Başka türlü bir Kablonet hikayesi...

0
sundance
Bundan bir iki ay kadar önce Kablonet`in abone kullanıcı hızlarını sözleşmede yazdığı gibi 64/16`ya düşürmesinden dolayı bir sürü tepki yeralmıştı bu sayfalarda.

Bu yüzden mecburiyetten bile olsa Kablonet alırken kafamda bir soru işareti vardı. Hoş benim gibi devamlı Internet`de olan birisi için 24 saat 8K down`da gayet iyi bir hızdı ama, yine de tekrar indirirlerse diye düşünmekteydim.

Başvurusunu yaptıktan dört gün sonra Kablonet kurulup, anında online olunca ise Türk insanının ne kada nankör olduğunu bir kez daha gördüm. Hattın 64/16 olmaması bir yana 128K diye geçen DSL hattından bile daha hızlıydı. Fakat nedense zamanında ortalığı velveleye verenlerin bir tanesi bile bizleri bu gelişmeden haberdar etmeye zahmet etmemişti...
Ülkemizde Internet`in (biz geekler için) istediğimiz seviyelerde olmadığı herkesin malumu. Fakat broadbandin şu hali bile (sınırlı DSL ve daha yaygın Kablonet) birçok Avrupa ülkesinden ilerde. Hal böyleyken bizlerin bütün yaptığı, lanet edip sövüp saymak.

Zaten zamanında da Kablonet abonelerinin neden o kadar sızlandığını bir türlü anlayamamıştım. Sözleşmede 64/16 yazan hat 128/32 çalışırken kimse sesini bile çıkartmamış, üstüne üstlük tanıdığım hemen herkes, benden sonrası tufan mantığı ile bu hızı da uncap edip başkalarının bant genişliğini çalarak 2Mbit lease line gibi kullanmıştı bu hattı. Kablonet ve DSL`de temel prensip zaten hattın sözleşmede garanti edilenin üstünde olması üzerinedir. Zira DSL`deki santrale olan mesafe ve Kablonet`deki komşuların kullanım yoğunluğu yüzünden hattın performansı düşmekte, bu yüzden de sözleşme şartlarında belirtilen minimum sağlanamama tehlikesi göstermektedir (DSL mesela 16K down imkanına sahipken bir yıl içinde 14K`nın üstünü göremedik). Bunun üstüne de bir de hat uncap edildiğinde, bütün network boğulmakta bu da şikayetlerin artmasına sebep olmaktaydı.

Sonunda Kablo şirketleri ne yaptılar, hattı sözleşmede yazdığı seviyeye getirdiler. Eylemci bir toplumuz ya, hemen ortalık karıştı, millet gazı almışken haklı mıyım değil miyimi bile düşünmeden oraya mail attı, bu foruma yazdı vs. vs.

Hani haklı bir sebep için olmuş olsa, güzel de bir hareket ama, kökeninde gayet basit bir bencillik yattıığını görmemiz için bir ay beklememiz yeterli oldu.

Ne oldu bu süre içinde 64/16 sınırı kaldırıldı, tekrar 64 sözleşmesine 128 hat verilmeye başlandı. Efendim, bundan haberiniz yok mu ? Evet tabi olmaz, ancak dürtüldüğünde bir şeyler hakkında tepki veren, canı yanmadan bu konuda iki satır bir şey bile yazmaya tenezzül etmeyen insanlar oturup bir de `yaşasın kablonet yine ödediğimiz paranın iki katı hizmet veriyor` mu diyeceklerdi ?

Bu dünyanın daha iyi bir yer olmasını istiyorsak, gittiği yönden rahatsızsak önce bizler daha iyi insanlar olmalıyız.

Bu ülkenin IT sektörünün dinamizmini kim sağlayacaksa (BİZZZZZZ, ya da başkaları ;) öncelikle bu tür konularda sağlıklı ve haklı tepkiler vermeliyiz.

