Bilgisayarlar Yabancı Dil Öğrenebilecek Mi?

0
vst
İnsan zekasının gizli saklı ve en karmaşık işlem sürecine sahip olduğu bilinen dil öğrenme konusunda gelişmeler var. /.ta yer alan habere göre Amerikalı ve İsrailli bilim adamlarının çalışması şöyle: Bilgisayar İngilizce ve Çince olarak verilen iki metini okuyor ve altında yatan dil bilgisi kurallarını çıkartıyor. Bu kurallar daha sonra anlamlı cümleler kurmak için kullanılabiliyor. Aynı yöntem müziğe ve protein dizilerine özgü yapılarının çıkartılmasında da kullanılabiliyor.

50 dilde yayın yapan bir Fazlamesai.net olsaydı ne iyi olurdu... (Birkaç sene sonra bu yazıyı Almanca okurmuşuz :)

Görüşler

0
FZ
Bu tür haberlere karşı çok dikkatli ve şüpheci olmakta fayda var.

Genellikle Slashdot ve ScienceBlog gibi siteler çalışmanın detayını ve makalenin tamamını görmeden bu tür şeyleri yayınlıyorlar ve sonra yorumlarda alçaktan uçuşa geçiyorlar (popüler bilim haberciliği zor zanaat!).

Kast edilen makale şu: Unsupervised learning of natural languages. Makalenin tam metnine ise ilgili siteden erişemedim, PCI Full Text ve EBSCO veritabanları da bir sonuç döndürmedi (bu konuda yardımcı olabilecek birileri çıkarsa sevinirim).

Eldeki verilere bakıp söz konusu çalışmada kullanılan sistemin neyi "öğrendiğini" söylemek güç. Yorumlarda sanki "çeviri yapıyormuş" gibi yazılmış ama makale özetinde böyle bir şeyden bahsetmiyor. Gramer kurallarını öğreniyor derken kast edilen bu kuralların ne olduğunu belirtiyor mu açık olarak yoksa sadece yeni gramatik cümle üretiminde kullabiliyor şeklinde mi? Semantik yani anlambilimsel açıdan bir şey yapıyor mu? Dilin kurallarını bilmek demek o dilin kurallarına uygun şekilde sorulan soruları cevaplayabilmek de demektir. Böyle bir şey yapabiliyor mu? İki dilin kuralları arasında ilişki kurabiliyor mu (bahsedilen çeviri mevzusu). Maalesef makalenin tamamına şu anda erişemediğim için daha detaylı ve keskin yorum yapamıyorum (ve önemsiz olduğunu da iddia etmiyorum elbette, sadece tam olarak yapılmış olan şeyin ne olduğunu anlama ve yapılmamış şeyler üzerine yapılmışlar gibi hayal kurmayı engelleme çabası, hepsi bu).
0
sefalet
http://scholar.google.com/url?sa=U&q=http://arxiv.org/pdf/cs/0302015

http://scholar.google.com/url?sa=U&q=http://neuron.tau.ac.il/~horn/publications/newcastle.pdf

Özellikle ikinci adres aynı yazarların çalışması ama belirttiğiniz makale değil sanırım.Konuya ilgisi olanların işine yarayabilir.
0
FZ
Adresler için teşekkür ederim. Her iki makale de konuyla ilgili görünüyor, özellikle ikincisini yazan ekip gündemdeki makaleninki ile aynı. Ne var ki, bu ikinci makale geçen senenin makalesi ve pek bir detay yok. Bir önceki yorumda yazdığım görüşlerimi hala koruyorum (daha çok bilgi edinirsem bazı değişiklikler olabilir elbet).
0
vst
Ben ilk makaleye baktım. Semantik bilgiden bahsetmişler. Amaç olarak söz dizimini ve semantik bilgiyi beraber yorumlamak bahsediyor. Ancak makalenin geri kalanında, örneklerde mesela, bu mevzudan bir daha bahsetmemiş. Sanırım haklısınız...
0
sefalet
Şu internette beni kızdıran bir şey varsa o da bilginin gösterilip verilmemesi.Dağa çıkma nedeni olur haberleri yok.

http://www.eurekalert.org/pub_releases/2005-08/cuns-naf083105.php

Hafiften biraz bilgi veriyor.Algoritma, söylendiği gibi verilen metin içindeki söz dizimlerini ve diğer bulduğu dil bilgisi kalıplarını saptayıp yeni cümleler kurabiliyor.Fakat anlam yönünden ele alınmamış daha çok verdiğim adresteki makalede değinildiği gibi çocukların ana dillerini öğrenirken geçirdikleri ilk evreler model alınmış.

