Debian sürüm 3.0 çıktı!

0
cadas
Sonunda Debian GNU/Linux version 3.0 çıktı... Resmi sitede çıkan haberi okumak için buraya, Slashdot'taki yorumları okumak için de buraya tıklayabilirsiniz.(Ed. Aaa debian 3.0 çıkmış şunun haberini yapayım diye yönetici arabirimine girdiğim anda, bu haberle karşılaştım :) FM bu işte...)

Görüşler

0
m1a2
Eveeet, sürüm 2.2`den (aka `potato`) sonra 1 yıl, 11 ay ve 4 gün süren bekleyiş sona erdi... Duke Nukem`ı Linux`a port etmek için bu kadar beklenildiği söylentilerine gel de inanma :) Zor ve uzun bir bekleyiş oldu. Slashdot`tan:

We mean real wrath-of-God type stuff. Plagues, darkness
The dead rising from the grave!
Forty years of darkness! Earthquakes, volcanoes
Riots in the streets, dogs and cats living together, mass hysteria!


P.S. ISO`ları indirmekle meşgulum, yakında bir Woody review gelebilir...
0
sundance
Bu arada bu yukarda yazdıkların GhostBusters filminden alıntılar :) Bayılırım.

Hava bu kadar sıcak olmasa, ben bu kadar bezmis olmasam, Fazlamesai HQ`a gidip, DSL`e `kap olm şu isoları` diyecektim ama güneşin alnında yirmi dakka otobüs bekledikten sonra neden bilmem canım omlet çekti, şimdi takılıyorum:)

Kolay gelsin, bekliyoruz Woody reviewu
0
cadas
Acaba bana da bir CD(CDler) yapabilir misin? Yoksa diyorum acaba network'ten mi yuklesem.

Bunu deneyen var mi? Ortalama bir baglanti ile(Dial-up'tan yukari tabi) rahat rahat kurulur mu acaba? Cunku diyorum ki, simdi CDsini aliyorsun, aha iki gun sonra updateler cikiyor, CD'den soguyorsun... :)
0
m1a2
Kurulum için -diğer dağıtımlarda olduğu gibi- yeni sürümün ISO`larını, kur ve yeni sürüm çıktığında al baştan yaklaşımı Debian`vari bir yaklaşım değil. Birçok Debian`cı bu işi doğrudan apt-get dist upgrade vb. şekilde yapıyor, hatta sistemini bugüne kadar _reboot etmeden_ `buzz`dan (eski bir Debian sürümü) `woody`ye taşımakla övünenler de mevcut. Maamafih ben Debian`ın çok aşinası olmadığım için en azından başlangıç safhasında kendime böyle bir hak tanıdım. Allah`ın izniyle `sarge` (woody sonrası) upgrade`i network üzerinden olacak ;)
Dial-up kurulumu pek tavsiye etmem. Zira Woody epey bir yüklü geliyor (suse bile yanında halt etmiş). Geçenlerde mükellef bir Debian potato kurulumu yaptım ve yaklaşık olarak 600MB civarı yer kapladı -açılmamış halde bu boyut yarıyarıya düşebilir-. Yani potato olabilirdi, fakat Woody biraz şişman gözüküyor. Official ISO`lar su tarih itibarıyla henüz çıkmadı. Gözün kulağın şu adreste olsun: Ankara üniv. ftp alanı
(Bu ftp site`ın admin`ini tebrik ediyorum bu arada. Cok aktif ve güncel bir administrasyon yapıyor. Mirrorlama halen devam ediyor. Öte yandan ftp.tr.debian.org down gözüküyor :() Ben jigdo ile bi seyler toplamaya calisiyorum ama isler bi miktar yavas ilerliyor, belki de pes edip ISO`ların çıkmasını beklerim...
Bir de son cümle için bi kaç şey söyleyeyim. Security update`leri bir yana bırakılacak olursa -Debian`daki quality-managment`ı gördükten- update`lere çok sıcak bakamıyorum. Bence CD`leri temin et ve stable-woody kurulumundan sonra (yeni sürüm yaklaşıncaya kadar) test+unstable alanına pek dokunmadan makinanı kullanmaya devam et veya en azından ben öyle yapacam :)
0
anonim
debian'i masaustu isletim sistemi olarak onerebilir misiniz? Mandrake ya da RedHat' la karsilstirisaniz Debian 'masaustunde' artida midir ekside mi? Sorumu kurulum/konfigurasyon/guncelleme kolayliklari icin cevaplayabilir misiniz?
0
cadas
Herhangi bir linux dagitimi ne kadar onerilebilirse, Debian da o kadar onerilebilir diye dusunuyorum. Diger dagitimlardan yuzeysel anlamda bir eksiginin veya bir artisinin oldugunu dusunmuyorum.(Eksi olan bazi yanlari woody ile kapatilmis gozukuyor)



