Güvenlik İçin Sisteminiz Kapalı Kodlu Olmalıdır

0
FZ
"İşletim sisteminin güvenliğinin sağlanabilmesi için işletim sistemi içine gömülü olarak güvenlik duvarı, gelişmiş erişim kontrol listeleri vb. sistemlerin olması istenmektedir. Sistemin kurum içinden gelebilecek hangi tehditlerden ne şekilde korunabileceğini belirtiniz. Güvenlik açısından, işletim sistemi açık kaynak kodlu olmamalıdır."

Yanlış okumadınız, yukarıdaki cümleler, Debian Türkçe yazışma e-posta listesinde Dr. Zeki Çatav tarafından aktarılmış bir şartnameden alıntı. Dr. Çatav haklı olarak şunu sormuş: "Kritik bir görevi 7/24 yürütecek sunucu için işletim sisteminin açık kaynak kodlu olması bir güvenlik açığı mıdır?"

Görüşler

0
tongucyumruk
Aynı konu LKD'nin linux-guvenlik listesinde de derinlemesine tartışıldı
0
zekeriya_akyildiz
kısaca microsoft isteriz diyorlar ozaman buradan buyursunlar, http://www.microsuck.com/ .
0
tongucyumruk
Sanıyorum linux-guvenlik listesindeki tartışmaları okumadınız. Eğer tartışmanın devamını okursanız göreceğiniz üzere Microsoft ürünleri de şartname'ye pek uygun değil... Daha çık AIX veya HP-UX ister gibi bir halleri var...
0
FZ
RISC olsun demişler. 64 bit olsun demişler. Server makinayı yapan işletim sistemini de yapmış olsun demişler. Yazılımlar da (işletim sistemi, vs.) kapalı kodlu olsun demişler. Evet.
0
robertosmix
Şartnamenin Hastane Otomasyonu için olduğunu düşünürsek çok da garip gelmedi bana hani.

Zira hastane otomasyonu geliştirmek günümüzde çok moda. Her tanıdığı doktor olan hastane otomasyonu geliştiriyor. Ciddi bir rekabet var. Herşey çıkabilir. :)
0
simor
Şartnamede başka dikkatimi çeken; sanki biryerde istediği özelliklerde bir sistem görülmüşde o isteniyormuş gibi geldi bana.
0
simor
hm.. bir sonraki mesajı okumadan yazmışım özür dilerim. Zaten o tartışmada öyle olduğunu düşünen varmış. http://liste.linux.org.tr/pipermail/linux-guvenlik/2005-October/000320.html
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Osmanlıca Karakter Seti

butch

Pardus geliştiricileri, bir karakter seti olmadığı için bilgisayar ortamında varlığını sürdüremeyen Osmanlıca için harekete geçmiş.

Osmanlıcanın bir karakter setine sahip olacağını duymak güzel, ama en önemli konu Ali Işıngör'ün yazısında bahsettiği gibi bugüne kadar 700 yıllık tarihimize ait belgelerin bilgisayar ortamına aktarılması konusunda bir çözüm bulunmamış olması.

İmece Usulü Bilim Cinayeti Konferansları

FZ

Bazı suçlar vardır, o kadar büyüktürler ki, aslında ortada bir suçlu yoktur.

ABD'de doktora çalışmalarını sürdürmekte olan A. Murat Eren, Türkiye'deki akademik ortamın barındırdığı trajikomik ve içler acısı bir konferansa dair zehir zemberek eleştirlerini İmece Usulü Bilim Cinayeti Konferansları başlıklı blog girdisinde sıralamış

Derdini söylemeyen derman bulamaz!

demolish

Sophos Antivirus 9 Eylül 2004 tarihli makalesinde Türkiye kaynaklı bir bilgisayar kurtunun bulaştığı makinanın kullanıcısı ile konuştuğunu (Microsoft Speech Engine) bildiriyor.

Sophos Antivirus baş teknoloji uzmanı Graham Cluley, virüs yazarlarının Türkiye' de aktif olmalarının endişe virici olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Öyle görünüyor ki bu virüsü kim yazdıysa ülkesindeki bağlantı hızlarından pek memnun değil, fakat bu yol düşüncesini kabul ettirmek için doğru bir yol değil."

Başka türlü bir Kablonet hikayesi...

sundance

Bundan bir iki ay kadar önce Kablonet`in abone kullanıcı hızlarını sözleşmede yazdığı gibi 64/16`ya düşürmesinden dolayı bir sürü tepki yeralmıştı bu sayfalarda.

Bu yüzden mecburiyetten bile olsa Kablonet alırken kafamda bir soru işareti vardı. Hoş benim gibi devamlı Internet`de olan birisi için 24 saat 8K down`da gayet iyi bir hızdı ama, yine de tekrar indirirlerse diye düşünmekteydim.

Başvurusunu yaptıktan dört gün sonra Kablonet kurulup, anında online olunca ise Türk insanının ne kada nankör olduğunu bir kez daha gördüm. Hattın 64/16 olmaması bir yana 128K diye geçen DSL hattından bile daha hızlıydı. Fakat nedense zamanında ortalığı velveleye verenlerin bir tanesi bile bizleri bu gelişmeden haberdar etmeye zahmet etmemişti...

Dijital Ayrımın Önüne Geçebilmek...

FZ

Bilgisayarsız bir hayatı düşünmek zor ancak ABD gibi bir ülkede bile halen teknolojiye erişip onun nimetlerinden faydalanabilenlerle buna sahip olamayanlar arasında büyük bir boşluk var. Annie E. Casey Vakfı tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre düşük gelirli bölgelerdeki ailelerin %84'ünün çocukları bilgisayar sahibi değil. Bundan ötürü bilgiye erişim ve diğerleri ile kolayca iletişim sonucunda edinecekleri bilgisayar becerileri ve bunların getireceği fırsatlardan mahrum kalıyorlar.

Teknoloji hızla yaygınlaşsa da kütüphaneler ve okullardaki bilgisayarların sayısı bu açığı kapatmak için yeterli değil. Yapılan çalışmalara göre kendi evinde bilgisayara ve Internet'e erişebilen bir çocuğun kendine güveni artıyor, yeni beceriler kazanıyor ve öğrenme konusunda proaktif yaklaşım geliştirmesi, keşfetmeyi öğrenmesi mümkün olabiliyor.

Yukarıdaki sözler yabancı bir siteden çevrildi. ABD'deki durumun çok iyi olmadığına bir işaret. Böyle bir durumda, Türkiye gibi gelir dağılımı çok daha dengesiz bir ülkenin durumunun da bu bakımdan pek parlak olmadığı su götürmez. Biz ne yapabiliriz bilgisayarı ve Internet erişimi olmayan çocuklarımız, gençlerimiz için? Bu konuda çalışan organizasyonlar kimlerdir ve şimdiye dek ne tür çalışmalar yapılmıştır? Çocukların evlerinden Internet'e erişmeleri ve ufuklarının genişlemesi için, bu ülkenin en sağlam hazinesi olan genç beyin çokluğundan faydalanması için ne tür adımlar atılabilir somut olarak?