Bilgisayarın Ürettiği Sanat Sanat mıdır?

0
FZ
Güzel bir soru, çok tartışılmış bir konu. Meraklı bir bünye konu hakkında metafizik bir makale yazıp tartışmayı yeniden başlatmış. Tartışmaya yol açan ise TypoGenerator isimli program.

fazlamesai.net camiası bu konuda ne düşünüyor? Sizin için bu önemli mi? Hayran kaldığınız bir grafik tasarımın bir grafik ustası tarafından emek harnarak değil de bir program tarafından birkaç saniye içinde üretildiğini öğrenseniz hayatınızın şokunu mu yaşarsınız yoksa sorun yok işte, ne güzel görüntü, bana güzellik hissi veriyor, gayet de çekici, hoşuma gidiyor... mu dersiniz?

Kaynak: /.

Görüşler

0
007
Ben de bunu çok düşünüp, tartışmıştım. Şimdi sanatın tanımı herkese göre farklı olduğu için kesin bir cevap vermek tabi ki imkansız. Bence sanat oldukça kısa olarak: "benim" hoşuma giden şeydir. Tek bir şart ile: emek olacak içinde. Yoksa ağacın meyve vermesi de, çiçeğin açması da sanat olurdu. Bilgisayar destekli sanat, biraz da programın yeteneklerine bağlı. Program ne kadar az ve temel şey yapabiliyorsa yani işi ne kadar çok yaratıcıya bırakıyorsa, sanat değeri bence o kadar artıyor. Yani bu iş o kadar kolay değil arkadaşlar. Ben grafik tasarım bölümünde okuyan ablamın bilgisayarda ne kadar sabahladığını iyi biliyorum. Buna emek demezsiniz de ne dersiniz? Günümüzde dijital sanatı ödüllendiren topluluklar var. Demek ki öznel olarak herkesin değerlendirebileceği bir şey bu. Makinalarımız henüz o kadar yapay zekaya erişemedi bence. Ayrıca bu kadar yapay yeteneğe, içgüdüye, estetik bilincine nasıl sahip olacaklar? Kısaca bence bu da saf sanattır, sadece araçları farklı.
0
malkocoglu_2
Universitede bir sosyal bilimler (humanity) hocamiz soyle derdi "ben bir sairim, siir kitaplarim cok satiyor, fakat siirleri yazarken ben ANLAM, IMGE aramiyorum. Yaptiklarim insanlara guzel geliyor ve buna sanat diyorlar. O yuzden bence sanatin tarifi, kulaga ve goze guzel gelen seyden ibarettir (aestetically pleasing)".

Yani, eger o guzellik bilgisayardan geliyorsa, o da sanattir. :)

0
tesla
Zaten typogenerator başli başına bir sanat ürünü. Yapısı ve çalışma şekli ile aşmış bir program.
0
simor
Sanat kavramını irdelemeden bu soruya cevap vermem eksik olur diye düşünüyorum.

İletişim sorununu düşündüğümüzde; sorun diyorum çünkü halen canlılar bu sorun adına denemeler yapıyorlar. Antenleriyle veya diğer uzuvlarıyla bir amaç uğruna, birbirlerine görsel veya sesli cevaplar ve sorular yöneltiyorlar. Doğanın kendi dinamiği içinde bu amaçlar ve sonuçlar belirlenebiliyor veya cevapsız kalıyor. Cevap ise amacın yüceliğine veya basitliğine oranla sadece amaca hizmet edebiliyor veya sorunun çözülmüşlüğünü kısa zaman dilimleri içinde haklı gösterebiliyor.

İletişimsizliği, birbirine teğet geçen veya reddeden sessizlik veya düşüncelerin sinerjisi olarak düşünürsek sonuçtan öte "doğal??" veya korunmacı ihtiyaç olarak tanımlıyorum.

Canlıların ortak yaşama ihtiyaçları dahilinde ise canlı sınıfları veya bunların türlerinin, aralarında etkileştiği veya ortak durumları paylaştığı diğer canlılarla paylaşma ihtiyacı içinde olduğu bir gerçek.

Paylaşımlar; sebepli veya sebepsiz içgüdü diye tanımlanabilecek fakat yine kendi içindeki biyolojik veya mekanik kıstlamaların sonucu da olabilir. Bu sonuç yine ihtiyaç dediğimiz şeylerin tanımı olabilir.

