BİLSAT Uydumuza Ne Oldu?

0
RoR
Yörüngedeki ilk uydumuzu bilgi aktarımı amaçlı, İngiliz SSTL firması ile ortaklaşa 2003 yılında yapmıştık ve 2006 tarihine kadar çalışmıştı (gibi)... Son görevini pilini bitirerek sonlandırdı...
Anlayamadığım nokta 2 milyon dolarlık bir projeden ne kadar yararlanabildiğimiz yada hala yararlanabilirmiyiz (elimizde bilgi varsa...) Aslına bakarsanız uydu 2,5 yıl uzayda gezindi (bu arada hala geziniyor ama malesef operasyonel değil -işlevsiz-... )

Yörüngede aktif ama çalışmada pasif olmasını ben işin içinde plansız bir durum çıktığı olarak yorumluyorum, çünkü böyle bir yükseklikteki uydu kullanılmayacaksa son enerji kırıntısı ile atmosfere çekilerek yörünge boşaltılırdı diye düşünüyorum...

Projedeki kimseye haksızlık etmek istemem, çünkü ellerindeki bilgiye talep olmayınca onlarında yapacakları birşey yok, ancak uydu hakkında söylenen eksik bir şeyler var gibi...

Ya da doğru soru yeni uydu ne zaman?

Daha fazla bilgi:

http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/root/

http://inosci.blogspot.com/2007/06/trkiyenin-ilk-yer-gzlem-uydusu-bilsat.html

http://inosci.blogspot.com/2007/06/bilsat-uydusu.html

Görüşler

0
yilmaz
clark kuşağında uydu barındırmanın belli kuralları var. Her ülke belli şartlar dehilinde o alanda uydu barındırabilir. Eğer siz oraya uydu koymazsanız bu alana komşu bir ülke talip olabilir. Sebebi belki budur.
0
RoR
Hatırladığım kadarıyla Clark Kuşağı 36000 km jeosenkron uyduların bulunduğu kuşak. BİLSAT daha iç yörüngedeki (düşük yörünge) bir uydu.

Uydunun bugün örnek verileri;

Yükseklik : ~690 km
Hız :~7500 km/s

Karşılaştırılması açısından Uluslararası Uzay İstasyonu;

Yükseklik : ~350 km
Hız : ~6000 km/s

ve bu katman uydu yörüngesinin uyduyu gönderip yörünge kapandı denecek kadar önemsiz bir yörünge değil.Yoksa daha küçük mikro uydular yörüngede çoktan dönmeye başlardı diye düşünüyorum...

ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya, Kanada uzay çöpleri konusundan çok hassas olduğunu tahmin ediyorum. Böyle bir yörüngedeki uydunun atıl bir şekilde yörüngede kalması ve zamanla yörüngesinin daralmasını beklemek (ve diğer uyduların yörüngelerini işgal etmesini beklemek...) pek mantıklı gelmiyor. Ayrıca bir enkazın yörüngesinde diğer uydu ne kadar güvenli olur o da ayrı bir soru.

ve NASA'nın bu konuda (uzay çöpleri) bir ofisi var, http://www.orbitaldebris.jsc.nasa.gov/

Ben uydu operasyonunun 2,5 yıllığına planlandığını düşünmüyorum (bu benim fikrim,doğruluğu tartışılır...). Yoksa niye 2004 temmuzunda kalibrasyonuna bu kadar emek verilsin
(http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/news_archive/0005.asp)

Zaten ilginç olanda BİLSAT sitesinde (http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/root/) yukarıdaki kalibrasyon haberi ile uydunun işi bitti duyurusunun arka arkaya olması (arada duyuru olmaması) acaba kalibremi oldu :) fikrini getirmiyor değil...
0
Tarık
Anladığım kadarıyla kalibrasyon, uydu üzerindeki birimlerde ya da görev başarımında olması gereken verilerin doğrulaması anlamına geliyor. Yani bir nevi kalibrasyon :)

O halde uydu ya artık düzgün çalışmıyor(son kalibrasyona göre) ya da görevini tamamladı.
0
RoR
Hatırladığım kadarıyla Clark Kuşağı 36000 km jeosenkron uyduların bulunduğu kuşak. BİLSAT daha iç yörüngedeki (düşük yörünge) bir uydu.

