Fransız Jandarmasından Yılda 7 Milyon € Tasarruf

0
Zebani
French Paramilitary Police Ditch Microsoft For Linux - AFP
İlgili, bilgili ve yetkili bir görevli kısaca demiş ki: "Her bir masaüstü PC değiştirdiğimizde yerine gelecek bilgisayara GNU/Linux işletim sistemi yükleyeceğiz. Bu sene içinde 5000 - 8000 arası Ubuntu GNU/Linux yüklü PC kurmayı planıyoruz ve gelecek 4 sene içinde de bu 12000 - 13000'i bulur yani 2013 senesine geldiğimizde masaların üstündeki her bilgisayar GNU/Linux çalıştırıyor olacak."

Darısı bizim kurumlarımıza!

Habere rastladığım ilk kaynak: http://www.linuxnet.com.tr/

Görüşler

0
mentat
Öncelikle güzel haber, mantıklı sebepler vs..

Ama kafam karıştı. 2013 yılına kadar 15000 geçiş öngörüyorlar, 7M/15k = 466,66 Euro eder. Bu adamlar oem lisanslama vs'den de habersizler sanki. Tahminim bir jandarma erini her işletim sistemi kurulacağında paristeki windows'çuya yolluyorlar koş bi box kap gel diye. O da uçakla gidip geliyor falan. Ya da Fransızlara iyi fiyata okutuyor microsoft ürünlerini..
0
Betelgeuse
Sanırım olay yalnızca Windows işletim sistemi lisansı değil, ofiz yazılımı + antivirus yazılımı gibi windows kullanırken zorunlu kalınan masraflardan bahsediyorlar. Windows tek başına o kadar pahalı değil.
0
mentat
Zorunlu? Nefis OpenOffice var, avg var, var oğlu var.. Zaten linux'da da OpenOffice kullanmayacaklar mı dert ofis uygulamaları ise..

Dediğim gibi, karar bence güzel, mantıklı. Sadece kararlarını desteklemek için politikacı matematiği uygulamışlar, onu söylemek istedim sadece..

Ha bu arada 7M euro da fransız ordusundaki bir savaş uçağının fiyatıdır olsa olsa. Linux'u destekleyerek PR yapıp nükleer testlere para arttırıyorlar sonuçta. Bana ne fransız jandarmasından, mümkünse hiç bilgisayar kullanmasınlar, nükleer testlerini abaküsle yapsınlar.. Özgürlükçü, şeker Linux'u ordunun desteklemesi bana biraz da ironik geliyor..
0
mentat
son cümleye düzeltme:
"ordunun desteklemesine sevinmek bana biraz da ironik geliyor.."
0
FZ
Ha bu arada 7M euro da fransız ordusundaki bir savaş uçağının fiyatıdır olsa olsa. Linux'u destekleyerek PR yapıp nükleer testlere para arttırıyorlar sonuçta. Bana ne fransız jandarmasından, mümkünse hiç bilgisayar kullanmasınlar, nükleer testlerini abaküsle yapsınlar.. Özgürlükçü, şeker Linux'u ordunun desteklemesi bana biraz da ironik geliyor...

Yorumdaki bu son kısım için çok teşekkür ederim. Bir ara FM'de ABD'li bir bilgisayar bilimcisinin manifestosunu yayınlamıştık (şimdi adresi bulmaya üşendim), söz konusu üniversite hocası ordu destekli projelerden fon almayı reddediyor ve genç bilgisayar bilimcilere, doktora öğrencilerine, vs. sivil kuruluşlar için çalışmalarını öneriyordu. Adamcağız bunun ne kadar zor olduğununda farkında idi, esas büyük paralar ve fonlar tabii ki savunma bakanlığı (Orwellvari bir dönüşüm sanırım bu, saldırı bakanlığı desek doğruya daha yakın olmaz mı?) tarafından veriliyordu ama en nihayetinde bu bir ahlak meselesi idi. Her ne kadar mesela tıbbi görüntü sistemleri için geliştirilen süper bir örüntü tanıma algoritmasının askeri amaçlı görüntü analizinde kullanılmasını engellemek mümkün olmasa da en azından başlangıç motivasyonu olarak şiddete yönelik olmayan bir şeye doğrudan hizmet ettiğini bilmek ve bunun propagandasını yapmak da bir şeydir diye düşünüyorum.

