Üniversitelerimiz kurtuluyor mu ?

0
sundance
Hatırlarım da 1992`de Internet yaygınlaşmaya başladığı günden beri `Üniversiteler Internet üzerinden kayıt yapacak` geyiği sürer gider.

Hatta bu konuda bir çok ensesi kalın şirkete ihaleler yaptırılıp binlerce dolar para sokağa atılmıştır. Sonunda önce ODTÜ sonra Boğaziçi ve İTU derken üniversitelerimiz kör topal da olsa bu sisteme geçmeye başlamıştır. Tabi ki uygulanmamış birsürü projeye dökülen paralar da cabası.

Sonunda bir Sourceforge projesi bu işe de el attı. Universite Öğrenci Bilgiişlem Sistemi böyle bir yapıyı, hem de Türk öğrenciler tarafından hazırlanmış %100 serbest yazılımlarıyla sunuyor.
`Türkiye de yazılmış program istemeyiz, bizim üniversitemiz yurt dışında yazılmış programları hakeder` diyerek söz konusu ihaleleri öğrencilerine bile açmayı düşünemeyen eğitim dünyamızın bütün SAĞLAM ER`lerine selam olsun ;)

Görüşler

0
anonim
Ben 1993 yılında Bilkent Üniversitesine girdiğimde bu tür bir sistem şimdiye göre ilkel olsada kullanılıyordu. İlerleyen yıllarda ise benim bildiğim kadarıyla tamamen Bilkent üniversitesi tarafından geliştirilerek daha iyi ve kullanışlı hale getirildi. 1993 yılından 1999 yılına kadar ben Bilkentte hiç kağıt üzerinde kayıt yapmadım zannedersem bu yazıyı yazan arkadaşımız Bilkenti atlamış sadece ODTÜ ve İTÜ yü baz almış.
0
sundance
Valla itiraf edeyim, bir türlü Bilkent`i üniversite olarak kabullenemedim (benim eksikliğim) daha çok kolej gibi geliyor bana, ODTÜ ve İTU gibi geleneği olan üniversitelerin yanında çok el bebek gül bebek büyütüldüğü, Meteksan gibi bir holdingin başlangıcını oluşturduğu için sanırım ;).



Başta da belirttiğim gibi bu benim eksikliğim, yazıdaki bahsettiğiniz hata da yeteri kadar bilgim olmamasından ve bizzat o üniversitelerdeki insanlara danışıp net bilgi almamamdan kaynaklanıyor. Kusura bakmayın.
0
FZ
Neden ben de sundance ile aynı hissiyattayım acaba?

Belki de tamamen duygusal nedenlerden ötürüdür :)
0
anonim
1994 yilinda Kutahya Dumlupinar Universitesi icin ayni isi yapan, hemde internet degil sadece, telefonla vs. kayit yapabilen bir sistem yapmistim. Ihaleye ciktik, cunku elimizdeki donanim yeterli degildi. Her sey hazir. Modemler, serverler vs. alinacak kurulacak. Hepsi o kadar. Fakat bizim istediklerimiz yerine kendi adamlarinin sattigini almayi tercih ettiler, sayin butce, satinalma vs. daireleri. Ardindan getirip bana teknik uygunluk imzalatmaya ciktilar utanmadan..

Bu kafayi dusunurseniz, elbet bu sorunada bir cozum bulup, keseyi doldurma islerinde olan basarisin devam ettirir. Bu nedenle ben (maalesef) o kadar iyi bakamiyorum olaya..

Genede bu isi yapmaya calisan arkadaslara basarilar dilerim. Destek vermek isterim, dileyen olursa.. Kod filan yazamasam da biraz fikir katkim olabilir belki..


0
anonim
Ankara Gazi Üniversitesi de bu sene internetten kayıt yapmaya başladı. Ama ne başlama. Sorunlu web sitesi, alınan şifrelerin işleme sokulmamış olması, internetten yapılan işlem sonrası bi de gidip kağıt imzalama olayı...Daha yolumuz uzun..
0
anonim
Zamanında malum bazı üniversitelerde niteliksiz ve beceriksiz onca insan bu işler için yurtdışlarına gönderilip sözde veritabanı programcılığı öğrenildi, çok ciddi çalışmalar yapıldı, harika eserler verildi.

