Programlamanın Tao´su 3. ve 4. Kitap

0
FZ
3. Kitap - Tasarım

Ve şöyle dedi usta programcı:

"Program test edilmeye başlandığında tasarım değişiklikleri yapmak için artık çok geçtir."
3.1

Bir zamanlar bir bilgisayar fuarına giden bir adam vardı. Her gün girişteki güvenlik görevlisine şöyle diyordu: "Ben büyük bir hırsızım, arakladığım şeyler yüzünden meşhurum. Seni uyarıyorum bu fuar da benden nasibini alacak."

Bu konuşma güvenlik görevlisini çok rahatsız etmişti çünkü içeride milyonlarca dolar değerinde bilgisayar ekipmanı vardı ve o da bu yüzden hırsız olduğunu söyleyen adamı yakın takibe almaya karar verdi. Ancak adam bir standdan diğerine gidiyor ve kendine kendine mırıldanıyordu, tüm yaptığı buydu.

Adam fuarı terk eder etmez, güvenlik görevlisi onu bir kenara çekiyor baştan sonra arama tarama yapıyordu. Adamın hırsızlığına işaret eden hiçbir şey çıkmıyordu üzerinden.

Ertesi günü fuara gelen adam güvenlik görevlisine yanaşıp dedi ki: "Dün iyi iş çıkardım ama bugün daha da iyi olacak." Tüm huzuru kaçan bu sefer takip işini daha sıkı tutmaya karar vermişti ancak sonuç gene hüsrandı.

Fuarın son gününde dayanamayan güvenlik görevlisi adama gidip şöyle dedi:"Sayın Hırsız, o kadar şaşırmış durumdayım ki huzurum kaçtı, çok kötü durumayım, lütfen beni aydınlatın, çaldığınız şey nedir?"

Adam gülümsedi ve tek bir cümle sarf etti:"Fikir çalıyorum."

3.2

Bir zamanlar yapısal olmayan programlar yazan bir usta programcı vardı. Çömez programcı onu taklit etmeye yeltendi ve o da yapısal olmayan programlar yazmaya başladı. Sonra ustaya gidip programlarını değerlendirmesini isteyince usta ona yapısal olmaya programlar yazmadığı için kızdı ve dedi ki: "Usta için uygun olan çömez için uygun değildir. Yapıyı aşmadan önce Tao'yu kavramalısın."

3.3

Bir zamanlar savaş lordu Wu'nun topraklarında yaşayan bir programcı vardı. Wu onu huzuruna getirtti ve sordu: "Hangisini tasarlamak daha kolaydır, bir muhasebe paketi mi yoksa bir işletim sistemi mi?"

Programcı cevapladı: "Bir işletim sistemi."

Kulaklarına inanamayan savaş lordu içini çekti ve dedi ki: "Bir işletim sistemi ile kıyaslandığında muhasebe yazılımının çok basit olduğu su götürmez!"

"Tam olarak öyle denemez efendim", dedi programcı, "bir muhabesebe paketi tasarlarken programcı değişik fikirleri olan insanlarla muhatap olmak zorunda kalır: program nasıl çalışmalıdır, raporlar nasıl görünmelidir, vergi kanunlarına ne şekilde uymaldıdır, vs. Oysa bir işletim sistemi dış görünüş ile sınırlandırılamaz. Bir işletim sistemi tasarlarken programcı makina ve fikirler arasındaki en basit uyumu arar bu yüzden de işletim sistemi tasarlamak daha kolaydır."

Savaş lordu Wu başını onaylar biçinde salladı ve gülümsedi: "Güzel ve akıllıca! Peki hangisinin hatalarını ayıklamak daha kolaydır?"

Programcı cevap vermedi.

3.4

Bir müdür usta programcıya gitti ve yeni bir uygulama ile ilgili özellik listesini gösterdi. Sonra da sordu: "Eğer 5 programcıyı görevlendirirsem sistemin tasarlanması ne kadar sürer?"