Görüşler

0
tongucyumruk
Başkaları ne sebeple tepki vermişlerdi bilmiyorum... Kendi adıma konuşmam gerekirse kablonet hızlarının kısılmasında benim sinirimi bozan olay hiçbir zaman hızın sözleşmede yazılan seviyeye indirilmesi olmadı... Sorun bunun kablo şirketlerinin kararıyla değil Telekom'un ADSL satışlarını artırmak için kablo şirketlerini zorlamasıyla olmasıydı. Sonuçta hızları kısmalarını isteyen Telekom'du yoksa kablo şirketleri kendi insiyatifiyle bu kararı vermiş olsa tabiiki yine hızım kısıldığı için hoş olmazdı ama bu durumda kablo şirketlerine de bir tepki veremezdim.
0
larweda
Telekom'un ADSL satışlarını artırmak için mi? Telekom'un satıcak ADSL portu yok ki, binlerce adam birisi ADSL`inden vazgeçse de ben alsam diye sırada bekliyor!
0
tongucyumruk
http://www.fazlamesai.net/makale.php3?sid=917 ilk satır: Telekomun son baskılarıyla 128k ve 192k olarak verilen kablonet hizmeti 64k download ve 16k upload olacak şekilde değiştirildi.

Telekom'un baskılarıyla olması benim vurgulamak istediğim nokta. Bildiğim kadarıyla yeni ADSL portları için bir ihale açılacaktı. Yeni portlar açılmadan önce de hızı kısarak ADSL'ye yeni aboneler çekmek istediğini düşünüyorum... Yine aynı habere cevabımda da söylediğim gibi port sıkıntısı varken böyle bir uygulamaya gitmesi mantıksız ama açıkçası telekom'un yaptığı işlerde pek mantık aramıyorum artık. Haa Telekom'un nedenleri belkide ADSL değil bambaşka sebepler... Ama sonuçta bunun için kablo şirketlerine baskı yapmasında haklı bir neden göremiyorum ben.

Aklıma gelen bir diğer nedense uncap edenlerin harcadığı bant genişliği. Ama bu da bana pek mantıklı gelmiyor. Sonuçta (yanılıyorsam düzeltin) birileri kabloyu uncap ettiğinde dahi çaldıkları bant genişliğinin parasını kablo şirketi telekoma ödüyor bu nedenle telekom eğer bant genişliğinin harcandığını iddia ediyorsa o da devre dışı kalıyor. Uç bir örnek vermek gerekirse bir kablo şirketinin telekomdan 2mbit bant genişliği alıp bu bant genişliğini sizin bölgenize tahsis ettiğini ve siz de ilk abone olduğunuzdan ve de başka abone olmadığından 64/16 aboneliğiniz olduğu halde boşta 2mbit'i de kullanmanıza izin verdiklerini varsayalım. Şimdi diyelimki sizden başka kimse de gidip tenezzül edip kablo almadı (mesela telekom herkese 2mbit ADSL vermeye başladı). Ama siz zaten 2MBit olduğu için hızınız gidip ADSL'ye geçmediniz. Kablo şirketi Telekoma parasını ödediği sürece telekom gelipte kıs bunun bant genişliğini derse bu mantıklı olurmu? Haa kablo şirketi bu bant genişliği bize lazım (veya patron evine çektirecek veya başka bir sebep) onun için sözleşme sınırlarına düşürüyoruz derse bu mantıklı olur, o ayrı.

Biraz dağınık oldu ama umarım anlatabilmişimdir.
0
sundance
Tonguçum güzelim, sana son zamanlarda bir haller oldu ;)

Kablonet`le ilgili olan olayın TurkTelekom`la direkt ilgisi varsa bile (ki bilmiyoruz böyle bir şeyi) DSL`le alakası olmadığı kesin. Zira şu anda TT`nin bütün bant genişliğinin bile doyuramayacağı bir DSL abone potansiyeli, deyim yerindeyse TT önünde sırada bekliyor.

Bence temel sebep uncap edilmesi veya sebep yok. Evet bunu düşün, bir pazarlama stratejisi olarak, 64K abonelerine 128 K verdiler ve iki yıldan fazla kullandırdılar, şimdi de geri alıyorlar. İki yıl ya, Turkcell`in Telsim`in maksimum kampanyası üç ay, bu adamlar iki yıldır (minimum) bu şekilde hizmet veriyorlar.