Ha bu arada nükleer bomba testi yapanların kafasında kıralım abaküsleri de PCleri de, clusterları da şuyu da buyu da.
0
Zebani
Ha bu arada nükleer bomba testi yapanların kafasında kıralım abaküsleri de PCleri de, clusterları da şuyu da buyu da.


Kıralım kırmasına da, onu kıracak kadar güçlü olmak gerekmez mi? Kırdırır mı elin amerikanı, fransızı, ingilizi kendi bilim adamının (insanı) başında bunları? gelir ırak vs. gibi güçsüzlerin kafasını kırarlar.

tamam silah yapmayalım, savaş yapmayalım (nereye kadar?) ama ezilmeyelim de...
0
FZ
Ya şiddetten yanayızdır ya da ona karşı. Gerçekçilik gibi her yola gelen, lastik gibi çekilen problemli bir kavramla yola çıkıp "önce onlar bıraksın" deyip işi kısırdöngüye sokmak (binlerce yıldır ama en çok da son 1-2 yüzyıldır yaptığımız gibi) bize ne getiriyor görüyoruz yıllardır. Göze göz prensibi sonunda hepimizin kör olmasına yol açabilir.

Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsunlar bilimcilerin orduya hizmet edecek teknolojilerin geliştirilmesine doğrudan katkıda bulunmaları ahlaki açıdan problemli bir tavırdır.
0
Zebani
Doğrudur, belki öyle olabilir! Ama Irak, Filistin ve Afrika'daki durum bir "gerçeklik" bunu insanlar yaşıyor (ölüyor ve sömürülüyor).

Bu coğrafyadaki ülkeler için bir bilimcinin ahlakının varlığı tartışması onlara doğrudan ne kazandırabilir? Onlar hayatını kaybettikten sonra! İnsanca yaşayamadıktan sonra!

Karşınızda sizi ezecek ve sömürge haline getirecek güçler varken kendinizi nasıl savunabilirsiniz? Orduya bilim yapmadığınız zaman bu güçlü ülkelerin veya düşmanların size bak ne kadar da ahlaklı öldürmeyelim demesini mi umuyorsunuz?

Benim kanaatimce böyle lüks düşünceler ancak gelişmiş ve gücü yerinde ülkelerin bilimadamlarının sahip olabileceği bir "ahlaktır". Onlar ancak diyebilirler ki tamam biz kimseyi ezmeyelim, öldürmeyelim, biz "iyi" (iyi de lastik gibi çekilebilir) insanlar olalım.

Belki biraz demagoji olacak, Kurtuluş savaşımızda neden zorlandığımız apaçık ortada sanırım! Biz bırakalım savaşmayalım desek bile bizi onların bırakmayacağı ortada! Afrikayı ve Arapları nasıl sömürüyorlarsa bizi de sömürecekleri gün gibi aşikar!

Bu yüzden gerçeklik lastik gibi de olsa. Lastiğinde belli bir esneme sınırı var! O gerçeklik lastiği bir koparsa bizim başımıza kopar!

Bütün bilimcilerin dünyadaki ordulara çalışmayı bırakması ise ancak bir ütopya olabilir!

Ha! Ben bu ütopyayı istemez miyim? Elbette isterim!

(Superman olmayı isteme hakkımı kendimde saklı tutarak :). Uçabilmek ve atmosferin dışına çıkabilmek güzel birşey olsa gerek. Daha bir çok özel güç de cabası! Söz kimseyi ezmeyeceğim!)
0
Zebani
Not: Bu arada "Fransız Jandarması" polis kolluk gücü anlamına geliyor olabilir mi?
0
FZ
Tek bir soru: Japonya'nın ordusu var mı?

Başka bir şey sormayacağım çünkü yansıttığınız bakış açısı (lüks düşünceler, gelişmiş ülke insanlarının sahip olabileceği ahlak, vs.) çözüm üretmeye ve kısır döngüleri kırmaya yönelik değil. Tek yol açabileceği şey mevcut problemli sistemin kendini yeniden üretmesine imkan tanımaya devam etmek.
0
Zebani
Japonyanın ordusu neden yok? Peki siz bunun cevabını verebilir misiniz? İpucu: ikinci dünya savaşı!