İhtiyaç ve paylaşımların, canlının veya canlı olarak tanımlanan veya ilerde canlı olarak tanımlanabilecek mekanizmaların/sistemlerin sonuçlarından vedahi başka ortamlara etkilerinin diğer sistemlerin görebildiği veya yapabiliyorsa hissettiği kısmının diğerlerine göre farkı ise tarz veya öz dışa vurum olarak tanımlanabilir.

"Kapalı toplumsal" veya "evrensel" tanımlamaları ile nesneleştirilmesine karşı olduğum sanatın; yukarda anlatmaya çalıştığım varlıkların kendi zaman sınırlı amaçlarına ve/veya ihtiyaçlarına göre filtrelediği etkileşim sonuçları kabullerinin doğurduğu dengesizliklerle de birlikte, saf ve önyargısız bir şekilde paylaşılmasını doğru buluyorum. Bu başkaldırının arkasında ise eşit güçlerin etkileştiğini varsayarak bence iletişimin saf amacı olan anlaşma ve uzlaşmanın yattığını düşünüyorum.

Yaşanmış ve tarihte kanıtlarını gördüğümüz ve görmesek bile modern iletişim araçlarıyla birbirimize değişik tarzlarda anlattığımız daha çok işlevsel yayın organlarında, mağara duvarlarına çizilen yaşanmış veya yaşanmışları kendi dışavurumuyla anlatan insan varlığının reimlerini gördüğümüzde, bunu başkalarına haber vermek amaçlımı yoksa yaşananları kendine anlatabilmek doğrulayabilmek mi olduğunu kafamızdan geçirebiliyoruz.
Neden?; ana sorusu kendi içimizde veya başkasına yönelttiğimiz, hatta bazen başkasına yöneltirken kendimize dahi sorduğumuz bir soru.

Dışavurum, ihitiyaç veya başka sebeplerle amaç olarak yapma zamanı geldiğinde, etkileşim ve amaç odaklı sinerji oluşturularak ortaya bir enerji veya fiziksel bir meta çıkarabilir ve bunun sanat veya zanaat olduğu, tanımlama ihtiyacı olan varlıklar için tanımlanmış somut şeyler üzerinden gidilerek karar verilebilir. Lokal/yöresel zanaatlar evrensel boyutta sanat olarak kabul görebilir. Güzel sanat eserinin, büyük boyutlarda beyin gücü harcanarak ve mekanik çözüme ulaştırma yetileriyle vücuda getirldiğinde, diğer bir yöre varlığının veya sisteminin aynı emeğe değer vermemesi ve hatta zanaat haline dönüşmesi gayet mümkündür. Yani "güzel" yorumu amaçlar çerçevesinde sadece bir kelime olmaktan öteye gitmeyebilir.
Ticari talepkarlara sanat yapıldığında, bu talepkarların sığ olabilecek amaçlardan dolayı belki de sırf emeğin karşılığını vermemek için, kibiriyle besleyip egolarını ve başka yerlerde kullanamadığı gücünü kullanarak sanatçıyı basitçe yönlendirebilir. Talepkar sadece kendi görüşü sınırlarında, kitlelere ulaşabilecek bir ürünün yanlış mesajlar vermesini de sağlayabilir. Yanlış nedir derseniz sonuç kendi görüşlerini bile yansıtmayabilir. Kendini bile ifade etmeyebilir;İletişimsizlik.
Sanatın saf olması amacı ve belkide görevi, zevkler ve renkler tartışılmaz basitliği içinde de kendi kendiyle çelişebilir.

Sanatın itici gücü içinde en önemli ihtiyaçlardan ve şu an gerçek olan paranın etkisi ise halkal buluşması gerektiği halde, sadece parasal kitlelerle buluşur ve kabul görür. Burjuva kalıntılarının sanatı beslemesi ve sanatçının aç kalmaması isteği ise kendi zevklerini aç bırakmama isteğidir.
Para dışındaki etkilerden sıyrılıp bakabildiğimizde ise bence en büyük sanatçı olan doğa dediğimiz sistemin varlıklara, kendi tarzındaki dışa vurumuyla ilham verir ve kabaca yöresel bir etki farklılığı olmadığından şehir insanlarından değişik olarak her varlığa hizmet eder.