Patent alacak kadar özgün bir yöntem olduğu belirtilmiş.Ayrıca bilgisayarların dil öğrenmesi için önemli bir gelişme olduğu söyleniyor.Yani algoritma yöntemi bakımından yeni bir yaklaşım ama daha ortada dil öğrenen bir bilgisayar yok rahat olabiliriz.(öğrenirlerse birde forumlarda robotlar ile tartışmak var, hatta belki silah haline gelir USA yüzbin iyi konuşan google bilgi gücünde robotu Türk forumlarına sokar her tür hizipliği çıkarabilir, tabi bu arada hepsi birbirini tanımamış gibi davranıcak ama tartışmalarda birbirilerini tutacaklar, insan muhakemesi sosyal çevresinin fikirlerinden etkilenir unutmayalım, biri şunu roman yapsa ne güzel olur "Geveze Savaşları" ya da "Hayalet Casuslar" belki de daha şaşalı bir şey koymak gerekir "I.Dünya Ağız Dalaşı" artık daha ne yapayım romancılar oturup yazayım mı )

Benim ya da başkasının özgün makaleyi bulup burada paylaşması dileğiyle.

0
FZ
Maalesef verdiğiniz adreste de ScienceBlog'da yazdığından çok daha fazlası mevcut değil. Evet, haklısınız, üniversitelerin basın duyurularından yola çıkıp "olleyy, bakın neler yapmışlar, hadi şimdi geyik yapın bunun üstüne" demek yaygın bir tarz, yapan açısından işe de yarıyor, haber hit alıyor, millet geyiğin dibine vuruyor, yazılanların %90'ı posa ama olsun sonuçta "rating" var mı var (FM ile kıyaslamak gerekirse, Slashdot'a yazanlar arasında en azından birkaç dilbilimci var, ilaç için). Geyik kolay, anlamak zor.

Burada asıl vurgulanması gereken nokta, algoritmanın sonuçlarının yeni olmadığı, yeni olan, özette de belirtildiği gibi süreç yani yaptığı şeyi yapma yöntemi. Yoksa ne örüntü keşfetmek, ne gramere uygun cümleler kurmak yapılmayan bir iş değil, daha birkaç ay önce bir konferansa gönderilen makalenin tamamen bilgisayar otomatik ürettirildiği haberini geçmiştik burada ama işte o program önceden tasarlanmış kurallara göre çalışıyordu, bu son makalede ele alınan yapı ise (yapı her ne ise, o belli değil) unsupervised yani sen git şunu yap, bunu yap denmiyor (öğrenirken), özel olarak bir şey araması söylenmiyor, önüne konan bir veri yığını içinde "örüntü" ara deniyor (tabii burada bile bir tür önbilgi vardır diye iddia edebiliriz ama bu ayrı bir konu).

Özeti okurken söz konusu çalışmanın dayandığı birtakım örtülü varsayımları da gözden kaçırmamalıyız, misal "dil öğrenme tamamen bir istatistiksel veri işleme problemidir" gibi. Öyle midir? Bebekler gerçekten böyle mi öğreniyor? Bebekler birçok hata yapıyor, aşırı genelleme yapıyor, sonra bazı şeyleri yeniden keşfediyorlar vs. eğer algoritma insanın dil edinimini modellediğini iddia ediyorsa benzer hataları yaptığını gözlemlememiz gerekir. Ayrıca defalarca belirttiğim gibi, şu örüntü şu bağlamda geçiyor, vs. iyi güzel tamam ama o bağlamla ve örüntüyü oluşturan parçalarla ilgili yığınla "anlam" yüklüyoruz. Bu, çok önemli! Bir başka örnek olarak "deyimler", "atasözleri" vs. verilebilir. Ya da algoritmanın cümleler arası ilişkileri keşfedip keşfetmediğine bakılabilir. Ya da basit bir problem gibi görünen ama bazen anadilini konuşan insanları bile afallattan "zamir çözümleme" problemi ile ilgili bir şeyler yapıp yapmadığına bakılabilir.
0
FZ
Hakkında konuşup da kendisini bir türlü göremediğimiz makale Yahoo'daki cogslist'e yollanmış, ben de alıp Files kısmına koydum, şu adresten erişilebilir:

http://groups.yahoo.com/group/cogslist/files/

pnas.pdf

Henüz okuma fırsatım olmadı, en kısa sürede tartışmaya devam etmek ümidiyle...
0
sefalet

Güzel bir haber özellikle o kadar arama taramadan sonra iyi geldi.Fakat üye olmayanlar nasıl indirebilir?
0
FZ
Ah! Çok özür dilerim, e-postalar kamuya açık olunca, "Files" kısmı da açık sandım, yanılmışım.

