Hacker: Canı sıkılan bilgisayarcı

0
sundance
Sanırım 1990-91`de, Commodore Dergisi`nin bize tahsis ettiği Dungeon adını verdiğimiz bir bodrum katında, Melih bana en son yaptığı Commodore 64 hackini gösteriyordu. C-64`ün sadece siyah beyaz olan 320x200`lük ekran modunda, 120x200`lük bir alan içinde 16 renk gösterebilen bir ekran moduydu bu.

O zamandan beri düşünürüm, bir insanı hacker olmaya nasıl başlar...(burada hacker, sıkça kullanıldığının tersine, sistem kıran, cracker anlamında değil, sistemleri kurcalayan, tembellik yapabilmenin yollarını bulabilmek için geceli gündüzlü çalışan bilgisayar hastası anlamında kullanılmaktadır :)
Temel motiv, hareket noktası elbette ki merak. Bu nasıl çalışıyor, nasıl oluyor da oluyor diye bir şeyler kurcalama alışkanlığı hevesi.

Bazılarımızda bu heves doğuştan gelmekteyse de bazılarımız (ben mesela) belli bir doymuşluktan sonra bu hevesi edindim. O yüzden öncelikle bir doymuşluk gerekmekte, bu genelde yoğun bir oyun oynama sürecinin ardından gelir ama temel de `eeee başka ne yapabiliriz bu bilgisayarla ?` sorusu sorulduktan sonra, ya eski yapılan işe devam edilip, bu hissiyatın geçmesi beklenir ya da sistem kurcalanmaya başlanır.

Bir zamanlar, scene oldukça seçkinken, mesela sadece swapperlar ya da blue-box yapanlar yurt dışı ile bağlantı kurarken, scenedenim diyen insanların hepsi en az bir iki saat bir assembler kurcalamışken, Commodore, Amiga gibi güzel ama yetmeyen bilgisayarlar sınırlarına kadar zorlanırken herşey daha basitti. İnsanlar (bizim gözümüzde) çeşitli kastlara aittiler, coder, grafiker, tracker, swapper ya da food support gibi. Gruplar arası demo yarışmaları, sataşmalar hatta it dalaşları, alenen küfürlemşmeler sözkonusuydu. Ekrana iki sprite daha fazla yerleştirebilmek, ya da blitterla 1/8 saniyelik bir hız kazanmak için gecelerce uyumadan MasterSeka ekranında sinek kovalanırdı.

Tabi biz bunlarla uğraşırken, ya da uğraşırmış gibi yaparken, asıl babalar MIT`de Berkley`de yirmi yıldır filan makinalarına taklalar attırıyorlardı.

Şimdi düşünüyorum da (polemik sevmiyorsanız burayı okumayın :)) herne kadar C-64 Basic Microsoft ürünü olsa da (kimse kullanmıyordu zaten :)) acaba baştan beri sadece Microsoft platformları olsaydı aynı canlılık, aynı kurcalama ortamları olur muydu diye. Hani bizi geçtim, efsanevi hackerların hepsinin Unix geçmişi olması (genç olanların da), PC`de Scene oluşturan grupların %90'ının Commodore ve Amiga kökenli olması (Razor 1911, Phozen Crew, Myth vs.) sadece bir tesadüf mü ?

Bence değil. Mesela C-64 ile yapılan hardware hackler sanımıyorum ki şimdiye kadar başka hiçbir bilgisayarda yapılmış olsun. Nasıl şeyler mi ?

-Abi bu aletin floppysi iyi güzel ama çok yavaş diyip, software ve hardware çözümlerle 40 kata kadar floppyi hızlandırmak
-Aynı şeyi teyp için yapmak
-38911byte free hafızası olan bir makinada TCP stack implemente etmek ve bunun üstünden web sayfaları görüntülemek
-Bunun bir networkü olsa ama şimdi seri portu harcamayalı bunun için deyip, external floppy port üstünden daisy chain network oluşturmak

vs.vs.vs...
Ya da şu anda free Unix olan Linux üzerindeki programlar. Mesela Mplayer diye bir media player programım var ve bu program inanılmaz işler yapıyor...