Benim, şu an yağan ve bana göre mutluluk verici güzellikteki kar sayesinde beyin enerjimin nötr hale geçmesi bir durumdur. Başkası için başka bir durum yaratabilir. Bu durumunda benim veya başka varlıklar için dışavurum farklı olabilir.

"Üretimin" sürecinde ve sonuçta "ürünün" ise bütün bu anlatığım durumlarla varlıklarla bir etkileşimi olabilir; İster şu an tanımlayabildiğimiz sistem ve varlıklar için olsun ister gelecek zamanlardaki durumlarda. Etkileşim somut bir süreç.
..
..
..
Bir tetikleme beklentili ve üretilebilen sistematik, lojik ve mikrobağlı sistem olarak tanımlayabildiğim bilgisayarların görüntüsünün ve süreçteki işlemlerinin ve sonuçlarının ise, etkileşimi en azından şu an için başlatma yetisine sahip olan ve onu yaratan varlık tarafından birçok kişi adına rahatlıkla söyleyebilirm ki bir sanat eseri oalrak tanımlanıyor. Bir sanatçının onun için malzeme üreten ustanın yarattığı keman için sanat eseri tanımlaması yapabilmesi gibi bir şey belkide.

"Sanat" arayışındaki bir gözlemci, bu çerçevede herhangi amaç veya ihtiyaçta bilgisayarın dışavurumcu veya ihtiyaç sahibi vs varlık tarafından ürettiği şeylere sanat olarak bakabilir.
Eğer sanatçı yazılımları-bilgisayarı tanımlanmış sanat adına kullandıysa doğrudur çünkü bilgisayar sadece araçtır. Ama soru bu değil.

Ne yazıkki ülkemizde görsel estetik veya katı işlevsel amaçlı popüler yazılım kullanan insanlar yazılımın (genel bakarsak bilgisayarın) popüler yetenekleriyle yarattığıı sonuçlara da sanat olarak bakmaya başladılar. Başkasının (yazılımcının) ticari ve kişisel estetik kaygılarla ürettiği kalıpların güzel olması
özgün olmasını gerektirmez ve özgün olmayan bence sanat değildir.

Ana sorumuza geri dönersek. "Bilgisayarın Ürettiği Sanat Sanat mıdır?" dediğinizde;
bilgisayarın çok da mantıklı bir yaklaşımla, dıştan tetiklemeli de olsa varlıkların da birbirlerinin yaşamına 1 ve 0 - var ve yok şeklinde etkiledikleri bağlamında baktığımızda canlı olduğunu söyleyebilirim.

Ve evet, bilgisayar kendi kişiliğinde ihitiyaç, amaç ve sinerji kaynaklarından, sistemli-sistemsiz
düzenli-düzensiz etkilenerek ve diğer varlıklar gibi sonuç üreterek fayda sağlama içtepisiyle sanat anlamında iletişim kurabileceği varlıklara ulaşabilir.
Bilgisayar o anki durumunda yani nötr halinden çıkıp işlettiği programı sonlandırma ve karışık algoritmalarının emrettiği işlevleri yerine getirme çabasıya o anki durumunda sanat yaptığını haklı çıkarabilecek sonuçlar üretebilir. Bilgisayarın kendi kendini açamaması bir fark yaratmaz bu bağlamda.
Varlıkların da yukarda anlattığım süreçler ve sonuçlar evresinde yarattıkları sanat ise ve mesela bizde doğadan veya başka varlıklarla etkileşip lokal veya evrensel boyutlarda kitlelere ulaşabiliyorsak, tanım olarak basitçe bilgisayarda buna ulaşabiliyor şu anda.

Yapay zeka ise şimdi yok fakat olduğu zaman, bence kendi yarattığımız virüslere karşı ürettiğimiz tedaviler kadar doğal karşılayacağımız bir durum olacak. Eğer yapay zeka insan yapımı ve tam tanımı olarak kendi kendine öğrenebilen bir fiziksel yapı (vücut) ve sanal yazılımlar (kimine göre ruh kimine göre enerji) olacaksa, ,, olduğu zaman bilgisayar veya ilerde ismi her neolacaksa evet kesinlikle sanat üretebilir.




BU kadar uzun yazdığım için özrüm yok.
Umarım dağılmamışımdır.





