JavaScript: Quo Vadis?

0
FZ
jQuery'nin yaratıcısı ve aynı zamanda Mozilla 'hacker'larından John Resig'in Ars Technica'daki 'Extreme JavaScript Performance' başlıklı yazısını gördükten sonra "JavaScript, nereye?" diye sormamak mümkün değil. Buna bir de Mozilla'nın CTO'su ve JavaScript'in yaratıcısı Brendan Eich'ın "JavaScript Gets Faster" röportajı eklenince sorunun vurgusu daha da güçleniyor. Peki ama neden?
Çünkü JavaScript sessiz sedasız gelmiş geçmiş en 'cross-platform' dil olma yolunda fırtınalı şekilde ilerlerken son kullanıcılar da gittikçe daha çok etkileşimli Internet servislerine, yazılımlarına, web programcıları ise JavaScript kitaplıklarına güvenmeye başlıyor. Bunun farkında olan büyük yazılım geliştirme ekipleri de yoğun bir rekabet içinde web tarayıcının belki de en önemli bileşenlerinden biri olan JavaScript motorlarını hızlandırmak için yarışıyorlar: Mozilla'dan TraceMonkey, WebKit'ten SquirrelFish ve Google Chrome ekibinden V8 halihazırdaki web tarayıcılarımızdaki JavaScript'in en az birkaç katı performans sunuyorlar. Süreç içinde şimdiki JavaScript performansının yaklaşık 10 katına çıkması bekleniyor. Mevcut durumda ise, mesela Eich'ın verdiği bilgiye göre TraceMonkey optimize edilmemiş bir gcc çıktısı kadar performanslı çalışıyor.

Eich ekliyor: "Bunu bir de canvas elementi ile birleştirip GUI geliştirdiğinizi düşünün, işte o zaman performansın önemini anlamaya başlarsınız. Henüz Flash çıktısı üretmek için kullanılan güçlü araçlar kadar güçlü araçlar değil bu tür şeyleri hedefleyen ama altyapı çok hızlı şekilde hazır hale geliyor. Farklı plug-inler ile boğuşmak yerine doğrudan tarayıcının bir parçası olan 'native' bir sistemle her türlü şeyi yapmak istemez miydiniz?"

Görülen o ki JavaScript şu anda üzerinde en çok ve farklı optimizasyon tekniğinin denendiği dinamik dil / platform. Acaba JavaScript gibi dinamik bir dile uygulanan optimizasyon algoritmalarının sonuçları diğer dinamik dillere yansır mı? Tüm bu gelişmeler birkaç yıl sonra kullanacağımız web tarayıcıları ve daha da önemlisi Internet servislerini nasıl şekillendirir ve tabii web yazılımı geliştirme işini?

Not: Nedense aklıma Alan Kay'in çok alıntılanan laflarından biri geldi: "Until real software engineering is developed, the next best practice is to develop with a dynamic system that has extreme late binding in all aspects." (Kaynak: The Most Important Idea in Computer Science)

Görüşler

0
elurin

Hepsi güzel hoş da lambda-the-ultimate de gördğüm haber "No more tail calls in Javascript?" [1] moralimi fena halde bozdu :/

[1] http://lambda-the-ultimate.org/node/3047
0
FZ
Standartlardan bahsedenlerin tüylerini diken diken edebilecek bir hayal: Web tarayıcınızın ayarlar kısmını açıyorsunuz ve plug-in olarak filanca JavaScript motorunu istiyorum (x, y, z... compatibility modes ON / OFF, based on URL, vs.) diyor, çalışmaya devam ediyorsunuz ;-)

Bilmiyorum LtU'daki haber ne kadar moral bozucu çünkü mevcut sistemler çok daha hızlı çalışma çizgisinde ilerlediği sürece o bahsedilen değişiklik ne kadar negatif algılanacaktır?
0
myavuzselim
O yazidan bir link: http://spreadsheets.google.com/pub?key=pFIHldY_CkszsFxMkQOReAQ&gid=2

