Türküm, doğruyum, parasıylaysa savaşırım!

0
sundance
Dün akşam TV kanallarından birindeki bir haber çok ilginçti. Amerikan Ordusu'nun her milletten her ırktan insanı askere aldığı web sitesinden bahsediyordu. Durum şu an savaşan askerlerin çoğunun latin kökenli olması üzerine ortaya çıkmış. Körfezdeki Amerikan askerlerinin 15,000 kadarı, Amerika'da çalışma izni olan fakat vatandaş olamamış Latin kökenlilermiş. Dahası yukardaki politika gereği Amerikan Ordusu, dünyanın her yanından paralı asker kabul ediyormuş. $1500 aylık maaşla başlamak ve ilerde Amerikan vatandaşı yapılmak üzere.

Buraya kadar kapitalist düzen, tabi düzecekler diyebilirsiniz, ama haberin bundan sonrası enteresan. Gece haberlerinde bunu sunan spiker Bir dipnot geçmek istiyorum, bu haberi akşam bülteninde verdiğimizde telefonlarımız kilitlendi, nasıl başvurabiliriz, şartları nedir diye arayanlar yüzünden... dedi.

Hadi hep beraber, 'Ne mutlu Türküm diyene'

Görüşler

0
conan
bence konu basligi Internet ve Iliskiler degil, reha muhtar ikonlu baslik olmaliydi :P
0
sundance
Güzel diyorsun, ama bu durum komik diil, zavallıca. O yüzden uygun bulmadım o başlığı.
0
inoxes
Spikerin dipnot''u ne kadar doğrudur bilemiyorum.
Fakat yıllardır cahil bırakılan bir toplumdan bu şekilde bir eğilimin çıkması şaşırılacak bir durum değil. Bu toplum yıllardır egemen güçlere ülkemizde ve kimliğimizde istedikleri gibi oyun oynama hakkını vermiyor mu? Ülkesine ve kimliğine sahip çıkanlarıda...

0
mysterious
Heleki Ülkemizde asgari ücretin bu kadar az olduğu ve geçim sıkıntısı çekenlerin de hat safhada olduğu şu dönemi düşünürsek 1500$ çok büyük para askere gitmek isteyen gençler bile Türkiyede yapmaktansa hayatımı kurtarırım mantığıyla buna yönelir diye düşünüyorum. (Nede olsa Türkiyede 18 ay yapacağım askerlik hiç yoktan para kazanırım diyen çok olur)..
0
sundance
Bu arada hatırlatayım öyle 'nasıl olsa askerliğimi yapacam' gibi bir durum yok. Amerikan ordusuna girdim, iki ay takıldım $3000 aldım çıktım diyemiyorsun, sözleşmeleri var, lejyoner mantığında bir kaç yılını veriyorsun, eğer kaçarsan da canına okuyorlar.

0
conan
Haha!
Sen Amerikaya gel, o ayda alacagin 1500$'i senin cebinden oyle bi alirlar ki. Sasirir kalirsin! ;) O 1500$ ile sen Turkiye`de yasasan anlarim, ama Amerika`da .....
0
sundance
Valla sanırım spikerin notu doğruydu, zira yüzünde rahatsız bir ifade ile söyledi bunu, hani savaş yanlısı bir tavır yoktu ortada, kınar gibiydi.
0
anonim
Bu haberle birlikte ülkemizin içine düştüğü vahim durum bir kez daha açıkça ortaya çıktı.Ama her zaman dış mikrakları suçlu görmek işin biraz da kolaya kaçma yöntemi değil mi? Zamanında Amerika ve ordusunu ülkemizden göndermek isteyen büyüklerimize karşı onları vatan hainliğiyle,gomunust olmakla suçlayan,yeri geldiğinde onlara karşı mücadele eden halkı da biraz sorgulamak lazım.Unutmamak lazım ki her ülke hakedildiği şekilde yönetilir.Yazdığım bu mesajı fazla politik bulanlar çıkacaktır mutlaka.Ama unutulmasın ki bugün düştüğümüz bu durumun en önemli sebebi apolitikleştirilmemiz,politikanın zararlı bir şey olarak gösterilmesindendir.Biz Türkiye gençliği olarak McDonalds'cı,Laylacı bir gençliğin karşısına,ülkesinin sorunlarına duyarlı ve çıkış yolu arayan bir gençlik olarak dikiliyoruz.Sevgiler,saygılar...
0
malkocoglu
Fransa'da Lejyoner birlikleri de boyle bir sey yapiyor diye duymustum. Lejyoner de parali asker, kim olursa olsun aliyorlar. Halkin tepki gosterebilecegi harekatlari 'kirli isleri' bu elemanlara yaptiriyorlarmis. Sistem olarak fena degil, alan memnun satan memnun. Cunku satanin kaybedecek bir seyi yok.

ABD, kendi halkindan askere almak icin genellikle asagi gelirli tabakadan askere alir. Bu tabaka da ABD'ye en son gelen yabancilar oluyor tabii. Herneyse, amerika'linin hesabina gore, bu askerler icin ordu buyuk bir firsat. Lise universite mezuniyeti falan bile askeriye'den araciligi ile almak mumkun. Para'da fena degil ama surekli seyahet hali var.

Fakat ABD'nin lejyoner usulu askere aldigini ilk kez duyuyorum. Dogrulugu supheli. Bizimkilerin gaza gelip basvurmasi tabii yazik.

0
anonim
Bu şiiri sizinle paylaşmasam olmazdı :
Ben Basra''dan Ömer...
Bu zulüm yerde kalmaz
Yemin olsun ki asra.
Önce mevtül insanlık
Sonra harabül Basra

Belki haberin yoktur diye yazıyorum Franks;
Önce demokrasi yağdı göklerden
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet...