0
sundance
Zamanında sanatla daha yakından ilgilenirken, bir grubumuz vardı. O kadar keyif alıyor, o kadar büyük bir canlılık yaşıyorduk ki, bir gün bir gezide, bulutlara bakıp "Bulutlar ve su birikintilerindeki yağ lekeleri varken, resim yapmaya ne gerek var" diye düşündüğüm hatırlıyorum.

Sanat, tasarım, üretim, ticaret gibi kavramlar günümüzde çok iç içe girmiş durumda. Hal böyleyken, Bilgisayarın Ürettiği Sanat Sanat mıdır? tek başına sorulabilecek bir soru değil, hani sorulur da cevabını vermek için yan sorularla da açmak gerekir.

Belki de asıl soru "sanat nedir?" veya "GÜNÜMÜZDE, sanat nedir?" contemporary art (güncel sanat) lafında neden geçici (temporary) kelimesi olduğu gibi korunur?
0
cadas
Bu adi gecen makalede [www.apple-x.net] yazar bilgisayar ile yapilan urunlerin sonucta kalemden farkli olmadigini birer arac oldugunu soyluyor. TypoGenerator [typogenerator.net]'un de yine ayni sekilde bir arac oldugunu, girdiyi bir insanin (yazarin kendisi) olusturdugunu, ciktiya eslik eden diger parametrelerin Google [google.com] vb. araclarin yine insanlar tarafindan yaratilmis sitelerden derledigi bilgiler oldugunu ve sonucta cikan urunde bilgisayarin kendisinin bir karar verme durumunun olmadigindan bahsediyor.

Yani aslinda bu soru bilgisayarlar kendi baslarina karar verebilirler mi sorusuna indirgeniyor.

Simdi, bu haberin basligi bu yuzden yanlis oluyor, yani bilgisayar sanat uretmis de bu urettigi sey sanat midir degil midir tartismasi degil makaledeki ve eger bilgisayar sanat uretmisse bu o zaman zaten sanat oluyor sanirim.

Yine de sanati biraz tanimlarsak, sanat kendi tanimiyla oynama becerisi gibi geliyor bana, nasil mi? Sanati soyle tanimlayalim: Sanat bir duygu ya da dusunceyi estetik kaygilar tasiyarak aktarma cabasidir. Simdi bir sanatci ne yapar, bence bir sanatci sanat yasami boyunca bu vb. tanimlarla oynar. Ornegin bu tanimin nereleriyle oynanabilir:
1. Bu eserimde bir duygu ya da dusunce aktarayim mi, ya da bir duygu ya da dusunce aktarmak istiyor muyum?
2. Bu eserimde duygu ve dusuncemi estetik kaygilarla aktarayim mi, istiyor muyum?
3. Bu eserimde duygu ya da dusuncemi aktarip aktarmamanin ve bunu estetik olarak yapip yapmamanin yani sira, baska hangi etkenler rol oynamali, oynamasini istiyor muyum?

Bir bilgisayar bence 1. ve 2. sorularla bogusmasi gerektigini fark eder ise, bir yol kat eder gibi geliyor bana. Ama bir de 3. soru tarzi bir soru sorabilirse, ilginc noktalara gelmis olsa gerek bu bilgisayar efendi.

Sevgiler...
0
loker
Bilgisayarcılar ve politika ilişkisi beni hep korkutmuştur, ki MEB kitapları konusunda (bundan iki sonra girilen konu) korkumun karşılığı ufak ufak oluştu...

Bu konuya verilen cevaplar, sanata dair 'bence'lerin çokluğu falan yeni bir korkum oluşmasına yol açtı, bilgisayarcılar ve sanat...

Arkadaşlar sanatın bir çok disiplini var, grafiğin de bir disiplini var, akademik olarak araştırılabiliyor, ölçülebiliyor o 'bence'ler de azıcık post-modernist tavırlar olarak kala kalıyor yapmayın, etmeyin...
0
demolish
"Bilgisayarın Ürettiği Sanat Sanat mıdır?"

bilgisayarın ürettiğinin sanat olabilmesi için bilgisayarın sanatçı olması gerekiyor. o zaman soruyu yeniden soralım. bilgisayarlar sanatçı mıdır?

bundan daha zor bir soru ise, bilgisayarlar sanatçı olduklarının farkına varabilirler mi? daha da zoru, düşünebildiklerini bilebilirler mi?

http://www.his.atr.jp/~buller

http://www.his.atr.jp/~buller/project.html

http://www.his.atr.jp/~buller/artificial_brain_project.html

A proof that an artifact that can think and understand that it is he, himself, who is doing the thinking.