Ben aslinda javascript'in basitligini seviyordum. Generator, array slicing falan, bunlar isi kolaylastiran guzel ozellikler. Fakat primitif veri tipleri, const, siniflar, parametreli siniflar gibi seyleri gormek bana biraz abartildigini dusunduruyor. Bir de buna geriye uyumlu olma zorunlulugu eklenince bir corba ile karsilasacagimizdan korkuyorum :/
0
javamorg
Türkiye'de bir zamanlar PHP gibi "script dillerini" yazılımdan saymayan bir akım şimdi Javascript'e nasıl bu şekilde yaklaşacak bilmiyorum. Ama aslında ilgilenmiyorumda. Çalıştığım firmada JavaScript özelde de jQuery yazılım grubunda bir bölüm olarak oldukça sağlam duruyor. JavaScript'i çok önemsiyorum ve diğer firmalarada bunu tavsiye ediyorum. Biz jQuery Yazılımcısı arıyoruz diye ilan vermeye başladık, yakında kariyer.net'i Javascript ile başlayıp onunla biten tek cümlelik ilanların saracağını düşünüyorum. Ona diğerlerinin yanında olması gereken bir mecburi özellik değilde, başlı başına bir uzmanlık alanı olarak bakmak gerekiyor. Bugün, jQuery UI 'nin yaratıcısı Paul Bakaus kendisini Javascript uzmanı veya kullanıcı arayüzü ve kullanılabilirlik uzmanı olarak lanse ediyor. Bilgisi olan bir çok alan ve dil olmasına rağmen bu onun için yeterli bir ifade. Bugün onun gibi yüzlerce JavaScript uzmanı (Yalnızca JS uzmanı) dev şirketlerde yerlerini sağlamlaştırmış durumda.
0
FZ
Yazdıklarınız bir yazılımcı dostumun başından geçeni hatırlattı. Kendisi Türk ama yaklaşık 1 senedir Almanya'da yaşıyor (ve tabii ki FM müdavimlerinden ;-), geçenlerde orada görüşmeye gideceği bir yazılım şirketinin doğrudan jQuery ve JS konusunda deneyimli adam aradığını söylüyordu, onu da bu yüzden çağırmışlar.

Acaba şöyle diyebilir miyiz: Arkada yani sunucu tarafında fonksiyonel ve eşzamanlı, dağıtık programlama dilleri ve paradigmaları (Erlang, F#, Haskell, vb.) gittikçe kendini hissettirmeye başlarken ön tarafta da gün be gün daha karmaşık işleri halletmek için kullanılan JavaScript değer kazanıyor?
0
javamorg
Kesinlikle. Ayrıca işlem yükünü sunucudan istemciye aktarılması ile elde edilen avantajı da unutmamak gerekiyor.
0
FZ
'Working with jQuery, Part 1: Bringing desktop applications to the browser' başlıklı developerWorks makalesinde de JS kitaplıkları ve jQuery'nin popülaritesine dair aşağıdaki gibi bir grafik dikkatimi çekti:

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Web 2.0: Pasif Sörfçüden Aktif Internet Katılımcısına Geçiş

FZ

Dün akşamki FM TV programında "Web 2.0" kavramının nelere karşılık geldiğinden bahsediyorduk. İzleyicilerden de gelen fikirler bir araya getirildiğinde ortaya çıkan kavramlardan biri de "sitelerin içeriğini katılımcıların gayet kolayca belirleyebildiği, kolektif bilinç oluşturma" yapısı idi.

Bu durumun ve Web 2.0 dalgasının örneklerinden biri de Squidoo. Söz konusu taze sitenin sloganı Everyone's an expert on something (herkesin uzman olduğu bir konu vardır). Görülen o ki yakında Lens ve Lens Master kavramlarını daha sık duyacağız ve belki birileri Lens Master olarak para kazanmaya başlayacak...