Yüzbinlerce dolar harcanarak alınan çöplük otomasyonları yerine geçebilecek bir çalışma olmasını dilerim.

Bilişime bile rüşveti bulaştırmayı başarmış tek dünya toplumu böyle özverili çalışmaları hak ediyor. Belki başarırız!

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Tıklayınca bir insanın doyduğu Ey Dünya!

anonim

"Eğer yüz insan doyuramıyorsanız bari birini doyurun" demiş Rahibe Teresa.

Sadece tıklıyorsunuz sarı kutuya, o kadar. Size herhangi bir huzur veya bir şeyler yapmış olma hissi duyacağınızı garanti etmiyorum. Ama böyle bir şey varken tıklamamak da duyarsızlık olur herhalde.

Hangisi daha garip karara varamadım; bir sarı kutuya tıklayınca aç bir insanın doyması mı, yoksa bu kadar aç insanın var olduğu gerçeği mi?

http://www.thehungersite.com

Tüm kablosuzlar birleşin!

sefalet

Illinoi Üniversitesinden asistan profesör Haiyun Luo ve mezun öğrencisi Nathanael Thompson, komşu kablosuz genel ağ kullanıcılarının ağa erişim verimlerini arttıran bir sistem geliştirdi.Sistemin ismi PERM (Practical End-host collaborative Residential Multihoming).Sistem basit olarak, komşu kablosuz genel ağların bant genişliklerini paylaşmalarını sağlıyor.Sistem bir kullanıcının kullanılmayan bant genişliğini diğer kullanıcının kullanmasını sağlıyor böylece bireysel olarak genel ağa erişim imkanı her kullanıcıda artıyor.

Internet Depremi Sona Mı Eriyor?

murat09

Turk Telekom'dan yapılan açıklamaya göre, Cezayir de olan deprem neticesinde muhtesem yavaşlayan internetimiz 9 Haziran 2003'te nihayet düzelecek. Açıklama şu şekilde :

Ergonomik bilgisayar kullanım kılavuzu

sundance

Eve gitsem de bilgisayarla uğraşam diyenlerin acaba ne kadarı saatlerce bilgisayar kullanmanın ergonomik olarak yaratabileceği sorunlardan haberdar. Kaçımız Bilgi'de sunum yaparken Stallman'ın taktığı bilekliğin Carpal Tunnel Sendromu ile ilgili olduğunu ve bunun kalıcı zararlara yol açabildiğini biliyor?

Bu konuda birçok soruya cevap veren, çok güzel bir döküman HP'nin sitesinde yer almakta. Türkçe si de bulunan bu 58 sayfalık dökümanı, bilgisayar başında günde dört saatten fazla zaman geçiren herkese öneriyorum.

Virüste 2001´in Top 10´u...

esse

www.sophos.com; 2001 yılının en popüler virüsünün Nimda olduğunu açıklamış. Bu adresde yeralan bilgiye göre, Sophos'un ''destek masalarına'' en çok Nimda virüsü ile ilgili şikayet gelmiş. Tüm şikayetlerin yüzde 27'si Nimda'ya ait olurken, Sircam virüsü yüzde 20 oranında şikayet almış. Söz konusu sitede, Sophos'un teknoloji danışmanı Graham Cluley'in, ''Eylül ayında ortaya çıkan Nimda hala destek masamızı en fazla meşgul eden virüslerin başını çekmekte. Nimda'nın bu kadar etkili olmasının nedeni, bilgisayarları birçok yoldan enfekte edebilmesi. Gelecek günlerde de ortaya çıkacak virüslerin Nimda gibi birçok alternatifi kullanabilecek kapasitede olacağına inanıyoruz.'' sözlerine de yer verilmiş.