Dünyanın ilk kahve makinası webcam´i yayından kalkıyor

0
larweda
Cambridge Üniversitesin Bilim Bölümü Trojan Sınıfındaki 1993'ten beri Internet'te naklen yayında olan ünlü webcam kahve makinası, üniversitedeki bölümün yeni bir binaya taşınması ile naklen yayınına son veriyor.
Olayın hikayesi şu şekilde: 1991'de bilgisayar bölümündeki araştırmacılar ortak kahve makinalarının karşısına bir Webcam bağlayıp, yazdıkları XCoffee programını kullanarak masalarından kalkmadan kahve makinasının boş olup olmadığını anlayabilmeye başlamışlar. (Tam bir Dilbert hikayesi aslında) Böylece eğer makinada kahve yoksa gidip eli boş dönme riskini ortadan kaldırmışlar. Daha sonra 1993'te bunu internet'ten yayınlamaya karar vermişler ve kamera'nın aldığı goruntuleri belirli araliklarla web sitesine update etmeye başlamışlar, ve bir bakıma tarih yazmışlar. Bu görüntü o zamandan beri bir kült haline gelmiş ve tüm dünyada milyonlarca insan tarafından görüntülenmiş. Eğer ilgilenirseniz hemen gidip bir göz atmayı deneyin ancak çok yüksek performanslı bir sunucuları olmadığı için sayfa gelemeyebiliyor.

İlgili Yazılar

Ekonomik olarak en güçlü 100 ülke/şirket

sundance

2000'de yayınlanan bu rapora göre Dünya'nın en büyük 100 ekonomik gücünün 51'i çok uluslu şirketler.

Her ne kadar raporun yeni halini bulamamış olsak da, bizim için ilginç olanı 22 ve 23 numaralar. Kırmızı çizgi bizden başlıyor.

Google´da Nasıl Tepeye Oturursunuz

FZ

Efsanevi arama sitesi Google bilindiği üzere PageRank(tm) diye bir teknoloji kullanıyor ve "A sayfası B sayfasına linkli ise A, B'ye oy vermiştir dolayısı ile B'nin arandığında tepede çıkma şansı artmıştır" şeklinde özetlenebilecek bir mantaliteye göre işliyor. Google firması bunun "demokratik" bir mekanizma olduğunu söylüyor.

Peki ya bir site, bir sürü site oluşturup buralardan kendine link verirse ne olur? İşte bir örnek vakanın network diyagramları ile de desteklenmiş analizi bu konuda epey aydınlatıcı olabilir. Söz konusu durum, kendini üst sıralara yerleştirmeye çalışan organizasyona epey pahalı patlamış olsa gerek (onca sitenin domain isimleri için ödenen paralar falan) ancak "demokratik" olarak sunulan bir algoritmanın nasıl kötüye kullanılabileceğine (taciz etmek de diyebilirsiniz ;-) iyi bir örnek.

Güzel Siteler - 4: Lost Library

larweda

Son yıllarda ülkemizde de son da olsa popüler olmaya başlayan bilim kurgu ve fantazi edebiyatı, yayınevlerinin de desteğiyle yavaş yavaş hakettiği yerine gelmeye başlıyor. J.R.R. Tolkien`in Lord of the Rings`i (Yüzüklerin Efendisi), Frank Herbert`in Dune`u, Ursula K.Leguin`in Earthsea`si (Yerdeniz üçlemesi), Anne McCaffrey`in Dragonriders of Pern`i (Pern'in Ejderadamları), Terry Pratchett`in Discworld`ü (Diskdünya :-) David Eddings`in Elenium/Tamuli ve Belgariad serileri, Arthur C. Clarke`ın Space Odyssey ve Rama serileri, Dragonlance (Ejderha mızrağı), Philip Dick, Terry Brooks, Wolfgang Hohlbein ve Doris Lessing`in kitapları son 2-3 yılda türkçeye çevrilen fantasy/BK klasiklerinden bazıları.

İşte LostLibrary de bu hikayeler, konular ve kitaplar hakkında kaliteli türkçe içerik sağlayan çok az siteden biri. Siteyi hazırlayan insanların da yaşam tarzlarında BK ve Fantasy edebiyatının büyük yer kapladığı açıkça belli oluyor. Tatmin edici bir içeriğin yanında göz bozmayan bir tasarım da sunan LostLibrary, şiddetle tavsiye olunur.

Sadece Türkiye’de Devlet Eliyle Internet Sansürü Var

FZ

Radikal gazetesi bugünkü sayısında, Türkiye'de başını alıp gitmiş fütursuz Internet sansürcülüğüne yukarıdaki manşet ile geniş yer ayırdı.

Gazete, "Avrupa'da 'devlet sansürü' yok" ve "Yasa sorunlu, hâkimler konuya hâkim değil" başlıklı yazıları ile Türkiye'de son yıllarda gittikçe yoğunlaşan Internet sansürünü ve bunun gerçekleştirilme yöntemlerini ağır bir dille eleştirdi.

Web'iniz ne kadar estetik?

FZ

Garanti Galeri (GG) sanal dünyadaki tasarımlara odaklanan 'Tasarım Ağı/Ağ Tasarımı' sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, gelişen ağ tasarımları ile bireylerin sanal dünyayla olan etkileşimleri düşünülerek hazırlanmış. Gerçek dünyadan sanal dünyaya giderek büyüyen ağlar, ağ tasarımları ve ağ tasarımcılarının sorgulandığı 'Tasarım Ağı/Ağ Tasarımı' sergisinin küratörlüğünü grafik tasarımcı Tom Klinkowstein yapıyor. Sergide, Klinkowstein'ın başkanı olduğu 'Media A' grubu ile 'Urban Probe', 'D-Fuze', 'Core77', 'ESP Trendlab', 'Doors of Perception' adlı ünlü ağ tasarımcılarının ürettikleri web tasarımları yer alıyor. New York'lu tasarımcı Tom Klinkowstein'ın küratörlüğünü ve tasarımını üstlendiği sergide, 1990-2090 yılları arasında ağ tasarımı ve tasarım ağının gelişimine ilişkin öngörüleri anlatan 'Ağ Bağlantılı Tasarımcının Hayati Yolu' başlıklı bir çalışma da yer alıyor.

Haberin devamı: http://www.radikal.com.tr/veriler/2004/08/12/haber_124745.php