KernelTrap.org, ünlü kernel hackerlardan Ingo Molnar ile bir röportaj gerçekleştirdi. Yeni O(1) Schedular'ı 2.5 serisine dahil edilen Ingo, 2.5 serisinin yeni Virtual Memory yapısından bahsediyor. Linux Kernel ile ilgilenen arkadaşların birçok yararlı bilgi bulabileceği bir yazı.
www.kerneltrap.org/node.php?id=517
Görüşler
Haberi gönderen arkadaşa teşşekürlerimizi ilettik fakat seni de ihmâl etmemek lâzım. Memleketin /. tadındaki tek sitesi olan FM`de yazıyı /.`layan ilk kişi olduğundan (hmmm, Türkçeye yaptığım bu katkıyı eminim herkes hatırlar :) Bak kerneltrap`de bir vatandaş ne yorum yapmış:
This is sure to get on /. soon, enjoy the server while it still stands.
1)bence o O büyük O notasyonu olmasa gerek yok eğer öleyse ve O(1) gibi bişey kastediliyorsa bu ne iş yaparsa yapsın büyüklüğü 1 olan bi algoritmayı ifade ederki olacak iş gibi değil.
2)Canım memleketimizde Linux çekirdeğiyle uğraşan kaç kişi var bilmiyorum ama scheduler yapıları için uçmak gerekmiyo Operating System dersi alıyosun anlatılanlar sana yetmiyo bir iki kitap okuyosun sonra bir iki kod yazıyosun bitiyor.
3)Bak bu sayıda bence gene Operating System dersine ve onun müthiş sınavlarına bağlı adam ikisine karıştırıp tek soru sorar onuda 50 puan yaparsa ister istemez TC vatandaşı ruh hastası oluyosun :)
4)Bunu bende merak ediyorum bunu bilen varsa banada anlatsınki adamlar yaşıyomu mesela kız arkadaşları varmı???sonra ne bilem hayata nasıl bakıyolar???Gerçek hayattada threadlere sahiplermi processlerini schedule edip stable olana kadar kendilerini zorluyolarmı ben merak ediyorum :)
Saygılar FM
2)Canım memleketimizde Linux çekirdeğiyle uğraşan kaç kişi var bilmiyorum ama scheduler yapıları için uçmak gerekmiyo Operating System dersi alıyosun anlatılanlar sana yetmiyo bir iki kitap okuyosun sonra bir iki kod yazıyosun bitiyor.
3)Bak bu sayıda bence gene Operating System dersine ve onun müthiş sınavlarına bağlı adam ikisine karıştırıp tek soru sorar onuda 50 puan yaparsa ister istemez TC vatandaşı ruh hastası oluyosun :)
4)Bunu bende merak ediyorum bunu bilen varsa banada anlatsınki adamlar yaşıyomu mesela kız arkadaşları varmı???sonra ne bilem hayata nasıl bakıyolar???Gerçek hayattada threadlere sahiplermi processlerini schedule edip stable olana kadar kendilerini zorluyolarmı ben merak ediyorum :)
Saygılar FM
Yazıdaki O(1) elbette büyük o notasyonu değil, sadece bildğimiz `big-oh notation`. Ayrıca kız arkadaşı olmayan bir sürü geek var etrafta, bu yaşamadıkları anlamına gelmez.. Kızları düşünmek yerine biraz dersine çalışsaydın bu kadar umursamaz yorumlar yazmazdın.. :P
4)Bunu bende merak ediyorum bunu bilen varsa banada anlatsınki adamlar yaşıyomu mesela kız arkadaşları varmı???sonra ne bilem hayata nasıl bakıyolar???Gerçek hayattada threadlere sahiplermi processlerini schedule edip stable olana kadar kendilerini zorluyolarmı ben merak ediyorum :)
Alan Cox'un bir fare deliğinde yaşadığını ve Marcello'nun da ço yakışıklı biri olduğunu biliyorum.
Marcello'nun kesin vardır kız arkadaşı
Alan Cox'un bir fare deliğinde yaşadığını ve Marcello'nun da ço yakışıklı biri olduğunu biliyorum.
