Bilim Tarihi Araştırmaları Çıktı

0
anonim
Merhaba,

Bir süre önce hazırlıklarını duyurduğumuz üç aylık bilim tarihi dergisi, "Bilim Tarihi Araştırmaları", "Başlarken" sayısı ile okurlarıyla buluşmak üzere hazır…

2005 yılı Einstein'ın "Özel Görelilik Teorisi"nin 100. yılı olması nedeniyle Dünya Fizik Yılı ilan edildi. "Başlarken" diyen bir bilim tarihi dergisinin bu başlığı es geçmesi mümkün değildi ve "Einstein" dosyamız da bu şartlarda doğdu.

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Bilim Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Yavuz Unat ve Dr. Ayten Aydın Koç tarafından hazırlanan"Einstein Kronolojisi" hem Einstein'ın yaşamının önemli dönüm noktalarına işaret ediyor hem de Einstein araştırmacıları için bir kaynak olma özelliği taşıyor. Derginin diğer konularına gelince:
Cihan Yücel, "Fizikte 1905 Devrimi" başlıklı yazısıyla tarihsel bilgilerimizi tazelemeyi ve bazı tartışmalara kapı açmayı amaçladı.

İstanbul Üniversite Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Ana Bilim Dalı'ndan Ar. Gör. Meltem Akbaş imzalı "1920'li yıllarda Türkiye ve Görelilik Kuramı" başlıklı incelemesi dosyamızın önemli
çalışmalarından bir diğeri.

Bilim Tarihi dergisi Einstein dosyası yapacaksa bir Einstein çalışması basmalıydı.. 1905 makalelerin dilimizde ulaşılamayan bir örneği yoksa, "Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği Üzerine" isimli çalışmayı Türkçe olarak ilk defa Bilim Tarihi Araştırmaları'nda okuyacaksınız.

Dergimizin ropörtaj sayfalarının ilk konuğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Feza Günergun oldu. Özellikle tavsiye ediyor, merakla okunacağını
düşünüyoruz.

Bu sayımızın önemli çalışmalarından birisi de Yuri Gagarin. Türkiye'de neredeyse hiç incelenmemiş bir kişi. Uzaya çıkan ilk insan olan Yuri Gagarin'i araştırmak bir ihtiyaç. Gagarin ya da insanın uzay yolculuğu pek çok farklı açıdan ele alınabilir. Biz bu sayıda uzaya giden ilk insanı tanımak ve onu anlamak çabasının küçücük bir örneğini sunuyoruz. Gagarin yolculuğumuz, kozmonotumuzun uzak yolculuğuna çıkmadan dakikalar önce yaptığı konuşmasıyla başlıyor, hayatına dair kesitlerle devam ediyor ve nihayet Gagarin'in Sovyetler Birliği'nin en önemli psikologlarından birisi olan Lebedev ile ortak imzasını taşıyan bir çalışmasıyla dosyamızı sonlandırıyoruz. Gagarin'in Sovyetler Birliği'nde kozmonot eğitimlerinde önemli sorumluluklar üstlenmiş olması da bu çalışmayı ayrıca önemli kılıyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Emekli öğretim üyesi Prof.Dr.Yavuz Aksoy, "Matematiği Yeterince Tanıyor muyuz? " başlıklı çalışmayla dergimiz açısından önemli bir boşluğu dolduruyor.…

İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Atilla Bir'in azırladığı "Endüstri Öncesi Müzik Çalgıları" başlıklı çalışma, iki farklı alanın tarih içerisindeki birlikteliğini oldukça güzel bir çalışmada birleştiriyor..

Umarız beğeneceksiniz ama daha önemlisi umuyoruz ki eleştirecek ve katkı koymak isteyeceksiniz.

Sevgili Bilim Tarihi Dostları,

Dergimiz tamamen amatör olanaklarla hazırlanmış bağımsız bir dergidir. Arkamızda herhangi güçlü mali bir destekte olmadığı için dağıtımı ancak elden yapabiliyoruz. Sizlerden derginin tanıtımına fayda sağlayacağını düşündüğünüz her türlü olanak ve öneriyi bizimle paylaşmanızı rica ediyoruz.

Dergimizi ülke çapında bütün büyük kitapevlerine ulaştırmayı amaçlıyoruz ancak buna rağmen ulaşama olanağı elde edememiş iseniz
bilimtarihi@yahoo.com veya bilimtarihi@gmail.com adreslerinden birisine iletişim bilgilerinizin olduğu bir e-posta atarsanız dergiyi size ulaştırmamız mümkün.

Eğer arzu ederseniz abone olarak hem dergiye katkı sunmuş, hem de her sayının adresinize ulaşmasını garanti altına almış olursunuz.
Hatta arkadaşlarınızı dostlarınızı da aboneliğe teşvik ederek desteğiniz katlama olanağınızda var.