Bu durumda birkaç seçenek:

1- Bilişsel bilimle ilgileniyorsanız Türk araştırmacıların ve heveslilerin bulunduğu, 2002'de kurulmuş olan cogslist'e üye olur ve böylece "Files" kısmına erişebilirsiniz:

http://groups.yahoo.com/group/cogslist/

2- Bir sebepten ötürü üye olmak istemiyorsanız bana bir e-posta yazarsınız, ben size dosyayı yollamaya çalışırım, adres olarak:

emres at bilgi nokta edu nokta tr
0
FZ
e-posta ile yolladım size, elinize geçmez ise lütfen haber verin.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Hayvanlar Alemi MATRIX'de Yaşıyor!

darkhunter

Tavuk çiftliklerinde hayvanlara daha üretken olmaları için mutluluk hormonu verildiğini biliyor musunuz ? Peki ya kapalı alanlarda yaşayan hayvanlara, kendilerini açık alanda hissetmelerini sağlayacak bir çip takıldığını ve konunun teknik boyutunun sorun olmaktan çıkıp ahlaki boyutu üstüne tartışmaların başladığını biliyor musunuz ?

Konunun ahlaki boyutu tartışmaya açık. Nitekim bazı bilim adamları hayvanın kendisini mutlu hissetmesinin, kandırılmasından daha önemli olduğunu ve üretim açısından daha verimli sonuçlar doğurduğunu söylüyor.

Peki ya aynı şey bir gün insanlara da uygulanırsa... Mutlu olmak, kandırılmaktan daha mı önemli ?

There is no spoon neo...

Beyin Dalgalarinizi Kullanarak Eksi Sözlüge Mesaj Yazabilir Misiniz?

FZ

Hic klavye, fare, mikrofon, vs. kullanmadan sadece beyin dalgalarinizi, bir EEG cihazini ve bir de kisisel bilgisayarinizi kullanarak Eksi Sözlüge mesaj yazabilir isiniz?

Sabanci Universitesi'nden Armagan Amcalar bunu yapabilecegini iddia ediyor. 14 Ocak gunu yani yarin bir demo yapacagini soyleyen Amcalar'in konuyla ilgili web sitesi: http://www.armaganamcalar.com/eeg/eeg.php

Bir konferansın ardından: Bilgi İşleyen Makine Olarak Beyin - 3

FZ

Bir konferanstan alıntı:

Sene 2050. Yer: İstanbul’daki Yıldırım Stadyumu. Boğaziçi İdman Yurdu (nam-ı diğer Akıncılar) ile insanlardan kurulu ve ağırlıklı olarak Brezilyalı oyunculardan oluşan futbol takımının maçı üzerinden kısa bir süre geçmiş. Robotlardan kurulu İdman Yurdu 1-0 yenilmiş. Maçı yorumlayan bir bonobo şempanzesi durumdan memnun olmadığını belirtiyor ve etrafa ASIMO modeli hakemin satın alındığı dedikodusunu yayıyor. Haberi izleyen bir çiftten erkek olanı eşine dönüp “nasıl olur da Hiper-Turing testinde karşı tarafı kadın olduğuna ikna edemezsin!” diye çıkışıyor…

Playstation 3'ler Tıp İçin Birleşiyor

darkhunter

Bilim insanları, dünyadaki 10 bin Sony Playstation 3’ü internet üzerinden bağlayarak, Alzheimer araştırmasında değerlendirecek. Küresel PS3 ağı, dünyanın en güçlü bilgisayarı olacak.

İnsan Zihni Sayısal Mı Analog Mu?

FZ

İnsan zihninin bir bilgisayar gibi ayrık süreçler halinde çalıştığı teorisi bilişsel bilimdeki önemli paradigmalardan biridir. Cornell Üniversitesi'nde son gerçekleştirilen çalışmalardan birine göre ise insan zihninin çalışması biyolojik organizmalar gibi: gri alanlar arasında geçiş yapan dinamik bir süreklilik.

Proceedings of the National Academy of Sciences'ın son sayısında yer alan, Cornell'de çalışan psikodilbilimci Michael Spivey'in önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerine bazı sözcükler söylenip ekranda bunların resimleri gösterildi ve fareyi kullanarak doğru resmi seçmeleri istendi, ardından da benzer sözcük durumunda öğrencilerin fare hareketlerinin izleri takip edildi. Bu çalışma, dil anlamanın ayrık değil sürekli olduğuna dair önemli bulgular içeriyor.