmış durumda, üç yıl önce Napster kapatıldı, şimdi diğer ağlar kasıtlı olarak zehirleniyor vs.

Peki nedir durum ? Gerçekten de zavallı müzik ve film sektörünün ekmeği ile mi oynanıyor ?
Geçenlerde bir arkadaşım, güzide bir kitapevinden Bülent Ortaçgil'in son cdsini aldı, 12 milyon TL. vererek. Bundan tam bir hafta sonra ben IDEEFIXE'de aynı eserin 7,700,000TL olduğunu görüyorum. IDEEFIXE'nin de minimum %10 bir kar marjı ile çalıştığını hesaba katsak, CD'nin onlara geliş fiyatı yaklaşık 6 milyon gibi bir şey oluyor. Nerde 7,700,000TL nerde 12,000,000 nerde 6,000,000.

Geçenlerde Beyaz Şov'a bir bayan sanatçı çıkmış, yeni cdsinin hiç de pahalı olmadığını, sadece 4,900,000TL'e satıldığını söylüyor. Orada Beyaz, şimdiye kadar hiçkimsenin yapmadığı bir şeyi yapıp "İyi de, peki şimdiye kadar milleti mi düdüklüyordunuz ?" anlamına gelen bir şeyler diyor.

Gerçekten de durum ne ? Neler oluyor çevremizde ? Eskiden kaset satın alırken "Aman param yetmez şimdi ?" diye bir kaygı duyduğunuzu hatırlıyor musunuz ? Gidin alın bakalım çift cdli herhangibir yabancı albüm 35-40 milyondan başlayıp 50-60'lara gidiyor. Hem Napster ile olan kavgasından ciddi bir güç kaybı ile çıkan, hem de müziği gün geçtikçe kan kaybeden Metallica'nın albümü gidin bakın bir kaç para ?

Veya sinema sektörüne bakalım. Son zamanlarda ülkemizde de zincir sinema salonları örnekleri görüyoruz. İnanılmaz konforlu koltuklar, klimalı salonlar, kromajlı koridorlar vs. vs. Ama filmlere bakın ? Son iki yılda "Vay be ne filmmiş ?" mi daha çok dediniz, "Vay be ne görsel efekt kullanmışlar ?" mı ?

Peki fiyatlara ne demeli ? Bu uzay teknolojili koltuklara sahip, zupturucuplu sinemalarda adam başı on milyon ödüyorsunuz bir filmi seyretmek için. Şu anda ise bundan üç ay öncesinin herhangbir filminin Türkçe dublajlı, resmi VCD'sini 8 milyona satın almanız mümkün. Nasıl bir farktır bu ? İstanbul Film Festivali bile öğrenci biletlerini geçersiz kıldı (hafta içi ve akşam 7 matinesine kadar geçerliydiler) diğer sinemalarda ise öğrenci bileti ile tam bilet arasında bir ya da iki milyon fark kaldı; (6-8, 9-10 milyon gibi)

Vizyona giren on filmden 9'unun çöp olduğu, buna rağmen fiyatların hiçbir şekilde azalmadığı aksine aralıksız arttığı böyle bir ortamda bence "survival" (hayatta kalma) kuralları geçerlidir.

Bu şartlar altında acaba 306 milyon asgari ücrete göre sekiz saat boyunca çalışıp bir CD alabilen birisi mi daha zor durumdadır üç günde 400,000 yasal kopya 1 milyon korsan kopyayı katula katula satan muhterem müzik emekçileri mi ?

P2P devam ederse müzik ve sinema endüstrisinin sonu gelirmiş. Eğer böyle devam edecekse gelsin zaten. Şimdiye kadar DivX ya da VCD olarak izleyip beğendiğim filmlerin %80'ine sinemada da gittim. Dahası kalitesiz VCD ve DİVX olan filmeler için daha bile fazla. Tanıdığım birçok insan onlarca mp3 cdsine sahip olmasına rağmen, sevdikleri sanatçıların cdlerini özellikle gidip almaktalar hala. Yani insanlar kaliteyi takip ediyorlar, bunun için çaba gösteriyorlar. O yüzden de kaliteli ürünler ortaya koyanların bence bu tür bir korkusu olmamalı.

Öte yandan (özellikle film sektörü olmak üzere) beş para etmez işler üretildiği ve bunlar insanlara çeşitli halkla ilişkiler yöntemleri ile yutturulduğu sürece de P2P ağlar daha uzun süre varolacaklardır. Ve hiçkimsenin kanunsuz olduklarına şüphesi olmamasına rağmen haklı olup olmadıkları konusu daha uzun süre belli olamayacaktır.