İsviçre'nin de ordusu yok tarafsız olmayı seçtiği için ama sizce Türkiye'nin böyle bir lüksü var mı?

Sizin ülkenize bir başka ordu saldırdığında bu orduya karşılık verecek gücü bulamadığınızda (gerekli teknoloji dahil) bu kısır döngüyü çözmeye çalışmak ülkeye ne kazandırabilir? Bakınız: Yakın tarih!
0
Zebani
Benden bir soru daha! Sizin bakış açınızla problemin kaç yılda (ya da yüzyılda) çözüleceğini düşünüyorsunuz!

Zira savaş neredeyse insanlığın başlangıcından beri var(mış) ve bu da şimdiye kadar zannımca hiç değişmedi. Değişecek gibi de görünmüyor, yakın bir zamanda!
0
FZ
Zira savaş neredeyse insanlığın başlangıcından beri var(mış) ve bu da şimdiye kadar zannımca hiç değişmedi. Değişecek gibi de görünmüyor, yakın bir zamanda!

Hangi bilgilere ve düşüncelere dayanarak bu denli iddialı sözleri bu denli rahat sarf edebiliyorsunuz? Ben kendi adıma hiçbir konuda bu kadar kendimden emin konuşamıyorum doğrusu. İnsanlığın başlangıcı, insanın doğası, asla-değişmez, mutlak, uzun vade, yakın vade, vs. vs. hakikaten çok iddialı laflar ancak demagojinin ötesine geçecekseniz o zaman mevcut durumun kabul edilebilir olmadığına kanaat getirdikten sonra sizin bireysel açıdan neyi neden desteklediğinizi / destekleyeceğinizi belirtmekle işe başlamanız gerekiyor.
0
Zebani
Yahu günümüzdeki yaşanan durum nedir? Yanı başınızdaki savaşı engellemek istemez misiniz? Bunu bu bakış açısıyla nasıl engellemeyi, nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Bir çok canlı kalkan gitti Irak'a neyi engelleye bildi? İşgali mi?

Ben emin konuşmuyorum ve size tek doğru budur demiyorum! Ben böyle bakıyorum!

Sizce insanlar çok mu mutlu? Çok mu adil? Ha burada da neye göre diyeceksiniz!

"Zira savaş neredeyse insanlığın başlangıcından beri var(mış) ve bu da şimdiye kadar zannımca hiç değişmedi. Değişecek gibi de görünmüyor, yakın bir zamanda! "

Tekrar söylüyorum emin konuşmuyorum! Ama (kötü) tarih bilgimden hatırladığım kadarıyla, dünya toprakları üzerinde bir sürü imparatorluk kurulmuş (-muş'a dikkat) ve bunlar da lay lay lom kurulmamış (-mış'a dikkat). Bir çoğu kan ve göz yaşı üzerine kurulmuş (-muş'a dikkat)!

Zira savaş neredeyse insanlığın başlangıcından beri var(mış) ---> buradaki -mış ekine dikkat edin lütfen. -mış eki eminlik mi belirtiyor!

Ben insanlığın doğası değişmez diye yazmadım. Bu sizin kendi yorumunuz. "Değişecek gibi de görünmüyor, yakın bir zamanda!" Bu cümle değişmeyecek anlamına gelmiyor. Sadece bunun zor olduğunu düşündüğüm anlamına geliyor.
0
Zebani
http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_%C4%B0skender
http://tr.wikipedia.org/wiki/Pers
http://tr.wikipedia.org/wiki/Roma_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu
http://tr.wikipedia.org/wiki/Cengiz_Han
http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1
http://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri
http://tr.wikipedia.org/wiki/Britanya_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu
http://tr.wikipedia.org/wiki/Napolyon
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hitler
0
Zebani
"...mevcut durumun kabul edilebilir olmadığına kanaat getirdikten sonra sizin bireysel açıdan neyi neden desteklediğinizi / destekleyeceğinizi belirtmekle işe başlamanız gerekiyor."

mevcut durumun kabul edilebilir olduğunu iddia mı ediyorum? ben böyle birşey göremedim nöronlarımın hiç birinde... ben o lastik gerçeğin bizi ittiği zorunluluktan bahsediyorum. kusura bakmayın demagoji de deseniz, bir ordumuz olmasaydı ve savaşmasaydık burada Türkçe olarak bu konuları konuşamazdık ve yazışamazdık gibi geliyor bana! nitekim bir çok afrika ülkesinin ana dilinin ingilizceye ve fransızcaya dönüşmüş olması geçmişten günümüze gelen bir örnek olsa gerek!

ben neden şiddet taraftarı olayım! manyak mıyım? canavar mıyım? insanım (insan olduğumu düşünüyor ve hissediyorum) ve bir çok insanında benim gibi yaşaya kalma içgüdüsünün (gerçi bu hayvanlarda da var) kuvvetli olduğunu düşünüyorum! yaşaya kalabilmek için de bazen savaşmak gerekiyor!

"...mevcut durumun kabul edilebilir olmadığına kanaat getirdikten sonra..."

ayrıca sizin düşünce yapınıza ve mantığınıza uygun davranmak zorunluluğum olduğunu sanmıyorum!
0
mentat
"ben neden şiddet taraftarı olayım! manyak mıyım? canavar mıyım? insanım (insan olduğumu düşünüyor ve hissediyorum) ve bir çok insanında benim gibi yaşaya kalma içgüdüsünün (gerçi bu hayvanlarda da var) kuvvetli olduğunu düşünüyorum! yaşaya kalabilmek için de bazen savaşmak gerekiyor!"
Kanımca devletlerin başarısı, manyak olmayan bireyleri de savaşın ve ordunun gerekliliğine inandırabilmesi zaten.
0
FZ
Çok dağınık olacak ama yukarıda epeyce çok şey yazılmış, onlara istinaden bir iki şey söyleyeyim:

Japonya'nın ordusu var mı? Yok. Ne zamandan beri? Yaklaşık 50 senedir. Japonya'nın 'bölünmez' birlik ve bütünlüğüne halel geldi mi son 50 sene içinde? Hayır. Demek ki neymiş? ...

Vatan millet sakarya muhabbetini bir kenara bırakalım, 20. yüzyılın başında değiliz. Hayat bir Hollywood prodüksiyonu da değil. İyi adamlar, kötü adamlar, vatan kahramanları, iğrenç politikacılar, vs. meselesi değil artık bu. En basit fonksiyonu yazarken, döngüyü kurarken bile düşünürüz bunun uç koşulları nedir, durma noktası nedir diye. Hayat ve dünya için bunu düşünmeyecek miyiz?

Soru basit ve nettir: Ordu gelip sizden bir teknoloji geliştirmenizi isterse ve bunun için size para verirse (yahut savunma bakanlığı, yahut bağlantılı bir firma, vs. ve siz de bunu açık olarak biliyorsanız) siz bunu kabul edecek misiniz? Bunu kabul edecekseniz eğer yukarıdakine benzer şekilde kötü ABD'liler, emperyalist İngilizler, adi Fransızlar, önce onlar başlattı, günah benden gitti, sonuna kadar... mı diyeceksiniz? Yahut "bana ne, önce onların bilimcileri topyekûn asla orduya çalışmayacaklarını açıklasınlar basın duyurusu ile, ben de o zaman kararımı gözden geçiririm" mi diyeceksiniz? Bu kısır döngüyü sürdürmeyi "pis bir iş ama n'apalım, bunu birinin yapması gerekiyordu, ben yapmasam başkası yapacak nasıl olsa" düşüncesi ile meşrulaştıracaksınız? Böyle bir meşrulaştırma size ne kadar ahlaklı görünüyor? Siz bu dünyada temel olarak doğru olanı mı yapmayı hedeflersiniz yoksa 'gerçekçi' davranmayı mı? Bir şeyin doğruluğuna temel olarak kanaat getirdikten sonra "ama şimdiki koşullar yüzünden birkaç yüzyıl ertelemeliyiz doğru olanı yapmayı çünkü bizi bombalama ihtimalleri var, o yüzden biz de sürekli onları daha zekice bombalama teknolojilerini geliştirme işini gündemde tutmalıyız, ne zaman ki bizim gücümüzü kabul ederler o zaman biz de... neden bırakalım ki, madem gücümüzü kabul ettiler?" gibi bir şeyi mi tercih edersiniz?