Öte yandan, tekrar 128K`a çektiler hatları. Daha ne yapsınlar da nasıl yaransınlar ?
0
tongucyumruk
Evet son zamanlarda her nevi tuhaflık var üstümde, okulu bitirmeye çalışıyorum ondan herhal... Bir 20 Eylül geçsin kendime gelirim.

Dediğim gibi benim tüm derdim ve dayanağım bu işin Telekom'un baskısıyla yapılmış olmasıydı (haberde yazanı gözönünde bulundurarak öyle düşündüm, yoksa telekomun genel müdürünü tanımam)... Tabiiki şirket eeaah eytere bea! size 128 verdik daha da isteyip uncap ettiniz kesiyorum hızınızı görün 64k'yı demiş olabilir. Bu durumda şirket haklıdır, kimse çıkıpta olmaz 128 vereceksin diyemez. Bundan şikayet etmekte saçma olur. Veya dediğin gibi bu bir pazarlama stratejisi de olabilir. Şirket bu durumda yine haklıdır.

Ancak işin içine telekom'un baskısı girerse o zaman işin rengi değişir. Sonuçta 64/16 konusu sadece kablo sağlayıcısı ile kullanıcı arasındaki bir mesele. Telekom'un durup dururken buna müdahale etmesi de benim aklıma ancak ADSL'yi getiriyor.

Aslında hızın sonradan 128'e çekilmesi bir bakıma pazarlama stratejisi fikrini destekliyor gibi. Özellikle interneti fazla kullanmayıp ta kablo sahibi olanlar normal modeme geçmeye başlayınca (yapan varmı bilmiyorum ama yapmayı planlayan tanıdıklarım vardı) eldeki aboneleri kaybetmemek için 128'e dönmüş olabilirler. Sonuçta işin içinde telekom olsa 128'e dönmelerine izin vermeyeceği gibi kullanıcıların tepkilerinden de bilhassa memnun olurdu gibime geliyor.

Tabii daha çeşit çeşit senaryo yazılabilir. Sonuçta işin doğrusunu yalnızca kablo yöneticileri biliyor.
0
anonim
Türk Telekomun en mantıklı hizmeti 146 bence. Şifre yok, bağlandığın kadar öde, paket almakla uğraşma tek derdin mail bakmaksa.... Daha 2 gün önce sundance e şaane hızlı derken dün beni yarıyolda bıraktı ama 8 aydır aralıklı olarak kullanıyorum. Madem ttnet meraklısısın paket alsana derseniz... İşte problem orda başlıyor, ttnet aboneliği sadece belli yerlerde var ve telefon babamın adına kayıtlı olduğu için onun başvurması gerekiyormuş... Yani bizim paketi almayın diyorlar...

Hatırlıyorum iki yıl önce bir şirkete lease line teklifi vermek için kimse fiyat çıkartmamıştı telekomdan da oturup 100 sayfa dökümanı okuyup, konfig yapıp, kalem kalem fiyat çıkartmıştım. Redogre
0
anonim
o sozlesmeler yapilirken bizlere ne dendiyse ayni hizmeti bekledik sadece
yani bizlere 64/16 aliyosunuz ama 128kbps min dediler demek istediim burda strateji hatasi varsa kablo sirketlerinin hatasidir kalkip son kullanicinin hatali olduunu sizin gibi biri de savunuyorsa vay halimize
s,zce bu bi tur dolandiricilik diil mi yani kalkip size 64/16 parasiyla 128/32 lik balanti sunuyoruz diyip yavas yavas azaltmak
3 sene once verilen dl/ul hizlari 128 inde uzerindeydi heralde haberiniz vardir. yani kullanici sayisi arttikca sirketler yatirim yapmak yerine kullanicilari sinirlama yoluna gittiler sizce ilerici hareket bu mudur?? bunu mu hakediyor insanlarimiz ??
ayrica avrupa ulkelernde kablo kuruluslarin 128 kbpsden assai hizmet verdiine sahsen inanmiyorum
arastiricam arastirmadan da bisee yazmicam bu konuda
0
sundance
Öncelikle araştıracam, araştırmadan da bişiy yazmıycam konusunda çok saygı duyduğumu belirtmek isterim. Türkiye`nin temel problemlerinden birisi de bu zaten, araştırmadan konuşuyor, tartışıyor, karar veriyoruz.