Ve insan hakları namlularından
Yüzü maskeli adamların
Saniyede bilmem kaç bin adet.

Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladim ayaklarımın koptugunu
Babamın vücudunda
Tam on sekiz adet
İnsan hakları saymışlar.

Annem zaten yoktu
Ben doğarken
İlaç yokluğundan ölmüş.
Ambargo falan dediler ya
Anlamadim, çocuk akli iste
Sen daha iyi bilirsin...

Sizde de barış böyle midir Franks?
İnsan hakları çocukları yetim,
ve ayaksız birakır mı orada da?
Ya demokrasi?
Güpegündüz pazara düşer mi?

Ve zenginlik...
İnsanları korkudan uykusuz bırakır mı?
Ve kuşlar gökyüzünü terkeder mi orada da?
Babamla söylediğim son dua dilimde,
Ayaklarim hastanede,
Ve giymeye kıyamadığım ayakkabılar
Elimde kaldı...

Çocugun var mı Franks?
Al... çocuguna götür onları
Bir işe yarasın.
Kimbilir baktıkça,
Belki beni hatırlarsın

Bu nasıl demokrasi.?
Düstügü yeri yaktı
Merhamet hür dünyaya
Bu kadar mı Irak''tı?
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Sanal İlişkiler

mambo

Geçenler de uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla karşılaştım yolda birbirimizi yaklaşık 2-3 senedir görmüyoruz. Fakat işin ilginç tarafı ikimiz de birbirimizin ne yapıp ne ettiğinden haberdarız. Oturduk konuştuk, uzun süredir görüşmememize karşın mail ve cep telefonu yoluyla bunu hallettiğimizin farkına vardık.

Akşam eve gidince düşündüm, sanırım teknoloji ilerledikçe ilişkiler de gittikçe sanal yaşanacak. Teknoloji insanları birbirine yaklaştırması gerekirken uzaklaştırıyor mu?

Belkide biz (ya da sadece ben) teknolojiyi yanlış mı kullanıyoruz? İlişkilerimizi arkadaşlıklarımızı sadece dijital yolu kullanarak idare etmek daha mı kolay geliyor? Belki bilgisayar ve de cep telefonunun arkasına saklanarak yüz yüze konuşmanın stresini bize hissetirmediği için bu yolu kullanıyoruzdur. Bilemiyorum.

Herşey yankılanıyor, hiçbir şey silinmiyor...

sundance

Az önce çok ilginç bir olay başıma geldi. Gereksiz derecede multi tasking bir şekilde, bilgisayar başında çalışırken ve sırtım dönük televizyon seyrederken, BBC`de Dennis Pennis diye bir show vardı. Showun aşırı itici kahramanı, ünlü yıldızlara acaip şeyler soruyordu; Rosanne Barr`a `İlk buluşmada öpüşmek mi önemlidir, yoksa derin penetrasyon mu ?` sorduğu sorulardan biriydi mesela...

Fakat işin asıl ilginç yanı Jeff Goldblum`la yaptığı röportajı tam olarak anlayamayıp, Internet`de search ettim, Google`da yaptığım aramanın sonuçlarından üçüncüsüne dikkatiniz çekerim. Kelime kelime ve screenshotlarla röportajın web sayfası haliydi

Dikkat edin, yakında bunları daha sık yaşamaya başlayacağız.

Uyanamayanlara kesin çare!

sundance

Siz de o her sabah silah zoruyla yataktan kalkanlardan mısınız? Alarmınızı tekrar tekrar susturup, beş dakikalık işkencelerle güne başlamak zorunuza gitmiyor mu? Peki işinizi kaybetme korkusu?

Peki daha direkt olalım, alarmı her susturduğunuzda para kaybediyor olsanız? Sanırım bu biraz daha etikili olur değil mi? O zaman buyrun sizi ThinkGeek'e alalım, kendinizden nefret etmek için yeni bir yöntem bulmuşlar SnuzNLuz isimli bu saat, gerek Rj45 gerek wireless (WPA destekliyor) olarak Internet'e bağlı ve snooze düğmesine her bastığınızda hesabınızdan (dünya üzerinde 1600 banka destekliyor) nefret ettiğiniz bir organizasyona (6200 tane içinde mutlaka size karşı olan vardır) belirlediğiniz bir miktar parayı bağışlıyor! Snooze'a her bastığınızda kendinizden biraz daha nefret ediyorsunuz (tabi uyanınca) (Ed:Bilgi için Mehmet Köse'ye teşekkürler)

Adı : Bilgi Soyadı: Sayar !

FZ

Geyik, şaka falan değil, Alanya'da Özel Hamdullah Eminpaşa Lisesi öğrencisi 18 yaşında bir kız, Bilgi Sayar.

Üniversite sınavına hazırlanan Bilgi Sayar, "Biriyle tanışırken adımı söylüyorum ama karşımdaki şaka yaptığımı düşünüp bozuluyor. Gerçeği öğrendiğinde bu kez o şaka yapmaya başlıyor. 'Monitörün nerede?', 'Klavyen yok mu?', 'Yürüyen bilgisayar icat edildi' gibi espriler. Nüfus memuru bile babamın şaka yaptığını düşünmüş" diyor ;-)

Kaynak : Radikal Gazetesi, 12 Nisan 2002

Inet-tr 2009 Istanbul Bilgi Üniversitesinde

arkeles

Internet Teknolojileri Derneği (INETD) tarafından 1995'den beri her yıl hazırlanan Türkiye'de Internet Konferansı, bu yıl 12-13 Aralık 2009 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde gerçekleştirilecektir.