James K.:
>Kitabını okudukca haykırdım, ağladım, çok da güldüm.
>Sen bunu 20 yıldır yaptığına göre, benim bu ilk
>tecrübemin neye benzediğini tahmin edersin. Beynime
>ve kalbime hitap ettin ve birkaç dakika içinde fikrimi
>değiştirdin, çünkü sen haklıydın.
Tabiiki bu mektuba çok sevindim, fakat daha önce dikkatimi çekmemiş bir ayrıntıya yoğunlaşmamı sağladı. Daha doğrusu IFIP 8.2 konferansında yaptığım konuşma esnasında duyduğum bir hususu çağrıştırdı.
Oradaki konuşmacılardan biri, ismini hatırlıyamadım şimdi, "Acıların Toplulukları" diye bir toplumbilimsel araştırma okumuş ve kanaatince Linux - Açık Sistem topluluğunu buna çok benzetmiş.
Daha ziyade Alkol veya Sigara gibi alışkanlıklardan kurtulmaya çalışan insanların oluşturduğu toplulukların Açık Sistem'le ne alakası olabilir diye düşündüm ve konuşmacıyı şöyle yanıtladım:
"Evet biz insanları ve programcıları kapalı sistem yazılımların acı ve hüsran dolu dünyasından kurtarmaya çalışıyoruz."
Burda James K. nın yazdıklarına tekrar yer vermek istiyorum.
>Hayatımı değiştirdin! [...] Microsoft dokümentasyonu
>her zaman "ortaya çıkarılarak gizlenen" bir tarzda yukardan
>aşağıya hitap ediyordu. Bunu zamanla, internet geliştikce daha
>iyi fark etmeye başladım.
(Çev. Not. Microsoft Türkiye Çalışanları alınmasin)
Gerçekten biz bir "Acıların Topluluğuz" ,çünkü büyük acılar çekerek ve bundan birlikte kurtularak ve bu tecrübelerimizi başkalarınla paylaşarak onların da kurtulmalarını olanak sağlıyarak Alkol Terapi gruplarına çok benziyoruz.
1991'de "The New Hacker's Dictionary" ile başladığım çalışmalar esnasında sanki hacker topluluğu beni kendilerini tarif etmem için seçmiş hissine kapılıyordum.
(Çev. Not. Hacker = bilgisayar programcısı ve bilgisayar delisi demektir, halk arasında ise Cracker tabiri ile karıştırlmaktadır üstelik Cracker = yasa dışı yollarla başka insanların özel bilgilerini ve paralarını gasp edenlere denir)
Eğer bugün hacker kültürünün ve Açık Sistemin öncü savunucularından biri konumundaysam, bunu içinde bulunduğum topluluğun duygu ve düşüncelerini en yalın bir şekilde aktarabildiğim içindir.
Bütün bu tartışmaların bende asıl uyandırdığı duygu şimdiye kadar hep es geçtiğimiz, ama yaratıcı programcıların kapalı yazılımların hegemonyasında sönüp gittikleri, Açık Sistem ile ise yeniden özgürlüğe kavuştuklarıdır.
Dolayısiyle Açık Sistem her şeyden öte programcının kendi eseri olan programlarının kontrolünü, kendi kimliğini ve saygınlığını geri kazanmasıdır.
Çevirici düşünceleri:
Bu yazıdaki topluluklar, firmalar ağırlıkla Amerika bağlantılıdır. Dünyayı komple etkileyen ve Türkiye'mizdede bir çok yankıları olan açık yazılım oluşumu ülkemizde birebir aynı durumu yansıtmamaktadır. Her şeyden önce biz bir Hindistan gibi, bir Arjantin gibi, bir Çin gibi yazılım üreten bir ülke değiliz. Onun yerine kaçak yazılım kullanmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla Microsoft gibi bir firmanın yaratıcılığımızı frenlediğini soylemek biraz güç. Ama ben kısıtlı imkanları olup kendini yetiştirerek programcı olmak isteyenlere Açık Sistem Platformunu öneririm.
Berkem Dinçman
http://www.ocal.net/v3/Core.asp?bolum=Yazilar&yazi=2001Haziran&sayfa=1
biraz uzun ama:)
eu