Uydunun bugün örnek verileri;

Yükseklik : ~690 km
Hız :~7500 km/s

Karşılaştırılması açısından Uluslararası Uzay İstasyonu;

Yükseklik : ~350 km
Hız : ~6000 km/s

ve bu katman uydu yörüngesinin uyduyu gönderip yörünge kapandı denecek kadar önemsiz bir yörünge değil.Yoksa daha küçük mikro uydular yörüngede çoktan dönmeye başlardı diye düşünüyorum...

ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya, Kanada uzay çöpleri konusundan çok hassas olduğunu tahmin ediyorum. Böyle bir yörüngedeki uydunun atıl bir şekilde yörüngede kalması ve zamanla yörüngesinin daralmasını beklemek (ve diğer uyduların yörüngelerini işgal etmesini beklemek...) pek mantıklı gelmiyor. Ayrıca bir enkazın yörüngesinde diğer uydu ne kadar güvenli olur o da ayrı bir soru.

ve NASA'nın bu konuda (uzay çöpleri) bir ofisi var, http://www.orbitaldebris.jsc.nasa.gov/

Ben uydu operasyonunun 2,5 yıllığına planlandığını düşünmüyorum (bu benim fikrim,doğruluğu tartışılır...). Yoksa niye 2004 temmuzunda kalibrasyonuna bu kadar emek verilsin
(http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/news_archive/0005.asp)

Zaten ilginç olanda BİLSAT sitesinde (http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/root/) yukarıdaki kalibrasyon haberi ile uydunun işi bitti duyurusunun arka arkaya olması (arada duyuru olmaması) acaba kalibremi oldu :) fikrini getirmiyor değil...
0
skoylu
BİLSAT'ın amacı, uzayda bir sahibi olmak değil, "bir gözlem uydusu nasıl yapılır?" bunu öğrenmekti ve bu işi gerçekleştirip misyonun tamamladı..

Pratikte uydunun kalibrasyonunun tamamlanması ile misyonuda yerine getirilmiş oluyordu..

Şu anda uydu ayakucuna bakar durumda yörüngesinde dolaşmaya devam ediyor. Sadece, fotoğraf çekip gönderemiyor, çünkü pilleri bitti..

Bu sürecin sonunda atmosfere girip parçalanacak, diğerleri gibi.. Ne zaman derseniz 9 yılı kaldı..


0
RoR

Hürriyet gazetesinin haberine bir göz atalım...

.....

Uydunun gönderdiği verilerin arşivlendiğini, çalışmalar tamamlandığında geriye doğru gidilerek, arşivdeki görüntülerin kullanılabileceğine işaret eden Leloğlu, şu ana kadar kurumlardan BİLSAT'ın gönderdiği görüntülerin kullanılması için herhangi talep gelmediğini kaydetti.

Leloğlu, BİLSAT uydusunun, doğal afetlerin izlenmesinde kullanılması amacıyla bazı ülkelerin oluşturduğu Takım Uydu Sistemi'ne dahil edildiğini, bunun için bazı ülkelere veri aktarımı yapıldığını da belirtti. Leloğlu, BİLSAT'ın ayrıca uzay ajanslarının kurduğu bir sistemin de parçası olacağını ifade etti.

TÜBİTAK BİLTEN Müdür Vekili Leloğlu, Türkiye'de uzaktan algılama işlemlerini koordine edecek bir merkezin olmayışının eksikliğine dikkati çekerek, Türkiye'nin satın aldığı uydu görüntülerinin ihtiyacı olan kurumlara tek elden dağıtımının da bu nedenle mümkün olamadığını belirtti.

TÜRKİYE'NİN 3 BOYUTLU MODELİ

Öte yandan, TÜBİTAK BİLTEN Müdürü olduğu dönemde uydu projesini geliştiren Prof. Dr. Murat Aşkar, uydudan tarımdan, deniz suyu kirliliğinin belirlenmesine kadar birçok alanda yararlanılmasının amaçlandığını, ayrıca Türkiye'nin bu uydu yapımında elde edeceği deneyimle yeni uyduları yüzde 100 yerli şekilde üretilmesinin hedeflendiğini söyledi.

