Gizli anahtarlarınızı gizleyemezsiniz!

0
tongucyumruk
İngiliz ulusal güvenlik ajansı Home Office, 2000 yılında çıkan RIPA adlı yasanın üçüncü bölümündeki bugüne kadar kullanmaya başlamadğı hakkını kullanmak yönünde hazırlıklara başladı. Sözkonusu yasanın üçüncü bölümü İngiliz polisine ihtiyaç duyması halinde kişilerin açık anahtar tabanlı şifreleme uygulamalarında kullanılan gizli anahtarını isteme hakkını tanıyor. Gizli anahtarını teslim etmeyi reddedenler içinse hapis cezası öngörülüyor.
Uygulamanın dikkat çeken yanı ise dosyaların şifrelenmemiş halinin değil, doğrudan doğruya şifrelemede kullanılan anahtarın kendisinin isteniyor olması. Bu haliyle uygulama bugüne kadar İngiltere'de kişisel özgürlüklere karşı yapılmış en büyük saldırılardan biri olarak nitelendiriliyor.

Diğer bir önemli nokta ise uygulamanın yol açabileceği haksız suçlamalar. Şu örneği ele alalım: Bir açık/gizli anahtar çiftim var. Birgün gizli anahtarımı kaybediyor ve yeni bir anahtar çifti kullanmaya başlıyorum. Bu arada hiç tanımadığım fakat polis tarafından takip edilen biri benim eski ve artık kullanmadığım açık anahtarımı kullanarak bir dosyayı şifreleyip bana gönderiyor. Göndermesiyle birlikte de İngiliz polis teşkilatı kapımda belirip gizli anahtarımı istiyor. Bu durumda haksız yere hapis cezasına mahkum oluyorum...

Biri "Kuzey Ateşi" mi dedi? Yok canım, daha neler... Her neyse... England Prevails (Yaşasın İngiltere)

Not: Açık Anahtar Şifreleme nedir diye soranları buraya alalım: 1 2 3

Görüşler

0
acemi_
Bu arada hiç tanımadığım fakat polis tarafından takip edilen biri benim eski ve artık kullanmadığım açık anahtarımı kullanarak bir dosyayı şifreleyip bana gönderiyor. Göndermesiyle birlikte de İngiliz polis teşkilatı kapımda belirip gizli anahtarımı istiyor. Bu durumda haksız yere hapis cezasına mahkum oluyorum...

Artık elde olmadığı için verilemeyen gizli anahtardan dolayı, kimsenin hapis yatacağını sanmıyorum. Böyle bir ceza verilebilmesi için anahtarın hala kişide olduğunun ama kasıtlı olarak verilmediğinin bir şekilde ispatlanması gerekir.

Bu olaya, özgürlükler adına karşı çıkmak gerekiyor olabilir ama bunu, varsayımlara dayanan ve doğrudan yasayla alakalı olmayan kötü kullanım senaryolarıyla yapmamak lazım bence

0
tongucyumruk
İdeal bir hukuk sisteminde bu dediğinz tamamen doğru olurdu. Zira normalde hukuk sistemlerinde birşeyin yokluğunun değil varlığının ispatlanması esastır. Yalnız herşey gibi hukukta o kadar mükemmel işlemiyor. Bu nedenle bence yazılan senaryo o kadar da abartılı değil.
0
ttk
O zaman gizli anahtarımızı kaybetmemeye dikkat etmemiz lazım. 10-15 yere kopyasını koymakta fayda var. Yoksa anahtarı kaybettiğimize inandırıncaya kadar dayaktan eskiriz :)
Söze gelince komik ama fiiliyatta ne yazık ki durum böyle.
Gizli iş çevirip gizli anahtarını kaybettiğine dair yalan söyleyenle gerçekten kaybedenin ayırt edilmesinin çok zor olması, söz konusu olan toplum güvenliği olunca kişisel gizlilik, ve masumiyet, isbat isteği savunmlarının etkisiz kalması durumları da var.
"Ulan olm uğraştırma madem kabahatsizsin versene şu anahtarı" söylemi ve toplumun "şuna bak kişisel gizlilikmiş, kimbilir ne halt etti de, o kadar sorgudan sonra bile vermedi anahtarı" demesi üst üste konulunca, ne desen boş.
0
sundance
Buna benzer bir uygulama yıllardır gerçekleşmekte. Herhangi bir adli soruşturmada eğer şifreli bir dosyanız/kasanız varsa ve mahkeme sizden açmanızı isterse "açmıyorum" hatta "şifremi unuttum" deme hakkına sahip değilsiniz. Bu mahkeme ile işbirliği yapmamak anlamına gelir ve cezalandırılır.

Bildiğim kadarıyla başta Amerika ve AT olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki uygulama bu şekilde.

Bu sebeple, -keyfe keder olmamak şartıyla- mahkeme kararıyla gizli anahtar alınabilir bence. Bunun mahkeme kararı ile evinizin didik didik edilip aranmasından bir farkı yok. Orada da birilerinin orda olmayan bir eşyayı/belgeyi yerleştirdiğini iddia edebilirsiniz. Dahası hiçkimse sizi mahkemeye verdiğiniz gizli anahtar ile şifrelenmiş yeni bir belge için de suçlayamaz. O yüzden aslında daha bile güvendesiniz evinizin aranmasından.
0
bm
Bildiğim kadarıyla başta Amerika ve AT olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki uygulama bu şekilde.

