Küçük Bir Kıyaslama

0
FZ
The Mythical Man-Month'ın yazarı Brooks'un iddiasına göre, yazılımla ilgili problemler yazılımla ilgili değil genellikle donanımla ilgili. Nasıl mı? Basit, donanım, tahmin edilenden çok daha fazla hızlı gelişiyor, maliyet feci şekilde düşerken, bilgi işlem kapasitesi ve verimlilik aşırı artıyor ve yazılım buna doğal olarak bir türlü yetişemiyor.
Bu ayki GLOBUS dergisinden küçük bir karşılaştırmayı buraya yazarsak Brooks'un iddiası biraz daha anlam kazanabilir:

1969: Apollo Ay modülü için 48 KB ROM bellek yeterliydi
2001: Harika köpek Rocket 256 KB ROM ile çalışıyor

1985: Cray-2 Süperbilgisayarı saniyede 1 milyar kayan nokta işlemi yapıyordu.
2001: Standart bir PC saniyede 1.8 milyar kayan işlem yapabiliyor.

1991: Uzay Mekiğinin 1 Mhz'lik bilgisayarı vardı.
2001: Mercedes S500 üzerinde 100 Mhz'lik bilgisayar var.

1991: Ingigo-2 grafik iş istasyonu saniyede 350.000 çokgen işliyordu.
2001: Microsoft XBox, saniyede 125 milyon çokgen (teorik olarak) işleyebiliyor.

1996: Satranç bilgisayarı Deep Blue saniyede 200 milyon hamle yapıyordu ve ağırlığı 1.4 ton idi.
2001: Masaüstü satranç cihazı, saniyede 1 milyar hamle test ediyor ve ağırlığı 1.5 kg.

Görüşler

0
FZ
sundance ile tartışmamız sonucunda 1991 yılındaki uzay mekiği bilgisayarının 100 Mhz'lik olmasının daha olası olduğuna karar verdik, daha çok bilgisi olan varsa bizi aydınlatır ;-)
0
pulsar
Aslında o kadar da olasılık dışı değil.
Uzay ortamı yarıiletkenler için çok fazla UV içeriyor ve buna bir de yer problemi eklenince yavaş çalışan fakat transistörleri arasında daha fazla alan olan atanmış bilgisayarlar mekiklerde kullanılıyor.
Ayrıca uzay araştırmalarında astronotların kullandığı kişisel laptoplar bile genelde 486 ya da alt seviye pentium sınıfı işlemcilerden oluşuyorlar. ve bunun da tek nedeni fazla UV sonucu elektron atlamalarının artması ve ortalama hata oranını arttırması.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Linus Torvalds´a Göre Itanium İşlemcisi: Kötü Tasarım!

FZ

GNU/Linux işletim sisteminin çekirdeğinin yaratıcısı Linus Torvalds'a göre Intel'in son işlemcisi Itanium çok kötü tasarlanmış durumda.

Disket Sürücüsü Olmadan BIOS Güncellemesi Yapmak

tongucyumruk

Evdeki dosya sunucu olarak kullandığım bilgisayarın 80GB sabit diski son zamanlarda yetmemeye başlamıştı. Sonuçta kendisi bir dosya sunucu olduğu için tüm müziklerimi, videolarımı ve dijital fotoğraflarımı orada depoluyordum. Sonunda gidip şöyle geniş kapasiteli bir disk almaya karar verdim. 200GB kapasiteli bir diski bilgisayarıma taktıktan sonra farkettim ki anakartımın üzerindeki CMD-648 ATA66 denetçisi meşhur 137GB sınırına takılıyor ve sistem açılmayı reddediyordu. Sonunda şansımı hala bir ASUS CUBX sahibi olan ve bu anakartı hala kullanan bir grup insanın takip ettiği ASUS CUBX sevenler sitesinden bulduğum resmi olamayan bir BIOS yükleyerek şansımı denemeye karar verdim. İşte o anda kafamdan bir "ping" sesi geldi ve BIOS güncellemeleriyle ilgili bir detayı hatırladım. BIOS güncellemesi yapmak için bir disket sürücüsüne veya anakart üreticinizin ürettiği "Live Update" tarzı bir yazılımı kullanmak için MS Windows'a ihtiyacınız vardı. Rastlantıya bakın ki bende bunların hiçbiri yoktu!

Linux 2.6, Debian ve nVidia: Güzel Grafikler için Hacking

FZ

Debian GNU/Linux çalıştırıyorsunuz. Güzel bir nVidia grafik kartınız var. 2.6 sürüm numaralı çekirdeğe geçmek istiyorsunuz ama resmi nVidia sürücülerinin 2.6 çekirdeği ile uyumlu olmadığını öğreniyorsunuz. Peki üzülüyor musunuz? Hayır, çünkü biliyorsunuz ki Linux demek çözüm demek! Dünyanın diğer ucunda bir grup ``geek´´ size yardımcı olmak için çalışıyor ve 2.6 çekirdeği ile nasıl pırıl pırıl grafiklere kavuşacağınızı anlatıyor.

31 Aralık 2003 tarihli bu taze makale daima uç noktada yaşamayı seven keskin Debian GNU/Linux kullanıcıları için ;-)

Derinlik sahibi videolar

tongucyumruk

3DV Systems tarafından duyurulan bir sisteme göre artık kameralarla kayıt yaparken derinlik bilgisini de görüntünün içine gömmek mümkün olacak. Belki henüz 3D filmler çekemiyor ama özellikle key framing konusunda bir devrim yaratmaya aday gözüküyor. JVC şimdiden bu sistemi kullanan bir kamerasını duyurdu.

Sistemin en önemli getirilerinden biri artık çekilen görüntüden bir kısmını ayırmak için görüntüyü tek renkli bir ekranın önünde çekmek zorunda olmamanız. Sistem görüntüdeki derinliği ölçmek için infrared ışınlardan faydalanıyor. Bu kızılötesi ışın yoluyla elde edilen derinlik bilgisi her frame için ekstra bir ZBuffer frame`inde tutuluyor. Şimdilik oldukça pahalı makinalarda ve profesyonel sistemlerde kullanılıyorsa da kullanıcı seviyesine inebilirse çok eğleneceğiz demektir.

Konuyla ilgili Slashdot`ta çıkan haber.

Geleceğin Bilgisayarları Türklerden

zorkun

Bilkent Üniversitesi geleceğin Bilgisayar teknolojisi olarak öngörülen nanooptik devreler geliştiriyor.

Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, projenin Türkiye ayağının yürütücüsü olarak görev alıyor.