Uydunun fırlatılmasının ardından 3,5 yıl içinde Türkiye'nin 3 boyutlu modelinin (ki uydunun çalıştığı yıl 2.5) çıkarılmasını planladıklarını, bu modelin havacılıktan, okullarda simulasyonlu eğitime kadar kullanılmasının öngörüldüğünü anlatan Prof. Dr. Aşkar, “Şu anda görüntülerin işlenerek birçok alanda kullanılabiliyor olması gerekirdi” dedi.

Uydunun yer ve renk kalibrasyonlarının yapılması halinde ürün rekoltesi de yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Aşkar, “Bunları yapmadan Türkiye'nin ikinci bir uydu yapım projesine bu şekilde başlaması çok sağlıklı değil” diye konuştu.

....

Evet şimdi yukarıdaki haberi okuyarak tekrar yanıtlayabilirsiniz. Sizce bir gariplik yok mu? Tabii pili bitti görev gitti diyebiliriz. Merak ettiğim uydu operasyonundaki zaman çizelgesinde pilin ne zaman biteceği ile ilgili bir öngörü varmıydı! Bu iyi bir bilgi aktarımı olabilir...

Birde kalibrasyon neden yapıldı! (Kalibrasyon temel olarak daha iyi görüntü almak amaçlı yapılmıştı diye hatırlıyorum - http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/news_archive/0005.asp ) Bir konsol'dan parametre göndererek son işlem tamamlandı demek yeterli olmuyor gibi. Bunun için simülasyonda yapılabilir (ki ona bile gerek olduğuna inanmak güç). Görüntü kalibrasyonunu işin bir bölümü (uydu fırlatma) olarak saymak bize büyük bir bilgi sağlar mı?

Haberin tamamı : http://inosci.blogspot.com/2007/06/trkiyenin-ilk-yer-gzlem-uydusu-bilsat.html

Ek olarak uydunun 9 sene boyunca yörüngesinin daralarak atmosfer tarafından yutulması mı bekleniyor yoksa bunun içinde bir yörünge öngörüsü var mı?

Türkiyenin 3 Boyutlu modeli projesi ne durumda!

2 milyon dolar böylesi projeler için çok büyük para değil. Ancak sanki eksik bir bilgi var gibi... Acaba uyduya erişilmeyen her durum pili bitti olarak değerlendirilebilir mi?

Bir uydu güneş fırtınalarından , yörüngedeki çöplüklerden, meteorlardan kaynaklı devre dışı kalma ihtimali pil bitme ihtimalinden daha fazla gibi. En azından bu seçenekler tam anlamıyla kontrol edilebilecek kriterler değil...

Ek olarak uyduyu ayakucuna bakarak döndüğü görülüyor ( http://inosci.blogspot.com/2007/06/bilsat-uydusu.html ), önemli olanın bu olması değil sanki...

Yeni uydu (daha önceki sorununda cevabı) RASAT'a ayırılan 10 milyon $ içerisinde kalite bir pil varmı ? Gerçi Güney Kore pil konusunda daha uzman olabilir (İngilizlere nazaran) diyebilirmiyiz...

0
RoR

Hürriyet gazetesinin haberine bir göz atalım...

.....

Uydunun gönderdiği verilerin arşivlendiğini, çalışmalar tamamlandığında geriye doğru gidilerek, arşivdeki görüntülerin kullanılabileceğine işaret eden Leloğlu, şu ana kadar kurumlardan BİLSAT'ın gönderdiği görüntülerin kullanılması için herhangi talep gelmediğini kaydetti.

Leloğlu, BİLSAT uydusunun, doğal afetlerin izlenmesinde kullanılması amacıyla bazı ülkelerin oluşturduğu Takım Uydu Sistemi'ne dahil edildiğini, bunun için bazı ülkelere veri aktarımı yapıldığını da belirtti. Leloğlu, BİLSAT'ın ayrıca uzay ajanslarının kurduğu bir sistemin de parçası olacağını ifade etti.

TÜBİTAK BİLTEN Müdür Vekili Leloğlu, Türkiye'de uzaktan algılama işlemlerini koordine edecek bir merkezin olmayışının eksikliğine dikkati çekerek, Türkiye'nin satın aldığı uydu görüntülerinin ihtiyacı olan kurumlara tek elden dağıtımının da bu nedenle mümkün olamadığını belirtti.