"1 yıl," diye cevapladı usta hiç tereddüt etmeden.

"Fakat bu iş çok acil! 10 programcı çalıştırsak?"

Ustanın kaşları çatıldı. "Bu durumda iki yıl sürer" dedi.

"Peki ya 100 programcı çalıştırsak?"

Usta omuz silkti ve "O zaman tasarım asla tamamlanmaz" dedi

4. Kitap - Kodlama

Ve şöyle dedi usta programcı: "İyi yazılmış bir program kendi içinde bir cennettir, kötü bir program ise cehennemin ta kendisi."

4.1

Bir program hafif ve çevik olmalıdır. Alt rutinleri inci dizileri gibi bağlanmalıdır. Programın ruhu ve amacı sürekli göz önünde bulundurulmalıdır. Fazla ya da az olmamalı, gereksiz döngüler ve değişkenler kullanılmamalıdır. Ancak yapıdan yoksunluk ya da değiştirilemez bir katılık da bulunmamalıdır.

Bir program "En Küçük Şaşkınlık" yasasını takip etmelidir. Nedir bu yasa? Program kullanıcıya daima onu en az şaşırtacak şekilde cevap vermelidir.

Bir program, ne kadar karmaşık olursa olsun, tek bir birim gibi çalışmalıdır. Program dış görünüşü tarafından değil içsel mantığı tarafından yönlendiriliyor olmalıdır.

Eğer program bu ihtiyaçları karşılamazsa düzensizlik ve karmaşa hakim olur. Bunu düzeltmenin tek yolu programı yeniden yazmaktır.

4.2

Bir çırak ustaya sordu: "Bazen çalışan, bazen de çöken bir programım var. Programlama kurallarına uydum ama gene de apışıp kaldım. Bunun sebebi ne olabilir?"

Usta şöyle cevapladı: "Kafan karışmış çünkü Tao'yu anlamıyorsun. Sadece bir insan etrafındaki insanlarda rasyonel davranışlar bekler. Sen neden aynı şeyi insanların yaptığı bir makinadan bekliyorsun? Bilgisayarlar determinizmi simüle ederler, mükemmel olan ise sadece Tao'dur.

Programlama kuralları geçicidir. Sadece Tao kalıcıdır. Bu yüzden aydınlanabilmek için önce Tao'yu kavramalısın."

"Peki ama aydınlandığımı nasıl anlayacağım?" diye sordu çırak.

Usta cevap verdi: "Programın düzgün çalışacak."

4.3

Bir usta çıraklardan birine Tao'nun doğasını anlatıyordu: "Tao tüm yazılımların içinde vardır, ne kadar küçük olurlarsa olsun bu yazılımlar."

"Bir hesap makinasında Tao var mıdır?" diye sordu bir çırak.

"Vardır."

"Peki bir video oyununda da var mıdır Tao?" diye devam etti çırak.

"Bir video oyununda bile vardır," dedi usta.

"Peki, kişisel bilgisayardaki Windows sisteminde de Tao var mıdır?" diye sordu çırak.

Usta öksürdü, boğazın temizledi, biraz kımıldandı ve "Bugünkü dersimiz bu kadar," dedi.

4.4

Prens Wang'ın programcısı yazılım kodluyordu. Parmakları klavye üzerinde dans ediyor, programları tek bir hata mesajı olmadan derleniyor ve rüzgar gibi çalışıyordu.

"Mükemmel!" diye bağırdı Prens. "Tekniğin kusursuz!"

