Gelişmekte Olan Ülkelerde Kablosuz Ağ Kurulumu

0
arikan
Creative Commons lisansıyla bedava yayınlanan bu yeni kitap kırsal bölgelerde düşük maliyetle kablosuz ağ kurulumu ve işletimini anlatıyor. Kitap dünyanın çeşitli kırsal bölgelerinde ağ kurmuş ve işletmiş profesyoneller tarafından hazırlanmış.
Bu konuda Internet üzerinde bilgi bulunabiliyor ancak Internet’e erişimi olmayan bölgeler ve bu vizyona sahip olmayan yerler düşünülerek bir çok sunucuda kitabın PDF olarak dağıtımı yapılıyor. Kitap temel radyo bilgisinden ağ tasarımına, araç gereç tanıtımından teknik sorunların nasıl giderilebileceğine kadar pek çok pratik bilgi, örnek, resim ve grafik içeriyor. Bir kaç yıl sonra Türkiye’de bir köyde yaşayan insanlar dünyaya online bir hizmet vermeye başladıklarında ne olacak? Bu ne demek?

Görüşler

0
tongucyumruk
Kitabı henüz okumadım, indiriyorum. Merak ediyorum doğrusu. Acaba kablosuz ağınızın kovalamaca alanının evinizin dışına çıkmasının yasak olduğu gelişmekte olan ülkelerle ilgili bir bölüm var mıdır?
0
abdagli

Acaba kablosuz ağınızın kovalamaca alanının evinizin dışına çıkmasının yasak olduğu gelişmekte olan ülkelerle ilgili bir bölüm var mıdır?

Merak ettim.Benim bildiğim Türkiye'de böyle bir kısıtlama yok diye biliyorum.Ancak emin de değilim...Hangi ülkeler böylebirşeyi yasak etsin ki?.Amacı ne olabilir ki?
0
tongucyumruk
Bildiğim kadarıyla ülkemizde TK böyle bir yasak koyuyor. Tabii evinizin 10 metre, 100 metre çevresine kontrolünüz dışında taşmasını dert ettiklerinizi sanmıyorum fakat bildiğim kadarıyla karşı apartmandaki arkadaşınızla kablosuz bir ağ oluşturmanız yasak. Gerçi kablolu ağ oluşturmanız da yasak ya, neyse. Yanılmıyorsam bir ara FM forumlarında, ya da LKD e-posta listelerinde bu konuyla ilgili detaylı bir tartışma dönmüştü. Yanyana iki bina arasında ağ kurulması için TK'dan lisans alınması mecburiyeti gibi bir durum olmuştu yanılmıyorsam...
0
sefalet
Bizdeki internet yasası bile ne kadar zaman sonra çıktı.Şimdi bir on yılda kablosuz iletişimin yasasını bekleriz.Benim bildiğim telsiz kanallarını kullanıyor kablosuz ve bu kanalların kullanımı lisans gerektirmiyor.Ama radyo ve telsiz yayınlarını düzenleyici yasada her isteyenin yayın yapamayacağını söyleyen hükümler var.Durum o yüzden biraz karışık görünüyor.Bir şeylerin yasaklı kalmasındansa muğlakta kalmasını tercih ederim.Alt yapı olarak zamanında kaçırdık geniş bant interneti bari bu yeni teknolojinin geleceğini öngörebilen yöneticiler çıksa.
0
simor
İnternet yasası??? özTürkTelekom, dns veritabanı yönetimini eline aldığında kimlere nasıl peşkeş çekip nasıl saçmalıklara zemin hazırlayacak kimbilir. Bunun sonucunda biz yine kendi yağımızda tcp-ip kavurmaya devam edeceğiz maalesef. Hm, ayrıca habidikgubidik telekomun ortak olduğu TT, bu iktidar bittiği zaman ne hallere düşecek ayrıca merak ediyorum.
0
bm
Eski kanunu hatirliyorum ben. Hakirladigim kismini soyleyeyim: Tamamen ozel mulk sIkIrlari icinde olmazsa tel yasak. Yuzeyde iki nokta rasinda lisanssiz bandda dahi olsa haberlesme saglamak ise ancak ve ancak o zamanki tekel sahibinin 'ben bunu yapamiyorum' seklinde bir belge vermesiyle oluyordu. Teller tekelde ve muazzam pahali oldugu zaman dis internet cikisi icin uydu opsyonu deneyenler vardi, o da yasakti ancak uyducuyla sizin aranizdaki anlasmanin uzerinden (yanlis hatirlamiyorsam fiyati 2 kusurle carpan) bir ucret verince kanuni oluyordu.

Alt yapı olarak zamanında kaçırdık geniş bant interneti bari bu yeni teknolojinin geleceğini öngörebilen yöneticiler çıksa.