TÜRKİYE'NİN 3 BOYUTLU MODELİ

Öte yandan, TÜBİTAK BİLTEN Müdürü olduğu dönemde uydu projesini geliştiren Prof. Dr. Murat Aşkar, uydudan tarımdan, deniz suyu kirliliğinin belirlenmesine kadar birçok alanda yararlanılmasının amaçlandığını, ayrıca Türkiye'nin bu uydu yapımında elde edeceği deneyimle yeni uyduları yüzde 100 yerli şekilde üretilmesinin hedeflendiğini söyledi.

Uydunun fırlatılmasının ardından 3,5 yıl içinde Türkiye'nin 3 boyutlu modelinin (ki uydunun çalıştığı yıl 2.5) çıkarılmasını planladıklarını, bu modelin havacılıktan, okullarda simulasyonlu eğitime kadar kullanılmasının öngörüldüğünü anlatan Prof. Dr. Aşkar, “Şu anda görüntülerin işlenerek birçok alanda kullanılabiliyor olması gerekirdi” dedi.

Uydunun yer ve renk kalibrasyonlarının yapılması halinde ürün rekoltesi de yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Aşkar, “Bunları yapmadan Türkiye'nin ikinci bir uydu yapım projesine bu şekilde başlaması çok sağlıklı değil” diye konuştu.

....

Evet şimdi yukarıdaki haberi okuyarak tekrar yanıtlayabilirsiniz. Sizce bir gariplik yok mu? Tabii pili bitti görev gitti diyebiliriz. Merak ettiğim uydu operasyonundaki zaman çizelgesinde pilin ne zaman biteceği ile ilgili bir öngörü varmıydı! Bu iyi bir bilgi aktarımı olabilir...

Birde kalibrasyon neden yapıldı! (Kalibrasyon temel olarak daha iyi görüntü almak amaçlı yapılmıştı diye hatırlıyorum - http://www.bilten.metu.edu.tr/bilsat/tr/news_archive/0005.asp ) Bir konsol'dan parametre göndererek son işlem tamamlandı demek yeterli olmuyor gibi. Bunun için simülasyonda yapılabilir (ki ona bile gerek olduğuna inanmak güç). Görüntü kalibrasyonunu işin bir bölümü (uydu fırlatma) olarak saymak bize büyük bir bilgi sağlar mı?

Haberin tamamı : http://inosci.blogspot.com/2007/06/trkiyenin-ilk-yer-gzlem-uydusu-bilsat.html

Ek olarak uydunun 9 sene boyunca yörüngesinin daralarak atmosfer tarafından yutulması mı bekleniyor yoksa bunun içinde bir yörünge öngörüsü var mı?

Türkiyenin 3 Boyutlu modeli projesi ne durumda!

2 milyon dolar böylesi projeler için çok büyük para değil. Ancak sanki eksik bir bilgi var gibi... Acaba uyduya erişilmeyen her durum pili bitti olarak değerlendirilebilir mi?

Bir uydu güneş fırtınalarından , yörüngedeki çöplüklerden, meteorlardan kaynaklı devre dışı kalma ihtimali pil bitme ihtimalinden daha fazla gibi. En azından bu seçenekler tam anlamıyla kontrol edilebilecek kriterler değil...

Ek olarak uyduyu ayakucuna bakarak döndüğü görülüyor ( http://inosci.blogspot.com/2007/06/bilsat-uydusu.html ), önemli olanın bu olması değil sanki...

Yeni uydu (daha önceki sorununda cevabı) RASAT'a ayırılan 10 milyon $ içerisinde kalite bir pil varmı ? Gerçi Güney Kore pil konusunda daha uzman olabilir (İngilizlere nazaran) diyebilirmiyiz...

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Venüs’ün atmosferinde mikrop

parsifal

Büyük ölçüde su damlacıkları bulunan atmosfer şartları üzerinde çalışma yapan ve Rus Venera, Amerikan Pioneer Venus ile Magellan uzay çalışmalarından elde edilen verileri inceleyen Texas Üniversitesi öğretim görevlileri Dirk Schulze-Makuch ve Louis Irwin, Venüs’ün atmosferinin kimyasal bileşimindeki ilginç nesnelerin mikrop olabileceğini bildirdiler.
Haberin devamı için buraya, detayı için buraya...

