İş Değiştirmek, Yeni Bir İş, Yıldızlarla Çalışmak

0
FZ
SQL Server Central sitesinde bugün karşılaştığım The Danger of Hiring Stars başlıklı enteresan bir makaleyi FM camiası ile paylaşmak istedim.

Hayır, makale SQL, T-SQL ya da veritabanı optimizasyonu ile ilgili teknik bir makale değil. BT dünyasında çalışan bilgisayar uzmanlarına, sosyolojiye, psikolojiye dair bir makale.

Başarılı bir veritabanı yöneticisisiniz ve başka bir şirkete geçmeyi düşünüyorsunuz, gayet güzel maaş önerileri geliyor. Ancak bir kurumda çok başarılı olan bir bilgisayarcı başka bir kurumda da en az o kadar başarılı olur mu? Önceki şirketindeki performansı ile güzel teklifler alan biri yeni gittiği şirkette neden kötü bir performans sergiler? Bir bilgisayarcının, bir programcının ya da veritabanı uzmanının başarısı sadece kendi yeteneği ile mi ilgilidir?

Makaleden dikkatimi çeken bir kaç alıntıyı çevirdim:
Şirketin size sunduğu kaynaklar başarınızı ve çalışma performansınızı etkiler mi? Geçenlerde bir şirket için çalışmıştım, yazılım geliştiricilerin masasında çift monitör vardı. Başlangıçta alışmakta güçlük çektim çünkü genellikle dizüstü bilgisayarımda geliştiriyordum yazılımı ancak daha sonra bir monitörde SQL Server dokümantasyonu dururken diğerinde de Query Analyzer'ın açık olmasına o kadar alıştım ki işi bitirip de dizüstü bilgisayarıma dönmek zorunda kalınca sanki bir elimi ya da bacağımı kaybetmiş gibi hissettim.
Yetenekleriniz ve deneyiminiz tamamen sizindir ancak üyesi olduğunuz ekibin diğer üyelerinin sizi destekleme şekli de çok önemlidir. Şimdiki işime girdiğimde SQL Server ile ilgili epey deneyimim vardı ancak web uygulamalarına dair çok fazla şey bilmiyordum. Birlikte çalıştığım diğer bilgisayarcılar benden bilgi edinmek konusunda samimiydiler ve ben de onlardan önemli şeyleri öğrenmek konusunda hevesliydim. Sonuçta ortaya güzel bir ekip çalışması ve başarılı bir proje çıktı

Bir Harvard Business Review makalesine göre yeni bir veritabanı yöneticisini işe alan şirket müdür şöyle demiştir: Bu bir bedene organ nakli yapılması gibi bir şey. Mükemmel bir veritabanı yöneticisi, gayet başarılı bir yazılım geliştirme ekibine dahil edilmeye çalışılır ancak birbirlerini reddederler, uyumlu çalışamazlar. Vücut yeni organı reddeder. Veritabanı yöneticisi kuruma uyum sağlayamamıştır.
Para: Yüksek maaşların cazibesine kapılmakta acele etmeyin, size bu kadar para teklif ediliyorsa karşılığında da ciddi bir iş bekleniyor demektir. Daha yüksek bir ücretle çalışırsanız daha iyi bir yaşam tarzına kavuşabileceğinizi düşünebilirsiniz ancak işyerinizde geçireceğiniz zaman sonucunda o parayı harcayacak ya da tadını çıkaracak vaktiniz veya huzurunuz kalmayabilir. Bir tanıdığımın evinde George Lucas'ı bile kıskandıracak bir müzik ve 'surroun' sinema sistemi var ancak üzeri bir karış toz kaplı, adam uzun süredir sistemi kullanamıyor çalışma temposundan ve bunun yarattığı yorgunluktan ötürü.
Kendinizi feda ederek ailenize daha iyi bir hayat sunacağınızı düşünme hatasını işler ve böyle bir motivasyonla iş değiştirirseniz bunun bedelini bir şekilde ödersiniz. Genellikle insanlar iş hayatının yol açtığı stresten kendilerini izole etmekte başarılı olamazlar. Eğer iş sizi gerçekten yoruyor ve strese sokuyorsa özel hayatınızın bundan etkilenmemesi, ailenize bunun yansımaması pek mümkün değildir.

Görüşler

0
Hurma
Kesinlikle her zaman parayı tercih etmemek gerekiyor fakat işi gereği sürekli fazla mesai yapmak zorunda kalan ve hakkı ödenmeyenler ne yapsın.. Şu an yurtdışındayım ve çalışma tempom 7 gün/12 saat minimum mesai, herhangi bir tatil kesinlikle yok. Bu çalışmadan insan üstü bir verim bekleniyor bunu da belirteyim. Bilgisayar başında sürekli verilerle oynayarak 12 saatten sonra nasıl verimli olabileceğinizi varın siz düşünün.
0
malkocoglu_2
Yazi guzel bir konuya parmak basmis. Kultur farkliliklari cok onemli, mesela yazilim gelistirme surecinde gereken her seyi betikleyen, metin bazli ortamda evinde gibi olan bir programci/teknik lider, tik-tik-tik programciligi yapilan (JBuilder, Eclipse, vs gibi gorsel araclardan baska bir arac kullanilmadigi) bir ortamda rahat olamayabilir. Kisisel ortamda metin degistirmeyi gecelim, diger "sistemsel" surecler, herkesin takip ettigi yontemler, araclarin toplami eger yeni programcinin alistigi gibi degilse, ve kisi, bu sureclere guvenen ve onlardan guc alan bir stil gelistirmis ise, problem cikacaktir. Istisna, yeni programcinin yeni surecler getirmek icin ise alinmis olmasi, ama o degisik bir durum. Fakat evet, daha fazla para icin kisi rahat etmeyecegi yere gitmemeli.

