Vatandaşlık, Kişisel Bilgiler, 250 YTL Ceza ve Bilgi İşlem...

0
FZ
Bilgi almak, bilgi vermek. Devletin vatandaştan bilgi alması ve vatandaşın devletten bilgi alması. Garip bir asimetri. Söz gelimi artık adresinizi bildirmezseniz 250 YTL'den başlayan para cezasına çarptırılacaksınız.

Bir başka habere göre ise İçişleri Bakanlığı, başlangıçta sadece nüfus kayıtlarının doğru düzgün tutulmasını amaçlayan Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi'ndeki (MERNİS) bilgileri, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kurumlarla paylaşacak. Kimlik Paylaşımı Sistemi Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Elektronik fişleme tartışmalarını yeniden gündeme getiren yönetmelik şöyle işleyecek.

Uzun yıllar ABD'de yaşamış bir tanıdığımın deyişi ile: "11 Eylül sonrası ABD'de yabancı pasaportlu Müslüman olmak burada vatandaş olmaktan daha az kayıt ve bürokrasi gerektiriyor."

Görüşler

0
bm
Yukarida linki verilen Radikal'deki haber daha iyice, ama devletin devlet personelinin ne yaptiginin logunu tutmasiyla vatandasin kendi bilgisine devletin neresinden erisildigini gormesi cok farkli seyler. O konu acik dagil.

Ben konuyu cok dusunmemis ve uzman olmayan bir vatandas olarak soyle birsey gorsem biraz daha rahat ederdim belki: kimin neye niye eristiginin bilgisi her gun sifrelenip bagimsiz bir kuruma gonderilir, o gunku logun kriptografik 'hash'i da ilan edilir. Devletin vatandasla 'ugrasmasi' vukuunda ve/veya istek uzerine mahkeme sifreleyen kurumdan anahtari, saklayan kurumdan veriyi alip o bilgilere bakar soyler. Tamamen acik yapilamayacaksa caydirici unsur bu olabilir (kriptografi bilanlar cok daha saglam seyler onereceklerdir). Ama gayet tabii degismeyen bilgilerin kopyalanmasi kimseye hesap vermeden saklanmasina yapilacak birsey yok -- bu benim dedigim devlet icinden ferdi suistimalin ortbas edilmesini onler sadece. (Komik komik hikayeler anlatilir, sicil affi gibi birsey ciktigi zaman dosyalari yok etmesi emredilen polislerin fotokopi alip asillari yok etmesi filan gibi!).

Bunlar aslinda cok zor konular. Korkugumuz dakika 'aaa devlet nicin bunlari bilmiyor, takip etmiyor' demeyi de gayet iyi biliyoruz. Ama vatandasa 'ben veri tabani yapiyorum, gelip doldurmazsan 250 milyon ceza' demek de pek hos degil. Tepkiden korkmadan diyebilmak belki baska korkularin yersiz olmadigini da gosteriyor.
0
zekeriya_akyildiz
Bunada alisiriz,
Zaten ben cantamda hep
*32 adet vesikalık fotoğraf
*4 adet nüfüs cuzdanı sureti(muhtardan onaylı)
*4 adet nüfüs cuzdanı fotokopisi
*4 adet adıma düzenlenmiş ve ödenmiş fatura
*4 adet temiz kağıdı(sabıka kaydı yani)
*ve bilimum tüm bürokrsaik belgeleri yanımda taşıyorum olur canım bunuda hallederim. derdim işim gücüm azdı zaten bununda bir kolayına bakarım.
0
FZ
Askerlikle ilgili tüm detaylarını gösteren belgelerini de yanında taşıyor musun birader? Bunu, yaklaşık 1.5 gününü nezarethanede geçirmişim bir FM editörü olarak yazıyorum sana ;-) Vatan sağolsun, vatandaşı boşver.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ergenekon'da Bilgisayar Bulguları Kanıt mı?

sosgezbir

Basında "Ergenekon" adıyla bilinen "Ümraniye Soruşturmasında" aramalar sonucu onlarca kişinin ve bir televizyon kanalıyla bir derginin ve bir partinin gerek bilgisayarına gerekse sadece sabit diskine el konuldu.