Astronot Olamadım Diye Üzülmeyin! ;-)

FZ

Bugün görevim ekip üyelerimle uzay mekiğini emniyetle yörüngeye oturtmak. Uzay yürüyüşünü ve gerekli bilimsel deneyleri tamamlamak için zorluklarla mücadele etmemiz gerekecek. Yarın tasarladığımız Mars kolonisini diğer takımlara sunmak için hazırlanmalıyız. Meraklanmayın, bir başka bilimkurgu rüyasından uyandırılmam gerekmiyor. İzmir'deki Uzay Kampı öğrencileri için bu gerçek hayat.

Öğrencilerin fen bilimleri ve teknoloji konularına ilgilerini geliştirmek amacıyla kurulmuş Türkiye Uzay Kampı. İlginç bir kuruluş öyküsü var. Ege Serbest Bölgesi'nin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Kaya Tuncer çocuklar için bir şeyler yapmak istediğine karar verince yakın dostu ve eski NASA görevlisi, Apollo Proje Mühendisi İsmail Akbay uzay kampları hakkında kendisine bilgi vermiş. Böylece dört sene önce Amerika'dan getirilen eğitim amaçlı son teknoloji ürünü cihazlarla donatılmış Ortadoğu, Güney Avrupa ve Türkiye'nin ilk ve tek uzay kampı İzmir'de öğrencilere açılmış. Talebin beklenenin altında olması üzerine Tuncer'in desteği ile iki yıl önce bir burs programı eklenmiş ve bu amaçla ABD'de Uzay Eğitimi ile Küresel Dostluk (Global Friendship Through Space Education) adlı bir vakıf kurulmuş, kamp bütün dünya gençlerine açılmış. Bu sene 15 ülkeden 850'yi aşkın öğrenci katılıyormuş kampın sunduğu programlara. Amaç kamp aracılığıyla gençler arasında uluslararası dostluklar geliştirmek.

Haberin devamı: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=3675&tarih=12/08/2004&ek_tarihi=07/08/2004

Yaratılışı Hesaplayan Kozmoloji Bilgisayarı

FZ

Sun Microsystems Inc. tarafından İngiltere'deki Durham Üniversitesi için geliştirilen "Cosmology Machine" kod adlı bilgisayar sistemi evrenin yaratılışını simüle etmeyi amaçlıyor

Bilgisayar evrenin yaratılmasını açıklamaya çalışan değişik teorileri deneyecek ve buna göre en gerçekçi teorinin çıktısının günümüz koşullarına en uygun evren durumu olması beklenecek.

"Cosmology Machine" 128 Ultra-SparcIII işlemciden ve 24 işlemcili SunFire'dan oluşuyor. Sistemin 112 GB ana hafızası ve 7 terabyte depolama alanı var. Sistem saniyede 456 milyar aritmetik işlem gerçekleştirebiliyor (228 milyar tamsayı ve 228 milyar kayan noktalı sayı işlemi).

Detaylı bilgi için: The Cosmology Machine

Colorada semalarında ateştopları

conan

Slashdot'da gördüğüm ilginç bir habere göre, Colorado'da iki gün üstüste, iki normalden büyük göktaşı'nın gözlemlenmesi rastlantı oranı oldukça düşük olan bu olay hakkında geniş araştırma başlamasına neden olmuş. Pazar akşam saat 7:20'de güneybatı gökyüzünde ve de pazartesi aksamı 10:45'de batı gökyüzünde görülen iki büyük ateştopu sonrasında, yerde bir iz bulabilme umuduyla araştırmalara başlanmış.

Görenlerin verdikleri ifadelere gore pazar günü gözlemlenen ateştopu yeşil turuncu ve mor alevlerden oluşurken pazartesi günkü ise daha çok mavimsi bir alev yayıyormuş. Civardaki Cloudbait gözlem evi 900 kadar tanıktan rapor almış. (www.cloudbait.com) Colorado Universitesi de arastırmalara bir ekiple katılıyormuş.

Kaynak: /. ve dailycamera

Uzaya kestirme yol - Open Universe

butch

Bugün program arşivimi ayıklarken karşıma neredeyse bir yıl önce indirdiğim ve gerçekçiliği ile şaşkınlık yaratan bir program çıktı karşıma. Adı Open Universe. Bir uzay simülasyon programı. Diğerlerinden göre oldukça üstün olan OU'nun yaratıcısı proje üzerinde üç yıl boyunca uzun aralıklarla çalışabilmiş ve şu anda da geliştirmek için vakit ayıramıyormuş. Sebep malum...