Ama en guzeli m1a2 veya diger arkadaslarin incelemelerini beklemek.(Keske ben de ISOlarini alabilsem bir yerlerden)



Daha da guzeli, imkaniniz varsa kendi kendinize denemeniz.(Bu cumle bosa kurulmus gibi gelebilir, ama bence hepimizin midesi bulanana kadar, puffff yeter be baydi dedirtene kadar bu cumle kurulmali. :) )
0
m1a2
Sorunu woody kurulumundan sonra cevaplamak daha uygun olurdu aslında, fakat potato gözlemlerimden bir ön cevap verilebilirse şunları söylerdim:

Öncelikle genel bir değerlendirme yapmak lâzım. Malumu âliniz pazarda 3 tip linux dağıtımından bahsedilebilir. Redhat türevleri (redhat, mdk, suse vb.), Slack türevleri ve Debian türevleri. Linux`la dolma kulak aşamasını geçip tanışmam 1994-1995 civarına rastlar. İlk gözağrım (ki pek alternatifi de yoktu) Slackware idi. (Basit ve straight yapısıyla, hâlâ kendisi hakkında çok müspet şeyler düşünmekteyimdir.) Ne günlerdi onlar :) Sonra Turkuaz, Redhat, Suse, Mdk... Debian hep kafamda idi ama `şunu da kurayım` yeterliliğinde bir güdülenme olmadı. Taa ki Debian`ın felsefesi, paket yönetiminin güzellikleri hakkında bir dolu okuma yaptıktan sonra dayanamadım, Potato kurdum ve `iyi ki kurmuşum` dedim. Bu son cümle Woody heyecanını da bir miktar açıklar zannediyorum. İşte benim `Niçin Debian`larım (öncelik _sırasız_ olarak):

- Debian tam bir taşınabilirlik laboratuvarıdır. Arm`den, Powerpc`ye, Sparc`tan, Alpha`ya kadar bir dolu işlemcide çalışabiliyor. (Bir ara sparc`larla çalışmış ve hasbelkader taşınabilir CAD tool`lar geliştirmekle uğraşmış birisi olarak bu özelliğin ne kadar önemli olduğunu anlatamam.)

- Standartlara gösterilen özen. Debian, dizin düzenlemelerinde FSH`yi (File System Hierarchy) gözetir. Ben böyle olmasını doğal karşılıyorum fakat kendi oluşturduğu bazı kural ve teknolojilerle Redhat`in Linux camiasının Microsoft`u olarak suçlanması bu ikinci maddeyi daha güzel açıklar sanıyorum. Meselâ Redhat XFree`nin stock versiyonuna -kafasına göre- bir xfs (x font server) patch`i çekti ve ortalığı karıştırdı. Yine Gcc`nin 3.0 development snapshot`larını kullanarak yaptığı girişim de çok eleştirildi.

- Toplam kalite yönetimi konusunda gösterdiği özen (bu her ne demekse ;). Yani sistemin bütününe yayılmış bir kararlılık. Debian`ın `yaw bu programın niçin bu kadar eski bir versiyonunu koymuşlar?` eleştirisine maruz kalan `stable` release`leri bilin ki bir yığın test`ten geçerek oluşturulmuştur. Ama macera düşkünleri için `unstable` kaynakları her zaman açıktır.

- İnanılmaz sayıda paket ve çok sayıda `debian-developer`. `make;make install`larınızın sayısının azalacağına emin olabilirsiniz. Aradığınız bir program mı var? Şuraya bir bakın hemen.