Öte yandan `yani bizlere 64/16 aliyosunuz ama 128kbps min dediler` lafı özür dilerim ama bu size de biraz saflik gibi gelmiyor mu ? O zaman niye sözleşme imzalıyorsunuz ki ?

Avrupa ülkelerinde 128K`dan aşağı hizmet verilmiyor eyvallah. Ama Italya`da doğru düzgün bir DSL provider yok mesela veya Kablonet inanılmaz kısıtlı. Keza Ingiltere`de gecen seneye kadar adam gibi DSL hemen hiçbir yerde yoktu, bazı yerlerde ISDN vardı o kadar. Hal böyleyken biz zaten bu ülkelerin ilerisindeyiz aslında.
Benim de orada itiraz ettiğim nokta hat 64K`a çekildiğinde ortalığı velveleye verenlerin hat tekrar 128 olduğunda neden gıklarını bile çıkartmadıkları, aynı kişilerin bir çoğunun da (benim bildiklerimin hepsi) 128K ile bile yetinmeyip, illegal olarak 2Mbit olarak hatlarını kullandıkları. Bu iki mevzuda diyecek bir şeyiniz varsa, buyrun söyleyin.

İstanbul`un %30`unun kaçak elektrik kullanması yüzünden nasıl geri kalanlar %50 daha fazla ücret ödemek zorunda kalıyorsa, hat bu şekilde kısıldığında bunu (illa ki onların da payı vardır ama) `gerekli yatırımı yapmıyorlar` diye TT`un üstüne atıp, pron indirmek için (kimse kusura bakmasın ama hattı 2Mbit`e uncap etmenin masif download dışında hiçbir amacı olamaz) 2Mbit hat kullananlardan bahsetmemek de biraz naif oluyor.
Saygılarımla.
...bu ülkenin daha iyi bir yer olması için önce bizler daha iyi insanlar olmalıyız
0
conan
...bu ülkenin daha iyi bir yer olması için önce bizler daha iyi insanlar olmalıyız

cifte utopya...
0
sundance
Amerika`dan öyle gözüküyor olabilir :p Ama bence ütopyanin kelime anlamına bir kez daha bak...
0
conan
Boyle bir cevapla karsilasacagimi biliyordum. :P Nitekim biz `zavalli` amerikada bulunan turklerin Turkiye hakkinda herhangi bir konuda bir yorum yaptiklarinda ne yazik ki karsilastiklari ilk cevap bu olur. Sen ne anlarsin TR`nin halinden gibilerinden. Ama bilin ki buradaki bir cok Turk kesinlikle oradan iplerini koparmis herseyden bihaber yasayan insanlar degildir. (ozellikle ben)

Bu kisa aciklamadan sanra neden utopya diye dusundugumu de soyleyeyim. Birincisi insanlarin TR''de `iyi` olmalari bence uzuuuun bir sure icin imkansiz. Bunun icin bir suru ornek verebilirim sana. Radara yakalandiginda park cezasi yerken abi anlasalim demedigin surece, arabani istedigin her yere park ettigin surece, kablolu modemini 2 Mbit`e cikardigin surece, emlak verginin odenmesi gereken miktarinin binde birini odedigin surece, vergisini odemeyen bir gecelik faiz zenginleri ve bunlarin bu paralari kazanmasini saglayacak bir gecelik faize goz yumdugun surece, egitmeyen ama ters yone egitilen oldugun surece, (daha yazayim mi?) ...... bence iyi bir insan olman mumkun degil. Iyi olursan bu toplumda yasayamazsin.

Zaten toplumun iyi olmasi konusunda da gayet normal bir aciklama getirmissin. insanlar iyi olunca. Bence birincisine bagli olarak da ikinci utopya bu iste. Toplumun iyi olmasi.