Yahut "ancak benim anlayip, faydasina kanaat getirip, duzenleyip, izin verdigim seyler yapilabilir -- o da ben yapacagim demezsem -- kalani kulliyen yasak" diyen anlayis degisse de ufkumuz 'yonetici' denenlerin ufku ve capiyla sInirlanmasa.

0
urxalit
Kablosuz ağ cihazlarının verici gücü 18 dB ile sınırlı olduğu sürece lisans gerekmiyor diye biliyorum. Aynı şekilde PM446 amatör el telsizleri de 500 mW güç ile sınırlı ve lisans gerekmiyor. Ama kablosuz ağ sinyalinin fiziksel olarak bir başka binadan alınıp kullanılması konusunu ilk kez duyuyorum. Allah sonumuzu hayretsin.. :)
0
tongucyumruk
Evet, 20dB limiti var, ancak bu konuyu Serdar Köylü 2004'te kablosuz ağlar seminerinde detaylı olarak anlatmıştı.

20dB bariyerinin amacı insanların kablosuz ekipmanla uzun mesafeli bağlantılar yapmasını engellemekti. Tabii insanoğlu akıllı bir canlı olduğu için bu sefer sinyali 20dB'de tutarak daha iyi antenler kullanmaya başladı. Yeterli büyüklükte bir antenle birkaç kilometrelik mesafelere 20dB sınırını aşmadan ulaşmak mümkündü. Bunun böyle olduğunu gören TK bu sefer işi kökten çözerek binalar arası bağlantıları yasaklama yoluna gitti. Olay budur.
0
koraypeksayar
Evet böyle bir kanunsal düzenleme var ülkemizde.

İlgili Kısa Mesafe Telsiz yönetmeliğine http://www.tk.gov.tr/Duzenlemeler/Hukuki/yonetmelikler/KET_Yonetmeligi.pdf adresinden erişebilirsiniz.

Telekomünikasyon Kurumu çok zaman önce CEPT tarafından verilen kararları yönetmeliklerine yansıtma konusunda prensip kararı vermişti fakat uyulmadı ve uyulmuyor maalesef.

CEPT'nin kabul ettiği şartlar 2.4 ve 5.2 GHz frekanslarının dış mekanlarda lisans sahibi amatör radyo operatörleri veya profesyonel radyo operatörleri tarafından kurulabileceğini kabul ettiğini duydum. Üstelik çıkış güçleri de daha yüksek olabiliyor. Burada güvenlik mesafesi kurallarına uyulması gerekiyor.

Saygılar, sevgiler
Koray
0
arikan
Radyo dalgalari ile ilgili kanunlarin kirsal bolgelerde herhangi bir etkisi ve anlami olacagini sanmiyorum.
0
bm
Radyo dalgalari ile ilgili kanunlarin kirsal bolgelerde herhangi bir etkisi ve anlami olacagini sanmiyorum.

Kanunla ve devletle bu sekilde oyun oynamak, 'birsey olmaz abi' diye elektrik tesisati yapmak, yahut daha gunceli, bina yapmaya benziyor biraz. Gokten aninda birsey dusup insanin kafasina gelmiyor tabii, ama basinizin uc karis ustunde 'keyfin olunca bunu bana vur' diye etiketlenmis bir onunla dolasiyorsunuz. Ustelik birisi o odunu vurdugu zaman kimse size acimiyor. Kanun nasil olsa yetisemez buraya diye is yapmanin anlami bence o.

0
koraypeksayar
Yarım doğru desem doğru olacak.

Kırsal bölgeden kasit yapılaşma ve canlı varlığının kısıtlı olmasıysa evet bu ideal durum, hem dalgaların propagasyonu hem de canlı sağlığı için.

Canlı sağlığıyla ne ilişkisi var diyecekler olabilir. 2.4 GHz evimizde kullanılan bir mutfak cihazında kullanılıyor: mikrodalga fırın. Yani 2.4 GHz yüksek güçlerde dokulara zarar verebilir (H2O (su) moleküllerinin hızlı titreşmesine sebep olup ısınmasına ve yanmasına sebep olarak)

20 dbm sınırı ise Avrupa'dan gelen bir rakam. Uzak mesafeli bağlantı kurulmasından çok canlı sağlığı ve yine bu frekanstaki yayınların atmosferdeki O3 (ozon) oluşumuna sebep olmasını gözönüne almışlar.

Yine de bu sınır çok küçük bir güç. Kanımca, TK'ya haber verilmesi halinde şuna uymanızı isteyeceklerdir: güvenlik mesafesi. Hadi bunu da açıklayayım hatta formülü vereyim;

P - Yayım gücü (bizim için standart amp. olmadan 80 mW)
GA - Anten kazancı (dB)
GD - Diğer kazanç (dB)
PE - Etkin yayım gücü (W)
VA - Elektriksel alan limit değeri (Sabit-Avrupa için limit değer en çok 10 V/m)
Gm - Güvenlik mesafesi (m)

P, GA ve GD ile PE hesaplanır:
PE=P*(10^((GA+PE)/10))

Gm=SQRT(30*PE)/VA

Burada amplifikatör ve kazançlı anten kullanılmazsa ve elektriksel alan limit değeri en yüksek kabul edilirse (10 V/m) bu güç için güvenlik mesafesini 0.1549 m (yani yaklaşık 15 cm) olarak hesapladım.

