rsync ile Windows makinelerin Debian/GNU Linux'a yedeklenmesi

0
ctengiz
Uzunca bir süredir ağ içerisinde yer alan kullanıcılara ait MS Windows makinelerinin yedeklenmesi için bir çözüm arayışı içerisindeydim. Sistemin sahip olması gereken özellikleri şu şekilde sıralayabilirim :
  1. Yedek makinesinin yönetimi kolay olmalı.
  2. Sistem ağ üzerinden çalışmalı.
  3. Yalnızca değişen dosyaları yedekleyecek kadar akıllı olmalı.
  4. Çok fazla ağ trafiğine sebep olmamalı.
  5. GNU/GPL yazılımlar ile minumum maliyete sahip olmalı.
  6. Son kullanıcı için kullanımı kolay olmalı.
  7. Kendi başına zamanlanmış yedekler alabilmeli.
Bu yazıda bu hedeflere nasıl ulaşılabilineceği anlatılyor.

Görüşler

0
malkocoglu_2
Guzel bir yazi, kutlarim. Rsync hakkinda bizim sitemizde cikan bir yaziyi da paylasayim dedim.

http://www.bilgidata.com/yazi.jsp?dosya=a_rsynch.xml

Saygilar,
0
sundance
Çok güzel bir makale elinize sağlık. Ben de bu aralar rsync konusunda bir etraflıca okumak istiyordum, denk geldi.

0
FZ
Demek ki yüzlerce, binlerce dolarlık yedekleme yazılımı kullanılmadan da pek çok yedekleme işi çözülebiliyormuş ;-)

Belgeyi yazan Çağatay Tengiz'e tekrar teşekkürler.
0
ctengiz
Evet tek gereken bir linux, bir rsync ve biraz da man okuma :)

Umarım yazıda bahsi geçen program benim gibi win makinelerden oluşan sistemlerin sorumluluğunu taşıyan sistem yöneticilerine faydalı olur.
0
malkocoglu_2
Umarim. Ben su anda sahsi sitemin tum kod gonderme (deploy) islerini rsync ile yapiyorum. Win$#$% uzerinden cygwin ve tek komut ile hooopppaaa kod Linux'ta. rsync'in SSH uzerinde calisabilmesi ayri bir avantaj.
0
mow
sağolasın, o kadar :)
0
librid
Yedekleme için değil ama dağıtım için rsync dan daha iyi birşey var artık: zsync.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Kitap Eleştirisi: Adım Adım LaTeX

FZ

Biz bilgisayarcılar için genellikle pek kaynak sıkıntısı yoktur, hemen hemen her türlü konuda diğer bilgisayarcılardan, USENET'ten, Google'dan, vs. kolayca bilgi edinebilir ve bunları pratik olarak uygulayabiliriz. Bununla birlikte bir konuya yeni başlayan birine derli toplu, sistematik olarak konuyu anlatan bir kitabın değeri ve pedagojik önemi tartışılmaz.

Adım Adım LATEX isimli kitap da yukarıdaki sebeplerden ötürü LaTeX konusunda önemli bir boşluğu dolduran belki de ilk ve tek Türkçe kaynak. Prof. Dr. Abdugafur Rahimov ve Orhan Kesemen tarafından yazılmış ve 2004 yılında kitabevlerinde satışa sunulmuş Adım Adım LaTeX kitabı, LaTeX isimli kaliteli belge oluşturma sistemine dair gerekli hemen hemen tüm bilgileri içeriyor. Kitabın ve LaTeX'in sadece matematikçilere ya da bilgisayarcılara hitap ettiğini düşünenler varsa, bu önyargılarını şimdiden silmelerinde fayda var. Psikolojiden, felsefeye, işletmeden hukuğa kadar, herhangi bir konuda ödev yazan, makale hazırlaması gereken ya da profesyonel görünümlü bitirme ödevi, yüksek lisans tezi, doktora tezi, kitap vs. yazmak isteyenlere bu kitabı rahatlıkla önerebilirim başucu kaynağı olarak.

LINUXnet 4. Sayı Çıktı

anonim

LINUXnet'in 114 sayfalık 4. sayısını, tam sürüm Fedora Core 4 dağıtımı ve LINUXnet Özel CD'sinden oluşan 5 CD'lik özel setiyle beraber bayilerden edinebilirsiniz.

İçerik hakkında daha detaylı bilgiyi www.linuxnet.com.tr adresinden edinebilirsiniz.

coLinux : Windows Altında Debian Mı ?

darkhunter

Bir gün Windows altında da (birbirimizi kandırmayalım ara sıra hepimiz açıyoruz :)) GNULinux kullanmak istedim. Yaptığım şeyleri şöyle bir derledim, ortaya bu yazı çıktı. Umarım birilerinin işine yarar. Belki arada bir fazlamesai.net'i gezen ama bir türlü Linux ile tanışamayanlara bir vesile olur. Windows'a bile girdik, daha ne yapalım! Kurun şu GNU/Linux'ü :)

Dil Üstadları ile Araç Ustaları: IDE Ayrımı

FZ

Geliştirici dünyası iki kampa ayrılmıştır. Bir kampta dil üstadları vardır, bu yazılımcılar yüksek seviyeli programlamadan -- birinci-sınıf fonksiyonlar, aşamalı programlama, AOP, MOP, kendi kendini sorgulama -- bahsederler. Araç ustaları ise tümleşik geliştirme ve hata ayıklama araçlarında ustadırlar, kod tamamlama, "refactoring", vs. Dil üstadları Emacs ya da VIM kullanır, bu tür editörler yeni dilleri denemek için daha uygundur. Araç ustaları ise Visual Studio, Eclipse, IntelliJ gibi IDE'leri kullanırlar.

Laszlo ve Groovy gibi yeni diller ya da AOP (Aspect Oriented Programming) gibi dil uzantıları genellikle öncelikli olarak metin-editörü tabanlı yazılım geliştirme ortamlarında ortaya çıkarlar ve ancak ondan bir süre sonra IDE dünyası bu tür desteklere kavuşur. Eğer dil ya da uzantı gerçekten başarılı ise araçlar da bunu desteklemeye başlar. Bu ayrımın tek sebebi araç geliştirmenin dil geliştirmekten zor olması değildir. Asıl mesele bir dile hakim olmak ile bir araç setine hakim olmanın çok farklı iki mantalite olmasıdır, belli bir ölçüye dek bunlar birbirlerini dışlayan alternatiflerdir. Acaba neden? İşte sebepleri...

Oliver Steele'nin The IDE Divide başlıklı makalesini tüm yazılım geliştiricilerin okumasında fayda var. (Not: Şöyle sağlam bir FM üyesi çıksa da bahsi geçen makaleyi Türk diline kazandırsa... hani yani küçük bir olasılık olsa da, belki diyorum, belki biri üstlenir, FM'ye bir katkıda bulunur...)

Da Vinci Şifresi Deşifre Oldu

malkocoglu_2

Şimdiye kadar bu kitaptaki kadar, "gerçeklere dayandığını" beyan edip gerçeği bu kadar "esneten" az kitap okumuşumdur. Daha başta "açık anahtar şifrelemeyi Da Vinci nin bulduğu" lafı ile uyandım. Google'da "Da Vinci Code mistakes" kelimelerini kullanarak arama yapınca binlerce sonuç geri geldi.