-Sonundaki index dosyası darmadağınık bir divx dosyasını görüntülemek
-Orjinali Real Media olan bir dosyayı, Divx veya diğer 40 formattan birine çevirmek
-TV kartından seyrettiğim bir görüntüyü, bufferlayarak istediğim herhangibir formatta kaydetmek
-Herhangibir film ve altyazısı arasındaki gecikmeyi o an kontrol ederek düzeltmek

vs.vs.vs.
Bence, eğer bilgisayarlarımızı bu şekilde kullanabiliyorsak ve sadece ameliye değil de keyif araçları olarak da işe yarıyorlarsa, bunu biraz olsun hackerlara borçluyuz...

*1975`te Wozniak ve arkadaşları garajda başlattıkları `kendi bilgisayarınızı kendiniz yapın` modası ile kısa sürede işletim sistemi bile olmayan binlerce bilgisayar yapıldı Amerika`da ve o zamanda bilgisayar kullanımını ehliyete bağlama kararı almaya çalışan Amerikan Senatosu bu kararını geri çekmişti...

Görüşler

0
anonim
Dr. Dobb's Journal dergisinin Şubat sayısındaki bir makalede mi gördüm ne amcamın biri diyordu ki, MS-DOS ya da COBOL gibi sistemler kesinlikle bir fanatikler ordusu oluşturamazlardı çünkü bu sistemler belli bir hedefe yönelik tasarlanmış ticari sistemlerdi. Apple, Amiga gibi sistemler ise bir tasarımcı-mühendisin kendi kendisini tatmin etmesini birincil hedef güderek geliştirişmiş sistemlerdi bu yüzden bu sistemlerin fanatikleri, cemaatleri oluşmuştur.

Enteresan bir psiko-tekno-sosyal yorum ;-)
0
anonim
C-64 günlerinden aklımda kalan en önemli cümle:

Sytax Error

;-)

Arkadaşımın makinasında epey kıvrandırırdı bu cümle beni. İşin garibi bir program girmiştik bir dergiden, hesapta programları inceleyip hataları bulan bir program... O da çalışmamıştı :) Sonradan öğrendim ki zaten harbi Commodore 64 programcıları Commodore ile default gelen BASIC yorumlayıcısını değil de başka yorumlayıcıları kullanıyorlarmış, olmadı assembler falan :)

O esnada ben çoktan Sinclair ZX Spectrum 48K'ya geçmiştim ve daha rahat ve daha az sintaks erööörrr'lü programlar yazmaya başlamıştım.

Geriye dönüp baktığımda 48 kilobyte hafıza ve Zilog-80 (mi ne? 3 Mhz falan?) işlemciyi kullanarak o acayip programları yazan üstad programcıları saygı ile anıyorum. Oyunlar falan, hele de o daracık yerde çalışan ve satranç oynayan sistemler falan. O zamanlar en büyük hayalim SU (Sinclair User) adlı gibi dergide çalışmak :)

Sonra ne mi oldu? Sonra biz büyüdük ve kirlendi... aman boşverin, ben gidip Visual Studio.NET'i uninstall edip yeni .NET SDK'sının üzerine bir daha kurayım. C# öğreneyim, Linux ile ilgili haberleri takip edeyim ve kısıtlı imkanların insanın yaratıcılığı üzerine etkileri konulu psikoloji makalelerini tarayayım.
0
anonim
O bahsettigin basic buyuk ihtimalle Simon's Basic'dir. Bu arada C64 un o unlu BASIC V2 sini MS un yazdigini ogrendigimde cok sasirmistim. Reazalet bir dildir ama bu sayede C64 uzerinde programlamaya ilgi duyan pek cok kisi Assembly ogrenmek durumunda kalmistir. Ve bunlarin bazilari da (benim gibi daha sonra Elektronik Muh. olmayi secmislerdir :)
BASIC V2 o kadar rezildi ki en basitinden ekran rengini falan grafik cipinin registerlarina direk poke komutu ile yazardiniz (poke 53281,0). E bu sekilde kullaninca zaten Assembly'e gecis cok zor olmuyordu..
C64 kullanirken multi-ice 3'umu satin almamla hayatim degismisti. Ah, nerde o eski gunler. Gunumuzde hangi PC bileseni bu kadar yenilikci olur acaba? Yeni bir sandalye mi ;)
0
FZ
Evet, evet Simon's Basic! Epey duymuştum adını. C-64'ün default BASIC yorumlayıcısı gerçekten de epey kastırıcı bir dildi uygulama açısından.

PEEK ve POKE meselesine gelince bu iki komutu tüm zamanların EN MATRAK komutu ilan ediyorum ve ne zaman aklıma gelseler gülümsüyorum ;-)

Aslında C-64 kullananları epey kıskanırdım çünkü piyasada multi-ice, bilmemne ice, falanca kartuş, vs. satılırdı ancak bunların Sinclair ZX Spectrum muadillerini bir türlü bulamamıştım Istanbul'da. Dolayısı ile Spectrum'daki pek çok oyunu öyle kartuşla falan araya girerek inceleme imkanım olmadığı için üzülmüştüm (Sinclair User - SU dergisinde PEEK'ti, POKE'tu okumaktan ve iç geçirmekten başka çarem yoktu o esnada ;-)
0
sundance
Boşversenize hangi Multi Ice :p asıl bir Expert Cartridge vardır ki, kullanmadan önce firmwareini yüklersin ve her türlü ortam için ayrı sistemi filan vardır, her assemblercının kadim dostudur :))
0
anonim
Evet Experti biliyorum, ama benim disket sürücüm yoktu ve multi-ice'in expert'te olmayan tape turbo destegi vardi. Evet yeni bir tartisma dogdu Expert mi Multi-Ice mi :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Türkiye´nin İlk Bilgisayar Tarihi Sergisi

FZ

Rahmi M. Koç Müzesi'nde Türkiye'nin ilk bilgisayar tarihi sergisi açıldı.

Microsoft Bilgisayar Tarihi Sergisi, Microsoft Türkiye'nin sponsorluğunda Rahmi Koç Müzesi'nde açıldı. Bilgisayar ve yazılımın tarih boyunca gelişiminin anlatıldığı sergi sürekli olarak açık kalacak ve Rahmi Koç Müzesi'nin kapalı olduğu Pazartesi günü hariç haftanın tüm günleri ziyaret edilebilecek.

Gerçek Tesadüfi (!) Sayıların Peşinde.

FZ

Tayvan merkezli chipset, anakart, vs. üreticisi VIA Technologies firması tesadüfi (random) sayı üretilmesini donanımsal olarak sağlayan bir mekanızmayı son geliştirdiği C3 isimli mikroişlemcisine eklediğini açıkladı.

Bilgiyasayar Endüstrisinin Şu Anki Kötü Çocuğu Kim?

anonim

Eğer Microsoft veya Apple veya Google diyorsanız yanılıyorsunuz. Kim mi? Devamını okuyun...

Google Search Appliance

FZ

Gene Google, gene güzel bir fikir. Adamlar Internet'i aradığınız hızda ve kalitede neden şirket ağınızdaki tüm HTML, Office, PDF, Postscript belgelerini ve daha bir sürü ıvır zıvırı arayamayasınız ki demişler ve şöyle hafif ancak marifetli bir alet yapmışlar adını da Google Search Appliance koymuşlar.

Intel tabanlı, Linux temelli bu şirin aleti fişe takıyor, networke bağlıyorsunuz ve sonra da bu alet 10 GB'a kadar olan veriyi (150.000 doküman!) arka planda sizi rahatsız etmeden indekslerken şirketinizdeki elemanlar da güzel güzel arama tarama yapabiliyorlar.

While My Guitar Gently Beeps

FZ

Intel®/Fender Telecaster® gitarı ile kulaklığınızı gitarınıza takıp favori parçalarınızı dinleyebilir, demo kayıtlarınızı anında arkadaşlarınıza yollayabilir, Internet'e bağlanıp istediğiniz parçaların notalarını indirebilir, arkadaşlarınızla anında mesajlaşabilir ve webcam ile hayranlarınıza seslenebilirsiniz.

Ve tabii blues, rock filan da çalmanız mümkün bunların yanısıra ;-) Daha detaylı bilgiye INTEL basın duyurusundan erişebilirsiniz. (Haber için Ercümend'e teşekkürler.)