Ve şöyle dedi usta programcı: "Sadece TCP/IP kullanarak uzaktaki makinanın işletim sistemini anlayabildiğinde tapınaktan ayrılmanın zamanı gelmiş demektir."
Sessiz boşlukta gizemli bir şey oluştu. Tek başına hareketsiz bekleyen o şey yine de sürekli hareket halindedir. Tüm programların özünde yer alır o. Adını bilmiyorum onun, bu yüzden Programlanın Taosu diyeceğim.
Tao büyükse işletim sistemi büyüktürr. İşletim sistemi büyükse derleyici büyüktür. Derleyici büyükse uygulama büyüktür. Kullanıcı mutludur ve dünyada uyum hüküm sürer.
Programlamanın Taosu uzaklara gider ve sabah rüzgarı ile geri döner.
1.2
Tao makina dilini doğurdu. Makina dili assembler'ı doğurdu.
Assembler derleyiciyi doğurdu. Şimdi ortalıkta onbin tane programlama dili var.
Ne kadar alçakgönüllü olsa da her dilin bir amacı vardır. Her dil yazılımın Yin ve Yang'ını ifade eder. Her dilin Tao içinde bir yeri vardır.
Ancak mümkünse COBOL ile programlamayın.
1.3
Başlangıçta sadece Tao vardı. Tao Mekânı ve Zamanı doğurdu. Bu yüzden Zaman ve Mekân programlamanın Yin ve Yang'ıdır.
Tao'yu anlamayan programcılar programları için bir türlü yeterli zamana ve mekana sahip olmazlar. Tao'yu anlayan programcılar ise hedeflerine varmak için gerekli zamana ve mekana daima sahiptirler.
Başka türlü nasıl olabilirdi ki?
1.4
Bilge programcıya Tao'dan bahsedildiğinde onu takip eder. Ortalama programcıya Tao'dan bahsedildiğinde onu araştırma gereği duyar. Aptal programcıya Tao'dan bahsedildiğinde kahkahalarla güler.
Eğer gülmezse, duyduğu gerçek Tao değildir.
En yüksek ses işitilmesi en zor olandır.
İleri gitmek geri çekilmeye götürür.
Büyük yetenek kendini olgunlukta gösterir.
Mükemmel bir programın bile hataları vardır.
2. Kitap - Eski Ustalar
Şöyle dedi usta programcı:
"Üç gün program yazma ve hayat anlamsızlaşır."
2.1
Eski zamanlarda yaşayan programcılar gizemliydi. Onların düşüncelerini takip edebilmemiz mümkün değil, bu yüzden sadece görünüşlerini tarif etmekte yetineceğiz.
Suyu geçen bir tilki gibi uyanık. Savaş meydanındaki general gibi dikkatli. Misafirlerini ağırlayan ev sahibi gibi nazik. Yontulmamış tahta blok gibi basit. Derin mağaralardaki sular gibi karanlık.
Onların kalplerindeki ve kafalarındaki sırları kim bilir?
Cevap sadece Tao'dadır.
2.2
Büyük usta Turing bir gün rüyasında bir makina olduğunu gördü ve uyandığında dedi ki: "Bilmiyorum ki acaba ben rüyasında bir makina olduğunu gören Turing miyim yoksa Turing olduğunu gören bir makina mıyım!"
2.3
Büyük bir firma için çalışan bir programcı bir yazılım konferansına gider ve sonra dönüp müdürüne rapor verir: "O firmalarda çalışan programcılar nasıl insanlar! Kötü davranıyorlardı ve dış görünüşleri ile ilgilenmiyorlardı. Saçları uzun, giysileri eski püskü, kırış kırıştı. En güzel odamızı batırdılar ve benim prezentasyonum esnasında gürültü yapıp durdular."
Müdür bunun üzerine dedi ki: "Seni oraya asla göndermemeliydim! O programcılar fiziksel dünyanın ötesinde yaşarlar. Hayatı saçma, bir tür tesadüf kabul ederler. Sınır tanımaksızın hareket ederler. Sadece programları için yaşarlar. Neden toplumsal kurallara uysunlar ki?...
Onlar Tao'nun içinde yaşarlar."
2.4
Bir çırak ustaya sordu: "Bak şurada bir programcı var, hiç tasarım yapmadan program yazıyor, dokümantasyon hazırlamıyor ve test etmiyor. Ancak kimi gördüysem onun dünyadaki en iyi programcı olduğunu söylüyor. Bu nasıl olabilir?"
Usta cevap verdi: "O programcı Tao'yu bilir. Tasarım kaygısını aşmıştır, sistem göçtüğünde öfkelenmez, evreni olduğu gibi kabul eder. Dokümantasyon kaygısın aşmıştır, bir başkasının onun koduna bakıp bakmaması umurunda değildir. Test etme kaygısını da aşmıştır çünkü yazdığı her program kendi içinde mükemmel, şık ve rahattır, amaçları hemen belli eder kendini. Evet, gerçekten de o Tao'nun gizemlerine ermiştir."
Devam edeyim mi? ;-)