- Ve tabii meşhur paket yönetimi. Valla sürekli internete bağlı olan makinalar için Debian`dan daha güzelini düşünemiyorum. `foo` adında yeni bir programa mı ihtiyacınız var? `apt-get install foo` diyorsunuz ve sistem `foo` paketinin bağımlı olduğu diğer paketleri de gösterdiğiniz kaynaklardan arıyor, buluyor ve kuruyor. Ne güzel, ne âlâ... Kaynaklarınız `cdrom`, `network`, `local filesystem` vb. olabilir. İstediğiniz programın en son versiyonunu veya en kararlı versiyonunu seçmek de elinizde. Üstelik bütün bir dağıtımı güncelleyebiliyorsunuz. Hatta böyle yapmazsanız size güceniyorlar :)

- Sahibine duyduğu güven ve bağlılık. Kurulum sırasında her şey raporlanıyor. Bilginiz dahilinde olmayan bir `A` servisi çalışmıyor, `bu da olsun, bi gün gerekir` diyerek kernel`a bir `B` modülü kurulmuyor. (Yalnız dikkat yeni kullanıcıların için bu bir sorun olabiliyor çoğunlukla.)

Bu genel mülâhazaları yaptıktan sonra sonuç cümlelerini bağlayayım:

- Kurulum _bence_ kolay. Hatta -nerde okumuşdum hatırlamıyorum- bir tavuk bile kurabilir. Karşınıza gelen default seçenekli kurulum ekranlarında enter`ı gagalamak yeterli :)

- Konfigürasyon, kitabına göre yapılması kaydıyla hem kolay hem de mevcutlar arasında en standartize edilmişi. Meselâ bütün bir sistemde editör olarak `VIM`i kullanmak için `update-alternatives editor` ile VIM`i seçmeniz yeterli (aynı mantıkla pencere yöneticisi de dahil bir yığın öge isteğinize uygun olarak ayarlanabilir.)

- Güncelleme`nin mükemmelliği hakkında ise fazladan bir izaha gerek yok.

Negatiflere gelince:

- Mdk`daki gibi `pentium`a optimize edilmiş binary`ler beklemeyin. Bütün -intel- paketler `i386` olarak derlenmiştir.

- `KDE 3 çıkmış, ben onu isterim` demeyin, bunun için bir miktar beklemeniz gerekebilir.

- Kurulum ve konfigürasyon meselâ Mdk veya Suse`deki kadar `akıllı` ve kolay değil. Bir miktar uğraşmanız gerekecek. Fakat kesinlikle çabanız boşa gitmeyecek.

P.S. Bu arada şunu da ekleyeyim. Her derde deva tek bir dağıtım yok kanaatimce. Windows`tan göç etmiş çiçeği burnunda yeni kullanıcılar için Suse, Mdk pek âlâdır (Türkiye şartlarında Gelecek Linux`da mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir alternatif.) Makinanız eski ve yavaş ise optimum performans için `Vector` biçilmiş kaftan. Ben herşeyin yenisini isterim diyenler için (ben pek sevmedim ve Debian `unstable`ını öneririm ama) `Gentoo` bakılması gereken bir seçenek. `Konsolu pek bir severim, 10 parmak admin yaparım, ne nerededir bilirim, onunla doğdum onunla ölürüm` diyenler için pazara kadar değil mezara kadar Slackware ;) (Bütün Slackware`cilerin karşısında saygıyla eğiliyorum.)
0
FZ
Bu güzel, detaylı ve teknik eleştiri için çok teşekkür ederim. fazlamesai.net sitesine yaraşır bir yorum/eleştiri/yazı/tanıtım olmuş ;-) Benzerlerinin çoğalmasını dilerim.
0
cadas
- Mdk`daki gibi `pentium`a optimize edilmiş binary`ler beklemeyin. Bütün -intel- paketler `i386` olarak derlenmiştir.

Bunu biraz acabilir misin? Yani, pentium'a gore optimize edilmis paketleri nasil sagliyoruz Debian'da?
0
m1a2
Pentium`a optimize edilmiş paketler (yani i586 veya i686:pentiumpro) derken `gcc`nin pentium hedefli flagleri aktive edilmeden derlenerek oluşturulan binary`leri kastediyorum. gcc`nin `m` flag`i -intel için- i386, i586, i686 ve amd değerlerini kabul eder ve varsayılan i386`dır ki son derece konzervatif bir seçimdir. Debian`ın bu seçimi binbir zorlukla tonla CPU için hazırlanan dağıtımın kolay idare edilebilmesi içindir tabii. İşlemciye göre optimize edilmiş dağıtım hazırlama konusunda Debian`dan official bir karar çıkmadı bugüne kadar. Bu durumda 2 yöntem kalıyor geriye: (1) Unofficial bir kaynaktan i586 olarak derlenmiş bir dağıtım elde etmek. Macaristandaki bazı vatandaşlar bunu yaptıklarını söylüyorlar. Buradan bilgi alınabilir. (2) `İş başa düştü` diyerekten mutfağa geçip paketlerin source`larını indirerek siz derleyebilirsiniz. İşinizi kolaylaştıracak `apt` araçları -kısmen- mevcut. Yani `bana binary get`leme source get`le ve sonrada bunu şöyle derle` diyerek. Debian planet`te bu konuyla ilgili haberlerden birisi de şurda. Kişisel kanaatim çok özel bir performans amacı olmadan bunların hiçbirisine girişmemek, aksi takdirde bilgisayarla geçireceğiniz vakit sosyal hayatınızı akamete uğratacak düzeye çıkabilir ;) İllâ isteniyorsa sadece temel bazı paketlerle (libc, gtk vb.) yetinmek de düşünülebilir.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bir LKG yaratmak