Marcello'nun kesin vardır kız arkadaşı
Bu ne güzel bir bayram hediyesi. Ben şimdi olayı abartmaz mıyım? Akıllara durgunluk veren bir yazı ve bir adam. Yani her satırından bilgi fışkırıyor. Bizi bu mülakattan haberdar eden arkadaşa sonsuz teşekkürler. FreeBSD vs Linux`dan P4 Hyper Threading`e, Kernel web server (TUX), ftp server`a, preemptive kernel patch`e kadar tonla tonla şey hakkında konuşmuşlar. Reha Muhtar yapsa röportajı bu kadar ayrıntılı soru soramazdı :)
İlginç bulduğum bir husus olarak Linus`un 5 milyon küsur satırı bulan kernel source`ı -şöhretini çok duyduğum- open source olmayan bir araçla BitKeeper ile organize ettiğini öğrendim meselâ. CVS`in böylesine devasa projeler için gerçekten kadük kaldığı söylenirdi de inanmazdım. Şurayı alıntılamadan geçemeyeceğim:
(bold vurgu bana ait)
compared to the situation years ago, it''''s roughly the same amount of work to get a patch into the official kernel, which i think is very good - it''''s a tribute to Linus. (his patch-integration and patch-steering work has increased an order of magnitude as well. So during the years Linus not only had to care about the scalability of Linux as a technology, but he also had to scale and form his own workload.)Yaw bir arkadaş çevirse bu röportajı da herkes istifade etse...at this point i think it''''s fair to mention BitKeeper, which, not being open-source code, ruffled some feathers (mine included). While as an open-source purist one can see the disadvantages of BK, i also have to note the kind of improvements it brought. Patches are now getting into the Linux kernel in a more predictable way, and also in a faster way (than say a year ago) - and this is clearly due to BK giving Linus more flexibility. BK also gives a number of very useful tools when searching for bugs or integrating code - eg. i can see which line was last modified by which person, and i can navigate the changes in a quick and logical way. I have worked with a number of source-control packages before (even with some of the ''''big'''' closed-code ones), but BK definitely tops them all. While from the ''''big'''' source control packages i had the impression that they are the manager''''s best friend, BK is definitely the developer''''s best friend. Which, for a project like Linux, is the single most important factor.
Bu BitKeeper mevzuunu yanlış algılamaları önlemek için biraz açmak doğru olacak. BitKeeper klâsik anlamda bir commercial ürün değil. Lisan şartları şöyle:
There are three licenses under which BitKeeper may be used:Debian listelerinde de tartışılan ilginç bir lisans şekli bu gerçekten:* BKCL - a commercial license for the traditional commercial customers who want supported and maintained products;
* BKL - a free use license for people who wish to use the software for free and participate in Open Logging ;
* BKSRC - a source license for people who wish to access the source.
The goal of the BitKeeper business model is to maximize value to three groups:İlgilenenler için linux`un bitkeeper depoları da şurda.* The Free Software users.
People in this group tend to want the product for free, want to know that they are not dependent on the vendor for support, and need to know they can get the source and fix it themselves should that be necessary.
* The commercial users.
People in this group are willing to pay for the product, want to know that the vendor will be there next year to support the product, and they want to know that the costs are shared by having a large base of customers all of whom are paying for the product.
* The vendor.
The vendor wants to generate a profit which is then used to pay for support and enhancements to the current product as well as fund development of the next product.
BitMover`s business model makes sure that everyone gets as much as possible of what they really need. Traditional free software licenses are trying to make sure that the free software community is getting free software, but ignore the needs of the other two groups.
Merhabalar,
Bitkeeper konusunda bir iki düşüncemi söylemek istiyorum.
Bitkeeper kullanımı bildiğiniz lkml'de büyük tartışmalara neden oldu. Bir grup bitkeeper kullanarak serbest yazılım ilkesine tamamen ters düşüleceğini savunurken, diğerleri şu anda bitkeeperin üzerine bir sistem olmadığını savundular. Bu grupa göre bitkeeper kullanımı serbest yazılım geliştirme ile terş düşmüyordu hatta bitkeeper kullanmak serbest yazılımın gelişmesine yardımcı oluyordu. Çünki piyasada bulunan alanında en iyi yazılımdı..