Not: Ben bu yazıyı yazarken Başbakan Erdoğan'ın "Açıklarsak halkta infial olur" dediği, tahmini yolsuzluk miktarı açıklanmıştı; 150 milyar dolar! Böyle bir rakamı hesaplamakta zorlanacaklar için söyleyeyim bu rakam Türkiye'nin şu anki toplam dış borçlarına denk

Görüşler

0
anonim
Bu plak ve CD şirketi sahipleri için çok üzülüyorum. Bodrum, Marmaris gibi tatil beldelerindeki villalarında güneş altında bronzlaşmayı bekler iken ne de çok üzülüyorlardır şu korsan CD olayına. O Petek Dinçöz'ün korsan CD'leri, Nez'in o sanat abidesi muazzam eserlerinin 1.5-2 milyona el altından satışları... Bunlar iç parçalayıcı.

Bakın bugünlerde çok dikatimi çeken bir olayı anlatayım. Türkiye'de (en azından Ankara'da) korsan kitap ve cd çıkalı insanlar müzik dinleyip kitap okumaya başladılar. Bu gözle görülür çok büyük bir fark açtı. Doğrudur burada 20-30$ olan CD aynı fiyatla Avrupa'da, Amerika'da da satılmaktadır; ama unuttukları çok büyük bir nüans ile: buradaki insanların alım gücü (en azından orta tabaka için) yabancılara göre çok ama çok azdır. (Ne yani memur maaşıyla bir insan ayda 1 müzik CD'si (hele bir de yabancıysa), 1 VCD alsa tamam; kendi elleriyle ocağına kibrit suyu döker)

Ve halkın kaliteyi takip etmesi meselsine de şiddetle katılıyorum! Bende de Pilli Bebek, Düş Sokağı Sakinleri ve bunlar gibi daha bir çok (bence) kaliteli Türkçe müzik yapan "Sanatçı"nın hem sahte hem de orjinal CD'si var. Ben enayimiyim de elimde bir orjinal bir kopya bulunduruyorum, yoksa bu yağlı plak şirketlerinden daha çok sanat özverisine mi sahibim?

Eğer bir CD 4.500 milyona satılıp'da kâr ediliyorsa, ortada düdükleme şüphesi yoktur; gerçeği vardır. Saman kağıttan 3. sınıf 300 sayfalık bir kitaba 15 milyon veriliyorsa burda da aynı gerçeğı bulabiliriz.

Hocamın başlıkta belirttiği üzre: "Korsanlığa hayır, korsana evet"
0
FZ
150 milyar $... 150.000.000.000$ Dur hele bir hesaplayalım, kaç TL yapıyor?

Yaklaşık = 213.000.000.000.000.000 TL Bunu yazı ile yazabilecek olanları takdir ediyorum ben katrilyondan sonrasını hatırlamıyorum.

Yeni Harman dergisinde işadamı Yiğit Korkmaz´ın itirafları yer alıyor. Büyük basın mensubu hiçbir gazeteden, yazardan çıt çıkmıyor. Pislikler ırmak olmuş akıyor, memleketi boğuyor, biz türbandı falan tartışmalarına giriyoruz. Vatanı milleti en çok asker seviyor değil mi? Haydi AB´ye girelim. LeMan´da yazan Nihat Genç´in isyanına hak vermemek elde değil.

150 milyar dolarımızı çalmışlar ve hala herhangi bir toplumsal patlama falan yok (şimdilik vahşi kapkaç mevzuları ile idare ediyoruz).

Şimdi gelelim özel olarak şu CD, DivX mevzularına falan. Daha geçen hafta Akusta Müzik [www.akustamusic.com]´ten iki tane Eric Dolphy [www.cazci.com] CD´si sipariş verdim. Peki ben bu CD´lerdeki parçaları P2P ağlarda bulamaz mıydım? Bulabilirdim belki ama benim için oradaki müzik kadar albüm notları, çalan adamlara dair bilgiler, solo sırası, vs. de önemli idi bu yüzden parasını verdim ve albümü aldım. Benzer şekilde insanların değer verdikleri sanatçıların orjinal eserlerini almaktan çekineceklerini de sanmıyorum. Parası olan gelip geçici olmadığını düşündüğü eserleri zaten gidip alıyor.

Film örneğine gelecek olursak, 4-5 kez DivX ve bir kez de VCD ortamında izlediğim HERO [us.imdb.com] isimli film sinemelara gelse de sinemada izlesem diye bekliyorum.