EgoBlocks Project—for the design of a detailed block diagram of human-like Ego with its defense mechanisms.

bu gerçekleştiği vakit umarım sadece sanat yapmakla yetinirler.
0
demolish
"bilgisayarın ürettiğinin sanat olabilmesi için bilgisayarın sanatçı olması gerekiyor. o zaman soruyu yeniden soralım. bilgisayarlar sanatçı mıdır?"

birkaç şeyi düzelteyim yanlış anlaşılma olabilir. bilgisayarların ürettiği sanat derken bilgisayarın bilinçsiz olduğunu farzederek söyledim. bilinçsiz oldukları müddetçe tuval ve fırçadan farkları yoktur sanat hususunda. mesela benim çok beğendiğim birkaç oyun vardır ve onları arşivimde saklarım. fakat ben onlara sadece bir oyun gözüyle değil bir sanat eseri olarak bakarım. ve takdir ettiğim bilgisayar değil o oyunu yazan programcılardır. çünkü bilinçli olan onlardır, takdiri onlar hakeder. burada bilgisayar aynı tuval ve fırça yerine geçen bir araçtır. hülasa bilgisayarlar sanat üretmek için kullanılabilir fakat bu onları sanatçı yapmaz(şimdilik!), şanatçı ne yaptığının farkında olan programcıdır.
0
loker
Bence de burada söz konusu yazılımın yeniden kendini üretebilir, etkileşimli çalışabilir olmasını özgünlük hanesine ekleyip, yazılım olarak bir sanat eseri midir diye düşünebiliriz...

Çektiğiniz herhangi bir fotoğrafa bir manüplasyon programında auto-level, auto-crop, auto-colorbalance vs. komutlar verdiğinizde fotoğrafınızı sanatsal yapmış olabiliyor musunuz? Güzel soru...
0
demolish
"Çektiğiniz herhangi bir fotoğrafa bir manüplasyon programında auto-level, auto-crop, auto-colorbalance vs. komutlar verdiğinizde fotoğrafınızı sanatsal yapmış olabiliyor musunuz? Güzel soru..."

oluyoruz, sadece kullandığımız araç farklı. e-fırça diyebiliriz sanırım bunlara. aracın yeteneği arttı fakat sanatçı(estetik bilince sahip olan) hala aynı.

0
loker
Sanat ve bilinç arasındaki ilişkiye atfen özellikle 'auto' toollardan örnek vermeye çalışmıştım... Yani sanatsal olan genel kabul gören midir ki, fotoğrafınızın bazı teknik değerleri 'en olması gereken' hale gelince o fotoğraf 'güzel' olsun?
0
mascix
sanat sanat içindir öyle nerden geldiğini kurcalamaya gerek yok ayrıca kimin umranda.....
0
loker
Fetvan için çok yaşa ey ermiş... Bundan böyle hep izinden gideceğiz... pardon biz kulların gereksiz hesaplarla boğuşmuşuz sen bizi aydınlatana kadar...
0
m_ayfer
bana göre sanat orjinal olandır. güzel görünen benim için sanat değil, güzel görünen, özelliği olmayan bir şeydir. ben sanatın sanat olması için içinde emek olması gereklidir gibi bir şey söylemiyorum, fakat eğer biri hem güzel görünen, hem iyi fikirler barındıran, hem orijinal bir eser yapmışsa, bana göre o güzel bir sanat eseridir. bilgisayarlar da hiç bir zaman bu yaratıcılığa ve orijinalliğe (en azından bu günkü teknolojimizle) ulaşamayacaklarından bilgisayarın yaptığı sanat değildir. sadece güzel görünen resimdir.
0
sundance
Sanat orjinal olandır... Çok sağlam tartışma çıkar bundan. Mesela benim parmakizim orjinal, bu onu sanat yapmaya yeter mi ?'den başlar.

Bilemedim bir an.
0
loker
Bizatihi parmak izini resimde kullanan bir ressam var. Resim bölümünde okuyan bir arkadaşım da zorunlu çalışmalar arasında yer alan imitasyon çalışmasını protesto etmek için o çalışmayı kopyaladı. Haliyle kendi parmak iziyle... 'şimdi olmuş deyip not verseler bir türlü, aynısı değil deseler kendi gerizekalılıkları ortaya çıkacak... hadi bakalım' diyip gitmişti okula... N'oldu acaba : ) merak ettim sonucunu şimdi iyiden iyiye...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

fazlamesai.net'e soralım: Genç bir yazılımcı adayına ne tavsiye edersiniz?