"Teknik mi?" dedi programcı ve terminalinden yukarı doğru baktı. "Benim takip ettiğim şey Tao'dur - tüm tekniklerin ötesinde. Programlamaya ilk kez başladığımda tüm problemi tek bir kütle gibi görüyordum. Aradan yıllar geçtikten sonra o kütleyi görmüyorum. Bunun yerine alt rutinler kullanıyordum. Ancak şimdi artık hiçbir şey görmüyorum. Tüm varlığım şekilsiz bir boşluk gibi. Ruhum plansız programsız, içgüdülerini takip ederek özgürce çalışabiliyor. Kısaca programım kendi kendini yazıyor. Evet, doğru, bazen güç problemlerle karşılaştığım oluyor. Onların geldiğini görüyorum ve yavaşlayıp sessizce izliyorum. Sonra tek bir satırı değiştiriyorum ve problemler duman gibi uçup gidiyor. Programı derliyorum ve yapılan işin güzelliği varlığıma işliyor. Gözlerimi kapatıyorum ve sonra sistemden çıkıyorum."

Bunun üzerine Prens Wang dedi ki "Keşke tüm programcılarım senin kadar bilge olsaydı."

İlgili Yazılar

BLAM!

butch

Son zamanlarda bir RSS çılgınlığıdır gidiyor. Tabi bunda Firefox ve Thunderbird'ün yeni sürümlerinin etkisi çok fazla. RSS, gününün önemli bir bölümünü haber sitelerini takip ederek geçirenler için çok pratik bir sistem, ancak yukarıda bahsettiğim programların sistemleri pek pratik değil. Bunun için yaptığım bir araştırmada BLAM!'a rastladım. Haber takip etmeyi çocuk oyuncağı haline getiren bu programın FM 'in takip edilmesini kolaylaştıracağına ve diğer haber sitelerinin de takibini kolaylaştıcağı için haber yoğunluğunu da artıracağına inancım tam. Yani apt-get install blam.

Garip Bir Hata Mesajı

PCW

Error Message: Your Password Must Be at Least 18770 Characters and Cannot Repeat Any of Your Previous 30689 Passwords. Çok tanıdık bir işletim sisteminde karşılaşılan bir hata mesajı bu. Tabi ki çözümü de var. En son servis paketini yüklemek.. Tahmin edebildiniz mi? Ayrıntılar bu linkte...

NetLogo 3.0 Çıktı

FZ

Multi-agent programlama ve modelleme için en çok kullanılan yazılım geliştirme ortamlarından biri olan NetLogo'nun 3.0 sürümü duyuruldu.

Bu sürümde üç boyutlu grafikler, Sistem Dinamikleri Modelleme, gelişmiş grafik özellikler mevcut. 3D graphics, a System Dynamics Modeler, improved turtle pens, improved BehaviorSpace, and other enhancements. Here's a complete list of changes. Try it and let us know what you think. Detaylı değişiklik listesine buradan erişebilirsiniz. Ayrıca sistemde kullanılabilen modelleri web tarayıcınızda da görmeniz mümkün. (Dikkat, tüm gününüzü alabilir, dalıp gidebilirsiniz, tehlikeli :)

GUI Tarihçesi

FZ

Windows 1.0 neye benziyordu? Peki ya Apple II'yi gören oldu mu? OS/2 V 1.1 ? Hmm peki ya Perq diye bir iş istasyonu duydunuz mu, grafik arabirimini gördünüz mü? 1968'de ilk demosu yapılan 'mouse' ne menem bir aletti? Bugün kullandıklarımıza ne kadar benziyordu? Acaba Xerox Alto sistemini ve Elixir Masaüstünü kullanmak (en azından görsel olarak) nasıl bir duyguydu?

Genç Yazılımcılara Abilik Yapacak

anonim

Hamdi Koçoğlu'nun, 1999 yılında kurduğu 'İzinternet' adlı firma, Anadolu'da internet üzerinden iş yapmak isteyen ve İngilizce içerik karşısında zorlanan firmalara hizmet veriyor. Şirket, Türkçe olarak geliştirip sattığı yazılımlarla Anadolu'da önemli bir pazar yakalamış durumda. 2004 yılında 2 milyon doları muhasebe yazılımından olmak üzere 5 milyon dolarlık satışa ulaşan İzinternet, şimdi de yazılım konusunda yeni bir yapılanmaya gidiyor.