Utopya`nin kelime manasina bakmaya usendigimi acikca itiraf edeyim. Ama burada utopya derken hayal edilmesi guzel, gerceklesmesi istenen, fakat asla tamaminin ya da bir kisminin gerceklestirilemeyecegi bir kavramdan bahsediyordum. Istersen utopya de, istersen Turkiye...
0
anonim
Conan`im guzelim. Sen merak etme, senin yerine bir baskasi da o cevabi yazsaydi, yine benzer bir kulp bulurdum, Amerika`da olmanla cok alakasi yok. Benim soyledigim (senin utopya dedigin) 1) kotu bir sey oldugunda tepki verdigimiz gibi iyi bir sey oldugunda uyumamamiz 2) Madem hattin hizinin indirilmesini istemiyoruz o zaman uncap etmeyelim ve sonunda da daha iyi bir dunyada yasamak icin daha iyi insanlar olmaliyiz.

Zaten sen de kendi cevabinda bunlar olmadigi icin Turkiye`nin iyi bir yer olmasi zor demissin. Sanki Amerika`da yok polisle rusvet pazarligina girenler, kablomodem hattini uncap edenler ya da multimilyarlik yalan sirketler (NASDAQ kodlarini da istemezsin herhalde Worldcom filan bu kadar gundemdeyken:)

Ah ulan ah Turkiye adam olmaz edebiyati yapmami bekliyorsan, kusura bakma ama yapmayacagim, cunku ben bunun cozulebilecegine inaniyorum.

Ha Amerika`daki Turkler mevzuu hakkinda da oraya gelmeden konusmanin cok anlami yok. Tabi ki oradan bircok seyi takip edersiniz, bir cok seyden haberiniz olur, ama burada, Eminonunde, Adana`da otobuste etrafina baktiginda bir tane gulumseyen adam gormediginin o kadar uzaktan farkina varamazsin.

Keske Utopyanin tanimina baksaydin, ya da daha iyisi Thomas Moore`un bu kavrami ilk ortaya cikartan Utopia isimli eserini okumus olsaydin. Orada da belirtildigi gibi, Utopyalar aslinda saf oksijen gibi bir seydir, yasanamazlar. Fakat Utopyalara ulasma cabasi bizi insan yapan seydir. O cabalama, o gayret olmadigi surece senin dediklerinin hepsi de olur.

Kaldi ki `daha iyi bir dunya icin once daha iyi insanlar olmaliyiz` lafini utopya olarak gorecek kadar da umutsuzsan, uzuldum senin icin. Zira ben her gun sokaga ciktigimda, somurtan, dertli insanlari gordugumde, en ufak bir meseleden patlamaya hazir insanlarla birarada oldugumda, bu ortamdan bogulacak hale geldigimde bile bu kadar umutsuz degilim. Ama ozellikle`cifte utopya` gibi (ve de yanlis kullanilmis) laflarla umutsuzluk ithal etmeye de niyetim yok.

Online ol birara da konusalim sunu ;)
Sundance
0
anonim
Ne kadar Kablonet in özel şirketler tarafından yurutulse bile, Turktelekom ve tt nin ozellestırılmedıyı surece ve baska telefon sırketlerının GSM deki gibi sisteme katılmadıgı surece, kaplumbaga gibi ilerleriz internetde...

Su an Avrupanın cogu ulkesinde genişbant sistemleri hızla hayata gecırılmıstır... Biz son kullanıcılar amerika-avrupa-canada gibi ulkelerle kıyaslandıgımızda odedıgımız paraya gore aldıgımız hızmet cok komik... Bu ulkeleri ornek gostermemın sebebi de gayet acık herhalde gidipde afganistanı ornek gosterecek halım yok... Herneyse artık insanlar genişbant istiyor tatmin olmuyolar ama verilen paraya gore alınan hizmete kızıp uncap gibi yollara basvuruyor...