AB'yi bilmiyorum ama ABD'de boyle olmasi sart olmayabilir. Kendi kendini suclayici ifade vermek zorunda kalmamak anayasal hak orada. (Bakin bu ucuncu sahislari etkilemiyor, yani beni suclayacak bir evrak sifreli sekilde sizdeyse sizi soylediginiz metodla zorlayabilirler -- avukatim veya esim filan degilseniz.) Burada ilginc ictihat ve/veya argumanlar olabilir, bilmiyorum ama iligililer icin diger arama ve referanslara baslangic noktasi olabilecek bir dokuman buldum Google'da "fifth amendment private key" diye arayarak. No Computer Exception to the Constitution: The Fifth Amendment Protects Against Compelled Production of an Encrypted Document or Private Key diye [pdf]. Ben avukat degilim, link verdigim seyi okumadim, bana guvemeyin vs. vs.

0
sefalet
Bildiğim kadarı ile eğer ortada bir dava var ise, davanın konusu ile ilgili bir delili bilinçli olarak saklamak yasadışı.Bunun sayısal ortamda saklanan bir belge olması ile gidip toprağa gömülen bir delil olması arasında fark yok.Aksi takdirde delil saklamaktan dolayı davanın konusu dışında bir suç işlenir.Aynı durum müvekkili aleyhinde bir delili yok etmeye çalışan veya bildiği halde mahkemeye vermeyen avukat için de geçerli.

Haberde bahsi edilen uygulamanın detaylarını bilmiyorum ama nasıl arama izni alırken belli bazı delil ve destekli şüphelerin olması gerekiyor ise, bu tür bir sayısal ortamda şifrelenmiş bir belge vs. nin de şifresinin verilmesi için savcının ya da polisin elinde diğer başka delil ve tanıkların olması gerekir.Bunlar olduktan sonra soruşturmanın neticelenmesi adına istenen şifrenin alınması için hak doğar kanımca.
0
rafet
Bu yorumlardan cikardigim en iyi yolun gizli anahtar sahibi olmamak oldugu. En azindan basiniz bu yuzden belaya girmez. Gizli isleriniz varsa interneti kullanmayin, baska yollar deneyin.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Symantec'den log analizi...

RoR

Symantec internet güvenlik takibini, Kişisel bilgisayarlardaki firewall loglarından faydalanarak genişletiyor.

Bilgisayar Korsanlarına Beş Yıla Kadar Hapis Cezası

FZ

Adalet Bakanlığı'nın bilişim suçlarına ilişkin hazırladığı kanun tasarısında, bilgisayar korsanlarına 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezası verilmesi öngörülüyor. Bakanlık, "Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı"nı görüşlerini almak üzere diğer Bakanlıklar ve bakanlıklara bağlı kuruluşlar ile yüksek mahkemeler, üniversiteler, barolar, adli tıp, noterlik, bankalar, adli komisyon başkanlıklarının aralarında bulunduğu 100'den fazla kurum ve kuruluşa gönderdi. Bakanlık, söz konusu kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda değişik yaparak tasarıya son şeklini verecek.

Tasarıya göre, bilgisayar korsanlarına 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezası da öngörülüyor. Buna göre, bir bilişim ağı aracılığıyla; bilişim sisteminde bulunan verileri veya programları hukuka aykırı olarak bozan, silen, değiştiren, yok eden, erişilmez kılan veya sisteme veri veya program yerleştiren, ekleyen, veri veya programlara zarar veren kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adlî para cezası alacak.

Cep Telefonları ve Şifreleme Algoritmaları

FZ

GSM sistemi ile çalışan cep telefonlarının veri iletişim güvenliği ile ilgili olarak son günlerde pek çok gazete haberi ile karşılaşmış ve belki de bir kısmını okumuşsunuzdur. Benim burada dikkati çekmek istediğim ise öyle komplo teorileri ya da işte hangi GSM iletişim şirketi kimin telefonunu ne kadar dinlemiş falan değil.

Daha teknik bir konu ile ilgili birkaç belge adresi vermek istiyorum. Cep telefonlarında iki taraflı iletişim şifrelemesi için hemen hemen tüm dünyada yaygın olarak A5 (A5/1 ve A5/2) algoritmaları kullanılıyor. Peki bu algoritmalar ne kadar güvenli ?

Full Disclosure: Güvenlik Çarkının Değişmez Dişlisi

anonim

Bilgisayar sistemleri varolduğundan beri insanlığa hizmet etmiştir. Gelişimin şimdikine oranla daha hızlı olduğu ve standartların oluşturulmaya başladığı yıllarda bilgiye ulaşmak şimdiki kadar kolay değildi. Varoluş ve standartlaşma süreçlerindeki rekabet, yazılım ve donanım firmalarının ürünlerinin teknik spesifikasyonlarını gizlemesine yol açıyordu. Bu bilgilerin gizlenmesi ise sektörün yol almasını yavaşlattığı gibi önemli bir olgu olan 'Bilgiye ulaşmanın hiç kimse tarafından engellenmemesi gerektiği' prensibine de ters düşüyordu.

Uygulamalı Bilgi Güvenliği ve Beyaz Şapkalı Hacker Eğitimi

butch

14 Haziran 2008 tarihinde İstanbul Bilgi Üniversitesi, Dolapdere kampüsünde başlayacak 40 saat süreli Uygulamalı Bilgi Güvenliği ve Beyaz Şapkalı Hacker Eğitimi, 6 hafta boyunca Cumartesi günleri, Bilgi ve Sistem Güvenliği konularında sertifikalı eğitmenler tarafından, uygulamalı örnekler eşliğinde gerçekleştirilecektir.