Bu dünyada matematik teoremleri ve birkaç mantık kuralı haricinde mutlak anlamda zorunlu olan hiçbir şey bilmiyorum ben. Geriye kalan her şey bizim bakış açımızla, ideolojimizle şekillenir yahut şekillendirilir. Gerçek dediğimiz şey 'olduğu gibi gördüklerimiz' değildir çünkü bir şeyi, bir olayı, olayları, bize sunulan şeyleri vs. oldukları gibi görmeyiz her zaman belli gözlüklerle bakarız. İşin acı yanı şu ki hiç gözlük takmadığımızı düşündüğümüz anlarda dahi gözlük takıyor olabileceğimiz ihtimali vardır.
0
Zebani
Japonya yenik bir devlet ve o yüzden ordusu yok! Eğer Atom bombasıyla yenilmemiş olsaydı eminim bir ordusu olurdu. Benim kıt kanaatime göre Japonyanın hamisi Amerika'dır.

Ben hiç bir şekilde silah geliştirmeyi insani bulduğumu söylemiyorum, iddia da etmiyorum! Bir şeyi meşrulaştırmaya da çalışmıyorum!

Ortada yaşanan vakıalar var diyorum! Siz Irak, Afganistan, Afrika, Filistin, Tayvan vs. gibi sürekli ezilen ülkelerde yaşasanız nasıl bir hayat görüşüne sahip olabilirdiniz veya o lastik gerçekliklerden hanisini seçmeye meyilli olurdunuz?

Gerçi buralarda bilimin yeşermesi de malesef mümkün değil! En azından barışcıl anlamda.

Tayvan durumunu tam bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla onlar Çin'den bağımsızlık istiyor, Çin'de Tayvan bizimdir diyor! Siz Tayvan'lı Bir bilim adamı olsanız ne yaparsınız? Çin'in sizi ezmesini mi beklersiniz? Daha güçlü olup bağımsız ve özgür olmayı mı? Tabii başka seçenekler de var Tayvanı terk edip bir başka ülkeye de yerleşebilirsiniz, Tayvan için barışcıl teknolojiler geliştirmeye çalışırsınız! bu kişisel tercihinizdir. Başkası da sizin "ahlaksız" gördüğünüz kendi ordusuna çalışma şıkkını seçebelirç

Silahsız bir eylemi başarıya ulaştıran tarihten bildiğim tek karakter Gandhi, onun bağımsızlığa kavuşturduğu devlet de ikiye bölündü ve ikisinin de nükleer gücü var. Yanı başınızda İran var nükleer güce sahip olmaya çalışıyor. Neden? İsrail'e karşı olduğunu iddia ediyor! İsrail de çünkü bir nükleer güç ve hiç de barış yanlısı durmuyor benim kanaatime göre!

Ha! siz diye bilirsiniz dünya'nın çılgınlığına biz uymayalım! Peki uymayalım! Ama nasıl?

Biz Habil olalım Kabil'e uymayalım diyebilirsiniz! Ama dediğiniz gibi gerçeklik bir lastik. Kim Habil, kim Kabil karışık bu dünya da silahı olanlar mı, olmayanlar mı?


0
Zebani
"Kim Habil, kim Kabil karışık bu dünya da silahı olanlar mı, olmayanlar mı?"
Nedense bazen heyacanlı yapım devreye giriyor ve tekrar okumadan gönderebiliyorum mesajları.

Burada söylemek istediğim silahım yok diyenlerin de doğruyu söylemediğine inandığımdır!

"Bu dünyada matematik teoremleri ve birkaç mantık kuralı haricinde mutlak anlamda zorunlu olan hiçbir şey bilmiyorum ben."
Bu cümlenize ben de katılıyorum! Ama bu sefer herşey birbirine göre göreceli oluyor. İster istemez ahlak anlayışıda! O yüzden insanları bir ortak nokta da buluşturmanız da zor görünüyor!