Ne zaman ki bu dedigim ulkelerdeki gibi 1 veya 2 mbit kablo baglantısına 30 ıla 50 dolar arası parayla hızmet verılıcek o zaman bu tarz seyler cok buyuk bır olcude duzelecek... Uykum geldi uyku sersemi bu kadar yazabildim belki sacma sapan cumlelerde kullanmısımdır...

TEKEL ve TEKELCI zihniyet bitmeli!!!
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

ULUDAĞ, Microsoft, Milli Eğitim Bakanlığı İhalesi Meclise Taşındı

FZ

CHP Uşak milletvekili Osman Coşkunoğlu, ABD ve AB'nin, güvenlik sorunu nedeniyle dışladığı Microsoft Windows işletim sisteminin, öğretmenlere ve yargı mensuplarına yönelik kampanyalar kapsamındaki bilgisayarlarda kullanılmasını eleştirdi. Coşkunoğlu, konunun bir "ulusal güvenlik sorunu" olduğuna dikkat çekti.

Osman Coşkunoğlu, yaklaşık 650 bin öğretmene dağıtılması planlanan dizüstü bilgisayarda, "neden TÜBİTAK'ın geliştirdiği bir işletim sistemi değil de Microsoft'un işletim sistemi kullanılacağını" hazırladığı 6 soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi. Coşkunoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtlaması istemiyle verdiği önergelerde, Microsoft sisteminin tercih nedenini sordu.

Kaynak: Milliyet

Kafa Kırmak İster misiniz Gençler !!!

mambo

Hani burası Türkiye'ye her şeyin suyunun çıktığı yer. 5-6 aydır dumur içersindeyim yaşadığım semtte (ki nezih aile semti olarak bilinir) uyuşturucu almış başını öyle bi yürümüş ki sokakta yürürken kendimi Harlem'de zannetmeye başladım.

Daha önce sokakta gördüğüm tipler şu anda torbacı (yani satıcı), esrar kullanımı 15-16 yaşlarına kadar düşmüş. Esrar temin etmesi sadece 5 dakika sürüyor. İşin ilginç tarafı bu olayın polisler de biliyor fakat bişey yapamıyorlar ya da yapmıyorlar.

Milliyet'e göre telif hakkı ne demek?

mrtksn

Milliyet'teki haberleri okurken sağ tıkladığınızda fotoğraf ve metinlerin kopyalanamayacağına dair uyarı ile karşılaşırsınız. Bunun sebebinin telif hakları olduğunu tahmin etmek güç değil; peki Milliyet'in benim fotoğrafımı izin almaksızın kendininmiş gibi kullanması ve bir haberlerine yaptığım yorumun metnini resmin bana olduğunu belli etmeyecek şekilde değiştirmesi telif haklarına nekadar uygun?

Bir Üniversite İlk 500'e Nobel'le mi Girer Rektörle mi?

FZ

Her zaman çok özel ve tartışmaya müsait olmayan koşullarda yaşayan TC'den SharpenLess bildiriyor:

ZAMAN gazetesinde 2 Ağustos 2007, Salı günü, Kemal Alemdaroğlu gitti, İstanbul Üniversitesi ilk 500'e girdi başlıklı bir haber çıktı. Haberde Türkiye'den İstanbul Üniversitesi'nin Dünyadaki En İyi 500 Üniversitesi listesine girmiş olduğu belirtiliyor ve başlıkta da olduğu gibi bu durum bir rektörün gidişi ve farklı bir rektörün gelişi ile yoğun şekilde ilişkilendiriliyor. Oysa...

Yerli Açık Kaynak Kodlu Uygulama Düşmanlığı!

koraypeksayar

Bu sitede hep Özgür Yazılım'ın faydaları, kolay erişilebilirlik, yazılım kod kalitesi ve benzeri konuları yazdık/okuduk durduk.

Hepimiz Özgür Yazılım olgusunun getirilerini çok iyi biliyoruz.

Peki hiç merak ettiniz mi yurdumuzda "Açık Kaynak Kodlu Uygulama" ve "Özgür Yazılım" konusunda "3. parti" yazılımcılar veya "3. parti yazılım geliştirip satanlar" veya "kendini bilişimci sananlar" ne düşünüyor ?

Size çarpıcı bir örnek: