İnternet ve eğitim

0
larweda
Eğer öğrenciyseniz, okulda size verilen ödevleri yaparken internet'in nimetlerinden bol bol faydalanıyorsunuzdur. Hatta verilen ödevin çözümünü zahmetsizce hazır olarak internette biryerlerden bulabilmeniz bile çok çok mümkün, hatta bu internetin en temel güzelliklerinden de biri. Ancak eğer öğretmenseniz, ödev verdiğiniz zaman öğrencilerin verdiklerinin bir çalışma sonucu mu olduğunu, yoksa başka bir ödevden kopyalama sonucu mu olduğunu bilememe gibi bir riskiniz var. Sonuçta ödevler öğrenciler araştırsın, kafa patlatsın, birşeyler öğrensin diye veriliyor, internet'ten çözümü afırttmak :) da istenen bir durum değil. Bu durumu gören girişimci bazı arkadaşlar, bir çözüm bulmak yoluna baş koymuşlar, sonuçta da internet teknolojisinin ortaya çıkardığı yepyeni bir hizmet alanı ortaya çıkmış. Sonuçları da gerçekten şaşırtıcı.
Senaryo şu şekilde: Siz bir okul yönetiminizsiniz, gidiyorsunuz turtitin.com ile bir anlaşma yapıyorsunuz, bu anlaşmanın sonucunda elinizdeki tüm eski ödevleri arkadaşlara veriyorsunuz. (Tabii başka okullar da veriyor) Sonra öğretmenleriniz yeni bir ödev verdiği zaman öğrencilere ödevi teslim edecekleri bir upload adresi veriyorlar. Bu adrese gelen ödevleri turnitin.com alıyor, sizin okulun ve diğer tüm okulların eski ödevlerini ve interneti tarıyor, öğrencinin verdiği ödevle benzerliklerini araştırıyor ve benzerlikleri içeren bir rapor'la beraber öğretmene iletiyor. Rapor da şuna benzer birşey oluyor: Örnek. Bu, aslında öğrenciler açısından bakıldığı zaman tamamen adilik, ama öte yandan hem teknolojik, hem sosyolojik olarak çok etkili bir fikir. Öte yandan nasıl virüslerin çoğalması anti-virüs şirketleri, programları vs.'yi artırdıysa, internet'in kolaylaştırdığı aşırma işlemleri de bu tip önlemlerin artmasını tetikleyecektir, öyle değil mi?

Görüşler

0
FZ
Daha önce de (yaklaşık 400 haber önce! ;-) , benzer bağlamda bu konuya değinmiş ve epey bir tartışmışız:

fazlamesai.net'e soralım: Para karşılığı ödev yapıyor ya da yaptırıyor musunuz?

http://www.fazlamesai.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2480

Son aldığım duyumlara göre çok değişen bir şey yok, söz gelimi Boğaziçi Üniversitesi'nin özellikle de sosyal bölümlerinde (felsefe, ekonomi, sosyoloji, vs.) yüksek lisans, doktora, vs. yapan arkadaşlar yurdumuzun güzide özel üniversitelerindeki lisans öğrencilerine dersleriyle ve ödevleri ile ilgili olarak bir hayli yardımcı (!) oluyorlarmış. Hocaların da açıkçası bunu çok dert edip yukarıda tanıtılan teknolojik çözümleri kullanmayı düşündüklerini sanmıyorum. Eğer kendi tecrübeleri ile yakalıyorlarsa yakalıyorlar, yok eğer çok göze çarpan bir şey olmazsa zaten güzel güzel notlar alınıp o ödevlerden, derslerden filan geçiliyor.

Bir başka enteresan örnek: Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinin özel üniversitesinde bir sosyal bilimler dersi alan bir grup öğrenci. Elemanlar dersle hiç mi hiç ilgilenmiyorlar, derse girmiyorlar filan. Ama aynı çocuklar bir sürü para verip, Boğaziçi'nden bir öğrenciyi "öğretmen" olarak tutuyor, araba göndertip evinden aldırtıyor ve o Boğaziçi'linin anlattıklarını can kulağı ile dinliyor, gayet güzel tartışıyorlar filan. Yani düşündüm de bütün mesele birinde çocukların bir şeye mecbur bırakılması ve buna karşı tepki koymaları da işte yani ikinci durumda kendi inisiyatifleri ile bir şey yapmalarının getirdiği heyecanla işe girişmeleri ve ders çalışmaları mı? Yani ders aynı ders, konu aynı, okunan materyal aynı ama kendileri organize ettikleri o özel ders seansında çok daha ilgililer samimi olarak kafa patlatmaya çalışıyorlar filan. Bu, "para verdik bari dinleyelim" ile açıklanamaz çünkü özel üniverisiteye de para veriliyor (yoksa yani kendi harçlıklarından veriyorlar, o yüzden mi, anlamadım valla!). Gerçekten de enteresan durumlar ama artık çok da garip gelmiyor, Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı isimli romanından pasajları hatırlıyorum, içten gelen hevesle çalışan orta yaşlı, motor tamirciliği yapmış bir makina mühendisliği öğrencisiyle genç ve bir şekilde kendini kampüste bulmuş hevessiz öğrencisinin çalışmalarının kıyaslanması filan...
0
Sabutay
Atamazin güzel bir sözü vardir:

Calismadan,ögrenmeden ve yorulmadan rahat
yasamanin yollarini aliskanlik durumuna getirenler
önce haysiyetlerini,sonra hüriyyetlerini,daha sonra ise
istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.

M.Kemal Atatürk


Demek istedigim yukaridaki bahsedilen uygulama bana göre cok iyi birsey.Böylelikle insanlar kafa yorma neymis
onu ögrenirler.Alin teri neymis onu ögrenirler.

0
hardheart
neye niçin çalıştığını bilmekte gerek? Salt çalışmayı övmek bu güne kadar yapılan bir durum. Ama kimse neye çalışmanız gerektiğini kendiniz bulmalısınız ve bulduğunuzda zaten alınteri neymiş onu keşfedeceksiniz demedi. Bu bilinci öğrencilere kazandırdığınız zaman onlarda kafa patlattıklarının farkına varacaklardır.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ne fenaymış on yıl öncesinin siteleri!

sundance

Günümüzde bir şirketin en önemli vitrinini Internet sitesi oluşturmakta. Birçok insan, birlikte iş yapacağı firmayı öncelikle sitesini gezerek değerlendirmekte ona göre güvenilir ya da güvenilmez bulmakta. Bu sebeple de şirketler bu alana milyonlarca dolarlar yatırmaktan çekinmiyorlar.

Peki bu hep böyle miydi? Çok değil bir on yıl önce acaba Mc Donalds, Pepsi ya da Best Buy gibi devlerin web siteleri ne durumdaydı? Buyrun 96'nın WWW'sine
Kaynak: Digg

Peki ne eksik ?

sundance

Gecenin 2'si, İstanbul cehennem gibi, uyku hakkımı öğlen üzeri kullandım, bir şeyler yapmak istiyorum ama ne bilmiyorum...

Internet`e gireyim bakalım belki ICQ`da birileri vardır. I-ııh, kimseler yok ortada. IRC filan da hayatta açmaz. Kore`deki serverdan Go oynasam, yok o da açmaz bu saatte. Eee ? Peki ben ne yapacam ?

E-pazaryeri, e-dükkan, e-zart e-zurt, herşey tamam peki ama eee canım sıkıldı ne yapcam ? Fikri olan ? Eğer yoksa bekleyin bizi asıl dalga geliyor ;)

Internet ve Etik ?

Rorqual

Internetin günümüz standartlarını koyan Jon Portel'in etik değerleri... (ed: Sizce de biraz Fazlamesaice değil mi ? )"During the transition from ARPA, through the NSF, to the commercial world there was a point in which the trivial funding required for the smooth operation of editing and distributing the RFCs was in doubt. At that time the prospect of not having funds to run this operation was very real. Finally the problem was solved and the process suffered no interruption.What most of the involved agencies and managers did not know is that there was never a danger of any interruption. Jon would have done it even with no external funding. If they did not pay him to do it, he would have paid them to let him do it. For him it was not a job, it was labor of love. " devamı

''Tsunami''zedeler için neler yapabiliriz?

parsifal

Dün msn client kullanan bir arkadaşımın ekranına baktığımda bir çok ismin yanında kalp işareti olduğunu gördüm. Bu ne diye sorduğumda geçen pazar günü meydana gelen tsunamide hayatını kaybedenlere ve etkilenenlere destek olmak için yapılan bir "şey" olduğunu öğrendim.
Sadece bir simge ile birilerini anmak mı yoksa "gerçek anlamda" yardımcı olmak mı?
uzun lafın kısası google...

Elinize sağlık (Anlaşılamayan beyin fırtınacılarına ağıt)

ProDer

Zamanının büyük bir bölümünü "beyin fırtınası" estirmekle geçirenler, tepki vermeye pek alışık değiller. Bu "cin"ler genelede oturdukları yerden ellerindeki işi bitirirler; "harala gürele" ortamlardan daima uzak dururlar, "iş" yaparlar.