Türkiye'nin İlk Python Portali

talat

Açık kod dünyasında popüleritesi hızla artan Python dili ile ilgili ilk Türkçe içerikli site açıldı: http://www.turkpython.net

rainbow9 - web tabanlı web geliştirme laboratuvarı

anonim

Rainbow9, Javascript,CSS ve HTML dilleriyle web arayüzü geliştirenler için yapılmış, açık kaynaklı bir laboratuvar uygulamasıdır. Rainbow9 ile geliştiriciler pratik biçimde deney/derleme işlerini arşivleyebiliyor, isterlerse çalışma grubu oluşturarak projeyi eş zamanlı yönetebiliyorlar. Rainbow9, aynı zamanda kod tamamlama ve javascript tabanlı eklenti desteği gibi özelliklere de sahip, kullanmaya başlamadan önce tanıtım videosunu izlemekte fayda var.

Sezer siyaset meydanlık ünlü Rtük yasasını iade etti

sidar

TC Cumhurbaşkanı Sezer, siyaset meydanlarında Ovakışla köylüleri ile tartışılan Türk İnternet'inin (!) önüne set koyacak ünlü Trük (Rtük/türk/tükr) yasasını iade etti. Yorum yapmadan iade gerekçesini yazıyorum:
"İletişim teknolojisinde bir devrim niteliğindeki internet yayıncılığının en baskın yönü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün, özgün kanaat oluşumunun günümüzdeki en etkin kullanım alanı olmasıdır.

İnternet ortamındaki yayıncılıkta, hukukun üstün kılınması, kişilik haklarının korunması ve bunun yanında da yayın yoluyla düşünce ve ifade özgürlüğü gibi duyarlı alanların dengelenmesi sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar ancak, ifade özgürlüğü esas alınarak ve yayınlar üzerindeki denetim yargıya bırakılarak sağlanabilir.

İnternet yayıncılığına ilişkin ilkelerin ve öteki düzenlemelerin özel bir yasa ile yapılması en doğru yol olacaktır. Bu yola gidilmeyerek, yayınların düzenlenmesinin tümüyle kamu otoritelerinin takdirine bırakılması ve Basın Yasası'na bağlı kalınması internet yayıncılığının özelliği ile bağdaşmamaktadır. "

USB ADSL Modemler ve GNU/Linux Ayarları

FZ

Debian GNU/Linux, Türkçeleştirme ve Modem konularından sorumlu Internet bakanımız, değerli FM üyesi roktas bu sefer leziz bir ADSL ve Linux yazısı hazırlayıp sıcak sıcak bize sunmuş. Afiyet olsun.

Karadenizin güzide bir şehrinde sıradan bir Cuma gününün sıradan bir öğle sonrasında çalan bir telefonla başladı hikaye. Türk Telekom'dan arıyorlardı. Telefondaki sesi birilerine benzeterek gaf yaptım önce. Öyle ya Türk Telekom beni niye arasın? Ve üstelik içinde ADSL geçen cümleleri niçin kursun? Mevzu yaklaşık 3-5 ay önce hiçbir şekilde ciddiyet belirtisi göstermeyen bir aleladelikle yaptığım ADSL önbaşvurusuyla alakalı idi. "İlimizde ADSL hizmetine geçiş çalışmaları başladı. Ön başvuruda bulunanlara öncelik veriyoruz, merkez müdürlüğe gelmeniz halinde ADSL sözleşmesi yapabilirsiniz?" Hoppala, ağlasak mı gülsek mi? "Emriniz olur, hemen geliyorum" dediğimde saate bakmayı unutmuştum ve saat 16.30 sularıydı. "Acele etmenize gerek yok, Pazartesi günü de olabilir" cevabını fevkalade şüpheli bir tonla kabul ettim. Ya hafta sonu kararlarından cayarlarsa, ya Pazar günü şehrin bütün eşrafı ayaklanarak Ankara destekli bir müdahaleyle bütün o "/alelade/" ön başvuruların önüne geçerse ya kıymetlimisi elimisden alırlarsa, vesaire vesaire...