conan

GSULinuX kurulalı yaklaşık 6 sene oldu. 97 yılının başlarında 6 kafadarın o zaman varolan yegane bilgisayar lab'inde redhat 4.0'ı indirmeye çalışırkenki halleri hala gözümün önünde. Hele ki o CD'nin yakılması için gerekli donanımların bulunamaması, FAT partitionlardan kurmaya çalışmalar, vs... bunlar değil bu yazıda bahsedilecek olanlar. :) Bu yazıda bir Linux Kullanıcıları Gurubu'nun (LKG) kurulması için neler yapılmalı, biz neler yaptık, onları anlatmaya çalışacağım. Bakalım becerebilecek miyim?

AT&T GNU/Linux'u deniyor...

Soulblighter

Dünyanın en büyük bilgisayar, iletişim ve yazılım şirketlerinden AT&T, 70,000 çalışanı tarafından kullanılan PC'lerdeki Windows işletim sistemine alternatif olarak GNU/Linux'u denemeye başladı. Denemeler sonunda firma GNU/Linux kullanıp kullanmayacağına karar verecek.

Eğer bu karar verilirse, Microsoft, GNU/Linux'a karşı en büyük yenilgisini alacak. Özellikle son zamanlarda artan virüsler ve maliyetler, kullanıcıları Windows'a alternatif işletim sistemleri kullanmaya itiyor.

Bir röportajda, ''Ülkedeki her yönetici gibi biz de güvenlik, üretkenlik ve düşük maliyetler konusunda sıkıntı yaşıyoruz.'' diyen AT&T'nin bilgi yöneticisi Hossein Eslambolchi, kararı 2005 yılı sonunda verecek.

Kaynak: bloomberg.com

Editörün Notu: Görülen o ki UNIX´i geliştiren şirket köklerine geri dönüşe hazırlanıyor. Buna karar verecek olan adam ise dünyadaki en çok kazanan bilgi işlem müdürü (geçen seneki yıllık maaşı 4.3 milyon $ + 1.5 milyon $'lık şirket hissesi) ve bu adamın akıllıca hareket edeceğini var saymak çok yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Linux ve Büyük Medya

FZ

Beyler, bayanlar,

Financial Times gazetesinin (ki bu yayın organı finans piyasalarının ve iş dünyasının en saygın ve ciddi yayınlarından biridir) 31 Ocak 2001 Çarşamba tarihli nüshasının 11. sayfasında IBM tarafından (dünyanın en büyük bilgisayar firması) verilmiş TAM SAYFA bir LINUX reklamı vardır.

Bu reklamda, Linus Torvalds, Elvis Presley`den sonra gelen en popüler tip olarak lanse edilmekte ve cığlık cığlığa bir kız "Linux is so totally dreamy!" demektedir.

Sanırım 2001 yılı Linux ve iş dünyası arasındaki yakınlaşma bakımından önemli bir yıl olacak ve bu reklam da bunun habercilerinden biri.

Daha fazla yoruma gerek yok bence. :-)

Çin de Linux dedi !!!

anonim

/. daki habere göre Sun Microsystems, Çin hükümetiyle, Star Office 7.0'ı da içeren, 50$ lık lisanslar ile satılacak olan Linux masaüstleri için anlaşmış.

HP: GNU/Linux olduğundan düşük gösteriliyor

cihatix

Açık kaynağı destekleyen şirketlerden HP’nin üst düzey bir yöneticisi, istatistik şirketlerinin geri kalmış ölçüm yöntemleri nedeniyle GNU/Linux’un yaygınlığını olduğundan aşağıda gösterdiklerini öne sürdü.