TBMM Teknoloji Komisyonu Üyesi, Endüstri Mühendisi ve Bilgisayar Yazılım Uzmanı Seyhan, 4 Aralık 2004’de kabul edilen 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134’üncü maddesine göre hákim ya da savcı kararıyla elektronik ortamdaki kayıtlara veya bilgisayarlara el koyulacak ise yedeğinin alınması, bu yedeğin de adli makamlarca veya polis tarafından mühürlendikten sonra kişiye veya avukatına verilmesi gerektiğini söyledi.

Sizin izanınız kaç paraya ihaleye çıkıyor?

bm

http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=11180 adresinden alıntı yapıyorum.

"Her yazılım mühendisi, kendi ülkesinin doğal ajanı olmalıdır, işin doğası bu değil mi?"

"Üstelik yazılımcıların bir kuralı vardır. Yazılımcı hangi işi yaparsa yapsın, mutlaka kopya alır." (müşteri verilerinden bahsediliyor)

AB, Bilgisayar Güvenliği ve Diger Konular...

anonim

Bir haberi FM'ye yazmadan önce en az bir kez düşünürüm. Bu haberi yollamadan önce iki kez düşündüm. Sebebi haberin yalnızca bilgisayar güvenliğini değil aynı zamanda siyasi bazı konuları da içermesiydi. Ancak sonuç olarak FM camiasının bu haberi görmesi gerektiğine karar verdim.

Aşağıdaki linkte AB Türkiye temsilcisi Karen Fogg'un e-postalarını ele geçiren şahıs ile yapilan röportajı bulacaksınız. Aslında konu ile ilgili söylenebilecek pek çok sey olmasına rağmen ben yazıdan şu alıntıyı yapmak istedi:

İTÜ´de Kayıt Rezilliği

FZ

Türkiye´nin en köklü, büyük, mühendislik ve bilim öğretim kurumlarından biri olan İTÜ´nün bir mezunu olarak bu satırları yazarken utanıyorum. Akşam Kanal D televizyonunda dumura uğratıcı görüntülere şu sözler eşlik ediyordu:

"Bu gördükleriniz ne sokak çocuğu ne de evsiz insanlar, bunlar ders kaydı yapmak isteyen İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri. Derslerine kayıt yapabilmek için ta bir gece öncesinden okula gelen öğrenciler, ateş yakarak ısınmaya çalışıyorlar. Bazıları şanslı çünkü hazırlıklı gelmişler yanlarında çadırları da var..."

Milyonlarca dolar harcanmış teknolojilerin uygulaması sonucunda insanların gelip dayandıkları rezillik bu. Gerçekten içim sızlıyor. Bu üniversitede okuyan insanlar bunu hak etmiyor, hiçbir üniversitedeki hiçbir Türk öğrencisi bunu hatk etmiyor! Ben, kendi adıma İTÜ rektörü olan hanımefendiye üsturuplu bir e-posta yazmayı ve protestomu iletmeyi düşünüyorum, siz de tepkinizi bu şekilde ve daha yaratıcı şekillerde dile getirebilirsiniz.

Kaynaklar:
- http://www.istanbul-teknik.com/default.asp?sayfa=1&yazi=36508
- Kanal D Ana Haber
- javascript:play('/anahaber/2004.01.17/universite.asf') *

* : Bu satırı tarayıcının adres çubuğuna yazmak sureti ile doğrudan ilgili görüntülere erişebilirsiniz.

Çocuğa devlet böyle mi öğretilir?

FZ

Tarih Vakfı ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından 2002'nin Mayıs ayından beri yürütülen 'Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi' kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulmak üzere bir rapor hazırlandı. Tarih Vakfı Başkanı Orhan Silier, incelemeye katılan hukukçuların ders kitaplarını 'ayıplı mal' olarak nitelediğini belirterek değişim sürecinin yavaş ilerlediğini, kitapların değişiminin 2009'u bulacağını söyledi.