Yani antenin 15 cm. civarında canlıların ve diğer engellerin bulunmaması gerekiyor.

Bu 15 cm'lik alan içerisinde antenin etrafında elektriksel akımlar vardır, bu 15 cm'nin dışında ise elektriksel akımlar elektromanyetik dalgalara dönüşür diye kabaca açıklanabilir.

Teknik kısmı böyle.Fakat yönetmeliklere uymamak olmaz, kısaca devletle oyun olmaz :)

Sevgiler, saygılar,
Koray
0
koraypeksayar
Bu arada direktman yönetmelik vs konusuna girdiğimi farkettim, pardon.

Haber için çok teşekkürler.

Kitap oldukça güzelmiş. Basit bir dille yazılmış olsa da konuyu çok çok iyi anlatıyor.

Koray
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Var mı yazmak isteyen?

sundance

Internet'in viral etkisi ile yayılması sonucu forum ve blog yazarlarının artmasının, yazan ve düşünen insan sayısını arttırdığını düşünüyorum.

Arkadaşlarla olan sohbetlerde her geçen gün biraz daha fazla kişinin "yahu bir fırsat bulsam da şu kafamdakileri bir yazıya döksem" dediğini, hatta birçoğunun bunu "derli toplu düşünme aracı" olarak gördüğünü farkettim.

Böyle düşünenler için, bir süredir devam eden bir kampanya var, herne kadar Amerika'da olsa da, (Internet her yerde değil mi?) Milli Roman Yazma Ayı, insanları bir aylık bir süre içinde bir roman yazmaya teşvik ediyor.

CVS ve Dallar (Branches) İle Karmaşık Yazılım Yönetimi

malkocoglu_2

Yazılım sektöründe anahtar teslim projeler için bir derece, ürün ile uğraşmakta olan takımlar için kesinlikle lazım olacak bir kaynak kod deposu özelliği vardır. Dallar, yâni branch kavramı. Branch kullanımı her kaynak kod idare programında farklıdır, ve tabii ki açık yazılımın favori programı CVS'te de branch desteği mevcuttur fakat bazı konularda dikkatli olmak gerekmektedir. Yazılım sektöründe birçok konuda olduğu gibi elde bir "yapılması uygun olan/olmayan" gibi bir liste, önceki tecrübelere dayanarak mevcuttur, bu yazıda bu tür tavsiyeleri toparlayarak, kendi tecrübelerimiz ışığında sunmaya uğraştık.

Not: Makale, GNU Emacs ve LaTeX ile yazılmıştır.

Projelerde Hata Takip Düzeni - ITracker

malkocoglu

Yazılım projelerinin test safhasında ortaya çıkan hataları, bir iş akışı altında kontrol etmek programcılara ve idarecilere rahatlık sağlıyor. Şu anda içinde bulunduğumuz projemiz için ITracker adlı J2EE bazlı serbest yazılımı seçtik (projemiz tarafından Türkçeleştirilmiştir). Hata takip için gereken düzeni, ITracker üzerinde anlattığımız bu yazının yararlı olacağını umarız.

Projelerde Hata Takip Düzeni

ITracker

Administrative tools

HoLY

Dsniff, MRTG, IP Flow Meter, Tcpdump, NTOP, Ngrep ve diğerleri hakkında açıklamada bulunan PDF formatında bir döküman. Neden ve nasıl ağı dinleyebileceğimizi örneklerle de açıklamışlar saolsunlar:) Döküman bu linkte

Python Paradoksu

FZ

Paul Graham, geçenlerde (2004 Ağustos'unda) kısa bir makale yazmış, bakalım ne demiş:

"Kısa bir süre önce gerçekleştirdiğim bir konuşmada pek çok insanı hayalkırıklığına uğratan bir laf ettim: Python tabanlı bir proje için bulabileceğiniz programcılar, Java tabanlı bir projeye çekebileceğiniz programcılardan daha zeki olacaktır.

Kast ettiğim Java programcılarının aptal olduğu değil. Kast ettiğim şey, Python programcılarının daha akıllı olduğu. Yeni bir programlama dilini sıfırdan öğrenmek çaba gerektirir. Ve insanlar Python'u yeni bir iş bulabilirler diye öğrenmiyorlar; insanlar Python'u öğreniyor çünkü gerçekten programlamayı seviyorlar ve halihazırda kullandıkları dillerden memnun değiller.