Ama.. ne kadar fazla paradan bahsediyoruz... ? :)
0
bm
Malkocoglu 'ne kadar para?' derken haklidir. Ailesi icin paraya ihtiyaci oldugu zaman devlet isi almis sirkete proje muduru diye girip, sonunda tikanan projeyi oldurtmak icin COBOL ile bastan yazmis biri olarak soyleyeyim: eger o para bir isinize yarayacaksa hic dusunmeyin. Nasil askerlik yapiyorsak bu da oyle. Az ve kotu beklentiyle baslarsaniz hakikaten fena olmuyor. Isiniz de goruluyor sonunda. Cok buyutulecek birsey de degil, dogru perspektiften bakarsaniz 'fedakarlik' filan gibi de gelmiyor (neyin fedakarligi? sanki daha iyi bir alternatif var da o parayi kazanmak icin!). Gelmeyen safak, bitmeyen is yok -- mesele dogru perspektifi yakalayip kafayi yememekte.
0
y0rk
java kullanarak eclipse ile kucucuk bir yazılım için 5000 satır kod yazıyorsam bu tık-tık-tık programcılıgımıdır? aynı proje delphi ile 5 dakika bile sürmezken kalkıp eclipse yada Jbuilder ile iş yapan tık-tık-tık programcısıdır demenin mantıgını kavrayamadım.
Benim her zaman savundugum birşey var. Son kullanıcılar bizim hangi dili kullandıgımıza, nasıl kıvrandıgımıza, bizim emegimize bakmazlar. Önemli olan programın çalışması işini dogru ve zamanında yapmasıdır. Kullanılacak yontemler kişilere yada kurumlara göre şekillenir. Bir programcı yada sistem yoneticisi kendi yontemlerini kullanamayacgı bir yerde çalışmamalıdır bence. "Kendimi ifade etmek önemli degil, alacagım paraya bakarım ben" diyorsa o farklı tabii :)

malkocoglu_2 tik-tik-tik programcılıgı görmek istiyorsan oracle in JDeveloper ini bir dene derim.
0
o_ozardic
malkocoglu_2 :
tik-tik-tik programcılığı için : Microsoft Visual Studio .NET veya 2005'i önerebilirim :)
kanımca türünün en iyi örneği.

0
Ansugo
Yarin ne yiyecegimi dusunmektense evde ki supersonik sistemimi kullanamamayi tercih ederim zannederim.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

KDE 3.2 ``Stable´´ Sürüm Hazır

kaankaisen

Uzun süredir beklenen, üzerinde oldukça fazla çalışılan ve beta sürümleri çeşitli dağıtımları süsleyen KDE 3.2 stabil sürüm sonunda indirilmeye hazır: http://www.kde.org

fazlamesai.net'e soralım: Para karşılığı ödev yapıyor ya da yaptırıyor musunuz?

FZ

Geçenlerde okuduğum bir Language Log yazısı uzun zamandır aklımda olan bir konuya dikkatimi çekti.

Bir üniversite hocası verdiği bilgisayar ödevinin öğrenciler tarafından değil de para karşılığı rentacoder.com sitesinden birilerine yaptırıldığını düşündüğünü ve bunu nasıl engelleyebileceğini sormuş. Bir başka hoca ise "rentacoder sitesine üye olur, kendini öğrencinin talebini karşılayabilecek bir programcı olarak tanıtır ve sonra da en düşük bedeli önererek işi alırsın, sonra da öğrenciye 'sen gel bakayım buraya' dersin" gibi bir yöntem önermiş. Ancak bu da garantili bir yöntem değil, kimlik gizlemesi durumlarında filan...

3. Nesil Windows Media

elrond

Microsoft, multimedia içeriklerine yeni bir boyut getirdiği yeni Windows Media teknolojisi "Corona" yı duyurdu.
Bu sefer olaya biraz server tarafından bakalım. (DivX' de son kullanıcı tarafından bakmıştık)

Windows 2000 server'da olan "Windows Media Services" daha gelişmiş olarak Windows.NET Server Beta 3 ya da Build 3604'te de mevcut bulunuyor. Beta sürümü için oldukça stabil bile sayılabilir. Tabiki BBC Live Windows.NET üzerine taşınmadı ve onbinlerce bağlantı denenmedi. O yüzden gerçekten stabil mi bilemem.

IBM'in Linux Reklamı - izlemeyen kalmasın

numb

Biraz eski de olsa [1] IBM'in bu muhteşem reklamını izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ediyorum.

[1] Reklam Eylül 2003'te yayınlanmış.

Kaynak: chir.ag

Fazlamesai.net yaz programı !!!

sundance

Bazılarınızın bildiği gibi Fazlamesai.net ekibi İstiklal Caddesi'ndeki bir çatı katından eylemlerini sürdürmekte...

İstanbul`un bu cehennemvari sıcaklığı sözkonusu olunca bir çatı katının insanın algı sınırlarının üstünde sıcak olacağını da tahmin edersiniz sanırız. İşte bu sebeple Fazlamesai, aşırı bunalma ve ikişer şişe biranın etkisiyle bir anda dellenip kendini apartmanın terasına atmış bulunmaktadır :)

Şu anda üstümüzde sadece gökyüzü ve martılar var, az önce de ay doğdu. Bilgisayar ve Internet mi ? Deli olmayın, tabi ki onları da taşıdık yukarı ;) Bu haberi nerden yazıyoruz sanıyorsunuz, püfür püfür teras katından :)) Siz kimseyi dinlemeyin, İstanbul gayet serin, sıcak olan evlerin içi ve sokakların arası :))