Tartışmalar hernekadar sürsede şu anda isteyen istediği yazılımı kullanıyor.
Bitkeeper konusunda bir iki düşüncemi söylemek istiyorum.
Bitkeeper kullanımı bildiğiniz lkml'de büyük tartışmalara neden oldu. Bir grup bitkeeper kullanarak serbest yazılım ilkesine tamamen ters düşüleceğini savunurken, diğerleri şu anda bitkeeperin üzerine bir sistem olmadığını savundular. Bu grupa göre bitkeeper kullanımı serbest yazılım geliştirme ile terş düşmüyordu hatta bitkeeper kullanmak serbest yazılımın gelişmesine yardımcı oluyordu. Çünki piyasada bulunan alanında en iyi yazılımdı..
Tartışmalar hernekadar sürsede şu anda isteyen istediği yazılımı kullanıyor.
O(1) Big-O notation olayındaki algorithm complexity olan O(1) ;)
Yanılmıyosam Ingo complexity yi O(N) den O(1) a indirmiş sağlam yani....
/cartman
Yanılmıyosam Ingo complexity yi O(N) den O(1) a indirmiş sağlam yani....
/cartman
Hmm ve de hmm, yani misal O(n) olsa bu demek oluyor ki girdi miktarı n olursa algoritmanın yapacağı iş de n kadar artıyor, yani 10 birimden yüz birime çıktım mı süre de en fazla 10 kat artıyor. Veya O(n/2) olsa 10 birim girdiden 100 birim girdiye çıktığım zaman algoritmanın yapacağı 5 kat artıyor yani daha az artıyor. Başka bir deyişle misal O(n^2) karmaşıklığında olsa o zaman 10 birim girdiden 100 birime çıkarsam yani 10 kat artırırsam algoritmanın yapacağı iş yükü bu sefer 10 kat değil bunun karesi kadar yani 100 kat artıyor.
Şimdi yani eğer söz konusu algoritmanın karmaşıklığı O(1) ise bu şu mu demek oluyor yani ben bu algoritmaya verdiğim girdiyi ne kadar büyütürsem büyüteyim bu algoritmanın yapacağı iş o yükten bağımsız olarak sabit bir sayı kalıyor? Bu mudur yani? Yani misal bir dizide bir elemana ulaşmak gibi (indisi belli bir eleman) yani dizi ne kadar büyürse büyüsün indisi verilen bir elemanın değerine ulaşmak, dizinin büyüklüğünden bağımsız olarak aynı hızdadır. Bu mudur yani olayımız? Yani eğer bu ise röportajı yapılan kişi kayda değer bişi yapmış olmalı tabii scheduling algoritmalarını bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim yani bundan öncekilerin karmaşıklığı neydi falan.
Kafası karışık FZ'nin pseudo-teknik ıvır zıvırlarını buraya dek okuduğunuz için teşekkür eder iyi geceler dilerim.
Not: Teknik bir saçmalık yaptı isem acımasızca düzeltin ki kamu zarar görmesin, misinformasyon olmasın, yamuk olmasın millete ;-)
Şimdi yani eğer söz konusu algoritmanın karmaşıklığı O(1) ise bu şu mu demek oluyor yani ben bu algoritmaya verdiğim girdiyi ne kadar büyütürsem büyüteyim bu algoritmanın yapacağı iş o yükten bağımsız olarak sabit bir sayı kalıyor? Bu mudur yani? Yani misal bir dizide bir elemana ulaşmak gibi (indisi belli bir eleman) yani dizi ne kadar büyürse büyüsün indisi verilen bir elemanın değerine ulaşmak, dizinin büyüklüğünden bağımsız olarak aynı hızdadır. Bu mudur yani olayımız? Yani eğer bu ise röportajı yapılan kişi kayda değer bişi yapmış olmalı tabii scheduling algoritmalarını bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim yani bundan öncekilerin karmaşıklığı neydi falan.
Kafası karışık FZ'nin pseudo-teknik ıvır zıvırlarını buraya dek okuduğunuz için teşekkür eder iyi geceler dilerim.
Not: Teknik bir saçmalık yaptı isem acımasızca düzeltin ki kamu zarar görmesin, misinformasyon olmasın, yamuk olmasın millete ;-)
Aynen dediğin gibi ama O(n/2) die bişi yok onu O(n) yapıyoruz hemen :)
Şimdi O(1) da complexitiy hep aynı ama bunun da kötü bi yanı var eğer sistemde 200'den az process çalışıyorsa O(N) daha hızlı bir algoritma oluyo ama processler 200'yü geçtiği anda O(1) daha daha hızlı hale geliyo :)
/cartman
Şimdi O(1) da complexitiy hep aynı ama bunun da kötü bi yanı var eğer sistemde 200'den az process çalışıyorsa O(N) daha hızlı bir algoritma oluyo ama processler 200'yü geçtiği anda O(1) daha daha hızlı hale geliyo :)
/cartman
Cevap verme zahmetine katlandığın için teşekkürler ;-)
Muhabbeti bu kadar uzatmamın sebebi biraz abes gibi görünebilir bazı insanlara o yüzden birkaç cümle ile derdimi anlatayım.
Bu siteyi takip eden kitle her ne kadar bilgisayarla ilgili olsa da kendi içinde epey heterojen. Bu yüzden küçük bir kesim tarafından anlaşılabilecek bir konu çok önemli olduğu takdirde bunu olabildiğinde anlaşılabilir kılmak faydalı olur diye söylüyorum.
Başka bir deyişle misal Gödel Kanıtlamasını anlamak için evet ileri seviyede matematik gerekir ama Gödel'in neyi kanıtladığı lise mezunu normal zekâ seviyesindeki bir adama popüler bir dille anlatılabilir. Budur yani derdim ;-)
(Oh be söyledim kurtuldum diyen bir FZ)
Muhabbeti bu kadar uzatmamın sebebi biraz abes gibi görünebilir bazı insanlara o yüzden birkaç cümle ile derdimi anlatayım.
Bu siteyi takip eden kitle her ne kadar bilgisayarla ilgili olsa da kendi içinde epey heterojen. Bu yüzden küçük bir kesim tarafından anlaşılabilecek bir konu çok önemli olduğu takdirde bunu olabildiğinde anlaşılabilir kılmak faydalı olur diye söylüyorum.
Başka bir deyişle misal Gödel Kanıtlamasını anlamak için evet ileri seviyede matematik gerekir ama Gödel'in neyi kanıtladığı lise mezunu normal zekâ seviyesindeki bir adama popüler bir dille anlatılabilir. Budur yani derdim ;-)
(Oh be söyledim kurtuldum diyen bir FZ)
-O(1) Scheduler 2.5 lafındaki O(1) ne demektir yani şu klasik büyük O notasyonundaki O mudur? Hani şu asimptotik limit durumuna tekabül eden bir algoritmanın karmaşıklığını ölçmek için kullanılan. Yoksa başka bir şey midir?
-Canım memleketimde Linux çekirdeğindeki scheduler yapısını teorik+pratik bazda ele alan babayiğitlerin illere göre dağılımı nedir ve bunlar kaç adet elin parmaklarına tekabül etmektedir?
-Benzer şekilde scheduler ile virtual memory arasındaki bağlantıyı pratik+teorik şekilde alan vatandaşların içinde TC Nüfus Belgesine sahip olan kaç kişidir?
-Bu kernek hacker diye tabir edilen canlı türünün doğal ortamı nedir, ne yer ne içer, ne tip koşullarda yetişir? Ev ortamı, okul ortamı, sosyoekonomik durumu nasıldır? Bu parametreler global coğrafya üzerinde nasıl bir değişim sergiler?
Benim bu pseudo-geyik yazıma ciddi olarak müdahale edebilecek kişiler nerededir?
Evet, Türkiye bu soruların yanıtlarını bekliyor!