FZ

Genç bir arkadaşımızın bana yolladığı e-postaya özelden cevap vermek yerine FM ortamınının kolektif deneyiminden ve yol göstericiliğinden faydalanalım dedik. Kendisinin de izniyle iletisini burada yayınlıyor ve deneyimli bilgisayarcılardan yol göstermelerini istiyoruz:

"Emre Bey merhaba,

Ben ileriseviye.org'daki yazılarınızı takip edebildiğimce/kavrayabildiğimce okumaya çalışıyorum. Öncelikle kendimi tanıtmak istiyorum. Ben Berk Aydın. Şu anda H. Avni Sözen Anadolu Lisesi 2. sınıfta okumaktayım. Gelecek sene üniversite giriş sınavına gireceğim. Aynı zamanda da amatör bir şekilde programlama dilleri ile -naçizane C, C# ve Java- ilgilenmekteyim.

Fazlamesai yorumlarına kolay erişim!

butch

Son zamanlarda yorumlar oldukça arttı. Bazı üyelerimizden yorumların takibinin zorlaştığı yönünde mesajlar geldi. Yapılan yorumların hızına yetişmek için sizlere iki link:
www.fazlamesai.net/istatistik, buradan siteye ait istatistikleri takip edebilir, yorum linkine tıklayarak da en son yapılan yorumları görebilirsiniz.
Buradan da en son yapılan yorumları takip edebilirsiniz.

Küçük bir not daha. Fazlamesai bu yaz başına doğru yeni bir yapılanma sürecine girecek. Bunu sizlerle birlikte gerçekleştirmek istiyoruz. Neler yapılabileceğini bir yerlere not alın, bu hafta sonu bununla ilgili detayları duyuracağız.

IBM'in Linux Reklamı - izlemeyen kalmasın

numb

Biraz eski de olsa [1] IBM'in bu muhteşem reklamını izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ediyorum.

[1] Reklam Eylül 2003'te yayınlanmış.

Kaynak: chir.ag

Internet`de Kızılderili Olmak!!!

sundance

1992 yılından beri Internet yaygın bir şekilde kullanılmakta. Bu süre içinde öncelikle daha önceden bilgisayar merakı olanlar, sonra da hemen herkez yavaş yavaş bu yeni medyaya dahil olmaya başladı... Öncelikle tamamen teknik adamlardı bu ortamın müdavimleri, daha sonra yavaş yavaş sanatçılar da dahil olmaya başladı. Herne kadar altyapıyı sağlayanlar yine aynı insanlar olsa da, içerik daha bir ön plana çıkmaya, sayfalar artık birer sanat eseri kategorisi haline gelmeye başladılar.

Ve sonra kıyamet koptu, Üniversiteler Visual Communication Design bölümleri açmaya başladılar ve artık hobi olarak bile bilgisayarla ilgilenmeyen insanlar bile tasarım ve Internet konusunda söz sahibi olmaya başladılar.

Bilen de bilişiyor bilmeyen de !

sundance

Bu sabah Yeni Şafak gazetesinin Bilişim bölümünde TÜBİTAK'a "CD'den çalışan yazılım"la övünmek yakışmaz! başlıklı bir makale okudum.

Açıkcası makaleyi okumanıza bile gerek yok, başlık makalenin yazarının temel derdini ortaya koyuyor. Uludağ ekibinin üstünde çalıştığının bir Live CD olmadığını mı anlatmak lazım, yoksa Live CD'nin bir ekstra olduğunu, LiveCD olan bir sistemi (birçok durumda) sadece dosyaları kopyalamakla bile harddisk üzerine kurabileceğinizi mi, yoksa "Alın işte bu işle uğraşan münafıklar bunlar" modunda bir içeriğin altına ekibin fotoğrafını koymaktaki yaklaşımın yanlışlığını mı? Ben bilemedim.

Ama Pardus hakkında en ufak bir heyecan bile duymadan söyleye söyleye bunu söyleyebilmek ya vicdansızlıktır, ya da birileri yazdıkları yazılar karşılığı barter yapmanın yöntemini bulmuş ;)