Belki de hepimiz biraz korsanız, belki de bazı düzenler yavaş yavaş değişiyor ve biz de kurulmakta olan yeni düzen içindeki yerimizi alıyoruz.
0
korhan
Selam,
Şimdi bir iki ayrıntıyı unutmamak lazım; Bu adamlar (tv, kaset, cd herneyse) bunlar para kazanmak için yapıyorlar bu işi, peki korsan cd alınca para kimin cebine giriyor?, korsan üreten kişinin cebine.
o kadar uğraşıp didinip belki de zorla topladığı paralar ile ürettiği bir şeyi tabaki adam korsan kazanmasın ister.FZ ve knt sizin de düşünceleriniz ve yazdıklarınıza katılıyorum ama bunun orta yolu yok.
ya hala devam eden korsancılar kazanacak yada korsan kazanacak, helede turkiye şartlarında.
işçilerin memurların eline para gecerse ozaman işte sektor canlanır, aksi halde hala paramızı korsana vermeye başlarız..
0
FZ
Peki ya bir arkadaşım P2P ağdan çektiği DivX formatlı filmi CD´ye yazıp parasız olarak 10-15 arkadaşına verince ve o arkadaşları da bunların kopyalarını diğer arkadaşlarına dağıtınca hangi para kimin cebine giriyor?
0
yalcink01
win 98 hariç korsan kullanıma kesinlikle karşı olduğumu ve FM ana sitede korsanlığın savunulurmuş bir tarz içinde bulunulmasını yadırgadığımı belirtmek isterim.

acaba sadece felsefi boyutlu bir tartışma varda ben mi olaya biraz fransız kaldım? ya da ne biliyim biraz kızdınızda içinizi mi boşaltıyorsunuz.?

bide 150 milyar dolar? zaten yurt dışında da türklerin gizli hesaplarında 60-70 milyar dolar var. hem de gizli hesaplarda! kim saymışsa bu parayı? ve bu iddianın sahibi ne kadar güvenilir? çok derin devletlik konu çok.......

saygılarımla

Yalçın KOLUKISA
0
korhan
FZ abi ; iyide sokakta satılan vcd, program, ve müzik cd leri artı kitaplar görünüyorki herkes biz linux'çular gibi düşünmüyor.
benim tanıdığım insanlar var altında korsan vcd den araba ve ev alan :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ve bir gün baktık ki ICQ`a reklam gelmiş...

sundance

ICQ'dan devamlı gelen "Eğer bu mesajı ben dahil herkese forwardlamazsanız, ICQ`a reklam gelecek" mesajlarından daha çok illet olduğum bir şey varsa o da ICQ'a reklam gelmesi.
Hem de öylesine biranda...
Fakat sanırım buna seyirci kalmayacağız...

F ve Q nun savaşı (1)

afsina

F ve Q klavye yerleşimi konusunda uzun süredir devam eden bir tartışma var. Zemberek geliştiricilerinden Mehmet Akın bu konuda eğlence amaçlı bile olsa teknik bir inceleme arayışına girdi. Bu kapsamdaki ilk yazıyı Zemberek NLP sayfasından okuyabilirsiniz.

Dünyadaki Yerimizi Bilelim

FZ

Güzide site Lambda the Ultimate'i gezerken yaptıkları bir haritayı gördüm, FM'nin nesi eksik dedim.

frappr.com sağolsun yepyeni bir maymunluk sistemini 37 saniyede hayata geçirmek mümkün ve böylece artık FM de dünyadaki yerini aldı FM haritası ile.

Not: Kendinizi kaydederken, zip kod mu yok ki benim ABD usülü zip kodum diye telaşa vermeyin ortalığı hemen altındaki Not in the US? Click Here linkini tıklayın, hayatın tadını çıkarın...

Kâtibim: ASCII dosyanızı MP3 yapın (abc ve mp3 ilişkisi)

misafir

Kâtibim türküsünün piyano ile 'çalınmış' kısa bir versiyonunu mp3 çalarınızda dinlemek ister misiniz? Hayır, size mp3 indirebileceğiniz bir link vermeyeceğim. Bu yazıdan kopyalayıp yapıştırarak oluşturacağınız kısa bir metin dosyasını ve bazı programları kullanarak söz konusu mp3'ü nasıl oluşturabileceğiniz anlatacağım.

Wright Kardeşler ve Patentlerin Kötüye Kullanımı

sundance

İlk rastladığım gün Sweet Sweet Unemployement yazısı ile manevi kardeş bellediğim Maciej Ceglowski'nin Wright Kardeşler üzerine bir yazısına rastladım.

Havadan ağır bir araçla ilk kontrollü uçuşu gerçekleştirip, patentini alan, daha sonra da ikibuçuk yıl boyunca patenti lisanslamak ya da geliştirmek için hiçbir şey yapmayıp sadece bu alanda deneme yapanları dava edip para kazanan Wright kardeşler de, Tesla'ya yaptırdığı (ve parasını ödemediği) direkt akım jeneratörleri ile "alternatif akım hepimizi yakacak" diyen, bir file alternatif akım verip öldüren ve akabinde de elektrikli sandalyenin icadına bile vesile olan Edison'un yanında yerlerini almışlar.