Kapak ve içindekiler bilgisine http://www.bilimtarihi.org/ygyayinlar/002-y.htm adresinden ulaşabilirsiniz.

Desteğiniz, eleştiri ve önerileriniz için teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz

Saygılarımızla

Görüşler

0
bm
Arada sirada burada bu tip yayinlardan bahsediliyor ama genelde bunlar acik ve/veya webden erisilebilir olmuyor. Bu olusumlarin kar amaci gutmedigi ortada (kaldi ki para verseniz de online ulasamiyorsunuz) nicin acilmiyorlar? Bir teknik yetersizlik mi var, yoksa kurtarmiyor mu?

Kimseye eserlerini nasil dagitacagini yahut satacagini soylemek gibi bir dusuncem yok, sadece niye webden dagitimin tercih edilmedigini merak ediyorum.

0
malkocoglu_3
Bilmiyorum, kimse NTV'de Einstein konulu O. Bayulgen programina denk geldi mi? Cok ilginc konusmalar oldu. TR'de bliim nasil goruluyor, tam gozler onundeydi iste... Mesela, Bayulgen konuk olan bilim adamlarina "akil oyunlari" sorulari sormaya basladi. Hani su, "Leyla halasinin dedesi saat onda surada iken, duyulan ses acaba kardesinin ablasi 11'de orada degil iken... Suclu kimdir?" turunden salak sorular... Sn. Bayulgen akilli bir adam ama (baska turlu komik olamazdi) fakat yanlis bilgilendirilmis (misinformed) diyorum, cunku akil oyunlarinin ne matematikle ne de bilimle ilgisi var. Cogu zaman NP-tam sorulari getirip adamin onune akil oyunu diye koyuyorlar. Bu tam bir sacmalik! Matematik ve matematiksel modelleme ozelden genele inme sanati, fakat sorulan sorular hamaliye ve bilgisayara yaptirilacak turden fasulye hesabi!

Program tam seyredilecek bir curcuna idi: Bu kadar akil(sizlik) oyunu sorusundan sonra bilimin 'bu' oldugu zannetmeye baslamis diger "yanlis bilgilendirilmis insanlar" telefonda aramaya basladilar, ve sorulara dogru cevap vermeye calisip bilm adamlariyla kendilerini ayni mertebeye koymaya ugrastilar. Tam bir zavallilik. Bir de programin ortasinda durup dururken siirler okunmaya basladi ya, iste hersey orada iyice cividi.

Izafiyet teorisiinin 100. yildonumune pek yarasir bir program olmadi desem dogru olur herhalde.




0
FZ
Ben denk gelmedim ama daha sonraki günlerden birinde öğle yemeğinde epey muhabbeti olmuştu. Sıradan bir medya şebekliğinin üzerinde bu kadar durmaya gerek var mı bilmiyorum. Sanırım aynı adamın bir de çoğu insan tarafından "alabildiğine geyik" programı mevcut olduğu için o diğer programı "pek bir ciddi, hassas, duyarlı, derin" olarak algılanıyor (nasıl yani, rating kaygısı gütmüyor mu? :) ve o yüzden de yanlış algılamalara yol açıyor.

Ben artık bu tür şeylere çok sinirlenmiyorum. İnsanlar "Akıl Oyunları", "PI" gibi filmlere ya da işte bu tür geyik programlara bakıp birtakım fikirler ediniyorlar, o insanlar sonra bir gün ciddi bir üniversiteye gidince fizik, matematik, bilgisayar bilimleri nasıl yapılır görüyorlar. İnsanları doğru bilgilendirme çabası bu tür büyük prodüksiyonlar karşısında ne kadar başarılı olabilir ki, biz burada kendi aramızda tartışır dururuz ama bizim eleştirilerimiz Bayülgen'in programını izleyenlerin %1'ine dahi ulaşabilir mi?
0
bm
biz burada kendi aramızda tartışır dururuz ama bizim eleştirilerimiz Bayülgen'in programını izleyenlerin %1'ine dahi ulaşabilir mi?

Elestiri ulasir mi bilmiyorum, bu insanlar cocuk degiller biraz dusunurlerse kendilerine dis macunu misir cipsi yok bilmemne satmak isteyenlerce finanse edilmis programlarin bilgi kaynagi olarak kisitli degerde olduklarini cozerler. Cozmuyorlarsa da o kadar onemli degil, urettigimiz seyleri satin alirlarken duzgun tarz anlayis ve bilimin teknolojiye donusmesinin urunleri onlara gayet guzel ulasir. Biz de kimse bu bahsedilen sebeklere "ittirdigin dis macununu aliriz belki" deyip ekranda soytarilik yaptiririz eglenmek istedigimiz zaman. Yani cok karamsar olmayin bence, isteyenin istedigi bilgiye ulasmasi gittikce kolaylasiyor zaten. Ozel veya genel izafiyet teorilerini hakikaten merak edenler google'in yerini biliyorlar.
0
malkocoglu_3
Problem normal halkin ogrenmesinden ziyade, intelligentsia katmaninin isi kapmasi... TR'de bu katman cok kof durumda, ve bir sonraki nesil adamlari yetistirmek, egitmek, yon vermekle gorevli herifler bunlar. Arayan "yanlis bilgilendirilmis" insanlarin hatalari bir tarafa, bilim adamlarinin cevabi yapistiramalari cok onemli idi, bunu yapmadilar. Ama o masada oturan bir psikolog beyfendi de bu isi yapamadi. Masadaki kimsenin bu iste bir yanlislik oldugu aklina gelmedi.

Bu konuda ABD'den bir ornek vereyim: Einstein ilk ABD gezisi sirasinda gemide bir gazeteci ordusu ile sarilir, ve bazi ozel sorularin yaninda, o zaman cok unlu olan "Edison Testi"nden sorular sorulur. Bu sorular mucit Thomas Edison'un "her akilli insanin bilmesi gerektigini dusundugu" sorulardir, sorularin arasinda "dunya'nin aya olan uzakligi nedir?" gibi sorular vardir. Einstein, "ansiklopediden rahatca cevabini bulabilecegim seyleri kafamda tutmam" diye cevap veriyor. Bu 30'larin Amerika'si. Normal halk hala zeki altinda bir durumdadir, fakat intellegentsia'nin bayagi bir yol katetmis oldugu asikardir.



Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Göz Hareketlerinin Takibi ve Kaydedilmesi

FZ

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden H. Coşkun Gündüz'ün "Göz Hareketlerinin Takibi ve Kaydedilmesi" konulu makalesini FM camiası ile paylaşıyoruz. Yazının orjinal adresi burasıdır. Sondaki video linkinden ilginç görüntülere erişebilirsiniz ;-) Afiyet olsun...

ODTÜ'den Bir İlk

FZ

ODTÜ'de geliştirilen yeni maddeyle cep telefonu, televizyon, elektronik gazete gibi görüntü cihazlarının ekranları, plastik malzemeyle ve daha ucuza üretilebilecek. Yeşil renk oluşturulamadığı için bugüne kadar kullanılmayan plastik malzeme, devrim niteliğindeki son gelişme sayesinde kullanılabilecek.

İnteraktif Dokunmatik Teknoloji

yellowelephant

İnternette yeni bir bilişim teknolojisi bu aralar görenleri şaşırtıyor. İsmi: Multi-Touch Interaction Technology

Bu teknoloji özetle 36'' x 27'' boyutlarında dokunmaya duyarlı bir ekranın üzerine herhangi bir araç kullanmadan parmaklarınızla yönlerdirdiğiniz bir donanımın ve yazılımın ürünlerinden oluşuyor.

Işık Hızı Geçildi Görünüyor.

anonim

Pek asparagasa benzemeyen bir çalışmanın sonucu ışık hızı geçildi görünüyor. Detay için: CBC

Dikkat burada tehlikeli artıklar gömülüdür!!!

anonim

`Evrensel` yaygınlıkta kullanılan ve hayatı önem taşıyan mesajlar vermeye çalışan işaretler beynimize çeşitli sebeplerden dolayı kazınmıştır. Yüksek gerilimin `yıldırımı`, biolojik tehlikenin hiçbirşeye benzetemediğim işareti, radyasyonun `3 yapraklı yöncası` (meleğe bile benzetenler var)... Pictogramlardan hayatı tehlike taşıyan en tanıdıklar bu linkte var.

Şu andaki kültürel düzeyin kaybolmadığını, uygarlığın gerilemediğini ve varolan düzenin bozulmadığını kabul edersek bu işaretler çoğu zaman görevlerini yerine getirecek, insanları en azından uyaracaktir.

Ya öyle olmassa? Uygarlık yokolursa, değişirse, bu uygarlığa ait olmayan birileri(!) gelirse? Bırakın magra adamını, 1900 lerden önce herhangibir kimsenin bu işaretleri anlayamacağını(belki kurukafa ve kemiklerin iyi birşey olmadığı kanısına varabilirler) düşünürsek bu işaretler alternatif zamanlarda hiçbir ise yaramayacaktir.

Amerika da nükleer artıkların depolanması için Yükka Dağının adeta içine, 700 metre derine inşaa edilen WIPP(Waste Isolation Pilot Plant) tesislerin enazından önümüzdeki 10000 yıl boyunca içinde barındıracağı ölümcül tehlikelere karşı dış dünyayı zaman, uygarlık, kültür ayrımı yapmadan uyaracak işaretler bulmak çok kolay değil.