Benden de size basit bir soru: Dünya da barışı seçenek olarak görmeyen bir çok topluluk ve devlet var! Sözde barışcı görünseler de özde değiller diye bir kanaate sahibim. Böyle topluluklarla ve devletlerle nasıl bir mücadeleye girişmeyi düşünüyorsunuz? Gerekirse canımı feda ederim diyecek kadar ulvi bir ruhla mı?

Ki yine demagoji yapacağım(!) Filistinlilerin taş ve sopalı mücadelelerine tanık oluyorsunuzdur sanırım! Yaklaşık 50 senedir bu böyle sürüyor!

Bazen arada bir Hamas bir kaç füze sallıyor ama İsrail misliyle cevap veriyor! (Arada olan sivillere oluyor! Ben ne Hamas'ı doğru buluyorum ne de İsrail'i!!!)
0
Zebani
Bunda haklılık payınız elbette var! Kısır döngü FZ'nin de dediği gibi!
0
desenturk
evet var.

http://www.mod.go.jp/e/index.html

her ne kadar hava, kara ve deniz kuvvetleri için "self-defence" kuvvetleri deselerde, kuvvet kuvvettir.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Dizüstü bilgisayarınızda Linux!

larweda

Georgia, Amerika`daki Emperorlinux şirketi, bütün ayarlamaları yapılmış, donanım sürücüleri yüklenmiş, ve sorunsuz olarak linux yüklenmiş dizüstü bilgisayarlar pazarlıyor. IBM, Sony Toshiba ve Dell marka Laptop`lar ve Notebook`lar için istenilen dağıtımdan linux yükleyip, USB`sini, PCMCIA ethernet kartını ve modemini, ekran kartını(1600*1200 X gösterecek şekilde), ses kartını vs. ayarlayıp, hazır yüklenmiş halde satıyorlar. Sonra da 1 sene teknik destek hizmeti sağlıyorlar.

İzmir Linux Kullanıcıları Grubu Kuruldu

anonim

İzmir'deki penguenleri bir araya getirmek icin DEU öncülüğünde bir organizasyon başlatılıyor. Bu amaçla bir haberleşme listesi kurulmustur. Topluluğun geçici web adresi http://izmirlinux.deu.edu.tr üyelik sayfası ise http://liste.deu.edu.tr’dir.

Topluluğun amacı kısaca şöyle:

-İzmir´deki Linuxçuları bir araya getirmek, iletişimi saglamak.
-DEU bünyesindeki ogrenci topluluklari arasinda izmirlinux toplulugunu da katmak
- Açık kod kullanımı konusunda İzmir'deki diğer üniversitelerle işbirliği sağlamak.

Birkaç ay içerisinde faaliyete geçmesi düşünülen organizasyona desteği DEU rektör yardımcılığı ve DEU bilgi işlem dairesi verecektir. Organizasyon LKD ile işbirligi içinde olacaktır.

New York Linux Expo´dan izlenimler (Güncellendi)

oktay

Bu haberi New York Javits Center Fuar Merkezi'nde şu anda 3. günü sürmekte olan Linux World Expo 2003'den yazıyorum.

Uludağ sitesi yenilendi

bm

Aklıma geldikçe bloglara ve siteye bakıp duruyordum, bugün Uludağ sitesinin yenilendigini farkettim. Özellikle sıkca sorulan sorular listesi iyi olmuş. Burada birbirimizi yerken -- pardon sohbet ederken -- en azından basit sorulara kolayca link verme imkanı olduğu gibi, burada sıkça sorulan soruların da cevaplanabileceği bir döküman var. FMcilerin bakmalarını tavsiye ederim.

Linux üzerinde Dreamweaver: Rüya değil...

conan

Shibumi'nin son oylamada yaptığı bu yorumundan sonra Dreamweaver`ı (v 4) Linux altında çalıştırmak için yaptığım kısa uğraş sonucu elde ettiklerimi yazayım. Belki birilerine yardımı olur.